Bölüm 1421: Iyerre vs Mogg

avatar
3081 19

Desolate Era - Bölüm 1421: Iyerre vs Mogg



Bölüm 1421: Iyerre vs Mogg

 

 

Iyerre uzayın boşluğunda duruyor, önünde süzülen dağa bakıyordu. Dağdaki kulübeyi rahatça görebiliyordu. Ayrıca, kulübenin içinde oturan Tiran Mogg'u da hissetmekteydi.

 

Genelde Tiran Mogg gibi bir adamın ona bakıldığında bunu hissetmemesi mümkün değildi. Fakat her nasılsa Iyerre bunu başarıyordu.

 

“Tiran Mogg… Bu dağı oluşturmak için uzun bir zaman harcadığını biliyorum. Oraya farklı farklı mühürler ve tarayıcılar yerleştirdin.” Iyerre gülümseyerek bölgeyi incelemeye devam etti. Tiran Mogg'un yerleştirdiği uyarıcı sistemler belki diğerlerine sorun çıkarabilirdi ama Iyerre gibi biri için bunlar ufak şeylerdi.

 

Iyerre dağdaki savunma hattının zayıf noktasını anında keşfetti. Öngörü konusunda üstün biri olduğu için rakibine karşı muazzam bir avantaja sahipti! Katliam Kovanı ve formasyon tapınakları gibi şeyleri bile yapabilen Iyerre, bu konularda Ning ve Titanos gibi figürlerin bile şaşkına düştüğü bir seviyedeydi. Herkes bu şeylerin sadece bir Kaoslordu tarafından yapılabileceğini sanıyordu.

 

Ning ve diğerleri bu yapıları bizzat oluşturamazlardı ama yapılardaki zayıf noktaları bulmak nispeten daha kolaydı. Buna rağmen Tiran Titanos sadece bir ters girdap formasyonu geliştirebilmiş ve Ning'in avatarı bu formasyonu idare etmek için Katliam Kovanı'ndan çıkamaz bir hale gelmişti.

 

Bu bile aralarındaki öngörü farkını ortaya koyuyordu!

 

Tiranlar Sithe Diyarları'nın merkezini mühürlediklerinde Sithe'nin oradan asla kaçamayacağını düşünüyorlardı… Fakat aslında, o mühürler Iyerre'nin gözlerinde çocuk oyuncaklarından farksızdı; onları geçmek için efor sarf etmesine bile gerek yoktu. Güçlerinin bu mühürler tarafından kapana kısılmış gibi görünmesinin tek sebebi de Iyerre'nin rakiplerine karşı oynamak istediği oyunlardı. Onların Sithe'ye karşı korudukları dikkatlerini azaltmak, böylece gelecekteki Sithe saldırısına karşı hepsini hazırlıksız yakalamak istiyordu. Aslında o gizli düzlemlere sayısız yıl önce Hükümdarlar ve İmparatorlar göndermişti.

 

“Bu dağ Tiranlağ’ı durdurabilir ama bana engel olamaz.” Iyerre gülümseyerek dağa yaklaştı.

 

Vhoosh. Vücudu bir anda yarı saydam geçici bir forma dönüştü. Yavaşça ilerliyor, dağ tepesine tırmanıyordu.

 

Dağdaki bariyerler onu durduramıyordu. Tiran Mogg'un en yetenekli olduğu alan Uzay Taosu’ydu ve yerleştirdiği mühürler, bariyerler de düzlemsel etkilere sahipti. Fakat Iyerre ondan daha üstün ve derin bir uzay mantığını kullanarak sıradan uzayın bir parçası haline geliyor, böylece bariyerlerin tamamen işlevsiz kalmasına neden oluyordu.

 

On saniye yürüdükten sonra aniden durdu. Mesafedeki kulübeye bakan yüzünde ekşi bir ifade belirdi. “Bir Tao Bölgesi mi?” İşte bu onu biraz zorlayabilirdi. Tao Bölgeleri aynı zamanda Öz Bölgeleri olarak biliniyordu ve Ning'in Kılıç Taosu Bölgesi de bunlardan biriydi. Tiran Mogg'un bölgesi ise Uzay Taodoğum Özü Bölgesi olarak biliniyordu.

