Bölüm 1360: İllüzyon Kılıç Taosu

avatar
2968 22

Desolate Era - Bölüm 1360: İllüzyon Kılıç Taosu



Bölüm 1360: İllüzyon Kılıç Taosu

Proofreader: Wias

 

 

Kartaldiş ve Jonnbech vakit kaybetmeden girdikleri Üst Salonlar'ı hızla bağladılar. Bunu yaptıktan sonra Yüce Bowenya'yla buluşmaya gideceklerdi. Üçlü sessiz ve sakin bir yan salonda toplandı; savaş taktiklerini konuşmaya başlamışlardı.

 

“Yüce, ‘Buzdiyar’ Üst Salonu'nda kullanabileceğimiz şeyler burada yazıyor.” Jonnbech elini sallayarak bir parşömen çıkardı. Parşömende Buzdiyar Salonu'ndaki türlü türlü saldırı tekniklerinin kayıtları yazıyordu.

 

“Bunlar da ‘Ateşdiyar’ Üst Salonu'nda bulunan şeyler.” Kartaldiş de bir parşömen çıkardı.

 

Yüce Bowenya dikkatle parşömenleri inceledi. “Hah. Eski dostlarım gerçekten de Taoturgak Kuleleri'ne epey emek vermişler.” Yüce Bowenya gülümsedi. “Taolordu'yla başa çıkma planımız gayet basit olacak. Onunla kafa kafaya çarpışalım ve üç Taoturgak Kulesi'nin üstün gücünü kullanalım.”

 

 “Ama nasıl?” Jonnbech sordu, Kartaldiş ise bir şey söylemeden bekliyordu.

 

“Kulelerimiz uzun menzilli saldırılarıyla ona saldıracak ve aynı zamanda, güçlü hazinelerimizi de kullanacağız! Biz bunu yaparken diğerleri de hızla saldırıya geçecek ve onu Saklı Dağlar'ın eteklerinde öldüreceğiz.” dedi Yüce Bowenya.

 

Jonnbech ve Kartaldiş ikilisi şaşırdı. Bu gerçekten de acımasız bir plandı! İlk etapta Taolordu'nun hayatını yavaş yavaş tüketecek bir taktik kullanacaklarını düşünüyorlardı ama Bowenya'nın aklında daha acımasız bir plan vardı.

 

Taoturgak Kuleleri uzaktan saldırılar yaparken, Saklı Diyar'daki bütün Hükümdarlar ve İmparatorlar o beyaz cübbeli Taolordu'na saldıracaktı! Bütün güçlerini tek bir devasa bombardımana odaklayacak; ellerindeki her türlü şeyi kullanacaklardı. Bu muhtemelen Taolordu'nu öldürmeye yeterdi ama ölmeden önce çok sayıda Hükümdar ve İmparator'u öldürmesi de gayet normaldi. Yine de ne Jonnbech ne de Kartaldiş bu karara karşı çıktı. Sonuçta, son kararı verecek kişi Yüce'ydi.

 

“Ya Saklı Dağlar'ın eteklerinde ölmezse?” Kartaldiş sordu.

 

“O kadar saldırıdan nasıl sağ çıkabilir ki?” Jonnbech'in yüzü ekşidi.

 

“Ya çıkarsa?” Kartaldiş tekrar etti.

 

Bowenya soğuk bir gülümsemeyle söze girdi. “O halde geriye sadece Taoturgak Kulelerimiz kalmış olacak. Hayatımıza mal olsa dahi onu öldürmeliyiz… Çünkü onu öldürmezsek biz öleceğiz.”

 

“Planıma göre, burada bulunan İmparator ve Hükümdarlar'ın %70'ini savaşa göndermeyi düşünüyorum. Geri kalan %30 ise üçümüzün yanına eşit olarak dağıtılacak. Eğer savaş gerçekten de Taoturgak Kuleleri'ni yakından ilgilendirecek bir raddeye kadar uzarsa, o Hükümdarlar'ın yardımına ihtiyacımız olacak.” Bowenya gülümsedi. “Karşımızda gerçekruhu parçalanmakta olan bir Taolordu var. Kulelerimiz onu öldürmeye yeter, hatta artar bile.”

 

……

 

Yüce Bowenya emri verdi ve Saklı Diyar'da yer yerinden oynamaya başladı. Bölgedeki çok sayıda Samsara Taolordu uzaklara ışınlanıyor ve üstün yeteneklere sahip bazı Taolordları'na ise savaşa katılma şansı tanınıyordu! Sithe silahları alan bu Taolordları, savaşta rakibi yormak için öncü birlikler olarak kullanılacaklardı.

 

Tırırım… Süzülmekte olan Diyarkapısı aniden aktifleşti ve bir kez daha ışıl ışıl parlamaya başladı. Diyarkapısı bin kilometre uzunluğa sahipti ve ışıltısı gerçekten de göz alıyordu.

 

Ji Ning bağdaş kurmuş oturuyordu. Başını kaldırarak aniden aydınlanan Diyarkapısı'na baktı. “Kapıyı açtılar… Ama acele etmeyeceğim.” Genç adam gözlerini bir kez daha kapayarak İllüzyon Taosu'na odaklandı.

 

Dokuz özel tekniğin varlığından haberdar olduğundan beri yakaladığı Hükümdarlar'ın ve İmparatorlar'ın anılarını incelemeye başlamıştı. Fakat aralarında Tao kalpleri olağanüstü güçlü olan iki Hükümdar vardı. Ning onların anılarını doğru düzgün göremiyordu! Genç adam Saklı Diyar'a yapacağı bu yolculukta başka Hükümdarlar'ı yakalamayı da düşünüyordu. İllüzyon sanatındaki yetkinliğini Hükümdar Seviyesi’ne çıkarmalıydı!

 

Ebedi Nihai Kılıç Taosu'nu kavradığından beri diğer Taolar'ı da daha rahat öğrenir olmuştu. Örneğin, Uzay ve Zaman Taoları'nda Hükümdarlık’a ulaşalı uzun bir zaman oluyordu. Hükümdarlık’a ulaşmak kolaydı; asıl zor olan şey, bu Taoları Ebedi Nihai Kılıç Taosu'yla birleştirmekti.

 

Peki ya İllüzyon Taosu? Bırakın bu Tao'yu kılıç sanatlarıyla birleştirmeyi, genç adam henüz bu alanda Hükümdarlık’a bile ulaşmış değildi.

 

Zaman geçiyordu. Seksen bin yıl gibi kısa bir sürenin ardından Ning İllüzyon Taosu'nda Hükümdarlık’a ulaştı. Ning artık öyle bir seviyedeydi ki, istediği her Tao'da kolayca Hükümdarlık’a ulaşabilirdi. Tabii Kehanet ve Karma gibi Taolar'a biraz daha zaman ayırması gerekirdi ama yine de bunları kavramakta çok zorlanmazdı. Fakat gereksiz yere Tao kavramak Ning'in işine yaramazdı. Bu Taolar'ın işe yaramasını istiyorsa, hepsini Ebedi Nihai Kılıç Taosu'yla birleştirmek zorundaydı.

 

Zaman akıp gidiyordu. Yüz milyon yıl. Bir milyar yıl. On milyar yıl…

 

Saklı Diyar uzun zaman önce gerekli hazırlıkları tamamlamıştı. Sithe, Ning'in gelişini bekliyordu ve gün geçtikçe kaygılanıyorlardı.

 

“O Taolordu neden gelmedi?”

 

“Neredeyse yarım kaos döngüsüdür orada. Daha ne kadar kalmayı planlıyor?”

 

“Eğer böyle giderse gerçekruhu kendiliğinden yok olur mu ki?” Sithe üyeleri gergin ve biraz da endişeliydi.

 

“Merak etmeyin. Ölümü bekleyeceğini sanmıyorum. Hala daha gelişime zaman ayırıyorsa, yaşamak istiyor olmalı.”

 

“Beklemeye devam. Başka çaremiz yok! Şu anda Cehennem'de sadece o adam var. İçeri girip formasyon yerleştiremiyoruz ve Üst Salonlar da Cehennem'de asıl güçlerini sergileyemiyor. Ona karşı iki Felaket Seviye hazine kullanmış olmamıza rağmen başarıya ulaşamadık. Dolayısıyla Cehennem'e başka bir şey göndermemiz mantıklı olmaz. Beklemek zorundayız.”

 

Ning gerçekten de çok güçlüydü. Nihayetinde, ona karşı kullanılabilecek en mükemmel hazineler bile işe yaramamıştı. Artık tek çare Taoturgak Kuleleri'ni kullanmak ve Ning'in içeri girmesini beklemekti. Unutulmamalıdır ki Taoturgak Kuleleri Saklı Diyar'ın içindeydi! Yani Sithe burada kalmak zorundaydı. Cehennem'e girmeye cüret edemiyorlardı!

 

…..

 

Bir kaos döngüsü. İki kaos döngüsü. On kaos döngüsü. Yüz kaos döngüsü…

 

Ning'in dış dünyadaki Kadimikiz’i de durmaksızın çalışıyor ve genç adam Saklı Diyar'da beklemekten neredeyse çılgına dönmüş olan Sithe üyelerini hiç mi hiç umursamıyordu.

 

Nihayetinde gün geldi ve Ning'in suratında küçük bir gülümseme belirdi. Yıllardır kendisini gelişime kaptıran genç adam, sonunda aradığı Tao'yu bulmanın keyfine erişiyordu! Yavaş yavaş gözlerini açtı ve gözleri adeta uzay zamandaki her şeyin doğumunu ve yıkımını taşıyan bir dizi illüzyonla kaplıydı.

 

Boom! Kılıç Taosu Bölgesi'yle birlikte etrafına garip bir güç dalgası yayıldı ve sayısız illüzyon ortaya çıktı. Uçsuz bucaksız bir diyarda sayısız varlık doğuyor, yaşıyor ve birbirine karşı mücadele ediyordu. Hatta bazıları bilinç bile kazanmaya başlamıştı. Gerçek varlıklarla aralarında ciddi benzerlikler vardı.

 

“İllüzyon Taosu'yla Ebedi Nihai Kılıç Taosu'nu birleştirdiğimde, ortaya böyle muazzam bir sonuç çıkacağını düşünmemiştim. Artık illüzyonlarım gerçeğe dönüşmeye başlıyor.” Ning yarattığı bütün illüzyon yaşam formlarının “gerçek” olduğunu hissedebiliyordu. Kendilerine has bir bilince ve hatta basit de olsa bazı duygulara sahiplerdi; sadece kendi benliklerinin farkında değillerdi.

 

Ning bu illüzyona son vermek istemiyordu. Çünkü bunu yaparsa yarattığı illüzyon diyarındaki her şey yok olacaktı.

 

“Demek benden önce gelen sayısız gelişimcinin varsayımları doğruydu. Kişi İllüzyon Taosu'nda yeterince yüksek bir seviyeye ulaşırsa bütün illüzyonlarını gerçeğe çevirebiliyor.” Diye düşündü Ning. “Eğer Nihai Tao'da TiranlıK’a ulaşırsam, muhtemelen kalpdünyası yansımamdaki her şeyi gerçeğe dönüştürebilirim.”

 

Ning diledi ve etrafındaki illüzyon dünyası yavaşça karanlığa gömüldü. Yaratılan illüzyon yaşam formları uykuya dalıyor ve illüzyon sona eriyordu.

 

Ning onlardan ayrılmak istemiyor olsa da bütün enerjisini ve zamanını bu illüzyon diyarını sürdürmek için kullanamazdı.

 

“İllüzyonlar… Gerçeklik… Sanırım bazı gelişimciler gerçek dünyada yaşamak yerine illüzyonlara kapılmayı tercih eder.” Ning'in İllüzyon Kılıç Taosu öyle bir seviyeye ulaşmıştı ki, çoğu gelişimci bu dünyaya kendi istekleriyle kapılacaktı; çünkü bu illüzyonlar fazlasıyla gerçeğe yakındı.

 

Ning'in gerçekruhu da İllüzyon Kılıç Taosu'ndan etkileniyordu. Gerçeklik ve illüzyon durmaksızın kesişiyor, gerçekruhu hiç olmadığı kadar rahata eriyordu. Gerçekruhun parçalanma hızı bile biraz yavaşlamıştı!

 

“İllüzyon Kılıç Taosu için 185 kaos döngüsü harcadım! Fakat bu Tao gerçekruhumun parçalanma hızını yavaşlatıyor. Bu nedenle hala daha önümde 600 kaos döngüsü var.” Ning gülümsemeden edemedi. “Sanırım bir şeyler kaybederken, bir şeyler de kazanıyorsun.”

 

“İllüzyon Kılıç Taosu'nu kavradığıma göre, artık şu iki Hükümdar'ın anılarını inceleyebilirim.” Ning bir kez daha o ikiliyi çağırdı.

 

İki Hükümdar, Ning'e bakar bakmaz aniden aptala döndüler. Ning'in İllüzyon Kılıç Taosu artık sadece Tiran Taşçav, yani İllüzyon Taodoğum Özü'ne sahip olan birinden daha zayıftı… Üstelik bu zayıflık çok da fazla değildi. Diğer Tiranlar ise bu konuda Ning'le aşık atamazlardı! İşte bu yüzden, Ning artık önündeki iki Hükümdar'ın anılarını kolayca inceleyebiliyordu.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr