Bölüm 1399: Formasyon

Ejder kaplumbağası ve tek gözlü yaratık birbirine baktı. İki Tiran Seviye boşluk gezen, yaşadıkları şaşkınlığı gizleyemiyordu. İlk etapta buraya üç kişi gelmelerine rağmen içlerinden birinin vücudu tamamen parçalanmış ve hayat çekirdeği gelişimciler tarafından ele geçirilmişti.

“Bize karşı savaşmaya devam ederseniz, zannediyorum ki sonucun ne olacağını söylememe gerek bile yok.” dedi Mogg. “Bizimle anlaşma yapın. Bu kovanın işini bitirir bitirmez özgürlüğe kavuşacaksınız.”

“Sırf birimizi yakaladınız diye tehditlerinize boyun eğeceğimizi mi sanıyorsun?” Ejder kaplumbağası burnundan soludu.

Tek gözlü yaratık da soğuk bir gülümsemeyle onlara baktı. “Biz, demin yakaladığınız salağa benzemeyiz. Ayrıca ben dokunamayacağınız kadar hızlı hareket edebiliyorum ve şu yaşlı bunak var ya? O benden bile daha güçlüdür! Onu asla yenemezsiniz.”

Mogg'un yüzü ekşidi. Tek gözlü yaratık doğruyu söylüyordu; hız konusunda ne Mogg ne de Ning bu yaratığın dengiydi.

“Madem öyle, o vakit huzur içinde ölebilirsiniz.” Ning vakit harcamak istemiyordu. Devasa kovan geçen her saniyede kaosdiyarından daha fazla enerji yutuyordu! Ning bir kez daha fırtınaya dönüşerek ejder kaplumbağasına yöneldi.

Ning'in neredeyse her Tao'da yetenekli olduğunu unutmamak gerekirdi. Dolayısıyla genç adam, rakibinin zayıf noktalarını keşfettikten sonra her seferinde mükemmel bir karşı saldırı uygulayabiliyordu! Ning hızlı görünen tek gözlü yaratığın icabına bakabileceğine neredeyse emindi; bu nedenle ilk etapta ejder kaplumbağasının ne kadar güçlü olduğunu görmeye karar vermişti.

“Hmph.” Ejder kaplumbağası yerinden kıpırdamadı. Boynunu saran gri beyaz cildi neredeyse bir taş kadar sert görünüyor ve yaratık soğuk gözleriyle yaklaşmakta olan Ning'e bakıyordu. Aniden ejder kaplumbağasının etrafında görünmez enerji dalgaları belirmeye başladı ve bu dalgalar Kılıç Taosu Bölgesi ile kalpdünyası yansımasına karşı koymak için harekete geçti.

“Geber!” İnsanın gözlerini alacak kadar parlak bir ışık hüzmesi, ateşli bir meteor misali ilerliyordu. Bu ışık Ning'in dehşetengiz kılıç ışığıydı ve ejder kaplumbağasına gitgide yaklaşıyordu.

Hiss… Ejder kaplumbağasının ejderhalara benzeyen başı doğruldu ve bir yılan gibi tıslayan yaratık hızla ileri atıldı. Çenesine değen uzay parçaları anında yok oluyordu.

Boom! Keskin kılıç ışığı ile ejderha başı çarpışmak üzereydi.

……

Ning ve ejder kaplumbağası kıyasıya bir mücadeleye giriştiler. Ning Kılıç Taosu’nun korkunç gücünü tamamen sergiliyordu. Bir taraftan yoğun gücünü kullanırken, bir taraftan da öngörülmez saldırılarıyla ölümcül darbeler uyguluyordu! Kaşla göz arasında okyanus dalgalarını andıran bini aşkın saldırı yaptı ve sadece Döngü Kılıç Taosu’nun çürütücü gücünü değil, Beş Element Kılıç Taosu’ndaki element odaklı Taolar’ı bile kullanmaya koyuldu.

Ning yaratığı tamamen bastırmıştı ve ona resmen darbe üzerine darbe yağdırıyordu!

“Bu nasıl bir güç?!” Tek gözlü yaratık şoke oldu.

“Karakuzey gerçekten de aramızdaki en güçlü figür oldu.” Tiran Mogg sessizce düşündü. “Sadece Uzay Taosu’nda ondan daha iyiyim; diğer her konuda beni fazlasıyla aşıyor!”

“Graarvvvrr!” Ejder kaplumbağası çaresizce aldığı darbelerden ötürü sinirden köpürüyordu. Karşı koymaya çalışsa da bu mücadelede hiçbir şey yapamıyordu.

Saf güç konusunda ejder kaplumbağası buraya gelen boş gezenlerin en güçlüsüydü. İnanılmaz derecede basit olan ısırıkları, doğuştan gelen olağanüstü yetenekleri sayesinde Ning'in en güçlü saldırılarından bile daha heybetliydi! Uzayı bile tamamen bastırabilen bu ısırıklar, rakiplerinin kolay kolay atlatabileceği türden saldırılar değildi. Ancak ne yazık ki karşısında duran adam öngörü konusunda öyle bir seviyedeydi ki, bu saldırıların zayıf noktasını anında bulmuştu.

Yine de Ning durumdan hiç memnun değildi. “Vücudu tamamen kusursuz ve neredeyse her türlü saldırıya karşı dayanıklı.” Genç adam karşısında duran bu lanet yaratığı öldürmek için elinden gelen her şeyi yapıyor olsa da ona bir türlü zarar veremiyordu! Kılıç ışığıyla ejder kaplumbağasının gözlerine bile saldırmıştı ama ansızın inen o gri beyaz göz kapakları da vücudu kadar sağlamdı.

“Mogg.” diye zihinsel yoldan gönderdi Ning. “Bu yaratığın vücuduna hiçbir şey yapamıyorum. Başka bir plana mı geçsek?” Mogg bu konularda ondan daha tecrübeliydi.

“Yıllar önce karşılaştığımız o taştan yaşam formunun vücudu da böyleydi. Ne yazık ki bu tür yaratıklara karşı onları yavaş yavaş yormaktan başka hiçbir çaremiz yok.” Mogg cevapladı. “Karmik saldırılarla yaşam özüne saldır ve yaratık ölene dek buna devam et! Geçen seferde o taştan yaratığı öldürmemiz on binlerce yıl sürmüştü. Bu ejder kaplumbağası da ona çok benziyor. Ancak korkarım ki sen karmik saldırılar konusunda Titanos'un dengi değilsin. Muhtemelen onu öldürmen bir milyon yıl bile sürebilir!”

Ning ne yapacağını bilemiyordu. Elinde sadece bu yöntem vardı ve başka çaresi yoktu! Karmik saldırılar bütün savunmaları yok sayıyor ve karmanın gücüyle karşı tarafın özüne saldırıyordu! Ancak Ning bu konuda Titanos'tan çok ama çok daha zayıftı.

…..

“Seni öldüremiyorum ama sen de bana zarar veremiyorsun!” Ejder kaplumbağası bir sürenin sonunda karşı koymayı bırakarak Ning'in saldırılarına kucak açtı.

“Fiziksel vücudu nasıl bu kadar sağlam olabilir ki?” Ning şaşkındı. Saldırılarıyla Evren Hazineleri’ni ve hatta Kaos Kadimleri'ni bile toza çevirebilecek durumdayken, bu yaratığın kılına bile zarar veremiyordu.

“Önce şu tek gözlüyü öldürelim, Mogg.” dedi Ning.

“Tamamdır.” Mogg başını salladı.

Svoosh! Ning yıldırımdan ve rüzgardan oluşan bir fırtınaya dönüşerek tek gözlü yaratığa doğru atıldı. Ning'in illüzyonları sayesinde tek gözlü yaratık genç adamın ona doğru geldiğini bile anlayamamıştı.

Yine de tek gözlü yaratığın uzaya ve rüzgara karşı olan duyarlılığı ona garip bir şeylerin yaşandığını fısıldıyordu. “Eh?” Svish! Yaratık aniden geri çekildi ve geride bıraktığı ardıl görüntüye bir kılıç ışığı saplandı! Tek gözlü yaratık yüz milyon kilometre çekilmişti ve ince sesiyle kükrüyordu. “Gizli saldırı ha? Bana dokunamadın bile!”

“Bana kalırsa, sen grubun en zayıf halkasısın.” Ning tek gözlü yaratığa bakarak Tao'nun inanılmaz gücüyle kaplı bir saldırı daha yaptı. Manayı kullanarak oluşturduğu sayısız kılıç illüzyonlarla dolu bölgede süzülüyordu. Milyonlarca kılıç ışığının her biri Ötekidiyar Efendileri'ni kolayca öldürebilecek kadar güçlüydü.

Ning bir Taolordu'yken sadece Tao'nun gücünü kullanarak Kılıç Taosu bölgesini yaratabiliyordu. Fakat şimdiyse mana aracılığıyla Tao'yu aktif bir şekilde kullanıyor ve Kılıç Taosu bölgesi iyice güçleniyordu! Saldırılarının heybetli Kuzeymehtap Kılıçları’yla yaptığı fiziksel saldırılarınki kadar yüksek değildi ama yine de geçmiştekine kıyasla onlarca kat daha güçlüydü.

“Zayıfsın.” Tek gözlü yaratık küçümseyen gözleriyle kılıç ışıklarına baktı ve ardından sırıttı: “O şeylerle vücuduma çizik bile atamazsın.” Tek gözlü yaratık fiziksel olarak üç Tiran Seviye boşluk gezen arasındaki en zayıf yaratıktı ama yine de Kaos Kadimleri'ne kıyasla fazlasıyla sağlam bir vücudu vardı.

“Formasyon!” Ning kükredi.

Boom! Sayısız kılıç ışığı ritmik bir şekilde birleşmeye başladı ve saniyeler sonra manzara tamamen değişti.

“Neler oluyor?!” Tek gözlü yaratık şoke olmuş bir şekilde etrafına baktı; bir anda kendisini rayihalarla ve çiçeklerle dolu bir dünyada buluvermişti. Bir çayırlığın orta yerinde duruyordu ve ejder kaplumbağası ortalıkta yoktu.

“A-ama…” Ejder kaplumbağası da etrafını inceledi. Okyanuslarla kaplı bir dünyanın içindeydi. Dalgalar vücuduna çarpıyor, her seferinde kabarcıklar çıkarıyordu. Bu diyarda ondan başka kimse yoktu.

“Bir formasyon!” Ejder kaplumbağası kaygılandı. Hızla uçarak dört sağlam bacağıyla etrafındaki uzayı yarmaya çalıştı. Ancak okyanusun dalgaları gerçek gibi değildi; onlara ve havaya ne kadar saldırırsa saldırsın hiçbir değişiklik olmuyordu.

“Sizler Tao nedir bilmeyen aptallarsınız! Gücünüzle zayıf yaratıklara üstün geliyorsunuz ama ne zaman size denk biri tarafından yerleştirilmiş bir formasyonla karşılaşsanız, tamamen çaresiz kalıyorsunuz.” Ning'in sesi yaratıkların bulunduğu dünyalarda yankılandı. “İllüzyonlarımdan kaçamayacaksınız. Sizinle istediğim gibi oynayabilirim.”

Ning Formasyon Taosu’nda uzun zaman önce Hükümdarlık’a ulaşmış ve ardından bu Tao'yu Kılıç Taosu’yla birleştirerek Formasyon Kılıç Taosu’nu kavramıştı. Şimdiyse, mananın gücünü ve Tao'ya dair öngörülerini kullanarak kılıç ışıklarını devasa formasyon merkezlerine dönüştürüyor ve bu merkezler aracılığıyla akılalmaz bir formasyon yaratıyordu! Tiran Titanos, Tiran Mogg gibi üst düzey öngörülere sahip figürler bile bu formasyonu kolay kolay çözemezdi. Öte yandan, boşluk gezenlerin bunu başarma şansı hiç yoktu.

Bu yaratıkların avantajları barizdi ama zayıf noktaları da çok açıktı.

“Parçalan! PARÇALAN!” Tek gözlü yaratık gitgide çaresizliğe kapılıyordu. Uzun bir mekik çıkarmış ve mekikle etrafına saldırmaya başlamıştı. Ancak içinde bulunduğu dünya, hala daha çiçeklerle ve rayihalarla kaplıydı.

Riiip! Bir kılıç ışığı ansızın tek gözlü yaratığın arkasında belirdi. Hiç uyarı olmadan ortaya çıkan kılıç ışığı, yaratığın kürkünü yararak sırtına saplandı. Ardından… Dönmeye başladı! Kesik! Dönen kılıç devasa bir yara açmış ve altından kanlar sızmaya başlamıştı. Tek gözlü yaratık telaş içerisinde geri çekilerek yeni saldırılara karşı savunma pozisyonu aldı.

“Formasyonumun içindeyken… Hızınla bir şeyler yapabileceğini mi sanıyorsun? Tek bir ses bile çıkarmadan sana yaklaşabilirim. Birkaç saldırıya kalmadan geberip gidersin.” Ning'in sesi yankılandı. “Diğerlerinin vücutları çok dayanıklıydı ama senin işini bitirmek kolay olacak.”

“Ne yapacağım ben? Yaşlı bunak? Yaşlı bunak!!” Tek gözlü yaratık telaş içerisinde kükredi.

“Bağırmaya devam et. Sesin çıktığı kadar kükre, çığlık at! Burada seni kimse duyamaz…” Ning'in sesi bir kez daha duyuldu. Çiçeklerle dolu bu güzeller güzeli dünya, artık boşluk gezeni hapseden korkunç bir kabustan farksızdı.

……..