 

Büyük bir savaşa girmişlerdi. Tiran Mogg'un gerçek vücudu aktif olarak savaşa katılmıyor olsa da, temkinli olmak adına Tao Bölgesi'ni her zaman sürdürüyordu. Bunu yapmak için fazla uğraşmasına gerek yoktu ve Tao Bölgesi'yle dağın yarısını kaplayabiliyordu. Bu alana giren düşmanlar Tao Bölgesi'nin dikkatinden kaçamazdı.

 

“Bu Tao Bölgesi'nin gücü kaosdiyarından geliyor; has özlerin yarattığı gücün oluşturduğu bir bölge… Has özlerin ‘gözlerinden’ kaçabiliyorum ama o bölgeye girer girmez beni anında fark edecek.” Iyerre düşünüyordu. “Kaosdiyarı tarafından baskı altında olduğum için Tao'yu kullanamıyorum. Yerel Tiranlar'dan daha güçlüyüm ama aramızda çok da fark yok. Normalde sahip olmam gereken aşırı güç üstünlüğüne burada sahip değilim.”

 

Bu yüzden Ning'le savaşmaya giderken yanına o üç yardımcıyı almıştı. Artık Ning'in kaçtığını bildiği için Iyerre onları farklı bir yere göndermişti. İki ekip de bir Tiran'ı öldürmekten sorumluydu… Ama artık iki ekibe ayrıldıkları için Iyerre'nin Tiran Mogg'u öldürme ihtimali sadece %80 civarındaydı. Tiran Mogg'un Ning'den zayıf olduğu unutulmamalıydı.

 

“Karanlıkta saklanıyorum ve ne kadar güçlü olduğumu bilmiyor. Bu savaşta onu kesinlikle öldürebilirim.”

 

“Saldırma zamanı geldi.” Iyerre harekete geçti. Sağ eliyle uzanarak Uzay Taodoğum Özü Bölgesi'ne dalarak Tiran Mogg'un zihnine doğru nahif, rahatlatıcı dalgalar gönderdi.

 

“Hmm?” Tiran Mogg aniden kendisini hiç olmadığı kadar rahat hissetmeye başladı. Bu naif hissiyatın getirdiği doğal bir gülümseme dudaklarında oynuyordu. Özgürlük… Huzur… Işığın getirdiği muazzam başarı hissi bütün endişelerini silip süpürüyordu.

 

Vhoosh! Iyerre'nin eli inanılmaz bir hızla ilerleyerek uzay bariyerlerini parçaladı ve kulübeye doğru yöneldi.

 

Mogg'un bölgesine yabancı bir güç girmişti… Ama buna rağmen Mogg, o esnada sadece zihnini saran özgürlüğü ve rahatlığı hissediyordu. Hayatında kendisini hiç bu kadar iyi hissetmemişti. “Artık hepsi geçmişte kaldı. Endişelerimden kurtuldum… Dur bir saniye. Olamaz. Sithe'ye karşı daha yeni savaşa girdik. Şu anda bir savaşın ortasındayız! Nasıl rahatlayabilirim?!” Tiran Mogg çabucak kendine geldi ve anında bölgesini delen o eli gördü. Artık el, kulübeye çok yaklaşmıştı.

 

Kulübeyi aşan el, ona hiç zarar vermeden ilerliyordu. Tiran Mogg'un zihninde bu kez rahatlık değil, dehşeti beraberinde getiren bir tehlike hissi uyanmıştı.

 

“Bölgeme girdiğini nasıl fark etmedim? O rahatlığa, özgürlüğe nasıl kapıldım?” Tiran Mogg yaşananlardan ötürü dehşete düşmüştü. İllüzyona kapılmış olsa buna şaşırmazdı ama demin yaşadığı şey bir illüzyon değildi! Ruhu ve düşünceleri o farkına bile varmadan başkaları tarafından kontrol edilmişti! Bir Tiran olmasına rağmen bu kontrolden kaçamamıştı!

 

“Kim? Bunu kim yaptı?!” Tiran Mogg'un durumu inceleyecek zamanı yoktu. Hemen altı kollu formuna bürünerek sabrelerini kavradı ve yaklaşan ele doğru saldırmaya koyuldu. Sabre ışıkları düzlemsel dalgalar şeklinde akıyor, inanılmaz bir hıza ulaşıyordu.

 

El ise ona doğru öyle nahif, öyle güzel, öyle zarif bir şekilde geliyordu ki… Tiran Mogg'un ruhu bir kez daha sarsılmıştı. Çat! Elin parmakları efor sarf etmeden sabre ışıklarına dokunarak onları farklı bir yöne savurdu. Çat! Çat! Mogg'un diğer iki sabresi de yana dönmüştü. El savunmak için neredeyse hiç güç harcamamasına rağmen Tiran Mogg'un saldırılarından kaçabiliyordu.

 

Mogg'un geriye kalan üç sabresi vücudunu bir dizi savunma ışığıyla doldurdu ve bu ışıklar uzayla bağlandılar. Adeta vücudunu bağımsız bir düzlemin içine hapsetmişti.

 

Riip! Devasa el aniden parladı ve keskin bir şekilde sabrelerin ikisini aşmayı başardı. Mogg sabre sanatlarının savunma dalında kendisine güvenen bir adamdı ama ne yazık ki bu saldırıya karşı hiçbir şey yapamıyordu. Önündeki düzlemsel bariyer ise devasa el tarafından anında yarılmıştı! El ile Mogg arasında artık kısa bir mesafe vardı.

 

“Kaç!” Tiran Mogg şoke olmuş durumdaydı. Tiranlar kendi aralarında sık sık mücadele eder, Tao'ya dair konuşurlardı. Ancak en güçlüleri Ji Ning bile yaptıkları mücadelelerde Mogg'u bu kadar zorlayamamıştı.

 

“Karşımda her kim varsa Karakuzey'den daha güçlü!” Tiran Mogg şaşkındı.

 

Geri çekildiği esnada ışıklarla kaplı olan el çoktan göğsüne uzanmıştı. Tiran Mogg vücuduna keskin, delici bir gücün nüfuz ettiğini hissediyordu ve bir ağız dolusu kan tükürmeden edemedi. Manayı kullanarak anında saldırıya karşı koydu ve vücudunu işgal etmeye yeltenen yabancı enerjiyle uğraşmaya başladı. Ancak işi çok zordu, nihayetinde muazzam miktarlarda enerji harcayarak rakibin saldırısından kurtulmuştu. Tek bir saldırıdan kurtulmak için gücünün %30'unu harcamıştı…

 

Tek bir hamlede bu kadar ağır bir yara almak!

 

Boom! Tiran Mogg saldırının etkisiyle kulübenin duvarlarına çakılarak dışarıya fırladı. Kulübe anında parçalandı ve bölgeyi saran bariyerler bile titredi. Dağ çöküyor, geriye sadece kadim kaosun o karanlık manzarası kalıyordu… Karanlığın orta yerinden gri cübbeli, yalın ayaklı bir adam çıkıverdi.

 

“Kimsin sen?” diye kükredi telaşla Mogg. Sithe'ye karşı yaptığı savaşlarda daha önce böyle biriyle karşılaşmamıştı.

 

“Adım Iyerre. Buraya seni öldürmek için geldim.” Iyerre gülümsedi ve hızla harekete geçti. Tiran Mogg'a hareket etme şansını vermek istemiyordu.

 

“Kaçmalıyım.” Mogg korkunç bir rakiple karşı karşıya olduğunu anlamıştı. Bu mücadeleye devam ederse muhtemelen buradan sağ çıkamazdı. Tereddüt bile etmeden kaçmaya karar verdi!

 

Iyerre, Mogg'un uzay zamanı yararak kaçmaya çalıştığını görünce ayağını yere koydu. “Dur!” Görünmez bir dalga yayılarak bölgedeki uzay zamanı tamamen mühürledi! Artık burada uzayı yarmak imkansızdı!

 

“Uzay Taosu’nda benden daha mı yetenekli?!” Tiran Mogg uzay zamanın mühürlendiğini hissedebiliyordu. Kendisi de bunu yapabilecek bir adamdı ama Iyerre kadar kolay bir şekilde uzayı mühürleyebileceğini düşünmüyordu. Tek çaresi uçarak kaçmaktı.

 

Mogg'un kaçtığını gören Iyerre'nin yüzü ekşidi: “Yerli Tiranlar Tao'nun gücünü kullanabiliyorlar. Sithe Kaosdiyarı'nda olsaydık seni tek bir el hareketiyle gebertebilirdim… Ancak yabancı bir kaosdiyarında olduğum için işler iyice zorlaşıyor.”

 

…..

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr