Bölüm 1277: Uzak Bir Yolculuk

avatar
3363 27

Desolate Era - Bölüm 1277: Uzak Bir Yolculuk



Bölüm 1277: Uzak Bir Yolculuk

 

Nihayetinde, Alevejder Diyarıdüzlemi'nde yapılan bu büyük etkinlik sona erdi. Hükümdarlar ve İmparatorlar birer birer ayrıldılar; Genişgök Ebedidünyası da eski sakinliğine kavuştu.

 

Genişgök Sarayı'nda…

 

“Selamlar, kıdemli öğrenci kardeşim Karakuzey.” Ning'in önünde on Dünya Seviye gelişimci duruyordu. Aralarında küçükler, büyükler, uzaylılar, anormal yaşam formları ve hatta bir de antik gelişimci vardı. Saygıyla eğildiler, hepsi çok heyecanlıydı. Sonunda seçilmişlerdi! Unutulmamalıdır ki bu mücadeleye katılan dehalar genel bağlamda aynı seviyedeydi. Hatta elenenlerden bazıları onlardan da yetenekliydi!

 

“Bugünden itibaren sizler, İmparator Miratkar'ın fahri öğrencilerisiniz.” dedi Ning. “Ustamız, İmparator Miratkar, uzun zaman önce Alevejder Diyarıdüzlemi'nden gittiği için onun yerine sizlere ben ders vereceğim. Ancak gelişim dediğimiz şey, kişinin kendi benliğine bağlıdır. Dolayısıyla, her birinize sadece on adet özel ders imkânı sunuyorum. On dersin sonunda sizlere başka bir şey öğretmeyeceğim. Anlaşıldı mı?”

 

“Anlaşıldı.” Dünya Seviye gelişimciler içten içe şaşırsalar da hepsi gayet sakindi. Bunlar gururlu dehalardı. Genelde büyük güçlerin çoğundan etkilenmiyorlardı ama Taolordu Karakuzey'e karşı resmen fanatik bir adanmışlık içerisindeydiler. Zaten bu yüzden onunla bir arada olmak için çok uğraşmışlardı. İmparator Miratkar'ı pek önemsemiyorlardı! İmparator Miratkar'ın kişisel öğrencisi olmak bile, Karakuzey'den bizzat ders almak kadar çekici değildi.

 

On ders mi? Taolordu Karakuzey bunu söylediyse bir sebebi olmalıydı!

 

“Güzel.” Ning gülümsedi. “Onunuz da Kılıç Taosu’nda olağanüstü yeteneklere sahipsiniz. Aranızdan üç kişi birden fazla Üstün Tao'yu birleştirmeyi başardı ve diğer yedisi de birden fazla Üstün Tao kavramış durumda. Sizlere ufak bir rehberlik sunmam yeterli olacaktır. Unutmayın, Samsara Taolordu olduğunuzda ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgiyi tek başınıza katedeceksiniz.”

 

Öğrenciler bir ustanın sunduğu her şeyi öğrenme kabiliyetine sahip olamayabiliyordu; hayatta, elinizdeki malzemelerle işinize bakmanız gerekmekteydi. Her Samsara Taolordu'nun kendine has bir Tao'su vardı. Ning, küçük öğrenci kardeşlerinden ya da kişisel öğrencilerinden biri bile Nihai Tao'ya adım atarsa şaşkına dönerdi. Muhtemelen bu kişilerden biri bile Nihai Tao'ya ulaşamayacaktı.

 

Nihai Taolar'ı ders niyetine öğretemezdiniz. Bu Tao türünü kendi başınıza keşfetmeniz gerekiyordu! Ning bilge bir öğretmen olarak onlara ne tür bir rehberlik sunacağını biliyordu. Neyse ki Ning gibi Nihai Tao'yu takip eden bir öğretmene sahip olacaklardı. Ning'in Tao'su uzun, sapasağlam inşa edilmiş bir ev gibiydi ve sunacağı rehberlik de eşsiz olacaktı.

 

“Bu gördüğünüz şey, Kılıç Barakası'nın dünyasıdır.” Ning elini salladı ve on adet siyah halka çıkardı.

 

“Kılıç Barakası sayısız kılıç sanatıyla doludur. Ustamız İmparator Miratkar'ın [Kalpmührü] sanatının dışında, Kılıç Taosu’na ait bütün temelleri de barındırır.” dedi Ning. Yani diğer bir deyişle… İçinde Nihai Tao'ya ait temeller vardı. Genç adam bu yüzden “Kılıç Taosu’na ait bütün temeller” gibi cesur bir sözü söylemeye cüret edebilmişti.

 

“Kılıç Barakası'nda çalışabilirsiniz ama unutmayın, dış dünyada da kendinizi denemeniz gerekiyor. İşte o vakit, belki de gerçeği görür ve size ait olan yolu aydınlatabilirsiniz.”

 

“Teşekkürler, kıdemli öğrenci kardeşim.” On öğrenci de aydınlanmıştı.

 

“Kılıç Barakası'nda sizlerden başka kimsenin girmesine izin yok. Farklı biri girmeye çalışırsa içindeki malikane dünyası direkt parçalanacaktır.” dedi Ning. “Dolayısıyla, barakayı başka kimseye veremezsiniz.”

 

“Anlaşıldı.” Böyle bir hazineyi başkasına verecek kadar aptal olmak, gerçekten de muazzam bir başarı olurdu!

 

Ning bir kez daha elini kaldırdı ve öğrencilere doğru çok sayıda Tao Mührü gönderdi. “Bunlar, bizzat dövdüğüm mühürlerdir. Bazısı Kılıç Taosu’na, bazısı Uzay Taosu’na, bazısı Zaman Taosu’na, bazısı kalpgücüne ve bazısı da Karma Taosu’na odaklıdır… Kişi başı dokuz mühür alacaksınız ve her mühür, bir diğerinden farklı. Kimisi kaçmak için tasarlanmışken, kimisi de saldırı odaklı geliştirilmiştir. Bunlardan sadece üç tanesini kafa kafaya yapılacak bir saldırı olarak kullanabilirsiniz.” dedi Ning. “Maceraya çıktığınızda dikkatli olmalı ve Tao Mühürleri’ni dikkatsizce kullanmamalısınız. Onları kullandıktan sonra, benden yenilerini alamayacaksınız.”

 

Öğrencilerin her biri keyifli ve bir yandan da şaşkındı. Taolordu Karakuzey mühürlerin tamamını bizzat mı dövmüştü? Mühür dövme işi basitti ve çoğu büyük güç bunu yapabiliyordu, fakat inanılmaz derecede güçleri barındırabilecek bir hazineyi yapmak için kullanılan malzemeler gayet değerliydi. Daha da önemlisi, Tao Mührü’nün yaratıcısı her mühre kazıdığı Tao'yu iyi ölçüde bilmek zorundaydı.

 

Yani… Bütün bu mühürleri yaratan kişi kıdemli öğrenci kardeşleri Karakuzey ise, o halde Karakuzey birden fazla Tao'da inanılmaz bir seviyeye ulaşmış olmalıydı.

 

“Kişi başı yüz milyon Küp kaos Nektarı alacaksınız. Alın bakalım.” Ning elini salladı ve birkaç tane depo tipi hazine fırlattı.

 

“Burada da Kılıç Taosu’ndaki öngörülerinizin ışığında yaratılmış üst kademe Ebediyet Kılıçları var. Her birinize altı adet verilecek.” Ning elini salladı ve altmış kılıç gönderdi.

 

Üst kademe Ebediyet Hazineleri mi? Ning'in elinde bunlardan koskoca bir dağı oluşturacak kadar fazla vardı. Aslına bakılırsa, aynı şey bütün Hükümdarlar için geçerliydi. Ning çoğu Hükümdar'dan daha zengin biriydi. Yeşimateş Diyarı'nda bazı Hükümdarlar'ı deyim yerindeyse soymuş ve Kışateşi'ni öldürerek dehşet verici bir hazine topluluğu elde etmişti. Tabii Yeşimateş Diyarı'ndaki hücrelerde bulduğu hazineleri söylemeye bile gerek yoktu. Genç adam yanında altı Evren Hazinesi taşıyordu! Fakat ne yazık ki bunlardan biri bile kılıç tipi değildi.

 

“Size verebileceğim ve vermem gereken her şeyi verdim. Kılıç sanatları, ilahi yetenekler, gizli sanatlar… Bunların hepsini Kılıç Barakası'nda bulacaksınız.” dedi Ning. “Onları kazanmak istiyorsanız Kılıç Barakası'na girin ve imtihanları geçin. Gidin hadi. Genişgök Sarayı'nda sizlere ait birer malikane bulacaksınız. Sakinleşin ve eğitime odaklanın. Soru işaretlerine takıldığınızda ise yanıma gelin ama unutmayın… Hepinize sadece on kez soru sorma şansı veriyorum!”

 

“Anlaşıldı.” On öğrenci kardeş de heyecanla yola çıktı.

 

“Ne servet ama.”

 

“Herkese yüz milyon küp Kaos Nektarı verdi!”

 

“Belki sıradan Taolordları bu miktarı vermekten acizdir ama kıdemli öğrenci kardeşimiz Hükümdarlar'a bile dengi gibi davranıyor.”

 

“Ah! Kılıç Barakası'nda bir ibadet minderi var. Kadimikiz'im oraya oturduğunda gelişimdeki hızı anında yükseldi. Bu şey, bize verilen Kaos Nektarı’ndan bile daha değerli!” Genişgök Sarayı'na doğru gittikleri sırada, ibadet minderinin ne kadar mucizevi olduğunu da keşfediyorlardı. Hepsi şaşkındı. Ebediyet İmparatorları'ndan bile böyle bir hazineye sahip olan fazlası yoktu!

 

……

 

Ning'in beşinci ve altıncı öğrencileri olan Vasi-Esin ikilisi için hazırladığı hazinelerin çoğu, diğer on kişiye verdiği hazinelere denk sayılırdı. Aradaki tek fark Kılıç Barakası'nda yatıyordu.

 

“Samsara Taolordu Seviyesi’ne geçmeden önce sizin de diğerleri gibi bana on tane soru sorma hakkınız var.” dedi Ning. “Dolayısıyla, Kılıç Barakası'nda sıkı çalışmanız gerekiyor. Soruları kendi başınıza çözmek için çabalayın. Baktınız ki hiçbir ilerleme kaydedemiyorsunuz, o vakit yanıma gelin.”

 

“Anlaşıldı.” Vasi ve Esin ikilisi çok saygılıydı.

 

“Çekilebilirsiniz.” dedi Ning ve ikili uslu uslu mekânı terk etti.

 

Herkesin çekildiğini gören Mavihabis nihayet konuştu: “Karakuzey, sanki öğrencilerine biraz fazla ‘kayıtsız’ davranıyor gibisin?”

 

“Onlara rehberlik edebilirim ama gereğinden fazla ders vermek, geleceklerini tehlikeye atmakla aynı şeydir.” dedi Ning. “Soruların cevabını kendi başlarına bulurlarsa gelecekte daha büyük işler başarabilirler. Her sorunda bana gelmeleri sence de mantıksız değil mi? Ayrıca… Onlar için yarattığım ‘Kılıç Barakası’ da bir usta sayılır.”

 

“Öğrencilerini gözünde fazla büyütüyor olabilirsin. Çoğu daha Üstün Taoları'nı bile birleştirebilmiş değil. Bilirsin ya, herkes senin gibi ucubevari bir yeteneğe sahip olmuyor.” Mavihabis başını iki yana salladı.

 

“Eh… İlerleyemezlerse, orta kademede sıradan bir hayat sürebilirler.” Ning gülümsedi. Kılıç Taosu, doğası gereği arkaya bakmadan, durmaksızın ilerlemenizi gerektiren bir yoldu. Kişinin kendi benliğine göre şekil kazanıyordu. Sürekli ne yapması gerektiği konusunda gevezelik eden bir adamın büyük güçlere katılması mümkün olabilir miydi? Ning onların öğretmeni olsa da, yapacakları seçimlere fazla müdahil olamazdı.

 

Ayrıca… Bir öğretmen ne kadar ünlüyse, öğrencileri üstündeki etkisi de bir o kadar fazla oluyordu. Ning dikkatli olmalıydı ve onlara gereğinden fazla rehberlik etmemeliydi. Bunu yaparsa öğrencileri kendilerine en uygun yollardan saparak başka bir yola girebilirdi. Ning için en iyi olan şey, öğrencileri için de en iyi olacak diye bir şey yoktu.

 

Fakat… Onları serbestçe gezintiye yollamak da mantıksızdı. Ning bu nedenle Kılıç Barakası'nı, Kılıç Taosu’nun bütün yollarını içeren bu hazineyi yaratmıştı. Öğrenciler, bu baraka sayesinde kendilerine en uygun gördükleri alanlara yönelebileceklerdi.

 

Dışarıdan bakıldığında Ning kayıtsız bir tavır sergiliyor gibi görünüyordu ama işin aslı başkaydı; Ning gerçekten de seçtiği öğrencileri nasıl eğiteceğini iyice düşünmüştü. Bu konuda kişisel öğrencileri ve ustası Miratkar için seçtiği öğrenciler arasında bir ayrım gözetmiyordu. Evet, teknik olarak Miratkar adına kabul ettiği öğrenciler için bir “kıdemli öğrenci kardeş”ten fazlası değildi ama gerçek manada düşünüldüğünde, kayıplara karışan Miratkar'ın yerine Ning onlara ustalık yapacaktı. İşte bu yüzden Ning hepsine farklı farklı Tao Mührü vermişti; böylece öğrenciler karşılaşabilecekleri garip durumlardan sağ çıkabilecekti. Bu mühürler, Dünya Seviyesi’ndeki maceralar için yeterince güçlüydü.

 

……

 

Ning öğrencilerle işini hallettikten sonra Ateşkanadı, Mavihabis ve Aksükun üçlüsünü alarak yola çıktı. Alevejder Diyarıdüzlemi'ni terk ettiler. Bu kez On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'nın da ötesinde yer alan bir yere gidiyorlardı.

 

Peki ya öğrencileri? Ning'in Genişgök Sarayı'nda daimî konaklayan avatarı, onlara rehberlik vermek için hazırda bekliyordu. Ayrıca Alevejder Diyarıdüzlemi'ni de avatarı aracılığıyla izlemekteydi.

 

Vhoosh. Diyargemisine atladılar ve gemi Büyük Karanlık'a yöneldi. Diyargemisindeki Mavihabis ve Ateşkanadı durmaksızın bir şeyler yerken, Aksükun sessizce Ning'in arkasında duruyordu. Ning ise elinde tuttuğu yeşim parşömenle ilgili düşünceler içerisindeydi.

 

Parşömende, Diyarefendisi'nin o bölgeye dair bildiği bütün bilgiler yer alıyordu.

 

“Buzyel Denizi mi?” Ning sessizce düşündü. Buzyel Denizi Diyarefendisi ve arkadaşlarının zamanında geçtiği bir yerdi. Ona bu adı onlar vermişti.

 

Buzyel Denizi'ni tek bir kelimeyle açıklamak mümkündü: Soğuk! Fakat içinde ateş tipi hazineler de yetişiyordu ve Ateşlibulut Çiçeği bunlardan biriydi. Ning'in en çok elde etmeyi istediği hazine de Ateşlibulut Çiçeği'ydi.

 

…….

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr