Bölüm 1220: Her Şey Başından Belliydi

avatar
3158 28

Desolate Era - Bölüm 1220: Her Şey Başından Belliydi



Bölüm 1220: Her Şey Başından Belliydi

Proofreader: Wias

 

 

“Kovala şunu!” Ji Ning ve Aksükun ışık hüzmelerine dönüşerek hızla ilerlemeye koyuldular; yerden olabildiğince ayrılmamaya çalışıyorlardı. Fakat kaçmakta olan diyargemisi gitgide uzaklaşıyordu.

 

“Çok hızlı. Ona yetişemeyiz.” Ning mesafeye bakarken bir yandan da kovalamaya devam ediyordu.

 

“Merak etmeyin, efendim. Geçitler tuzaklarla ve mekanizmalarla dolu. Yavaş ve dikkatlice ilerlerse bazılarına yakalanmayabilir ama şuna baksanıza! Kafayı yemiş gibi uçuyor! Önünde ne olduğuna bile bakmadan milyonlarca kilometreyi katediyor. Bu gidişle kesinlikle tuzaklara rastlayacaktır. Ölmese bile yavaşlayacağına eminim.” dedi Aksükun.

 

Ning başını salladı. Bu tünelleri dikkatle ve temkinle geçmek gerekiyordu. Ning'in hızla ilerleyebilmesindeki tek neden, önden koşan Aksükun'du.

 

“Şehir Efendisi İpeksikar bir diyargemisinin içinde. Korumaya sahip olduğu için böyle uçabiliyor.” diye düşündü Ning.

 

Boom! Aniden ileriden bir güç dalgası yükseldi. Ning ilerideki on bin kilometrelik bir bölgenin uzaysal bir girdapla kaplandığını gördü. Titreyen uzaysal girdap ışık halkalarıyla birlikte bölgeyi kuşatıyor ve karşılaştığı her şeyi ezip geçiyordu. Her bir ışık halkası, inanılmaz keskinliğe sahip bir testere gibiydi.

 

Uluyarak ilerleyen ışık dalgaları on bin kilometrelik bölgeyi bir ölüm tuzağına çeviriyordu.

 

“Güzel.” Mesafedeki İpeksikar yaşananların farkındaydı. Keyiflenmeden edemedi: “Geberin! Geberin! Bir diyargemisinde olduğum için bu kadar hızlı kaçabiliyorum. Ama sizdeki cesareti takdir etmek gerekiyor! Şuna bakın, hız bile kesmediniz? Bu gidişle bir tuzağa kapılmanız işten bile değildi. Ne yazık ki o tuzağa sadece golem düştü. Karakuzey de düşseydi, o zaman keyiften bir kahkaha patlatırdım.”

 

“GRARRRV!!” Işık halkalarıyla karşı karşıya kalan Aksükun, başını kaldırdığı gibi öfkeyle kükredi ve ardından yumruklarıyla yere doğru tam güç bir saldırı yaptı.

 

BOOM!! Bu devasa saldırının ardından titremekte olan uzaysal girdap anında çökmeye ve ışık halkaları da kaybolmaya başladı.

 

“Ne?!” Kaçmakta olan İpeksikar yaşananlara anlam veremiyordu. “Golemi bile bu kadar güçlü mü?!”

 

……

 

Aksükun önden gidiyor, Ning onu takip ediyordu. Aksükun hem heybetli bir güce hem de usta bir esnekliğe sahipti. Hükümdarlar bile onun fiziksel saldırılarını kıskanırdı! Hayatta kalmak konusunda çok iyiydi. Bu yüzden eski Sithe efendisi ölse de, o hayatta kalmıştı. Belki Siyah İmparatorlar'a kıyasla hem güç hem de teknik bağlamlarında eksikti ama onlardan daha sağlam ve dayanıklı olduğu kesindi. Bu yüzden Sithe onlara “Koruyucu” golemler diyordu.

 

Boom! Boom! Boom! Aksükun bariyer üstüne bariyer geçiyor ve kılına bile zarar gelmiyordu.

 

BANG! Aniden, ileriden bir patlama sesi geldi ve yeşim yeşili bir ışık dalgası infilak etti. Adeta yeşime bürünen ayın ışıkları bölgeleri sarıyor ve saten narinliğindeki edasıyla insanın kalbine ışık saçıyordu. Kaçmakta olan diyargemisi bu ışıklara çakıldığında; yeşim ay ışığının asıl gücü ortaya çıktı. Diyargemisi anında geriye savruldu ve kontrolü yitirdi.

 

“İşte böyle. O bariyerlerden sekiz tanesiyle karşılaştık. Ne yani? Sırf diyargemisindesin diye onlardan kurtulabileceğini mi sanıyordun?” Bunu gören Ning keyiflendi. “Sithe'nin yerleştirdiği tuzaklardan gerçek manada ölümcül olanlarının neredeyse tamamı, havada bulunuyor.”

 

Diyargemisi geriye savrulmayı sürdürüyordu. Havadaki tuzaklar gerçekten de çok güçlüydü. “O da neydi öyle…” Diyargemisi geriye savrulurken, İpeksikar yaşanan çarpışmadan ötürü afallamış durumdaydı. Kendine geldiğinde hemen geminin kontrolünü ele aldı ve kaçmaya başladı.

 

“Yaklaşıyorlar.” İpeksikar arka taraftan yaklaşmakta olan iki figürü görünce sinirlenmeden edemedi. “Arayı açabiliyorum ama bir sıkıntı yaşadığımda hemen dibimde bitiyorlar. Argh… Karakuzey'in golemi çok güçlü. Önlerinde çıkan bütün formasyonları yarıp geçebiliyor; öte yandan diyargemisi saldırı konusunda işlevsiz olduğu için çarpışmalara dayanmaktan başka bir işe yaramıyor.”

 

Aksükun aktif olarak gücünü kullanıyor ve karşısına çıkan formasyonları parçalayarak ilerlemeyi sürdürüyordu. Fakat diyargemisi sadece karşı karşıya kaldığı saldırılara dayanabilen bir yapıydı. Her seferinde geriye savruluyordu ve bu nedenle hızında ciddi bir azalma söz konusuydu. Ne yapacaktı? İpeksikar'ın dışarı çıkıp bu tuzakları Aksükun gibi yarıp geçmesi mi gerekiyordu? Adam buna cesaret edemezdi.

 

“İnanmıyorum. Yeşimateş Diyarı'nın koca bir ölüm tuzağı olduğuna eminim. Sithe burayı tuzaklarla ve mekanizmalarla doldurmuştu! Tek bir golemin bütün tuzakları aşabilmesi imkansız. Golem yok olduğunda Karakuzey tek başına kalacak.” İpeksikar başarıya yakın olduğunu düşünüyordu. Aslında, bu da planın bir parçasıydı.

 

Ning'le başa çıkmak için birden fazla plan yapmıştı. Bunlardan ilki, Ning'i saldırı yapmak için yemlemekti! Fakat ne yazık ki Ning'in illüzyonları bu planı tamamen parçalamış ve bu nedenle İpeksikar o formasyonu kendi başına aktif etmek zorunda kalmıştı. Ancak formasyon Ning'i öldürmeyi başaramamıştı.

 

İkinci planında ise diyargemisiyle kaçmak vardı. Diyargemisi çok sağlamdı ve içindeki figürleri hayatta tutmak konusunda başarılıydı. Ning onu takip etmeye kalkarsa, yol boyunca elbet bir tuzağa çakılacak ve ölecekti. Öte yandan İpeksikar'ın diyargemisi bu tarz tuzaklara dayanabilirdi.

 

Tabii İpeksikar'ın çaresizlik halinde uygulamayı düşündüğü üçüncü bir planı da vardı…

 

“Umarım üçüncü planı kullanmak zorunda kalmam.” İpeksikar onu kovalayan iki ışık hüzmesine karmaşık bir ifadeyle baktı. “Karakuzey her seferinde beklentilerimi aşıyor. Onu öldürmek için bunca hazırlık yapmama rağmen, adam illüzyonlarda bile kendini tamamen aşmış! Yanındaki goleme ne demeli? Tuzakları öylesine kolay parçaladığına göre, kesinlikle benden daha güçlüdür. Karakuzey o golemi hangi cehennemden bulup çıkarmış olabilir ki?!”

 

……

 

Diyargemisi kaçıyor, Ning ile Aksükun onu kovalıyordu.

 

İki taraf da önlerine çıkabilecek tehlikeleri fazla düşünmeden maksimum hızda ilerlediği için, sık sık tuzaklarla karşılaşıyorlardı. Ning ve Aksükun'un karşılaştığı tuzak sayısı, diyargemisinin karşılaştığı tuzak sayısından daha fazlaydı, lakin Ning ile Aksükun karşılarına çıkan tuzaklardan ötürü hız kaybetmiyorlardı ama diyargemisi için aynı durum geçerli değildi. Dolayısıyla, diyargemisi henüz Ning ve Aksükun'u atlatmayı başaramamıştı. Taraflar birbirine yakın sayılırdı.

 

Bu kovalamaca iki gün boyunca sürdü.

 

Vhoosh. Hızla ilerleyen diyargemisi geçitlerden geçtiği sırada aniden yapışkan bir görünmez güç dalgasıyla karşılaştı. Güç dalgası anında diyargemisinin etrafına dolandı ve hızını yavaşlatarak tamamen durmasına neden oldu… Ardından gemi geriye çekildi.

 

İki vakumun ardından tamamen duran gemi, oracıkta; havada hareketsiz bir şekilde dikiliyordu.

 

“Neler oluyor?” İpeksikar şoke olmuştu. “Yürü! Hadi! Yürü dedim!!” Diyargemisini hareket ettirmeye çalışsa da, gemi adeta görünmez bir güç tarafından durduruluyordu.

 

“Tuzağa mı düştüm?” İpeksikar kaygılandı. “Parçalamam lazım!” İpeksikar diledi ve diyargemisinin dışında bir sabre belirdi. Dışarıya çıkmaya cüret edemiyordu; eğer çıkarsa, yakalandığı tuzak nedeniyle hayatını yitirebilirdi. Bu nedenle sabresini kullanarak onu bağlayan bu görünmez gücü kesmeye çalıştı; fakat sabre dışarıda belirir belirmez hareket kabiliyetini tamamen yitirdi. Silah kıpırdamıyordu.

 

“A-ama…” İpeksikar bunu görünce aptala döndü. “Diyargemisi hareket etmiyor ve hazinelerim de kıpırdayamıyor.” İpeksikar arkasına döndü. Ning ve Aksükun'u biraz geride bırakmıştı ama artık rakipleri arayı kapatıyordu.

 

“Beni yakalarlarsa… Karakuzey'in illüzyonlarına karşı koyamam. Madem öleceğim, o halde varımı yoğumu ortaya koymamın zamanı geldi.” İpeksikar gözlerini kıstı, altı kollu formuna bürünerek sabrelerini çıkardı. Diledi ve diyargemisinin dışında belirerek sabreleriyle saldırdı.

 

Görünmez güç dalgası bir kez daha harekete geçti. “Parçalan!” İpeksikar altı sabresiyle saldırdı ama sabreler o görünmez gücün otuz metrelik çapına gire girmez duraksadılar.

 

 Akabinde görünmez güç dalgası İpeksikar'ın vücudunu da sardı. Debelenmeye çalışan adam kılını bile kıpırdatamadığını fark etti.

 

“Bu nasıl bir tuzak böyle?!” İpeksikar öfkeli ve telaşlıydı.

 

“İpeksikar.” Ning'in sesi artık sakindi. “Bu kez kaçacak bir yerin kalmadı.”

 

Ning ve Aksükun ikilisi yürümeye devam ederken havada duran diyargemisine ve İpeksikar'a baktılar. İkisi de havada öylece duruyor, hareket edemiyordu.

 

Ning şaşırmadı. Bunca zamandır yerden ilerledikleri için olağanüstü güce sahip tuzaklarla karşılaşmamışlardı ama İpeksikar başından beri uçmayı tercih etmişti. Er ya da geç böyle akılalmaz bir tuzağa yakalanacağı belliydi! Ning ve Aksükun için sonuç, daha kovalamaca başlar başlamaz kendini göstermişti.

 

“Adamsan buraya gel.” Hareket edemeyen İpeksikar, yine de Ölümsüz enerjisini kullanarak sesini havaya yayabiliyordu.

 

……

 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr