Bölüm 1265: Sular Durulur

“Usta, ne yapacağız?” Hükümdar Wuye sordu. Zamanında Diyarefendisi Zarifrüzgar'ın en dikkat çekmeyen öğrencilerinden biriydi ama yıllar sonra başarıya ulaşarak herkesi şaşkına çevirmişti. Wuye biraz şapşal görünüyordu ama hayatını Sithe golemlerine adamış bir Hükümdar, nasıl aptal olabilirdi ki? Böyle kritik bir zamanda sakinliğini mükemmel ölçüde koruyabiliyordu. Wuye, Kaos Kadimi'nin en nihayetinde kimin eline geçeceğini merak ediyordu; bu durum, kesinlikle Diyarefendisi'nin pozisyonunu etkileyecekti.

Taolordu Karakuzey'in aksine, Diyarefendisi uzun yıllar boyunca yaşamaya devam edecekti. Taolordu Karakuzey ise sınırlı bir hayata sahipti. Eğer Diyarefendisi bir Kaos Kadimi'ni ehlileştirebilirse, o halde Kaosdiyarı'ndaki pozisyonu ciddi boyutlarda artacaktı. Böylece Yalnız Kral'la denk olmaktan çıkıp, daha yükseklere adım atabilecekti.

“Hiçbir şey yapmayacağız.” Zarifrüzgar başını iki yana salladı. “İşleri zorlamamıza gerek yok. Taolordu Karakuzey akıllı bir adam; kendince planları vardır.”

“Pekala.” Wuye başını salladı.

“Bir şeyi ne kadar zorlarsan, o şey beklentilerinden bir o kadar uzaklaşır. Taolordu Karakuzey'e karşı zor kullanmayı seçersek, adam kendini tehdit altında hissetmeye başlar. Yalnız Kral'ın adamları zaten agresif tutumlarıyla Karakuzey'e karşı harekete geçtiler ve sonuç olarak Karakuzey'le araları bozuldu. Anladığım kadarıyla, Karakuzey bu tarz şeylerden hiç hoşlanmıyor…” Zarifrüzgar gülümsedi. “Bu meseleyi üsteleyemeyiz. Sabırlı olmalıyız. Karakuzey'in kontrolü kendi isteğiyle bize devretmesi lazım. Taobirleşimi'nde başarısız olduğunda er ya da geç bir karar vermek zorunda kalacak.”

Yanlarında duran İmparator Gökışık sordu. “Usta, peki ya Karakuzey Taobirleşimi'nde başarılı olursa?”

“Hm?” Zarifrüzgar güldü. “Nihai Tao'yu takip eden bir Taolordu'ndan bahsediyoruz. Zamanında, bir Tiran'ın söylediği o sözleri hala unutmuş değilim; “Bugüne kadar Nihai Tao'yu takip eden bütün Taolordları Taobirleşimi'nde başarısız olmuştur!” Eğer Karakuzey bunu başarırsa Kaos Kadimi'nden bile kat be kat güçlü, dehşet verici bir figüre dönüşür. O vakit Kaos Kadimi'nin hiçbir önemi olmaz ve asıl mesele, Karakuzey olur.”

Hükümdar Wuye ve Hükümdar Gökışık kendi kendilerine Nihai Tao İmparatoru seviyesinin nasıl bir gücü temsil ettiğini hayal etmeden yapamadılar.

“Düşünmeyi bırakın. Kaosdiyarı'nda yaşayan gelişimci medeniyetleri bugüne kadar yüce Tiranlar yetiştirmiştir. Ancak tarihimizde bir Nihai Tao İmparatoru'nun varlığından hiçbir zaman söz edilmemiştir.” Zarifrüzgar başını iki yana salladı. “Karakuzey'in Taobirleşimi'nde başarılı olma şansı çok ama çok düşük.”

……

Diyarefendisi'nin verdiği emirler, On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'nda mutlak bir kanun niteliği taşıyordu. Kimse bu emirlere karşı çıkamazdı.

Aslına diyarıdüzlemler birbirine inanılmaz denebilecek kadar uzak mesafelerde bulunuyordu. Haberlerin bir diyarıdüzlemden, bir diğerine yayılması kolay değildi ve On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'nda dış dünyayla irtibat kurabilen kişiler, sadece Hükümdarlık seviyesine ulaşmış üstatlardı. Yani Hükümdarlar çenelerini kapalı tutarsa haberler yayılmazdı.

 Tabii bu durum dış dünya için geçerliydi. Öte yandan, On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'nda bu meseleyi duymayan kalmamıştı! Hükümdar Parkıyı, Yelyağmur ve Yerzambak üçlüsü bu haberi verebilmek için farklı farklı Hükümdarlar'ı aracı olarak kullanmıştı. Karagüneş'te bir Kadimikizler’i olmadığı için haberleri direkt Diyarefendisi'ne iletebilme şansları da yoktu. Dolayısıyla kullandıkları bu aracılar da yaşananlara vakıftı.

Haber Diyarefendisi'ne ulaşana kadar birçok kişi durumu öğrenmiş ve dolayısıyla yaşananlar, ittifakın içinde yankılanmaya başlamıştı.

……..

Alevejder Diyarıdüzlemi ve Büyük Karanlık ikilisi birbirinden ayıran sınırda, ansızın bir diyargemisi belirdi. Gemi Hükümdar Gökyıldız'a aitti ve içinde altı figür vardı. Figürlerden biri altından yapılma bir yaratığa, diğer dördü siyah yaratıklara ve altıncı figür de mor cübbeli, mor saçlı bir insana benziyordu.

Efendi Wulf, dört Siyah İmparator ve Hükümdar Gökyıldız bir aradaydı.

“Derhal yemini et.” Efendi Wulf soğuk ifadesiyle mor cübbeli, mor saçlı adama baktı.

“Tabii, hemen.” Hükümdar Gökyıldız gülümsedi. “Yalnız Kral'ın emirlerine karşı gelmeye cüret edemem. Bendeniz Gökyıldız, hayatım üzerine yemin ederim ki…” Hükümdar Gökyıldız, yaşananları başkalarına anlatmaması için bir hayatözü yemini etmeye zorlanıyordu.

“Artık gidebilirsin.” Efendi Wulf elinde tuttuğu bir depo tipi büyülü hazineyi fırlattı ve dört Siyah İmparator'u da alarak gemiyi terk ettiler.

Vhoosh. Diyargemisi hızla yola koyuldu ve Büyük Karanlık'ta Efendi Wulf ile dört Siyah İmparator yalnız kaldı.

“General?”

“Hiçbir şey yapmayacak mıyız?” Siyah İmparatorlar yaşananları kabullenemiyorlardı. Aldıkları büyük yenilgiye rağmen yukarıdan gelen emirler, harekete geçmemeleri yönündeydi. Buzultepe Ordusu kendisine karşı çıkan her gücü ezici bir biçimde yok eden ve savaştan kaçmayan bir oluşumdu! Peki o halde Yalnız Kral neden bu kez geri adım atmıştı?

“Majesteleri'nin emirlerini biliyorsunuz.” dedi Efendi Wulf soğuk bir ses tonuyla. “Verilen emirleri yerine getirmekten başka çaremiz yok! Şu anda Majesteleri'nin aklında sadece Kaos Kadimi var. O yaratığı kontrol altına alabilirse Buzultepe Ordusu ciddi bir güç kazanır.”

Dört Siyah İmparator bahsi geçen yaratığın, Ateşkanadı Tanrısı'nın, heybetini anımsayınca titremeden edemediler.

“Önümüzdeki günlerde Alevejder Diyarıdüzlemi'nde saklanacak ve Taolordu Karakuzey'i yakından izleyeceğiz. Taobirleşimi'nde başarısız olduğu güne dek buradan ayrılmak yok.”

……

Bir Kaos Kadimi'nin ortaya çıktığını söyleyen haberler, On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'na adeta bir bomba gibi düşmüştü! Hükümdarlar ve İmparatorlar şaşkındı. Yalnız Kral ve Diyarefendisi ise sessiz bekleyişlerini sürdürüyorlardı. Ning Taobirleşimi'nde başarısız olana dek ses çıkarmayacaklardı.

“Gidelim.” Şeytani, kızıl cübbeli ve kan kokularıyla çevrili bir adam, havada süzülüyordu. Uzunca iç geçirdi. Hemen arkasında bir grup şeytani İmparator vardı.

“Öylece… Öylece çekip gidecek miyiz?” İmparatorlar bunu istemiyordu.

“Yenildik.” dedi kızıl cübbeli üstat. “Taolordu Karakuzey canına kast eden sayısız figüre rağmen hayatta kalmayı başardı ve artık yanında bir Hükümdar, bir de Kaos Kadimi var. Öyle birine karşı koymamız mümkün değil. Alevejder Diyarıdüzlemi'nde kalmaya devam edersek her an bizi öldürebilir”

”Artık tek çaremiz, hayatta kalmak için tek umudumuz bu diyarı terk etmek.” dedi kızıl cübbeli üstat.

“Herkes kendi yoluna gitsin. Büyük Karanlık'taki uzun yolculuğumuza başlayalım.” Kızıl cübbeli üstat iç geçirdi. “Bendeniz Kanlıbulut, burada kalamayacak kadar güçsüz olduğum için kendimden utanıyorum.”

Vhooosh. Şeytani hareketleriyle efsanelere konu olmuş, Şehir Efendisi gücüne ulaşmış İmparator Kanlıbulut, uzay zamanda bir yarık açtı ve tek başına yola çıktı.

Diğer İmparatorlar birbirlerine bakıyorlardı. Böyle bir şeyi kabul etmek kolay değildi. Sonuçta, farklı bir diyarıdüzleme gitmeleri en azından bir milyon kaos döngüsü sürecekti. İmparatorlar için bile bu süre çok fazlaydı!

“Nihayetinde, Kaosdiyarı engin ve sonsuzdur. Gidelim.” İmparatorlar karara vardılar ve hepsi ufak gruplara ayrılarak yola koyuldu. Ji Ning zamanında İpeksikar Sarayı'ndaki her iblisi katledeceğini söylemişti. Ortada böyle bir tehdit varken, Alevejder Diyarıdüzlemi'nde daha fazla zaman geçiremezlerdi.

…….

Genişgök Sarayı.

Parkıyı ve diğer Hükümdarlar kendi bölgelerine döndüler. İmparator Dalgadeğişen de Ning'e veda etmek üzereydi.

“Büyük kardeşim Dalgadeğişen, gidiyor musun?” Ning biraz şaşırmıştı; ondan ayrılmak istemiyordu.

“Buraya, evim dediğim diyarda yükselen yeni gücü görmek için gelmiştim. Artık bu gücün Ateşkanadı Tanrısı olduğunu biliyorum ve seninle de tanıştım, Karakuzey. Bu kadarı beni tatmin etmeye yeter, hatta artar bile!” İmparator Dalgadeğişen gülümsedi. “Dış dünyada halletmem gereken bazı işler var.”

Ning başını salladı.

“Artık Ateşkanadı'na sahip olduğuna göre, önümüzdeki günlerde sadece Yalnız Kral ve Diyarefendisi Zarifrüzgar'a dikkat etmen gerekecek.” Dalgadeğişen gülümsedi. “Yalnız Kral kana susamış bir canidir ve Diyarefendisi kadar tecrübeli değildir. Sadece Sithe makinelerini bulacak kadar şanslı olduğu için ansızın yükselmiştir! Öte yandan Diyarefendisi Zarifrüzgar farklıdır. Şafak Savaşı'nda büyük işler başaran bu adam, birden fazla Tiran'ın rehberliğini almıştır. Çok şey gördüğü ve çok şey yaşadığı için bugünlerde kendisini fazla göstermiyor.”

“Diyarefendisi Zarifrüzgar'ın ne yapacağını kestirmek zor. Taobirleşimi'nde başarısız olursan her şeyini Diyarefendisi'ne emanet edebilirsin. Güvenilir bir adamdır.” dedi Dalgadeğişen.

Ning biraz şaşırdı.

“Tabii ben, Taobirleşimi'nde başarılı olmanı umut ediyorum.” Dalgadeğişen uzunca iç geçirdi. “Engin Kaosdiyarı'nın sadece ufacık bir parçasını gördün; daha Alevejder Diyarıdüzlemi'nin dışına çıkmış bile değilsin! Seni sayısız mucize ve macera bekliyor. Sayısız sır, onları gün yüzüne çıkarmanı bekliyor! Karakuzey, gerçekten de Taobirleşimi'nde başarılı olmanı umuyorum. Bunu başarırsan birlikte yola çıkar ve tek başıma ziyaret edemediğim yerlere doğru uzun bir maceraya atılırız.”

Ning şaşkındı. “Sayısız mucize mi?”

“Daha doğru düzgün gezdiğin bile söylenemez.” dedi Dalgadeğişen.

“Ama daha önce bir alternatif evrene gitmiştim!” dedi Ning. “Ayrıca Alevejder Diyarıdüzlemi'nde de çok yer gördüm.”

“Tekrar söylüyorum; daha doğru düzgün bir şey görmüş sayılmazsın. Ötekidiyarlar, Tiranlar'ın eğlence uğruna yarattığı ve özel şeyler barındırmayan, ufak oyuncaklardır.” dedi Dalgadeğişen. “Ama Kaosdiyarı… İşte o bambaşka bir dünyadır. Sithe bile koskoca Kaosdiyarı'nın ufacık bir parçasıydı. Bu diyarın ne denli mucizevi olduğunu anlayan herkes, aslında ne kadar küçük ve önemsiz bir yaşam sürdüklerinin de farkına varır!”

”İşte bu yüzden daha önce Tiranlar'ı takip etmiş ve onlara hizmet etmiş olan Diyarefendisi, dikkat çekmeyen ve inzivada yaşayan bir figürken; Yalnız Kral kibirli ve düşüncesiz davranışlardan zevk alan başı boş bir gelişimci parçasıdır. Gerçek güçten bahsedecek olursak kalpgücünü, ilahi gücünü ve Ölümsüz enerjisini birleştirmeyi başarmış Ötekidiyar Efendileri'nden konuşmamız gerekir! İşte onlar, Kaosdiyarı'nın gerçek manada dehşet verici olan figürleridir. Tabii Tiranlar'ı saymazsak…”

…..