Bölüm 1240: Zaman Su Gibi Akıp Gider, Üç Alem Bir Döngüye Girer

avatar
3354 31

Desolate Era - Bölüm 1240: Zaman Su Gibi Akıp Gider, Üç Alem Bir Döngüye Girer



Bölüm 1240: Zaman Su Gibi Akıp Gider, Üç Alem Bir Döngüye Girer

 

Gelişimciler için en değerli varlıkları silahları ve zırhlarıydı. Genelde, gelişimciler “hazine takası” ya da “hazinelerini ver” gibi şeylerden bahsederken karşı tarafın kullandığı zırhı ve silahı konuşmanın dışında tutarlardı! Efendisini takip eden ve ona iyi uyan bir Evren Hazinesi’ni bulmak… Çok zordu. Tabii bir yaşamkanı zırhı yaratıp, onu geliştirmek de yıllar sürüyordu.

 

Diğer hazineler değerli olsalar da onları kaybettiğinizde genel gücünüzde ciddi bir değişiklik yaşanmıyordu. Can acıtırdı ama buna dayanabilirdiniz. Fakat Ning, Kışateşi'nin zırhını ve silahını da istiyordu. Adam bu şeyleri kaybederse, ciddi bir güç düşüşü yaşayacaktı.

 

“Evet, ikisini de istiyorum.” dedi Ning. “Bütün hazinelerini istiyorum! Kaos Nektarı’nın bile son damlasına kadar hepsini alacağım!”

 

“S-sen…!” Kışateşi çok öfkeliydi.

 

“Veriyor musun, vermiyor musun?” Ning ona baktı.

 

“İmkansız! Nasıl verebilirim ki?” Kışateşi öfkeden köpürmek üzereydi. “Hazinelerimi vereceğimi söylememe rağmen bu kadar ileri gidiyorsun. Hmph. Senden korktuğumu mu düşünüyorsun? Hareket etmeden bu tünelde durursam bana dokunamazsın. Burada Hükümdarlar'ı hapsedecek ya da öldürecek fazla mekanizma olduğunu hiç sanmıyorum!”

 

“Bana dokunamazsın! En kötü ihtimalle 108,000 kaos döngüsü boyunca burada kalırım. Bakalım o kadar yaşayabilecek misin!” Kışateşi, Ning'e sert bir bakış attı.

 

“Merak etme. Taobirleşimi'nde başarısız olur ve ölürsem, kontrol tekniklerini başkalarına bırakır ve burada kalmanı sağlarım!” Ning güldü.

 

“O vakit bekleyelim de görelim!” Kışateşi'nin suratı öfkeden kıpkırmızı kesildi.

 

“Güzel. Aslına bakarsan, hazinelerin umurumda bile değil. Kardeşim Mavihabis, gidelim.” Ning başını çevirdi ve diyargemisine doğru yürüdü. Mavihabis de soğuk bir gülümsemeyle Kışateşi'ne baktıktan sonra gemiye yöneldi.

 

“Mavihabis, seni alçak, bana yüksekten bakmaya layık değilsin. Ne kadar ‘alçak’ biri olsam da bendeniz Kışateşi, asla bir Taolordu'nun takipçisi olmam.” Kışateşi dalga geçer bir tonla konuştu.

 

“Kışateşi… Sonsuza dek burada kalacaksın!” Ning duraksadı, bu sözleri söyledi ve ardından gemiye girdi.

 

“Bakalım ilk kim ölecek!” Kışateşi öfkeyle kükredikten sonra diyargemisinin kayboluşunu izledi.

 

“Karakuzey, Kışateşi'nin ne kadar alçak olduğunu biliyorsun. Boş yere nefesini harcama.” Mavihabis güldü. “Sadece acizliğinin tadını çıkar.”

 

“Doğru diyorsun.” Ning başını salladı.

 

…….

 

Gelen haberlerin yarattığı fırtına zamanla diniyordu. Fakat bir Hükümdar'ın bir Taolordu'na hizmet etmeyi seçmiş olması, diğer diyarıdüzlemlere de yayılmaktaydı.

 

“Formasyon diyagramının merkezi çok karışık.” Ning'in ilahi klonu hala daha formasyon diyagramını incelemekteydi. Kadimikiz’i ise Tiran'ın sunağında oturuyor, Mavi Çiçek Malikanesi'ndeki formasyon diyagramlarını inceliyordu.

 

Yeşimateş Diyarı'nın formasyon diyagramı… Onu çözmek isteyen kişinin Ateş, Uzay ve Formasyon Taoları'nda ciddi bir bilgiye sahip olmasını gerektiriyordu.

 

……

 

Alevejder Diyarıdüzlemi eski sakinliğine kavuştu ve zaman yavaşça akmaya başladı. Bir kaos döngüsü, iki, üç…

 

Üç Alem'de…

 

ÇAT!

 

Altın cübbeli Ning, kızı Parlakay'ın yanındaydı. Yılankanadı Gölü'nün üstünde süzülen bir teknede oturuyorlardı. Altın cübbeli Ning başını kaldırarak göklere baktı. Gökyüzünde, trilyonlarca kilometreye uzanan bir yıldırım dalgası vardı. Yıldırım sadece Büyük Xia'yı değil, üç bin büyük dünyanın çoğunu delip geçiyordu.

 

“Üç Alem nihayet kıyametle karşı karşıya.” Ning mırıldandı.

 

“Ne?” Parlakay şaşkına döndü ve babasına baktı. “Baba, Üç Alem'in yok olmak üzere olduğunu mu söylüyorsun?”

 

“Evet.” Ning başını salladı. “Normal kaosdünyaları bir kaos döngüsünden sonra parçalanır ve ‘Dünyakalpleri'ne dönüşerek yeniden bir kaosdünyasına bürünürler. Uzun zaman önce, Anne Nuwa'nın liderlik ettiği güçlerimiz Kusursuz Kaosdünyası'nı alt etti. O zamandan bu yana dokuz kaos döngüsü geçti. Dokuz! Bu mutlak bir sınırdır. Artık Üç Alem'in yok olma zamanı geldi.”

 

“Peki ne yapacağız? Durdurmalı mıyız?” Parlakay sordu.

 

“Neden durduralım ki? Yıkım ve doğum bir döngünün parçalarıdır; Kaosdiyarı'nın doğal akışına karışamayız.” Ning gülümsedi. “Ayrıca Üç Alem'deki büyük güçler kendi kaosdünyalarını oluşturdular bile. Kırlangıç Dağı'nı onlardan birine taşırız.”

 

“Tamam.” Parlakay başını salladı. Son zamanlarda Üç Alem'de çok sayıda büyük güç bulunuyordu. Samsara Taolordu sayısı fena değildi. Ning üç yüzü aşkın Hükümdar mirasını getirdiğinden beri, Üç Alem yeni bir altın çağ yaşamıştı. Gelişimcileri çok güçlüydü ve Üç Alem gitgide daha fazla üstat yetiştiriyordu.

 

……..

 

Üç Alem'in dışındaki kadim kaosta…

 

Burası Üç Alem'den on binlerce kat daha geniş bir yerdi ve kaosdünyaları karmaşık bir formasyon şeklinde diziliydi.

 

Toplamda 3900 kaosdünyası olup hepsi Ning'in Formasyon Taosu’na dair öngörüleriyle yarattığı bir formasyonun parçalarıydı. Formasyona Sithe diskleri de yerleştirilmişti! Ning, Sithe formasyonlarını incelemeye başladığından beri Sithe disklerini nasıl kullanacağını da öğreniyordu.

 

Formasyonların ve disklerin gücü öyle yüksekti ki Hükümdarlar bile yerel savunmayı kolay kolay aşamazdı.

 

Geride kalan sayısız yıllık süreçte, üç bini aşkın kaosdünyası sayısız canlıya gebe kalmıştı. Dolayısıyla Üç Alem'de yaşayanların hayatına diyecek yoktu.

 

“Ve işte gidiyor.” Boşlukta çok sayıda figür duruyor, hepsi Üç Alem'e bakıyordu. Altın cübbeli Ning, Subhuti ve Rüzgarşeytanı grubun en önündeydi. Ning Üç Alem'in tartışmasız bir numaralı üstadıydı. Subhuti ve Rüzgarşeytanı da çok yetenekliydi; üç yüzü aşkın Hükümdar mirasını inceledikten sonra birden fazla Üstün Tao kavramış ve Taolordu olmuşlardı. Artık ikisi de üçüncü adımdaydı.

 

Maitreya, Çılgın Ji, Sun Wukong, Yeşim Kazan, Kuafu… Toplamda on dokuz Samsara Taolordu vardı, fakat hiçbiri birden fazla Üstün Tao'yu birleştirememişti. Maitreya etkileyici olanlardandı; en azından tek bir Üstün Tao kavramıştı.

 

Dünya Seviye gelişimcilerin ise kaç kişi olduğunu saymak mümkün değildi. Muhtemelen sayıları on binin üzerindeydi! Parlakay bile kendi gücüyle Dünya Seviyesi’ne çıkabilmişti. Ancak ne yazık ki Ning'in babası ve annesi gelişim konusunda onun kadar iyi değillerdi. Ning onları bizzat eğitse de henüz Dünya Seviyesi’ne ulaşamamışlardı. Nihayetinde Ning, birtakım ilaçlar kullanarak ikisini de Dünya Seviyesi’ne çıkardı.

 

 “Üç Alem altın çağını yaşıyor. On binin üstünde Dünya Seviye gelişimcimiz var; bu konuda Kemdiyar Bölgesi'yle kafa kafaya sayılırız. Tabii Taolordu sayımız onlardan fazla.” Subhuti duygulandı. “Dış dünyayı ne kadar gezersem, Üç Alem'in bir o kadar inanılmaz olduğunu daha iyi anlıyorum.”

 

“Evet.” Ning başını salladı. “Lakin Kaosdiyarı geniştir. Buradan daha inanılmaz olan yerler de var.”

 

“Karakuzey'in getirdiği teknikler çok işimize yaradı. Ortalama bazında Üç Alem'in gücü ciddi manada arttı.” dedi Rüzgarşeytanı. “O olmasaydı… Bu kadar fazla Taolordu'na sahip olamazdık. Ne Subhuti ne de ben, birden fazla Üstün Tao kavrayamazdık.”

 

Ning başını salladı. İyi bir teknik havuzu çok önemliydi; bu nedenle Mengüler o miraslara paha biçilemez hazineler olarak bakıyorlardı. Ancak Ning artık o kadar güçlüydü ki, Mengüler bu konuda ses çıkarmaya bile cüret edemiyordu. Sanki hiçbir şey olmamış gibiydi.

 

Vhoosh. Vhoosh. Vhoosh.

 

Üç Alem yavaş yavaş çökmekteydi. Dünyalar birbiri ardına yıkılıyor, nehirler ve dağlar parçalanıyordu.

 

Ning ve Üç Alem doğumlu olan diğer büyük güçler karmaşık duygularla yaşananları izliyordu… Ama hepsi huzurluydu, çünkü değer verdikleri her şeyi ve herkesi Üç Alem yok olmadan önce toplamışlardı.

 

“Çabuk, şuraya bakın! Yeni Dünyakalbi şekil almaya başladı.”

 

“Üç Alem'in Dünyakalbi.” Taolordları ve Dünya Seviye gelişimciler kendi aralarında konuşuyorlardı. Ning de meseleyi dikkatle izlemekteydi.

 

Üç Alem yavaş yavaş çöküyor, ortasında oluşan görünmez kara delik her şeyi yutuyordu. Bütün o parçalar görünmez deliğe çekilerek katılaşıyor ve yoğunlaşıyordu. Etrafa yayılan görünmez güç dalgaları, Ning'i bile şaşırtabilecek boyuttaydı.

 

İşte bu, Kaosdiyarı'na ait özün gücüydü.

 

“Sonunda forma büründü. Üç Alem'in yeni Dünyakalbi.” Ning uzaktan baktı. Üç Alem çoktan kaybolmuş, arkasında sadece birbirine yapışık bir çift mücevher kalmıştı. Normalde Dünyakalpleri tek bir mücevherden oluşurdu. Fakat Üç Alem'in kalbi farklıydı; çünkü iki kaosdünyasının çarpışmasından oluşmuştu. İki mücevher de hasarlıydı ve bazı parçalarını yitirmişti; birleştiklerinde ise bu eksikliklerini kapatarak mükemmeliyete ulaşıyorlardı.

 

Dünyakalbi tek kelimeyle muhteşem ve mucizeviydi. Ning daha önce böyle bir Dünyakalbi görmemişti. “Ne kadar güzel.” Ning övgüyle iç geçirmeden edemedi.

 

…….

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44339 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr