Bölüm 1285: İnzivaya Çekilmek

avatar
3146 24

Desolate Era - Bölüm 1285: İnzivaya Çekilmek



Bölüm 1285: İnzivaya Çekilmek

 

Ji Ning'in tek başına Üç Alem'e geldi. Karma ve Kehanet Taosu’ndaki yetenekleri sayesinde, görülmek istemediği takdirde kimse onu göremezdi.

 

“Üç Alem.” Beyaz cübbeli Ning boşluğa bağdaş kurup oturdu ve mesafedeki kadim kaosa baktı. Uzun, upuzun yıllar önce asıl “Üç Alem” burada yer alıyordu. Fakat yeni Üç Alem defalarca kez parçalanmış ve yeniden yaratılarak varlığa bürünmüştü. Artık burası eskiden olduğu gibi Cennet Alemi, Ölümlü Alemi ve Yeraltı Krallığı diye üç parçaya ayrılmıyordu; üç bin büyük dünya ve trilyonlarca küçük dünya yoktu.

 

 Ning bağdaş kurarak oturmuş bir vaziyette sessizce boşluğu izlemekteydi. Ancak ruhu durmaksızın hareketteydi. Adete eski Üç Alem'e bakıyor gibiydi. Aklında geçmişin görüntüleri oynuyordu.

 

 Kusursuz İttifakı'nın Yeraltı Krallığı'na yaptığı saldırıyı anımsadı. O saldırı nedeniyle Ning, Meng Nine'nin iksirini içmeden yeniden doğmuştu. Gözlerini açtığı yer Ji Klanı'ydı…

 

Babası Ji Yichuan ve annesi Yuchi Kar'dı. Ardından Siyah Beyaz Okulu'na girerek ilk ustası olan Ölümsüz Diancai'yle tanışmış; Mu Kuzeyoğul ile dost olmuş ve Dokuznilüfer ile Yu Wei ikilisiyle karşılaşmıştı.

 

Dokuznilüfer seveceği insanı kendi seçen direkt bir insandı ama çok kararlıydı. Gençateş Klanı'yla yaşanan problemler sebebiyle Dokuznilüfer ile ayrılmak zorunda kaldılar; Yu Wei ise başından beri Ning'i sessizce desteklemeyi bırakmamıştı.

 

Ölümsüz Kaderin Toplantısı'nda Lu Dongin ve Xia İmparatoru ile diğer figürler, Ning ve Yu Wei'nin bir araya gelişini izlediler.

 

Fakat kısa bir süre sonra Ning İçkalp Dağı'na götürüldü ve Patrik Subhuti'nin rehberliğine girdi. Yu Wei'yle bir sonraki karşılaşmalarında Kusursuz İttifakı ve Nuwa İttifakı çoktan bir savaşa başlamıştı…

 

“Yu Wei.” Ning geçmişi anımsıyordu. Yitip giden eşi için gerçekten de çok üzülüyor, ona acıyordu.

 

O günlerde Ning Üç Alem'i gezmiş, rakiplerini alt etmişti. Sonsavaş'ta bizzat yükselerek savaşın sonucunu belirleyen genç adam, Üç Alem'i terk ederek yepyeni bir maceraya açılmıştı. Artık öyle bir adamdı ki engin Kaosdiyarı'ndaki Hükümdarlar bile ondan korkuyordu. Sadece bir Hükümdar almakla kalmamış, bir Kaos Kadimi'ni bile ehlileştirerek bir Taolordu olmasına rağmen büyük bir güç seviyesine ulaşmıştı.

 

Bütün bunlar düşünüldüğünde Ning'in gerçekten de parlak bir figür olduğu söylenebilirdi. Ne İmparator Kalpmührü ne de Hükümdar Parkıyı onun kadar etkileyiciydi!

 

Peki ya eşi? Onun kaderi fazlasıyla kötü ve acınasıydı. Önceki hayatında ufak bir kabilede doğmuştu. Kıyametle karşı karşıya kalan kabilenin sonu kötüydü ve bu nedenle sayısız işkenceye maruz kalan Yu Wei, bir şeytana dönüşmüştü. Şeytani bir varlıktı, Tanrıkral ise gizliden gizliye onu kontrol ediyordu. Bir sonraki hayatında bir Ölümsüz olarak doğsa da ruhu hiçbir zaman Tanrıkral'ın kontrolünden çıkamamıştı. Bu acı ona daima eşlik etmiş ve nihayetinde kalbi öyle bir endişe, öyle bir korkuyla dolmuştu ki… Ning'e olan aşkını bile itiraf etmekten korkar bir hale gelmişti.

 

Nihayetinde, ona gelen kişi Ning'di. Yu Wei ona zarar vermektense kendi ruhunu parçalamayı seçmiş ve ikisi bir araya gelmişti.

 

Ancak Tanrıkral'ın tehditleri hız kesmemişti. Yu Wei günün birinde ifşa olacağını bildiği için Ning'den bir çocuk yapmıştı. Çocuğun doğumundan kısa bir süre sonra ise Yu Wei cehenneme mahkûm edilmiş ve gerçekruhu yitip gitmişti.

 

Kıyamet dolu, acınası bir hayat yaşamıştı. Hayatındaki en parlak günler Ning'le geçirdiği ve kızına hamile kaldığı günlerdi. Ancak ne yazık ki güzel günler hep kısa sürüyordu.

 

…….

 

Ning o geceyi tek başına uzaya bakarak sessizce geçmişi anarak geçirdi. Düşünceleri eşiyle birlikte geçirdiği zamanlara odaklıydı.

 

Güçlü bir gelişimci olduğu için bugüne dek yaşadığı her şeyi net bir şekilde hatırlayabiliyordu. Akan zaman bile anılarını silmeye yetmezdi.

 

 Karmaşık duygular içerisinde değildi. Sadece eşini düşündükçe kalbine bir ağrı saplanıyordu.

 

Vhoosh. Ning ayağa kalktı ve mesafedeki devasa ateş topuna baktı. Güneş Yıldızı, Ning'in yüzünü aydınlatıyordu.

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim… Gelişim yolunda bugünlere kadar geldim ve bugün, Taobirleşimi'ne başlayacağım. Son kumarımı oynuyorum. Bekle beni. Öyle ya da böyle, elbet birlikte olacağız.” Ning mırıldandı.

 

Tao kalbi, ruhu ve gerçekruhu… Mükemmel durumdaydılar. Yalnız başına geçirdiği gece, eskiyi andığı zamanlar onu sessizce ve farkına bile varmadan mükemmel bir ruh haline ulaştırmıştı.

 

Riiip. Ning uzay zamanı yararak kayboldu.

 

…….

 

Şafak. Genişgök Sarayı. Karakuzey Malikanesi.

 

İmparator Saltsema, Hükümdar Mavihabis, Ateşkanadı Tanrısı, Su Youji, Hapazizi ve Aksükun, herkes ayaktaydı. Önceki geceyi ayakta geçirmişlerdi. Bekliyorlardı ve bekledikçe de gerginleşiyorlardı. Kalplerinde karmaşık düşünceler vardı, hepsi Taobirleşimi'nin bir Taolordu için ne anlama geldiğini çok iyi biliyordu.

 

Vhooosh. Ning aniden önlerinde belirdi.

 

“Ji Ning.”

 

“Efendim.”

 

“Karakuzey.” Ayağa kalktılar.

 

Ning onlara bakarak gülümsedi. “Buradasınız demek? O asık suratlarınız da ne öyle? Sanki Taobirleşimi'nde çoktan başarısız olmuşum gibi davranıyorsunuz!”

 

“Efendim, kesinlikle başarılı olacaksınız!” Ateşkanadı'nın gözleri biraz yaşlıydı. Orada bulunanlar arasında duygularına en hâkim olamayan kişi şüphesiz ki Ateşkanadı'ydı. Ning'e, bir çocuğun babasına baktığı ve bağlandığı gibi bakıyordu. Çabucak konuştuç. “Efendim, daha önce gördüğüm her Taolordu'ndan daha güçlü ve karşılaştığım her Hükümdar'dana daha bilgesiniz. Nihai Kılıç Taosu’nu kolayca tamamlayacaksınız. Başaracağınıza eminim!”

 

“Ateşkanadı.” Ning öne çıktı, Ateşkanadı'nın başına dokundu. Onu ilk ehlileştirdiği zamanlarda, sadece güçlü bir hizmetkar edindiğini düşünüyordu. Fakat geçen zamanla birlikte ikili birbirine iyice ısındı. Ning bu yaratığın kendisine ne kadar koşulsuz bir güven duyduğunu hissediyordu. Ateşkanadı gerçekten de karmaşık düşüncelerle işi olmayan bir çocuk gibiydi. Geçen zamanın ardından Ning onu gerçekten de sevmeye başlamıştı ve bu yüzden, Diyarefendisi ve Yalnız Kral ikilisine karşı biraz öfke besliyordu. Ateşkanadı için mücadele etmeleri onu hiç de mutlu etmiyordu.

 

“Karakuzey, başarılı olmak zorundasın! Seni bin kaos döngüsü boyunca takip edeceğime yemin ettim! Daha sadece yüz kaos döngüsü geçti! Daha birbirimizle işimiz bitmedi.” Mavihabis'in yaşlı suratında bir gülümseme belirdi; zaten kırışıklıklarla dolu olan suratı, şimdi iyice kırışıyordu.

 

“Merak etme. Bin kaos döngüsü sona erdikten sonra, beni takip etmek için yalvarmaya başlayacaksın.” Ning gülümsedi. “Zamanı gelince, ne tür bir karar vereceğimi düşünmem gerekecek.”

 

Ning, Saltsema ve diğerlerine baktı. Bir kez daha gülümsedi. “Pekala, konuşarak vakit harcamaya gerek yok. İnzivaya çekiliyorum ve Taobirleşimi'ne başlıyorum.” dedi Ning.

 

“Benden daha yeteneklisin. Başarılı olacaksın.” dedi Saltsema.

 

“Efendim…” dedi Su Youji. “Gelecekte, kendi Taobirleşimi'me meydan okurken yanımda olmanızı istiyorum.”

 

Ning başını salladı. Hapazizi ve Aksükun ikilisinin omuzlarına dokunduktan sonra malikanesine girdi. Hapazizi ne diyeceğini bilemiyordu, Aksükun ise sessizce izlemekteydi. Bir golem olsa da bilince sahipti ve çok zekiydi.

 

Ning'in malikaneye girişini izlediler. Tırırım! Malikanenin kapıları tamamen kapandı ve mühürlendi.

 

Ateşkanadı gerçek formuna, devasa, kanatlı formuna büründü. Malikanenin önüne uzandı ve bölgeyi soğuk gözleriyle süzmeye başladı. Ning'in malikaneyi koruma emrini hemen uygulamaya başlamıştı!

 

“Youji, rahatla biraz. Gergin olman efendimize yardım etmeyecek.” Hapazizi teselli niyetine konuştu. “Artık her şey ona bağlı. Söylentilere göre, bir Taobirleşimi dokuz yıl sürebiliyormuş.”

 

“Evet. Artık her şey ona bağlı.” Su Youji bağdaş kurdu ve gözlerini kapattı.

 

Beklemeye başladılar. Dokuz yıl, onlar için kısa bir zamandı.

 

…….

 

Malikanede…

 

Beyaz cübbeli Ning altından bir sunağın üstünde bağdaş kurmuş oturuyordu. Bu büyülü sunak Ning'in bizzat yarattığı bir hazineydi. Tiran'ın taştan sunağını inceleyerek, elinden geldiğince onu taklit etmişti. Formasyon Taosu sayesinde bunu biraz başardığı söylenebilirdi. Yine de Taobirleşimi'ndeki asıl başarı şansına sahip olan kişi, Kadimikiz’iydi.

 

Tiran'ın taştan sunağı, Taşkor İncisi ve hatta Ateşlibulut Çiçeği bile Kadimikizi'ndeydi. Ning'in gerçek vücudundan daha hazırlıklı ve güvenli olan Kadimikiz, bu plandaki baş roldü. Fakat yine de Ning gerçek vücudunu hazırlamak için de elinden geleni yapmıştı. Böylece, Taobirleşimi'ndeki şansı biraz da olsa artacaktı. Gerçek vücuduna bazı değerli haplar ve Birleşimin Taştan Tütsülüğü'nü verdi. Belki gerçek vücudu Kadimikiz’inin %0.1'i kadar bile etkili olmayacaktı ama ufacık bir yardım bile önemliydi.

 

Lakin tabii, Taobirleşimi başladığında ikilinin bütün öngörüleri ve tecrübeleri birleşecekti. Onlar bir bütünün parçalarıydı ve ruhları, gerçekruhları ve anıları birdi. Taobirleşimi sırasında bir Kadimikiz ile bir gerçek vücut arasında hiç fark yoktu.

 

Taobirleşimi'nde başarılı olursa hem gerçek vücudu hem de Kadimikizi ebediyeti kazanacaktı. Başarısız olursa da gerçekruhu parçalanmaya başlayacaktı.

 

Beyaz cübbeli Ning sunağın üstünde otururken, siyah cübbeli Kadimikiz Ning de Mavi Çiçek Malikanesi'ndeki Tiran'ın sunağında oturuyordu. Ning'in iki avatarı da inzivaya çekilmişti. Bir avatar gerçekruhun ve tanrıhissinin parçalarını taşırdı; Taobirleşimi'nde başarısız olursa avatarları hızla yok olacaktı. Fakat gerçek vücut ve Kadimikiz'in tamamlanmış ruhları olduğu için anında yok olmayacaktı; bu süreç biraz zaman alırdı.

 

“Başlayalım.” Gerçek vücut ve Kadimikiz aynı anda gözlerini kapattı.

 

……

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44252 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr