Bölüm 1306: Savaş Patlak Verir

Patrik Koruyeli, Yeşim Gökkuşağı, Nuwa ve diğerlerinin yüzleri bembeyaz kesildi.

“İyi bir öğrencin varmış, Koruyeli!” Yeşim Gökkuşağı telaşlı bir zihinsel mesaj gönderdi: “Sithe cephaneliği mi? Orası Kavrulangüneş Hükümdarı'nın gizli malikanelerinden birisiymiş. Başımız belada!”

“Şimdi bunları söylemenin ne anlamı var ki? Formasyon katmanını aşarak malikaneye girdiğimizde o yerin Kavrulangüneş Hükümdarı'na ait olabileceğinden şüphelenmiştik, değil mi? Buna rağmen Sithe hazinelerini alırken hiç çekinmedin. Zaten Houwu Şehri'nde de neler olacağını görmek için saklanmıştık!” Patrik Koruyeli sinirlendi.

“Kahretsin.” Yeşim Gökkuşağı çok gergindi. Efendi Houwu'nun yanında duran beyaz cübbeli gence bakarak mesaj gönderdi. “Koruyeli, sence Taolordu Karakuzey bize yardım eder mi? Ve… Kavrulangüneş Hükümdarı'nı yenebilir mi?”

“Söylemesi zor.” diye cevapladı Koruyeli. “Mükemmel bir durumda olsaydı ve Ölümsüz enerjisi ile ilahi gücünü istediği gibi kullanabilseydi… Kesinlikle Kavrulangüneş Hükümdarı'ndan korkmazdı. Ona karşı kazanamasa bile, savunma yapabileceğini düşünüyorum! Ancak Taobirleşimi'nde başarısız olduğu için uzun süreli mücadelelere giremez. Muhtemelen Kavrulangüneş Hükümdarı'na karşı savaşmakta oldukça zorlanacaktır.”

“Ah.” Yeşim Gökkuşağı gergindi. “Umarım Nuwa için bize yardım eder.”

……

Ning'in yüzü ekşidi. Nuwa'yı korumak zorundaydı! Bu kendi hayatına mal olsa bile onu koruyacaktı.

“Ateşkanadı, auranı biraz göster.” dedi Ning.

“Saldırayım mı?” Ateşkanadı heyecanlandı.

“Sabırsız olma.” dedi Ning.

“Tamam!” Ateşkanadı hemen gerçek formuna bürünerek gökyüzüne fırladı. Ateşkanadı Tanrısı'nın ateşlerle kaplı devasa vücudu gökleri dolduruyor, sonsuz gücü bölgeyi sarıyordu. Kaos Kadimleri'nin enerji kaynakları neredeyse sınırsızdı ve vücutları da yok edilemez sayılırdı. Sithe Yüceleri'nin bile onu yakalamak için birden fazla kişiye ihtiyacı vardı; tek bir tanesi hiçbir işe yaramazdı.

“Bir Kaos Kadimi!” Kavrulangüneş Hükümdarı'na hizmet eden yüce üstatlar şoke oldular ve üç lider de sıkıntılı yüz ifadeleri sergiledi.

“Kaos Kadimi, gelişimcilerin yanında ne işin var?” Kızıl kanhabislerinin lideri öfkeyle kükredi.

“Buraya Kavrulangüneş Hükümdarı'nın emirleri üzerine geldik. Onunla düşman mı olacaksın?” Sekiz kollu, zincirlere bürünmüş dev de kükredi.

“Aptallar." dedi kızıl cübbeli kadın.

”Şu Kavrulangüneş bilmem nesi de kim? Onu tanımıyorum?” Ateşkanadı cevap verdi.

Kızıl cübbeli kadın ne diyeceğini bilemiyordu. Kaos Kadimleri çocuk aklına sahip yaratıklardı ve korku nedir bilmezlerdi. Onları hiçbir şey kontrol edemezdi! Evet, Kavrulangüneş Hükümdarı bir Sithe Yücesi kadar güçlüydü ve Ateşkanadı'ndan daha heybetliydi… Ama öyleyse ne olmuştu? Bırakın onu öldürmeyi, onu yakalamayı bile başaramazdı! Kavrulangüneş Hükümdarı bu baş belasına hiçbir şey yapamazdı.

“Kaos Kadimi, neden araya giriyorsun? Bu mesele bizimle gelişimcilerin arasında.” dedi kızıl cübbeli kadın.

“Sorularınızdan sıkıldım!” Ateşkanadı kükredi.

Ning söze girdi. “Malikanesine izinsiz girerek yanlış bir hareket yaptıkları doğru ama malikanenin ona ait olduğunu bilmiyorlardı. Bir nevi kalıntıya rastladıklarını düşünüyorlardı. Hatalı olduklarını kabul ediyorum ama onlara basit bir ceza vermek yeterli olacaktır. Çaldıkları bütün hazineleri geri verecekler ve bu mesele sona erecek. Kabul ediyor musunuz?”

“Ufacık bir Taolordu'nun konuşmaya ne hakkı var?” Kızıl cübbeli kadın sırıttı. “Hem de Taobirleşimi'nde başarısız olmuş bir Taolordu. Kimsin sen?!”

“O benim efendim!” Ateşkanadı kükreyerek Ning'e baktı. “Efendim, izin ver yutayım şunları!”

“Sakin ol.” diyerek ekledi Ning. “Böyle ufak bir mesele, savaş çıkarmaya değmez.”

“Hmph. Bir Taolordu ciddi ciddi bir Kaos Kadimi'ni mi ehlileştirmiş? Aptal yaratık.” Kızıl cübbeli kadın gülümsedi. “Ayrıca buna ‘ufak bir mesele’ mi diyorsun? Hmph. Yeşimkalp Lambası Hükümdar'ın sevdiği bir hazineydi. Sadece birkaç hazine çalmış olsalardı bu meseleyi kolayca kapatabilirdik… Ama düşüncesizce etrafı yakıp yıkmışlar! Artık onları kimse kurtaramaz. Efendi Houwu, arkada saklanmayı bırak! Konuş! Onları verecek misin, vermeyecek misin? Vermeyeceksen hemen saldıracağız.”

“A-ama…” Efendi Houwu telaş içerisinde Ning'e baktı. Normalde, başını eğer ve tehditleri dinlerken Koruyeli ve diğerleri için bir kaçış rotası hazırlardı. Patrik Koruyeli ve diğerleri kaçarken ölürse… Bu konuda yapabilecek bir şeyi yoktu.

…….

“Kararını ver!” Kızıl cübbeli kadın kükredi ve yanında duran iki lider soğuk auralarını saldılar.

Bunu gören Ning'in yüzü ekşidi. Genç adam hemen talimatını verdi. “Ateşkanadı, tam güç saldır.”

“Hahahah!” Ateşkanadı bu emri bekliyordu. Keyiften dört köşe olmuş bir şekilde göklere fırladı ve ağzından koyu kızıl ateşler tükürdü. Ateşler bölgeyi kaplıyordu.

Kızıl kanhabisleri ve sekiz kollu devler ateşlere kapıldılar. Acı çekiyorlardı ama buna dayanabilirlerdi. Onlar, gelişimcilerden daha güçlü vücutlara sahip olarak doğmuşlardı! En önemlisi de, doğdukları andan beri Kavrulangüneş Bölgesi'nde yaşamaları ve diyarın ateşli havasına fazlasıyla alışmış olmalarıydı. Bu nedenle, ateşten korkmuyorlardı.

Vücutları çok sağlamdı ama yine de ateşin vücutlarına nüfuz etmesine izin verirlerse, ölümden kaçamazlardı. Tabii böyle bir şeye izin vermeyecek kadar dikkatliydiler.

“Şu Kaos Kadimi'ni durdurun!” diye emretti kadın.

“Tamam!”

“Bize bırak!” Kızıl kanhabislerinin lideri ve sekiz kollu devlerin lideri aynı anda harekete geçtiler; ama Ateşkanadı'na yetişemeyecek kadar yavaşlardı.

Şak! Şaş! Kaşla göz arasında sekiz kollu devlerden ikisi paramparça oldu ve ateşler tarafından toza çevrildiler.

 “Kahretsin!” Liderler şaşkın ve öfkeliydi.

“Çok hızlı, geçen gördüğüm Kaos Kadimi'nden bile daha hızlı." Kızıl cübbeli kadının yüzü ekşidi; elini kaldırarak yarı saydam, toprak renginde bir mücevher çıkardı. Daha sonrasında mücevheri salladı ve taşın içinden çıkan siyah dokunaçlar hızla Ateşkanadı'nı hedef aldılar. Dokunaçlar fazlasıyla sağlamdı ve ateşler onlara hiçbir şey yapamıyordu. Toplamda dokuz dokunaç vardı ve her biri farklı farklı yönlerden ilerleyerek Ateşkanadı'nı çevreliyordu.

Riiiip! Ateşkanadı onları parçalamak için pençelerini ve keskin çenesini kullandı. Dokunaçları parçalayabiliyordu ama buna rağmen garip şeyler vücuduna dolanmaya başlamıştı. Ateşkanadı'nın gücü onları parçalamaya yeterdi ama dokunaçlar bir kez daha büyüyerek vücuduna dolanıyorlardı. Bu durum Ateşkanadı'nın hızını epey düşürüyordu.

”Kahrolası Öz Yürüyen!” Öfkelenen Ateşkanadı, kızıl cübbeli kadına doğru fırladı.

“Durdurun şunu.” dedi kadın.

Boom! Kızıl kanhabislerinin lideri elindeki devasa baltayı savurdu ve diğer lider de zincirlerini birer kırbaç misali Ateşkanadı'na doğrulttu.

Boom! Bang! Liderler durmaksızın Ateşkanadı'na saldırıyor, kızıl cübbeli kadın da dokunaçları kullanarak onu yavaşlatıyordu. Ateşkanadı bir süreliğine kapana kısılmıştı.

“Pekşarkı, yardıma git.” dedi Ning.

“Anlaşıldı.” Hükümdar Pekşarkı savaşma arzusuyla yanıp tutuşmaktaydı ve hemen altından bir ışığa dönüşerek dörtlüye doğru fırladı. Fakat yarı yoldayken bir dokunaç tarafından durduruldu. Tek bir dokunaç bile onu bir süreliğine durdurabilmişti. Hükümdar Pekşarkı onu zar zor parçalayabilse de dokunaç yeniden büyüyordu. Öz Yürüyen'le arasında büyük bir güç farkı vardı.

Bunu gören Ning'in yüzü ekşidi. Arkadaki diğer yaratıklar henüz saldırıya geçmemişti. Houwu Şehri'ndeki bütün gelişimciler saldırıya katılırsa, gayet tabii bu yaratık grubunu durdurabilirlerdi! Fakat rakip Kavrulangüneş Bölgesi'nde bir avantaja sahipti. Kavrulangüneş Hükümdarı'nın vereceği tek bir emirle buraya çok sayıda Öz Yürüyen ve başka yaratık gelebilirdi.

“Karakuzey.” diye seslendi Nuwa. “Geri çekilip, onlarla konuşuyormuş gibi yaparak kaçabiliriz. Bize destek verirsen kaçabileceğimizi düşünüyorum.”

“Kavrulangüneş Hükümdarı'nın bu diyardaki kontrolü fazla sağlam.” dedi Ning. “Geçici bir süreliğine kaçsak bile, er ya da geç bize yetişirler. Bu meseleyi burada çözmek şart.”

Tam o esnada, kızıl cübbeli kadın kükredi. “Sırf bir tane Kaos Kadimi'ne sahipsiniz diye bize karşı koyabileceğinizi mi sandınız? Gelişimciler, Kavrulangüneş Hükümdarı bugüne kadar hepinize iyi davrandı ama onunla aşık atabileceğinizi düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz! Malikanesine girdiniz ve o çok sevdiği lambayı parçaladınız. Bu beş gelişimci ölecek! Emirlerime uyun ve saldırın!”

“Saldırın!”

“Saldırın!” Durmakta olan diğer yaratıklar kükreyerek ilerlemeye başladılar. Houwu şehrini sonu görünmeyen heybetli bir aura sarıyordu.

……