Bölüm 1297: Son Bir Şey

avatar
3437 25

Desolate Era - Bölüm 1297: Son Bir Şey



Bölüm 1297: Son Bir Şey

 

Bu Taolordu Karakuzey kimin nesiydi? Onu kesinlikle tanımıyordu… Ama bu adam, yüz kaos döngüsü boyunca çalıştığını biliyordu. Nuwa hayatında çok sayıda garip tesadüfle karşılaşmıştı; zamandaki geçici hızlandırmalar da hesaba katılırsa, eğitimine yüz kaos döngüsünden daha fazla harcamış sayılırdı. Ama normal zamanda sadece yüz kaos döngüsü geçirdiği doğruydu!

 

“Taolordu Karakuzey inanılmaz yeteneklere sahip.” diye ekledi Yeşim Gökkuşağı. “Ve bildiğim kadarıyla, o da seninle aynı! Sadece yüz kaos döngüsü civarında bir eğitim yapmış. Ne yazık ki Taobirleşimi'nde başarılı olamamış. Başarısızlığının hemen ardından Nihai Ebedi Kılıç Taosu’nu kavramış olmalı. Kılıç sanatlarının Kaosdiyarı'nda eşi benzeri yok. Nuwa, onu tanıyor musun?”

 

Nuwa'nın yüzü ekşidi.

 

“Nuwa.” dedi Patrik Koruyeli ve hemen sordu. “Onu tanıyor musun, tanımıyor musun?”

 

“Adını ilk defa duyuyorum. Bu konuda yanılıyor olamam. Eski dostlarımdan hiçbirinin ismi ‘Karakuzey’ değil.” Nuwa başını iki yana salladı.

 

“Çok garip.” Patrik Koruyeli'nin aklı karıştı. “Acaba farklı bir ‘Nuwa'dan mı bahsediyor?”

 

“Aynı isme sahip sayısız canlı var ama burada tesadüf olamayacak bir şeyle karşı karşıyayız. Hadi diyelim ikinci bir Nuwa var; peki ya onun da inanılmaz derecede yetenekli olması, yalnızca yüz kaos döngüsüdür yaşıyor olması ne kadar mümkün ki?” Yeşim Gökkuşağı da duruma anlam veremiyordu. “Acaba gerçekten de akılalmaz bir tesadüfler silsilesi mi yaşıyoruz? Ciddi ciddi ikinci bir ‘Nuwa’ mı var?”

 

Nuwa sessizce düşündü. İçinde garip bir his vardı; Taolordu Karakuzey'le daha önce hiç tanışmamış olsa da, bu adamın onu aradığını hissediyordu. “Taolordu Karakuzey… Kimsin sen?” Nuwa mırıldandı.

 

……

 

Alevejder Diyarıdüzlemi ve Kavrulangüneş Bölgesi arasındaki mesafe, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar uzundu. Beyaz cübbeli Ji Ning Genişgök Sarayı'ndaki yalnız dağlardan birinde bağdaş kurmuş oturmaktaydı. Hemen önünde bir masa ve yanında da ona şarap koyan Su Youji vardı.

 

Ning durmadan şarap içiyor, keyifle önünde duran kayaları inceliyordu. Bazısı yamuk, bazısı ince ve bazısı da bitkilerle örtülüydü. Hatta bir bitkinin üstünde yavaş yavaş ilerleyen bir böcek bile vardı.

 

“Hahah…” Ning ufak böceğin zar zor da olsa yapraklardan birine çıkışını izledi. Böceğin ağırlığı nedeniyle yaprak eğildi ve zavallı yaratık bir kez daha yere düştü. Bunu gören Ning gülmeden edemedi.

 

“Efendim, böcekleri izlerken epey mutlu görünüyorsunuz.” Su Youji yanındaydı.

 

Ning gülümseyerek böceği gösterdi. “Böcekler yiyecek ve çiftleşmek için mücadele etmek zorunda. Kısa ama önemli hayatlar yaşıyorlar. Sıradan ölümlüleri biliyorsun; onlar da sadece yüz yıl yaşayabiliyorlar. Sanırım burada şarap içmeye başlayalı uzun bir zaman oldu…”

 

“Evet, 32,822 yıldır buradayız.” dedi Su Youji.

 

“Oh.” Ning güldü. “Ben Taobirleşimi'nde başarısız olmuş bir Taolordu'yum. O Ebediyet İmparatorları kısacık hayatıma bakarak iç geçiriyorlar ama daha binlerce kaos döngüm var. Bu böceklerden, o ölümlülerden çok daha uzun yaşayacağım. Hatta bırak onları, kaosdünyalarından bile uzun yaşayacağım. Olaya bu açıdan bakarsan, hiç de kısa bir hayatımın olmadığını görebilirsin. Ama merak ediyorum… Acaba Nuwa'yı bulacak kadar uzun yaşayacak mıyım?”

 

“Buna eminim efendim, onu bulacaksınız.” Su Youji hemen konuştu.

 

“Mm.” Ning başını salladı. Taobirleşimi'nde başarısız olduğu günden beri önemsediği insanlar için hazırlıklar yapmaya odaklanmıştı. Öğrencileri için gerekli hazırlıkları bitirmiş sayılırdı; artık gerisini kendileri halledecekti. Başarı ya da yenilgi, ölüm veya yaşam… Her şey onların sorumluluğundaydı. Eskilerin dediği gibiydi; bir usta yolu gösterebilir ama onu yürüyecek olan asıl kişi öğrencinin kendisidir.

 

Şimdi Ning'in aklındaki en büyük endişe, Üç Alem'di! Çünkü Üç Alem'de ebeveynleri, kızı, ustası, öğrenci kardeşleri ve birçok dostu vardı. Ayrıca oraya evim diyordu!

 

“Son görevim… Üç Alem'e sağlam bir koruyucu bulmak.” Geçmişte bu yükü kendi omuzlarına alan Ning, artık yavaş yavaş ölmekte olduğunu bildiği için Nuwa'yı bulmaya çalışıyordu.

 

Onu bulamazsa bazı büyük güçleri zorlayarak Üç Alem'i korumaları için hayatözü yemini ettirebilirdi! Fakat bunu isteyerek yapan biriyle, zorunda kaldığı için buna “mahkûm” olmuş birileri arasında bariz farklar olurdu. Edilen hayatözü yemininin de bazı sınırları olacaktı; dolayısıyla en iyi çözüm, Üç Alem'i gerçek manada önemseyen birini bulmaktı.

 

Ning, Nuwa'ya güveniyordu. Nuwa, zamanında Üç Alem'in gerçek hükümdarıydı ve Tathagata, Taoist Üç Saflık gibi figürler ona hizmet ediyordu. Karizmasının ve liderliğinin birer göstergesi olarak bunları öne sürmek mümkündü.

 

Vhoosh. Ning dış dünyada beliren dalgalanmayı hissetti. Başını çevirdi ve düzlemsel duvarları aşan gözleri, Genişgök Ebedidünyası'nın boş göklerine yaklaşmakta olan mavi bir ışık hüzmesine odaklandı. Diyarefendisi Zarifrüzgar buraya Karagüneş'i kullanarak geliyordu!

 

“Taolordu Karakuzey.” Diyarefendisi soluğu hızla Genişgök Sarayı'nda aldı. Yere indikten sonra Ning'in yanına yürüdü.

 

“Otur.” dedi Ning sakince.

 

“Taolordu Karakuzey, Nuwa'yı bulduk.” Diyarefendisi lafı dolandırmadı.

 

Bunu duyan Ning'in gözleri ışıl ışıl parladı. Adeta etrafındaki dünya sınırsız bir mutlulukla doluyor ve Diyarefendisi bile bu etkiye kapılıyordu.

 

“Nerede?” Ning sordu.

 

“Şu anda Kavrulangüneş Bölgesi'nde ama asıl yaşadığı yer farklı bir diyarıdüzlem.” dedi Zarifrüzgar. “Bahsettiğimiz diyarıdüzlem buraya epey uzak. Aslında Kaosdiyarı'nın Özleri'ne fazlasıyla yakın bir yerde! İsmi Mavisema Diyarıdüzlemi.”

 

“Kaosdiyarı'nın Özleri'ne yakın sayılır mı?” Ning biraz şaşırdı. İradesi Kılıç Taosu’nun olağanüstü has özleriyle bağlantılıydı; özlerin bulunduğu yerin ne denli uzakta olduğunu biliyordu.

 

Diyarefendisi ekledi. “Oh, doğru ya! Nuwa bir Hükümdar. Geçenlerde Taobirleşimi'de başarılı olarak Hükümdarlık’a ulaşmış. Sadece yüz kaos döngüsüdür yaşıyor olmasına rağmen Hükümdarlık’a ulaşması… Böyle bir yetenek, muhtemelen senden sonra ikinci sırada gelebilecek potansiyele sahip! Ayrıca kendisi Patrik Koruyeli'nin öğrencilerden biri.”

 

Ning iyice heyecanlandı. Nuwa sadece yüz kaos döngüsünde bir Hükümdar olmuştu! Buna şüphe yoktu! Doğru kişiyi bulmuşlardı! Bir Hükümdar olduğuna göre, Üç Alem'i kesinlikle koruyabilirdi. Daha zayıf figürler Ning'in Yalnız Kral'dan aldığı Sithe silahlarını kullanamazdı.

 

“Orada ne işi varmış?” Ning buna anlam veremiyordu. Hemen sordu. “Hakkında bir şey öğrendiniz mi?”

 

“Aldığım bilgilere göre ilk görüldüğü yer Kavrulangüneş Bölgesi'ymiş; yalnız başınaymış. Patrik Koruyeli onu bulmadan önce çok sayıda tehlike atlatmış. Yani teknik olarak Mavisema Diyarıdüzlemi'nin yerel vatandaşlarından biri değil; aslen bir yabancı.” dedi Zarifrüzgar.

 

“Yabancı mı?” Ning artık emindi… Ve bilinç altı da ona bunu söylüyordu. Buldukları kişi kesinlikle Üç Alem'den gelen Anne Nuwa'ydı!

 

“Kavrulangüneş Bölgesi'nde ne yapıyor ki?” Ning'in yüzü ekşidi.

 

“Duyduğuma göre, Patrik Koruyeli ve birkaç büyük gücün oluşturduğu ittifaka eşlik ediyor; keşfe çıkmışlar.” dedi Zarifrüzgar. “Bu bilgiyi Hükümdar Pekşarkı diye birinden aldık.”

 

Ning'in yüzü ekşidi. “Kavruşangüneş Bölgesi… Orası, Kaosdiyarı'nın has özlerine ev sahipliği yapan yerin yanındaki Sekiz Bölge'den biri…”

 

Kaosdiyarı'nın has özleri, Özmerkezi adı verilen mucizevi bir yerdeydi. Orayı normal yollarla bulamazdınız; Hükümdarlar ve Ötekidiyar Efendileri bile basitçe arayarak o yeri bulamazdı. Özmerkezi uzay zamanın arkasında saklanıyordu ve Kaosdiyarı'nın yegane merkezinde bulunuyordu. Onlara ulaşmak istiyorsanız bunun için yeterli bir aydınlanma seviyesine erişmeniz şarttı! Tiranlar bu şartı karşılayabiliyordu ama aynı şey Hükümdarlar için geçerli değildi. Ning Kılıç Taosu’nun has özünü kontrol etmeye başladığından beri bir şeyin farkına varmıştı; isterse o da Tiranlar gibi Özmerkezi'ni bulabilirdi.

 

Has özlerin diyarı… Özmerkezi gerçekten de mucizeviydi. Kaos Kadimleri'ne, Öz Yürüyenler ve farklı farklı canlılara gebe kalan yerdi!

 

Kaos Kadimleri obur gezginlerdi. Kaosdiyarı'nı yavaş yavaş gezdikleri için onlara rastlamak zordu… Ama Öz Yürüyenler farklıydı. Bunlar çok akıllı olmakla birlikte genelde has özlerin kıyılarında yaşıyorlardı! Has özlerin etrafındaki bölge gayet tabii çok sayıda hazineyi barındırıyordu ve arada sırada Sithe'nin Şafak Savaşı'ndan kalma cephaneliklerini de orada bulmak mümkündü.

 

Özmerkezi'nin etrafındaki Sekiz Bölge, bulundukları hazinelerle ünlenmişlerdi. Ning daha önce oraya gitmemiş olsa da, adını duymuştu.

 

“Patrik Koruyeli, Nuwa ve diğerleri güç birliği yaptıklarına göre sorun yaşamazlar.” dedi Zarifrüzgar. “Efsanelere göre, bu sekiz bölge Tiranlar dışındaki herkes için fazlasıyla tehlikeliymiş. Sanırım senin için de ciddi bir tehlike arz etmiyorlardır, Taolordu Karakuzey.”

 

“Bence de.” Ning başını salladı. “Madem öyle, yola çıkmam gerekecek.”

 

“Kavrulangüneş Bölgesi fazla uzak… Oraya diyargemisiyle gitmek milyarlarca yıl sürer.” dedi Zarifrüzgar. “Karagüneş uzay zaman tünelleri açarak anlık ışınlanmalar yapabiliyor ama elimden gelenin de bir sınırı var. Mesafe uzadıkça, ödenmesi gereken bedel de artıyor… Ve bir raddeden sonra uzayamıyor.”

 

“Anladım.” Ning gülümsedi. “Zaten öyle olmasaydı, Sithe efor sarf etmeden Kaosdiyarı'nın dört bir yanına dağılırdı.”

 

“Milyarlarca yıl sürecekse, öyle olsun. Fark etmez.” Ning'in keyfi yerindeydi. Nuwa'yı bulmuş ve onun bir Hükümdar olduğunu öğrenmişti! Daha iyisi olamazdı… Sonunda son endişesini de giderebileceği bir çözümle karşı karşıyaydı.

 

…...

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr