Bölüm 1226: Yakında

avatar
3260 31

Desolate Era - Bölüm 1226: Yakında



Bölüm 1226: Yakında

 

Genişgök Bölgesi, Genişgök Sarayı.

 

İmparator Altınada bir kez daha burayı ziyarete gelmiş ve Ji Ning ile İmparator Saltsema'nın avatarları onu karşılamıştı.

 

“Karakuzey.” İmparator Altınada lafı fazla dolandırmadı. “Sana bunu söyleyeceğim için kendimden utanıyorum.”

 

“Kardeşim Altınada, lütfen içeri gel de oturalım. Bir şeyler içerken konuşuruz.” Ning biraz şaşırmıştı; İmparator Altınada buraya gelir gelmez neden utandığını söylemişti?

 

Altınada başını salladı; şimdilik sözlerini yutacaktı. Ning ve Saltsema ikilisinin eşliğinde Genişgök Sarayı'ndaki saklı bir bahçeye girdi.

 

 Üçlü oturduktan sonra masalar şaraplarla doldu. Şarabın aroması koca salonu sarıyor olsa da İmparator Altınada'nın bu aromayı tadacak keyfi yoktu. Başını iki yana sallayarak iç geçirdi. “Sana bunu söyleyeceğim için utanıyorum ama… Bugün, İmparator Kanlıbulut yanıma geldi.”

 

“Kanlıbulut mu?” Ning'in suratı ekşidi. İmparator Kanlıbulut, İpeksikar'ın geride bıraktığı şeytani güçlerin başıydı! “Ne istiyor, merhamet mi?” Ning sordu.

 

“Hayır, yanılıyorsun Karakuzey.” İmparator Altınada başını iki yana salladı. “Merhamet istemedi. Bunun yerine öğrendiği bir haberin Tao İttifakı aracılığıyla diğer diyarıdüzlemlere iletilmesini istedi. Şimdiye dek muhtemelen On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'ndaki herkes bunu duymuştur.”

 

“On Altı Diyarıdüzlem İttifakı mı? O da ne?” Ning'in aklı karıştı.

 

“Diyarefendisi Zarifrüzgar tarafından kurulan ve yönetilen büyük bir ittifak. İçinde birbirine yakın olan diyarıdüzlemlerin Tao İttifakları mevcut. Dengeyi, barışı ve olası yabancı işgallerine karşı koymak için yapılacak güç birliğini sağlamak adına kurulmuş bir grup. Önemli haberleri ve buna benzer şeyleri de birbirimizle paylaşıyoruz. Kriz anında, on altı diyarıdüzlem tek yürek olacak ve düşmana karşı koyacaktır. Diyarefendisi Zarifrüzgar liderimiz olup ittifakın en güçlü ismidir.”

 

“Diyarefendisi Zarifrüzgar mı?” Ning şaşkınlıkla iç geçirdi.

 

“On altı diyarıdüzlemin en güçlüsü demek?” Yan taraftaki İmparator Saltsema da şaşkınlıkla iç geçirdi. Yani bu şahıs Hükümdar Parkıyı'dan çok daha güçlüydü.

 

“Kendisi bir alternatif evreni kontrol eden, inanılmaz güçlere sahip bir adamdır. Şafak Savaşı'nda kritik bir durumda yaptığı şeylerle savaşın gidişatını değiştirmiş ve Sithe'nin dehşetengiz silahlarından biri olan Karagüneş'i ele geçirmiştir…” İmparator Altınada ekledi. “Neyse, ondan bahsettiğimiz yeter. Buraya Kanlıbulut'un söylediği şeylerden ötürü geldim. Bu durum seni yakından ilgilendiriyor, Karakuzey.”

 

Ning ve Saltsema birbirine baktı.

 

“Ne dedi?” Ning'in içinde kötü bir his vardı.

 

 “İmparator Kanlıbulut, yaptığı açıklamada İpeksikar'ı avlayan kişinin sen olduğunu, onu intihara zorladığını ve nihayetinde İpeksikar'ın diyargemisini ele geçirdiğini söyledi.” Altınada ekledi. “Akabinde bu bilgiyi herkese yaymamı istedi. Bildiğin gibi, Tao İttifakı rahat bir yapıya sahiptir ve sadece birkaç temel kuralı vardır. Böyle bir isteği geri çevirmem için herhangi bir gerekçe yoktu ve olsaydı bile, Kanlıbulut başka araçları kullanarak bu haberi yayabilirdi.”

 

“Daha fazla bir şey söylemene gerek yok, kardeşim Altınada. Durumu anladım.” Ning'in suratı kasıldı. “Bana biraz düşünmem için zaman ver.”

 

“Evet, bunu iyice düşünmen gerekiyor.” İmparator Altınada başını salladı, suratında ağır bir ifade vardı: “Haberler on altı diyarıdüzleme ve Diyarefendisi Zarifrüzgar'ın kontrol ettiği ötekidiyara kadar yayılmıştır… Yakında buraya çok sayıda Hükümdar'ın ve İmparator'un gelmesinden endişe ediyorum. Diyargemisini almak isteyeceklerdir.”

 

Ning düşünceliydi. Alçakça… Gerçekten de alçakça bir hareketti. İpeksikar hem kendine hem de düşmanlarına karşı katı davranan bir adamdı. Ölümünden önce bir diyargemisine sahip olduğunu kimseye söylememişti; peki o halde İpeksikar ölür ölmez Kanlıbulut bunu nasıl öğrenmişti? Kanlıbulut, İpeksikar'ın Ning tarafından intihara zorlandığını nereden biliyordu?

 

Bu ufak detayları kim bilebilirdi ki? Ning'in dışında bunları sadece yitip giden İpeksikar biliyor olmalıydı.

 

“Alçakça bir hareket, İpeksikar… Demek ölmeden önce bana hazırladığın son sürprizin buydu?” Ning başını iki yana salladı. “Yeşimateş Diyarı'na girerek hayatını riske attın; tek amacım beni içeri çekerek öldürmekti ve hatta işler yolunda gitmezse diye, diyargemisini kullanarak bana bir tuzak daha hazırladın.”

 

İmparator Saltsema ve İmparator Altınada Ning'in kararını bekliyordu.

 

“Karakuzey, neden diyargemisinden vazgeçmiyorsun?” Saltsema bu öneride bulunmadan edemedi.

 

“Vazgeçmek mi?” Ning başını iki yana salladı. “Diyargemisini başkalarıyla takasta kullanırsam, elime çok sayıda hazine geçer. Bu hazineler de açgözlü insanların dikkatini çekecektir…”

 

“O halde karşılığında hiçbir şey isteme. Hediye olarak ver gitsin.” dedi Saltsema.

 

“Peki neden hazinemi öylece verecekmişim?” Ning başını iki yana salladı; dudaklarında soğuk bir gülümseme, gözlerinde donuk bir bakış vardı. Ardından gözlerini Altınada'ya çevirerek konuştu. “Kardeşim Altınada, senden istediğim bir şey var.”

 

“Söylemen yeter.” İmparator Altınada biraz utanıyor olsa da, elinden bir şey gelmediğinin farkındaydı; Tao İttifakı'nın kurallarına uymak zorundaydı! Ayrıca İmparatorlar'dan bazıları dış dünyayla bağlantı halindeydi. Çoğu figür günlerini maceralarda geçiriyor olsa da, hepsi kendi evinde avatarını bırakıyordu! Dolayısıyla, İmparatorlar'dan bir haberi yaymalarını istemek basit işti.

 

Böyle bir şeyin önüne geçemezdiniz ve bu nedenle İmparator Altınada Tao İttifakı'nın kanunlarına karşı çıkmamayı tercih etmişti.

 

“Bildiğin üzere, uzay zamanı geri çevirerek Tao eşimi diriltmek istiyorum.” Ning gülümsedi. “Artık bir diyargemisine sahip olduğuma göre, bunu kullanarak bir Tiran'dan yardım isteyebilirim.”

 

“Tiran?” İmparator Altınada ve İmparator Saltsema ikilisi şaşkındı. Daha önce Tiranlar'ı duymuşlardı ama bırakın onları, çoğu Hükümdar bile hayatında bir Tiran bile göremeyebiliyordu.

 

“Pekala.” İmparator Altınada başını salladı. “Güzel bir çözüm. Hazinelerini bir Tiran'a verirsen kimse bu konu hakkında bir şey yapamaz! Yalnız Karakuzey, seni bir konuda uyarmam gerekiyor… Tao İttifakı elinden geldiğince hızlı bir şekilde bu haberi Tiran'a iletecektir, fakat Tiran'ın buraya gelmesi ne kadar sürer, bunu bilmiyoruz. Tiranlar için diyargemileri küçük, tatlı oyuncaklardan farksızdır; böyle şeyleri pek önemsemezler. Teklifini yalnızca evrendeki adalet kanunlarının devamlılığı uğruna kabul edeceklerdir.”

 

“Anlıyorum.” Ning başını salladı. Tiranlar ötekidiyarları bile kolayca yaratabilen, gelişimci medeniyetinin başında duran figürlerdi. Sithe alt edildiğinde Tiranlar akılalmaz miktarlarda savaş ganimeti ele geçirmiş olmalıydı. Öyle olmasa bile, bulundukları seviyede işlerine yarayacak hazine sayısı çok azdı.

 

Zayıf gelişimcileri tam olarak umursamıyor değillerdi ama öyle isteyen herkese de yardım edemezlerdi! Böylesi uygun kaçmazdı. Dolayısıyla, Tiranlar basit bir prensiple hareket ediyordu… Onlardan yardım isteyecekseniz, buna yönelik bir bedel ödemeniz gerekiyordu. Üstelik bu bedelin yeterli miktarı karşılandığı takdirde Tiran'ın beğenisini kazanmasına gerek yoktu.

 

 “Tamam. Derhal haber salacağım.” dedi Altınada. “Cevap gelir gelmez sana bildiririm.”

 

“Pekala.” Ning heyecanlıydı. Bir Tiran'dan yardım istiyordu! Bir diyargemisine karşılık bir yardım… Acaba Tiran ne zaman gelecekti?

 

……

 

Haberler Diyarefendisi Zarifrüzgar'ın bölgesine hızla ulaştı. Kendisi bu ittifakın başıydı; koskoca On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'nda bir Tiran'la bağlantı kurabilecek tek kişi oydu.

 

“Diyargemisini kullanarak Tiran'dan Tao eşini diriltmesini mi istiyor? Bu Taolordu Karakuzey epey romantik bir adammış.” Diyarefendisi Zarifrüzgar bu haberi alınca gülmeden edemedi ve hemen haberi iletti.

 

………

 

Büyük karanlığın uzak diyarları…

 

Boşluğun karanlığında, güzeller güzeli sarayların merkez bölgesini kapladığı ve her birinden altın ışıklar çıkan üçgen bir bölge süzülüyordu.

 

Bölgenin tam ortasında, diğer saraylardan da yüce görünen bir saray vardı.

 

“Usta.” Ebediyet aurasıyla dolup taşan mavi cübbeli bir genç, saraydaki özel bir odanın dışında saygıyla beklemekteydi.

 

Özel odanın içinde, alnından bir çift anten uzayan kel ve siyah cübbeli yaşlı bir adam duruyordu. Altından gözleri hemen önünde duran, kafatası boyutlarındaki gri küreye bakıyor ve kürede sayısız sembol parlıyordu.

 

Kel adamın alnındaki etten antenler hareket ediyorken, üstadın gözleri heyecanla doluydu. Nahif bir hareketle küreye dokundu ve sayısız sembol yepyeni bir düzene bürünerek heybetli bir auranın ortaya çıkmasını sağladı.

 

“Bu değil.” Adam başını iki yana salladıktan sonra bembeyaz eliyle küreye bir kez daha dokundu.

 

“Usta.” Dışarıdaki genç bir kez daha seslendi.

 

“Xian'er. Neden beni rahatsız ediyorsun?” Yaşlı adam sesi bir kez daha duyunca cevap vermeden edemedi.

 

“Diyarefendisi Zarifrüzgar'dan haber var; söylediğine göre Alevejder Diyarıdüzlemi'nde yaşayan Taolordu Karakuzey, bir diyargemisi karşılığında Tao eşini diriltmenizi istiyor.” Mavi cübbeli genç saygıyla seslendi.

 

“Yine âşık bir adam.” Kel adam başını salladı. “Tamam, pekâlâ. Anladım. Beni rahatsız etmeyi kes. Yakında yola çıkarım!”

 

“Yakında mı?” Dışarıdaki genç mırıldandı. “Usta, geçen sefer de ‘yakında’ yola çıkarım demiştiniz ama yola çıkmanız 600,000 kaos döngüsü sürmüştü…”

 

Kel yaşlı adamın antenleri aniden utanç ve sinir ile titremeye başladı. “Ne cüretle benimle dalga geçersin, velet! Bu kez, ciddi ciddi yakın zamanda yola çıkacağım! Hazineyi tamir etmeyi bitirdim sayılır. Biraz daha uğraşmam gerekiyor. Onu halledince yola koyulacağım! Tamam, bu kadarı yeter. Kaybol bakayım.”

 

“Anlaşıldı.” Mavi cübbeli gencin gitmekten başka çaresi yoktu; iyi dostu Diyarefendisi Zarifrüzgar'a bu cevabı iletecekti.

 

……

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr