Bölüm 1275: Kılıç Barakası

Genişgök Sarayı'ndaki gizli bir odada…

Beyaz cübbeli Ji Ning tek başına oturuyordu. Elini sallayarak on adet taş çıkardı ve taşlar önünde süzülmeye başladı.

Çat, çat, çat. Ning parmağını hafifçe sallayarak süzülmekte olan taşları ateşlerle kapladı. Yavaş yavaş erimeye başlayan taşların üstünde semboller beliriyordu. Her şey Ning'in iradesine yönelik hareket ediyor ve semboller birleşerek on taşı, on siyah halkaya çeviren sistematik bir formasyon düzenine bürünüyordu. Daha sonrasında Ning, birkaç değerli malzeme daha çıkardı ve onları halkalara ekledi.

Genç adam Ateş ve Formasyon Taoları'nda olağanüstü seviyelere ulaşmıştı. Dolayısıyla bu tarz basit Ebediyet Hazineleri yaratmak onun için kolay bir işti. Kullandığı malzemeler ise çoğu Ebediyet İmparatoru'nun ağzını açık bırakacak kadar değerliydi… Fakat bunlar, Ning için önemsiz şeylerdi.

“Başarılı.” Ning gülümsedi. On bileklik de etrafa güç dalgaları saçan altın, gümüşi ve mor çizgilerle parlıyordu.

“Üst kademe Ebediyet Hazineleri. Kullandığım malzemeler sayesinde, onları sadece Hükümdarlar yok edebilir.” Ning halkaların kontrolünü devraldı ve hepsine tanrıhissinden parçalar gönderdi.

Vhooosh. Hemen önünde on bin kilometrelik bir uzay belirdi. Halkaların her biri malikane tipi hazinelerdi! Ancak içlerindeki bölge “yalnızca” on bin kilometrelik bir çapa sahipti; çünkü bunlar, dengeli ve istikrarlı yapılardı.

“Toprak hayata bürünsün.” Uzayın derinliklerinde geniş bir kara parçası yükselmeye, on bin kilometrelik bölgeyi hızla kaplamaya başladı.

“Dağlar yükselsin.” Çok geçmeden ana karadan çıkan ve neredeyse on bin kilometreye uzanan bir dağ kendini gösterdi.

Ning iradesini kullanarak on bin kilometrelik dünyayı dağlarla ve nehirlerle dolduruyordu.

“Kılıç Barakası.” Ning'in tanrıhissi yansıması parmağını kaldırdı ve en büyük dağ vadisinde sıradan görünen bir baraka kulübesi oluştu.

Bir saat geride kaldı. Ning'in gerçek vücudu bir ibadet minderi yaratmış ve onu Kılıç Barakası'nın içine yerleştirmişti. Koskoca malikane hazinesindeki en değerli şey bu ibadet minderiydi ve minder, meditasyon yapan Ebediyet İmparatorları'na bile yardımcı olabilecek özelliklere sahipti. Gelişimciler bu mindere oturduktan sonra zihinlerinin durulduğunu ve ruhlarının huzura erdiğini hissedecekler; bu sayede normalden daha hızlı meditasyon yapabileceklerdi. Ning ibadet minderini yaratırken Tiran'ın taştan sunağını örnek almıştı.

Öngörü konusunda Tiran'ın seviyesine yakın bile sayılmazdı ama yarattığı ibadet minderi, Birleşimin Taştan Tütsülüğü'nün %5'lik etkisine sahipti. Yani nadir ve değerli bir hazineydi.

“Bu dünya, Kılıç Taosu’na ait bir dünya olacak.” Ning'in tanrı hissi yansıması dünyayı süzdü. Tırırım… Dağların, derin vadilerin bulunduğu dünyanın her bir yanı kılıç sanatlarıyla doluyordu. Sayısız kılıç sanatı vardı; kimisi basit, kimisi karmakarışıktı.

Bunlar, İmparator Miratkar'ın [Kalpmührü] adını taşıyan sanatını oluşturan temel sanatlardı; bu sanatlara ulaşmak için [Kalpmührü] sanatını parçalara ayırmak gerekiyordu. Artık Ning, Kılıç Taosu’nda İmparator Miratkar'ı geride bırakmıştı. Öncelikle [Kalpmührü] sanatının temel taşlarını kavrayan Ning, bu sanatı kullanarak daha derin ve daha başka alanlara yönelen sekiz kılıç sanatı geliştirdi. Karmadaki yetenekleri sayesinde genç adamın kavrayış ve anlayış konularında da geliştiği bir gerçekti. Nihai Kılıç Taosu gibi bir temele de sahip olduğu için birden fazla Şehir Efendisi Seviye kılıç sanatı yaratmak onun için kolaydı.

Ning tek bir Üstün Tao'yla Taobirleşimi'ne meydan okumak isteseydi, önünde şimdikine kıyasla çok daha basit bir yol olacaktı. Fakat genç adamın yolu çoktan belirlenmişti ve bir yola adım attığınızda ne geriye dönebilir ne de bu kararınızdan pişman olabilirdiniz.

Ayrıca… Herkesin kendine has bir fikri vardı ve her şeyin özünde yatan temeller birbirinden farklıydı. Nihai Kılıç Taosu’nu takip eden Ning, sadece bununla kalmamış ve ilerlediği süreçte Uzay, Formasyon, Zaman, Karma ve daha nice Taolar'da Şehir Efendisi Seviyesi’ne ulaşmıştı. Bu yüzden Şehir Efendisi Seviye kılıç sanatlarını yaratmakta zorlanmıyordu. Eğer daha basit bir yol seçmiş olsaydı, belki de bugünlere gelemez ve bu Taolar'da da bulunduğu seviyeye asla ulaşamazdı.

“Kılıç Barakası kişiyi hızla geliştirme imkanını sağlayan, meditasyon için mükemmel bir yer.” Ning başını salladı. “Kılıç Barakası'ndaki nadir ve özel kılıç sanatlarını elde etmek için öncelikle bazı testleri geçmek gerekiyor.”

“Tamamdır. Kılıç Barakası tek başına bütün öğrencilere rehberlik sunmak için yeterli olacaktır.” Ning gülümsedi. Ustası adına on öğrenci kabul edeceği için onlara bazı hazineler de vermesi gerekiyordu.

Onları bizzat eğitemeyeceği bir gerçekti; bu nedenle Ning, Kılıç Barakası'nı yaratmıştı. Kılıç Barakası zamanında Ning'in Miratkar'dan aldığı tanrıhissi mirasından bile daha değerliydi. Sonuçta Ning, Kılıç konusunda Miratkar'dan daha başarılıydı ve daha iyi bir rehberdi. Kabul edeceği on “küçük öğrenci kardeşi”nin başarılı olmasını yürekten istiyordu.

………

Ning on adet Kılıç Barakası yaratmak için yarım gününü harcadı ve akabinde seksen yıllık bir süreçte beş adet Gümüşi Kılıç Barakası yarattı. Karma Taosu’ndaki ustalığı sayesinde genç adam en fazla dokuz öğrenci alacağını hissedebiliyordu.

Burada bahsi geçen dokuz öğrenci, Ning'in kişisel öğrencileriydi. Genç adam daha önce Mavitepe Xiaoyu, ‘Yeşil Bambu’ Yang Quding ve genç efendi Gökyel'i öğrencisi olarak kabul etmişti. Şu anda üç öğrencisi vardı! Dördüncü adıma geçtikten sonra bıraktığı mirasın da günün birinde sahibine kavuşacağını biliyordu; yani er ya da geç dördüncü öğrencisi de olacaktı.

Yani genç adam gelecekte en fazla beş öğrenci daha alacaktı. Bu kez yaşanacak mücadeleyi dikkatle izlemeyi ve ilgisini çeken birkaç kişiyi kendi öğrencisi olarak almayı düşünüyordu. Ama kendisini zorlamayacaktı; her şeyi kadere ve şansa bırakıyordu. İlgisini çeken biri çıkmazsa, öğrenci de almayacaktı.

Beş Gümüşi Kılıç Barakası'nı kişisel öğrencileri için hazırlamıştı. Dolayısıyla, bunlar normal Kılıç Barakaları'ndan daha değerliydiler. Aslında diğerlerine benziyorlardı ama Ning Gümüşi Kılıç Barakaları'na koyduğu ibadet minderlerini daha değerli malzemelerden yapmış ve formasyonları da aynı ölçüde geliştirmişti. Bu barakalarda yer alan minderlerin etkisi, Birleşimin Taştan Tütsülüğü'nün yaklaşık %20'lik bir etkisine eşitti! Daha da önemlisi, Gümüşi Barakalar'ın odağı İmparator Miratkar'ın [Kalpmührü] sanatı değil, Ning'in kendine ait olan Nihai Kılıç Taosu’ydu!

Lakin tabii Tao'sunu öylece öğrencilerine veremezdi. Bunun yerine, genç adam rehber olması için birden fazla kılıç tekniği yerleştirmiş ve Nihai Kılıç Taosu’nun beş temel duruşuna ait kılıç izleriyle dünyayı doldurmuştu.

“Onlara verebileceğim her şeyi verdim. Sıradan Kılıç Barakaları'na bile ihtiyaç duyacakları temelleri yerleştirdim; o temellerle birlikte, yetenekleri varsa Nihai Kılıç Taosu’nu yaratabilirler.” Ning başını salladı. Kendisi de Nihai Kılıç Taosu’nun yoluna adım atmadan önce bulduğu ufak tefek parçaları birleştirmişti.

………

Hediyelerini hallettikten sonra dokuz milyon yıl boyunca bekledi; bu süreçte Alevejder Diyarıdüzlemi'nde haberleri duymayan kimse kalmamıştı! Herkes heyecanlıydı.

“Söylentilere göre mücadeleleri izlemek için çok sayıda heybetli Dördüncü Adımın Taolordları gelmiş. Taolordu Karakuzey'in öğrencisi olamasak bile, diğer Taolordları'nın öğrencisi olabiliriz.”

“İzlemeye gelenler arasında efsanevi Ebediyet İmparatorları ve antik figürler de varmış. Fırsat bu fırsat diyerek öğrenci alabilirler.”

“O da bir şey mi! Taolordu Karakuzey'e üç yüce Hükümdar da eşlik edecekmiş! Düşünsenize, bir Hükümdar'ın öğrencisi olmak…”

Etkinliğin yayıldığı alan çok genişti. Normalde Alevejder Diyarıdüzlemi'ndeki altı büyük güç istikrarlı ve dengeli bir durumdaydı; dolayısıyla bu tarz karmaşalar yaşanmıyordu. Ning'in haberini verdiği turnuva ve seçim süreci ise Parkıyı gibi krallıkların uyguladığı turnuvalardan kat be kat daha büyüktü! Lakin tabii, Ning'in etkinliğini fırsat bilerek kendilerine öğrenci seçmek isteyen bazı büyük güçler de yarışmayı izleyecekti.

...........

Seçilen dokuz büyük bölge de Şehir Efendisi Seviyesi’ndeki büyük güçler tarafından yönetiliyordu. Bu nedenle ilerleyiş gayet dengeli ve olaysızdı.

Fakat mücadeleye katılmak isteyen kişi sayısı akıl alır gibi değildi. Bu yüzden ilk yıl yapılan turnuva öncesi elemelerde, gerekli güce sahip olmayanlar elenmeye başladı. Ning gayet tabii bir “alt sınır” seçmişti ve bu sınır, katılımcıların en azından “Üstün Dünya Tanrısı” seviyesinde olmasını gerektiriyordu. Bu koşul bile katılımcıların %99'unu elemeye yetmişti.

Daha sonrasında Ning, seçilen elitleri Genişgök Sarayı'na ışınladı; orada bizzat yarattığı özel bir yer vardı… Göklere Açılan Merdiven! Katılımcılar, bir sonraki mücadelede gökyüzüne tırmanmaya çalışacaklardı.

Göklere Açılan Merdiven'in yüksekliği inanılmazdı. Merdivende ilerlemek istiyorsanız birbirinden farklı zorlukların üstesinden gelmeniz gerekiyordu. Taraflardan biri ya ölecek ya da pes edecekti. Bir sonraki basamağa çıkmanın tek yolu buydu.

İmparatorlar, Hükümdarlar ve Ning, Göklere Açılan Merdiven'de yaşanan mücadeleleri dikkatle izliyorlardı.

“Şu çocuk fena değilmiş. Onu istiyorum.” Tao İttifakı'ndaki Ebediyet İmparatorları'ndan biri kahkahayı bastı ve ardından elini sakince kaldırarak, demin neredeyse canını yitiren Dünya Seviye gelişimciyi sardı.

Ning ve üç Hükümdar en yüksekte yer alan tahtlarda oturuyor, yaşananları uzaktan izliyorlardı. Araya girmediler. Göklere Açılan Merdiven'den öğrenci almak istiyorsanız, en azından Ebediyet İmparatoru olmanız gerekiyordu… Fakat Ebediyet İmparatoru olsanız bile, sadece mücadelede başarısız olan kişilerden seçim yapabiliyordunuz! Sadece Ning ve üç Hükümdar başarılı gelişimciler arasından seçim yapabiliyordu.

“İlginç.” Ning'in gözleri boşluğun ötesine ulaştı ve yan yana merdivenleri tırmanan iki gelişimciye odaklandı.

“Karakuzey, şu çocuklar ilgini mi çekti?” Hükümdar Parkıyı sordu.,

“Onları biraz daha izlemek istiyorum; bakalım performansları nasıl olacak. Ama epey hoşuma gittiklerini söyleyebilirim.” Ning gülümsedi. Parkıyı, Yerzambak ve Yelyağmur üçlüsü de gülmeye başladı. Unutulmamalıdır ki Göklere Açılan Merdiven'de birden fazla Üstün Tao'yu birleştirmiş dehalar vardı. Ning'in demin bahsettiği kişiler ise yalnızca bir Üstün Tao kavramış gelişimcilerdi.