Bölüm 1263: Kovalamaca

“Oh, kaçmak mı istiyorsun?” Ateşkanadı Tanrısı da çok sinirliydi. Kanatlarını çırparak dehşet verici bir hızla yükseldi ve Efendi Wulf'u yakaladı. Bir kez daha pençelerini savururken kükredi: “Kafana estiği gibi saldırıp, kaçabileceğini mi sanıyorsun?”

BOOOM! Devasa bir patlama yaşandı. Efendi Wulf hasar almamış ve ellerindeki sabreler hala daha ışık çizgileri çizmeyi sürdürmüştü. Bir yay şeklinde dışa doğru açılırken yaşanan patlamadan doğan şok dalgalarını kullanarak hızını artırıyordu. Vücudu öyle sağlamdı ki ufacık bir çizik bile almamıştı.

Efendi Wulf kaçıyor, Ateşkanadı saldırıyordu.

“Kovala şunu, Ateşkanadı!” Ning zihinsel yoldan kükredi.

 “Tamamdır. Bu herif istediğini yapabileceğini düşünüyor demek? O iş o kadar da kolay değil!” Ateşkanadı öfkeyle takip ediyordu.

“Gidelim!” Ning elini salladı ve diyargemisini çıkardı. Ardından hep birlikte gemiye girdiler.

“Karakuzey, biz de gelelim!” Parkıyı, Yelyağmur ve Yerzambak da savaşı izlemek istiyordu. Ötekidiyar Efendisi seviyesinde yaşanan bir mücadeleyi kaçırmak istemezlerdi. Üstelik diyargemisi sayesinde tamamen güvende olacaklardı. Savaşın ilk parçasını izlemek bile bazı düşünceler edinmelerini sağlamıştı. Altın İmparator'u tamamen domine eden gizemli ve dehşet verici yaratığın Ning'i desteklediğini kestirebiliyorlardı!

“Tamam, birlikte gidelim.” dedi Ning. Böylece Ning, Dalgadeğişen, Aksükun, Mavihabis, Parkıyı, Yerzambak ve Yelyağmur hep birlikte gemiye bindiler. Ning kendi yeteneklerini kullanarak diyargemisini Ateşkanadı kadar hızlı hareket ettiremiyordu ama Efendi Wulf'tan daha hızlıydılar. Ateşkanadı durmaksızın Efendi Wulf'a saldırırken Ning ve grubu onlara kısa bir sürede yetişti.

“Dalgadeğişen!”

“Görüşmeyeli uzun zaman oldu, Dalgadeğişen.” Parkıyı ve diğer iki Hükümdar, İmparator Dalgadeğişen'i selamladı. Dalgadeğişen de onlar gibi Alevejder Diyarıdüzlemi'nde doğmuş bir figürdü; dolayısıyla daha önce tanışmışlardı. Kendi aralarında sohbet ederlerken yaşanan savaşları da izliyorlardı.

“Karakuzey, o yaratık şu efsanevi Kaos Kadimleri'nden biri olabilir mi?” Parkıyı başından beri sormak istediği soruyu sordu. Yelyağmur ve Yerzambak da meraklıydı.

Ning başını salladı. “Evet, ismi ‘Ateşkanadı Tanrısı'.”

“Demek öyle.”

“Biliyordum. Sadece efsanevi Kaos Kadimleri böyle bir güce sahip olabilir.” Parkıyı ve diğerleri aydınlanmıştı. Kendilerince tahminleri olsa da, daha önce bir Kaos Kadimi görmüş değillerdi. Bu yaratıkları hayatı boyunca göremeyen sayısız Hükümdar vardı.

“İnanılmaz, gerçekten öyle! Bir Kaos Kadimi, Buzultepe Ordusu'na karşı savaşıyor. Ehlileştirilmiş olmalı, değil mi?” Hükümdar Yelyağmur sordu.

Hükümdar Yerzambak da Dalgadeğişen'e bakıyordu. Gülümseyerek konuştu. “Dalgadeğişen, onu sen mi ehlileştirdin?”

Üçü de şaşkındı. Efsanevi Kaos Kadimleri nadiren görülen canlılardı ve ehlileştirilmeleri çok zordu! Yine de Dalgadeğişen'den böyle bir şeyi bekliyorlardı. İmparator Dalgadeğişen sık sık büyük güçler tarafından davetler alan ve bu kişilerle inanılmaz derecede gizemli yerlere seyahat eden bir adamdı. Bir Kaos Kadimi'ni ehlileştirecek kadar şanslı olması pek de şaşırtıcı değildi.

“Öyle bir yeteneğe sahip değilim.” Dalgadeğişen başını iki yana salladı. “Bunu yapan kişi Karakuzey'di.”

“Karakuzey mi?” Hükümdar Parkıyı ve diğerleri şaşkın ifadeleriyle Ning'e baktılar. Bir süreliğine hiçbir şey söyleyemediler.

Taolordu Karakuzey gerçek bir yaratıktı! Daha önce böylesine dehşet verici bir Taolordu'nu ne görmüş ne de duymuşlardı.

“Şanslıydım.” Ning sakince savaşı izliyor, bir yandan da yıldırımlar içinde süzülen rakip diyargemisine dikkat ediyordu. “Çok hızlı. Benimkinden de hızlı. Ani hızlanmaları Ateşkanadı'nı bile aşabiliyor.”

“Hükümdar Gökyıldız, Yıldırım Taosu’yla birlikte Hükümdarlığa geçiş yaptı. Hız konusunda çok yetenekli olduğu için bir diyargemisinin tam potansiyelini açığa çıkarabiliyor.” dedi Dalgadeğişen. “Dolayısıyla, kişisel öngörüler gerçekten önemli. Farklı güçlerin ellerine geçen farklı hazineler, farklı heybetler sergileyebilir.”

Ning başını salladı.

…..

Vhooosh. Hükümdar Gökyıldız savaşın uç sınırlarında geziyor, diyargemisiyle birlikte güvenli bir mesafede seyrediyordu.

“Gökyıldız, generalimizi kurtar!” Dört Siyah İmparator çaresizce seslendi.

“Onu nasıl kurtarabilirim ki?” Gökyıldız başını iki yana salladı. “Şu Kaos Kadimi'nin hızını görmüyor musunuz? Kaçmak konusunda yetenekliyim ama hız konusunda o yaratığın yanına bile yaklaşamam. Diyargemisini kontrol ediyor olsam da, yaratıkla aramızda sadece ufak bir hız farkı var. Asıl sorun, Efendi Wulf'un fazla yavaş hareket etmesi! Kaos Kadimi sürekli etrafında daireler çiziyor. Yaklaşacak olursam, muhtemelen beni de yakalar ve o zaman beşimizin de işi biter.”

“Ahh.”

“Kahretsin.” Siyah İmparatorlar çok sinirliydi. Sadece fiziksel değil, zihinsel olarak da yara almışlardı. Ateşkanadı isimli korkunç yaratık, beş Siyah İmparator'u kaşla göz arasında katletmişti! Diğer dördü ise kıl payı ölümü atlatmıştı.

“Merak etmeyin. Efendi Wulf hayatta kalabilecek kadar güçlü.” dedi Gökyıldız.

“Evet, general çılgınlar gibi saldırmayı bıraktı. Sadece hayatta kalmak konusuna odaklanırsa, kullanacağı enerji miktarı iyice azalır. Uzunca bir süre karşı koyabileceğini düşünüyorum.”

“Neyse ki şu Kaos Kadimi'nin öngörü seviyesi çok zayıf. Saldırılarına baksana; kaba saba hareketler yapıyor.” Siyah İmparatorlar başlarını salladılar.

Fakat Efendi Wulf'un hayatta kalmasının tek sebebi, Ötekidiyar Efendileri'ne denk olan gücüydü! Siyah İmparatorlar'ın ise öyle bir yaratığa karşı herhangi bir şansı olamazdı.

…….

Boom!

Şak!

Vhoosh!

Efendi Wulf bir top gibi sağdan sola savrulup duruyor, her seferinde Ateşkanadı'nın saldırılarından kaynaklı momentumu kullanarak kaçıyordu. Bu sayede kullandığı enerji miktarı gerçekten de çok düşüktü. Efendi Wulf sakinliğini korumaktaydı; arkasında duran ve onu izleyen diyargemisini ara ara gözlüyordu. “Taolordu Karakuzey. Bunu unutmayacağım. Göreceksin.”

Zaman akıp geçti ve bu takip on binlerce yıl sürdü. Zaman geçtikçe Ning'in yüzü ekşiyordu.

Bir Altın İmparator'u öldürme fırsatını kaçırmak istemediği için kovalamacayı sürdürüyordu. Kaos Kadimi inanılmaz karmik lütuflarla doğmuş ve neredeyse parçalanmaz bir vücutla büyümüştü. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi nedeniyle Sithe onu Yeşimateş Diyarı'nın enerji kaynağı olarak kullanmıştı! Öte yandan Altın İmparatorlar, enerjilerini yavaş yavaş yeniliyorlardı. Ning, Efendi Wulf'un enerjisinin tükendiği anı iple çekiyordu.

Fakat rakibi aptal bir adam değildi. Efendi Wulf çılgınlar gibi saldırmayı bırakmış, bunun yerine Ateşkanadı'nın kendi saldırılarından kaynaklı momentumu kullanmaya karar vermişti. Dolayısıyla fazla enerji harcamıyor ve harcadığı enerjiyi de az çok yenileyebiliyordu.

“Binlerce yıl geçmesine rağmen Efendi Wulf hala zorlanmaya başlamadı.” Ning'in yüzü ekşidi. “Görünüşe göre enerji konusunda sorun yaşamıyor.”

“Geri gel, Ateşkanadı.” Ning nihayet emri verdi.

“GRARR!” Ateşkanadı son, gururlu bir kükreme patlattıktan sonra geri döndü. On binlerce yıl bir rakibi kovalamak, onun için lafı edilecek bir iş değildi. Bu yaratık, uykusunda birkaç kaos döngüsü geçirebiliyordu!

Kaçan Efendi Wulf bir anlığına şaşırdı ve saniyeler sonra Ateşkanadı'nın geri döndüğünü gördü. Ardından Gökyıldız'ın diyargemisine doğru yöneldi.

Svoosh. Çabucak gemiye ulaştı ve akabinde diyargemisi, bir yıldırım hüzmesine dönüşerek Büyük Karanlık'a daldı.

Ning sessizce karanlığa bakıyordu. Hemen yanında duran Dalgadeğişen söze girdi. “Kaos Kadimleri, enerji kaynağı konusunda Ötekidiyar Efendileri'nden kat be kat daha güçlüdür. Fakat Tao'ya dair öngörü seviyeleri buna karşılık pek gelişmiş değildir. Zaten bir çocuğa benzerler; savaşta sadece en basit teknikleri kullanırlar. Dolayısıyla Ötekidiyar Efendileri'ni sadece bastırabilirler. Efsanelere göre daha önce hiçbir Ötekidiyar Efendisi ve Altın İmparator, bir Kaos Kadimi tarafından öldürülmemiştir.”

Ning başını salladı. “Gücünü doğru düzgün kullanamıyor. Sithe Yeşimateş Diyarı'nı kurarak enerjisini kontrol ediyor ve ‘Yıkım Dalgası'nı yaratıyordu. Bu dalga Ötekidiyar Efendileri'ni kolayca öldürebilecek güce sahipti.”

Ateşkanadı öngörü konusunda Ning'in seviyesine ulaşabilseydi; işte o vakit Altın İmparatorlar'ı kolayca öldürebilirdi.

 “Kaçtı, yazık.” Mavihabis mırıldandı.

“Neyse, bu kadarı yeter. Yalnız Kral ve ordunun geri kalanı olaya müdahil olabilirdi. Erkenden peşlerini bırakmak akıllıca bir karar.” dedi Dalgadeğişen.

……