Bölüm 1203: Zorbalık

“Hazine konusunda Taoist Mavitaş'la aşık atamayız.” İmparator Altınsurat gülümsedi. “Ama… Nihai Kılıç Taosu bir teknikten öte değil; birkaç kişiye daha göstermek seni herhangi bir kayba uğratmaz, Taolordu Karakuzey. Doğal olarak karşılığını sana düzgünce vereceğiz; sonuçta fazladan birkaç hazinenin zararı olmaz, değil mi? Bir Taolordu olduğun için henüz kısa bir zamandır yaşıyorsun. Muhtemelen elinde fazla hazine yoktur, yanlış mıyım?”

Ji Ning'in suratı ekşidi. İmparator Altınsurat neden bu kadar gıcık bir adamdı? “Nihai Kılıç Taosu’nu kime göstereceğimin kararını sen veremezsin, İmparator Altınsurat!” Ning'in sesi buz gibiydi. O eski mütevaziliğinden eser yoktu.

 İmparator Altınsurat'ın yüzü değişti: “Sen…”

“Buradaki üç Hükümdar, İmparator Altınada ve İmparator Karabulut en çok neyi istediğimi biliyorlar.” Ning, İmparator Altınsurat'a bakmaya bile yeltenmeyerek diğerlerine döndü. “Gelişim yoluna adım attığım en eski zamanlardan beri en çok istediğim şey, Tao eşimi diriltmekti! Fakat… Bunu sadece bir Tiran'ın başarabileceğini öğrendim. Dolayısıyla, bir Tiran'ın yardımını istememe yetecek kadar hazine veren olursa, o şahıs için Nihai Kılıç Tao’mu tamamen kaydetmeye razıyım.”

“Bir Tiran'ın yardımı mı?” Üç Hükümdar birbirine bakarken, İmparatorlar sessizliğe büründü. Ning dikkatle onları izliyordu.

Kısa bir süre sonra Taoist Mavitaş konuştu: “Taoist dostum Karakuzey, bir Tiran'ın yardımını istemek zordur. Üç Hükümdar bütün hazinelerini birleştirecek olurlarsa, ucu ucuna bir Tiran'dan yardım isteyebilirler. Bazı Sithe hazinelerini bulduğum için şanslıyım ama bunların bir Tiran'ı cezbetmeye yeterli geleceğini sanmıyorum. Siyah İmparator yaratmak için gerekli malzemeleri çoktan kullandım. Geriye kalan hazineler yeterli olmaz. Parkıyı, Yelyağmur, Yerzambak… Benimle birlikte bu miktarı karşılamaya razı gelir misiniz? Karakuzey, bu senin için uygun olur mu?”

“Olur tabii.” Ning bir süreliğine düşündü ve başını salladı. “Dördünüze göstermek konusunda herhangi bir sıkıntım yok.” Yu Wei'yi diriltmek için her şeyi yapardı.

“Muhtemelen bir Tiran'dan yardım istemek için gereken miktarın yüzde kırklık bir kısmını karşılayabilirim.” Mavitaş diğer üç Hükümdar'a baktı. “Geri kalan miktarı karşılayabilecek durumda mısınız?”

“Çok fazla.” Yerzambak başını iki yana salladı.

“Gerçekten de çok fazla. Bir Tiran'dan yardım istemek mi? Daha önce bir Tiran görmedim bile!” Hükümdar Yelyağmur başını iki yana salladı. “Benden pas.”

“Evet, aynı fikirdeyim.” Hükümdar Parkıyı da başını iki yana salladı.

Taoist Mavitaş bir anlığına duraksadı ve ardından duruma anlam verince başını hemen salladı. “Utanç içerisindeyim. Nihai Kılıç Taosu benim için fazlasıyla cezbedici, zira Hükümdarlık’a geçmem için büyük önem arz ediyor. Fakat sizin işinize pek yaramaz.”

Ning de yaşananları anlıyordu. Taoist Mavitaş, İmparator Altınsurat, İmparatoriçe Yeşim Anka, İmparator Karabulut ve İmparator Altınada beşlisi Hükümdarlık’a ulaşmak istiyorlardı. Peki ya Hükümdarlar?

Hükümdarlar'ın önünde tek bir hedef vardı: Tiranlık! Fakat Tiranlık’a ulaşmak için atmaları gereken adım, gökyüzü ve yeryüzü arasındaki boşluğa eşdeğerdi. Nihai Kılıç Taosu olağanüstü bir derinliğe sahipti ama Ning şu ana kadar onu yalnızca Dördüncü Adımın Taolordu seviyesine kadar geliştirmişti. Taolordu seviyesindeki bir Nihai Tao'nun Hükümdarlar'a sınırlı ölçüde yardım sunabileceği kesindi. Ning'in öngörülerini kullanarak Tiranlık’a ulaşamazdı.

Unutulmamalıdır ki üç Hükümdar'ın toplam hazineleri bile bir Tiran'ın ilgisini çekemeyebilirdi. Üçünün bu miktarın yüzde altmışını karşılamak için ellerini taşın altına koyması demek, ceplerini tamamen boşaltmaları anlamına geliyordu. Sırf bir Nihai Tao'yu görmek için bütün hazinelerini feda etmeye değmezdi.

“Utanıyorum.” Taoist Mavitaş, Ning'e baktı. “Taoist dostum Karakuzey, elimden geldiğince iyi bir teklif yaptım! Bir Tiran'ın yardımını istemek çok ama çok zordur. Belki de Alevejder Diyarıdüzlemi'nde bunu tek başına yapabilecek yegâne kişi İmparator Dalgadeğişen'dir; ama o da sürekli dış dünyayı dolaşır. Nerede olduğunu bile bilmiyoruz ve diyelim ki onu bulduk; muhtemelen sana o kadar hazine vermeye razı gelmez. Gerçek bir savaşta Hükümdarlar'dan zayıf olabilir ama Kehanet Taosu’nda Hükümdarlık’a ulaştığına şüphe yok. Nihai Kılıç Taosu onun işine pek yaramaz.”

Ning durumu anlıyordu. [Nihai Kılıç Taosu] Hükümdarlar'a ciddi bir yardım sunamazdı; sınıra takılan ve Hükümdarlık’a ulaşmaya çalışan İmparatorlar için daha önemliydi.

“Evet, teklifimi biliyorsun. Hazinelerimin çoğunu sana vermeye razıyım ve hatta isteklerini bile yapmaya hazırım.” Mavitaş gülümsedi. “Kabul etmeyi düşünürsen, istediğin zaman yanıma gelebilirsin.”

Taoist Mavitaş, Siyahın ve Beyazın Taosu’nu izleyen bir adamdı. Siyah ve beyaz… Her şeyi kapsayan bir kavramdı. Kötü ve iyi, karanlık ve aydınlık… Bu nedenle sakindi; elde edebildiğini alıyor ve elde edemediğini zorlamıyordu.

Bir gelişimci olarak tavrı da Tao’su gibiydi.

…….

Ning adamdaki samimiyeti görmüştü. Hatta Mavitaş onu tehdit etmeye ve ufacık bir baskı uygulamaya bile yanaşmamıştı. Kendisi üç Hükümdar'ın bile temkinli yaklaştığı bir adam olmasına karşın, Ning'e sağduyulu davranıyordu. Ning bu nedenle adamı takdir etmekteydi; fikri değişmişti! Yu Wei'yi diriltmek için uzay zamanı geri çevirmek çok zor bir süreçti; bu süreç için gereken hazineleri toplamak kolay olmayacaktı.

Madem şimdilik böyle bir imkânı yoktu… O halde Ning gerekli hazineleri yavaş yavaş toplayacaktı. Zaten bir Maviruhu ve Sonsuzmahşer Ağacı vardı. Mavitaş'ın hazinelerini de ekler ve birkaç maceraya çıkarsa gerekli miktara ulaşabilirdi.

“Kardeşim Mavitaş.” Ning aniden zihinsel yoldan seslendi. Mavitaş'ın kalbi titredi ama adam dışarıya hiçbir şey çaktırmadı.

“Konferans sonlandığında… Baş başa Nihai Kılıç Taosu’nu konuşalım.” Ning zihinsel yoldan gönderdi.

“Pekala. Bendeniz Mavitaş, bana gösterdiğin bu iyiliği hiç unutmayacağım.” Mavitaş çok heyecanlıydı. Kendisi gizli sanatlarında, ilahi yeteneklerinde ve diğer konularda sınıra dayanmış biriydi. Çok sayıda hazinesi olsa da, bu şeyler ona bir şey katmıyordu. Tao’sunu geliştirmesi çok zordu, bu nedenle “Nihai Kılıç Taosu” ilgisini bu kadar çekmişti.

Yalnızca dördüncü adımda olan Ning'in Tao’su, Mavitaş'ın Tao’suna güç bakımından denkti. Mavitaş bu Kılıç Taosu’nun ona yepyeni bir yol açacağını düşünüyordu.

Zihinsel yoldan konuştukları için konferansın diğer üyeleri durumdan haber değildi. Sonuçta Nihai Kılıç Taosu’yla ilgilenen çok kişi vardı ve Ning biriyle anlaşsa bile, bunu herkese duyuramazdı.

“Hmph.” İmparator Altınsurat burnundan soluyarak ayağa kalktı. Ning'i göstererek bağırdı. “Taoist dostum Mavitaş'ın sana gösterdiği samimiyeti bile görmezden geliyorsun. Senin gibi bir Taolordu bozuntusu ne hakla önümüzde kibirli davranıyor, anlamış değilim! Hmph. Herkes güçlü olduğunu söylüyor ama daha önce gücünü kendi gözlerimle görmedim. Buna inanmıyorum. Neden bana o gücünü göstermiyorsun?!”

Konuştuktan sonra havaya yükseldi ve vücudu ışıklarla dolarak Ning'e doğru bir dalga misali atıldı.

“Ne yani, zorla mı almak istiyorsun?” Ning soğuk bir gülümseme takındı.

“Öyleyse ne olmuş? Bakalım kendine saklayabilecek kadar güçlü müsün!” İmparator Altunsurat zamanından beri güç kullanmayı seven bir adamdı. Bu nedenle çağlar geçmesine rağmen Ning bu adamın ismini duymuştu! Her seferinde olay çıkaran bir baş belasıydı!

Yeşmi Anka ve en güçlüleri, Mavitaş ise daha önce Ning'in duymadığı, dikkat çekmeyen figürlerdi.

“Kardeşim Karakuzey?” Mavitaş zihinsel yoldan Ning'e seslendi.

“Araya girmene gerek yok.” Ning cevapladı. “Zaten bu adamı gözüm tutmamıştı. Ona bir ders vermenin zamanı geldi.”

“Hahah, güzel! Ben de onu hiç sevmem.” dedi Taoist Mavitaş.

Ning daha önce Kanlıbulut ve İpeksikar ikilisini yense de, savaşı çok çabuk bitirmişti. Bu nedenle büyük güçlerden savaşı bizzat izleyebilen sadece iki kişi vardı: Parkıyı ve Altınada. Hükümdar Yerzambak ve Yelyağmur bile zamanında yetişememişlerdi. Bu nedenle Ning'in rakiplerini nasıl yendiğini bilmiyorlardı.

“Ufacık Taolordu, sana gerçek güç neymiş göstereceğim! O kibrini yutacaksın!” İmparator Altınsurat'ın vücudu altından ışıklarla parlıyor, soğuk bakışları Ning'e odaklanıyordu. “Benim önümde saygılı olacaksın!”

Kendisi İmparator Altınsurat'tı. Yalnızca üç Hükümdar ve Taoist Mavitaş ondan daha üstündü. Diğerlerini umursamıyordu.

“Hah! Yakında saygı neymiş göreceksin!” Ning de ayağa kalktı ve üç başlı, altı kollu formuna bürünerek kılıçlarını çekti.

……….