Bölüm 1201: Büyük Alevejder Konferansı

avatar
3384 31

Desolate Era - Bölüm 1201: Büyük Alevejder Konferansı



Bölüm 1201: Büyük Alevejder Konferansı

 

Ji Ning altından dünyayı biraz inceledikten sonra içeri girdi. Hemen önünde dokuz bulut ve bulutların üstünde de meyvelerle dolu masalar vardı.

 

Bulutların yedisinde bağdaş kurmuş oturan büyük güçler yer alıyordu. Aralarında beyaz cübbeli Hükümdar Parkıyı, yeşil saçlı Hükümdar Yelyağmur, güzeller güzeli Hükümdar Yerzambak ve siyah cübbeli, siyah saçlı Karabulut da vardı. Diğer üçlü ise Ning'in daha önce görmediği kimselerdi. Fakat auraları epey olağanüstüydü.

 

“İnanılmaz.” Ning'in kalbi sıkıştı. “Muhtemelen Alevejder Diyarıdüzlemi'nde inzivaya çekilen eski üstatlar gün yüzüne çıkmış.”

 

“Karakuzey, otur.” İmparator Altınada hala daha boş olan iki buluttan birine işaret etti.

 

“Önden siz buyurun, İmparator Altınada.” Ning saygılıydı. Sonuçta Altınada, Tao İttifakı'nın iki liderinden biriydi. Birlikte bulutlara doğru süzüldüler ve ardından ayrılarak bulutlara oturdular. Artık dokuz büyük güç de toplanmıştı.

 

“Haha… Nadiren böyle bir buluşmaya tanık oluyoruz.” İmparator Altınada oturduktan sonra diğerlerine baktı ve keyifle kahkahayı bastı. “Uzun zamandır bazı eski dostlarımı görmüyordum…”

 

“Gerçekten de uzun zaman oldu.” Mesafedeki altın saçlı, altın cübbeli adam gülümsedi. “Taoist dostum Karakuzey sayesinde toplanma fırsatımız oldu. Haha… Sanırım bunu yeni bir Büyük Alevejder Konferansı olarak görebiliriz.”

 

“Görebiliriz tabii. Normalde konferanslara katılan bütün büyük güçler toplanmış durumda.” İmparator Karabulut başını öne sallayarak gülümsedi. “Normalde saklandığınız yerden çıkmazsınız; sizi görmek mümkün bile değil! Fakat bugün, hepiniz kendi isteğinizle toplandınız.”

 

“Taoist Karakuzey'in etkileyici gücünü gördükten sonra nasıl saklı kalabilirdik ki?” Zarif, soylu görünen bir kadın gülümseyerek konuştu.

 

“Taoist Karakuzey için toplandık. Zaten o yaşlı suratlarınızı bugüne kadar yeterince gördüm.” Gümüşi saçlı, siyah cübbeli bir genç konuştu.

 

İmparator Altınada başını çevirerek Ning'e baktı ve gülerek söze girdi: “Karakuzey, seni tanıştırayım. Zaten şuradaki üç Hükümdar'ı tanıyorsun. İmparator Karabulut'la da görüşmüştün…”

 

Ning başını salladı, sessizce dinliyordu.

 

“Şu gördüğün adam…” İmparator Altınada altın cübbeli, altın saçlı adama işaret etti. “Tao İttifakı'nın en yaşlı İmparatoru'dur. Adı İmparator Altınsurat olmakla birlikte, zamanında bir Saklı Şehir'in Efendilik’ini yapıyordu! Fakat daha sonraları bu hakkından vazgeçerek inzivaya çekildi. Artık kendini nadiren gösterdiği için onu tanıyan fazla kişi yok.”

 

“İmparator Altınsurat!” Ning hemen konuştu. “Demek İmparator Altınsurat sizsiniz. Daha önce adınızı duymuştum ama hakkınızda pek bir şey bilmiyorum. Nihayet sizinle tanışma fırsatına erişebildim.”

 

 İmparator Altınsurat gerçekten de ünlü bir İmparator'du. Kendi çağının en parlak figürü olarak tanınan bu adam, daha sonraları bilinmedik bir sebepten ötürü iz bırakmadan kaybolmuştu. O kadar antik ve o kadar yaşlıydı ki, Şafak Savaşı başladığında bile ünlüydü.

 

“Lafı olmaz, lafı olmaz.” İmparator Altınsurat kendini beğenmiş bir edayla konuşsa da, yapay bir mütevazilik de sergiliyordu.

 

“Evet sıradakine geçelim…” İmparator Altınada zarif ve soylu görünen kadını gösterdi. “Bu gördüğün kişi ise İmparatoriçe Yeşim Anka'dır. Kendisi küçük grubumuzun en genç üyesidir.”

 

“Selamlar, İmparatoriçe Yeşim Anka.” dedi Ning.

 

“Bu kadar resmi olmaya gerek yok, Taoist dostum Karakuzey.” İmparatoriçe gülümseyerek ona baktı.

 

Nihayetinde sıra, gümüşi saçlı ve siyah cübbeli gence gelmişti. “Bu ise Taoist Mavitaş'tır. Kendisi, şüphesiz ki Tao İttifakı'nın bir numaralı üstadıdır.”

 

“Beni fazla övüyorsun.” dedi gümüşi saçlı, siyah cübbeli genç.

 

Ning bir anlığına şaşırdı. Mavitaş mı? Aklına Bahar Çimeni ve küçük kardeşi gelmişti; fakat daha sonrasında hızla İmparator Altınada'nın sözlerini anımsadı. Tao İttifakı'nın bir numaralı üstadı mı?

 

Ning aniden Hükümdar Parkıyı'nın sesini duydu. “Karakuzey, Tao İttifakı'nın antik üstatları bugün buraya senin için geldiler. Dikkatli olmalısın. İmparator Altınsurat ve Yeşim Anka hakkında endişelenmene gerek yok, fakat Taoist Mavitaş'a dikkat etmelisin. Çok güçlüdür. Bir Hükümdar olmasa da, bize denktir.”

 

Ning şoke oldu. “O halde neden Taoist Mavitaş'ın adını daha önce hiç duymadım?” Ning zihinsel yoldan cevapladı.

 

“Çünkü önünde duran Tao İttifakı'nın beş İmparatoru içinde, kişilik bakımından en hoşgörülü ve en cana yakın kişi Taoist Mavitaş'tır. Kendisi şöhrete ve itibara değer vermez; asıl odağı her daim Tao'dadır. Tao İttifakı'nın tartışmasız bir numaralı üstadı olsa bile, adını fazla kişi bilmez. Bu yüzden dikkatli olman gerekse de fazla endişelenmenin gereği yok. Kendisi çok iyi ve tatlı bir adamdır.” Hükümdar Parkıyı konuştu.

 

“Bir Hükümdar değilse, gücü size nasıl denk oluyor?” Ning zihinsel yoldan gönderdi.

 

“Taoist Mavitaş gelişim yoluna sıradan bir ölümlüyken başladığı için bir Kadimikiz'e sahip. Taobirleşimi'nde başarılı olduktan sonra bütün odağını meditasyona verdi, böylece Tao İttifakı'nın en elit üyelerinden biri olmayı başardı. Gerçek vücuduyla çıktığı maceraların sonucunda… Yaklaşık üç yüz bin kaos döngüsü önce, bir Sithe kalıntısına ulaştı. Kadimikiz’iyle adak törenini tecrübe etti ve onu Sithe ırkının Siyah İmparatorlar'ından birine dönüştürdü. Gerçek vücudu ise normal bir durumda.”

 

”Şimdiyse gerçek vücudu inzivada meditasyonlarına devam ederken, Siyah İmparator olan Kadimikiz’i keşfe çıkıyor. Tao İttifakı'ndan herkesten daha fazla hazineye sahiptir. Onunla iyi geçinmelisin. Tatlı bir adam olabilir ama onu bir şekilde kızdırırsan, sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın.”

 

Ning ne diyeceğini bilemiyordu. Siyah İmparator mu? Şu vücudunda sayısız taştan kanal olan insanımsı yaratıklar mı? O şeyler kesinlikle güç bakımından Hükümdarlar'a denkti! Şafak Savaşı'nda o yaratıklardan tek bir tanesi, iki Hükümdar'ın ölümüne sebep olmuştu. Taoist Mavitaş'ın üç yüce Hükümdar'a denk görülmesine şaşırmamak gerekirdi!

 

……

 

İki hızlıca bitirdikleri gizli konuşmalarından sonra toplantıya dikkat kesildiler; artık Ning nerede olduğunu ve kimlerle konuştuğunu daha iyi biliyordu.

 

 İmparator Altınsurat gülümseyerek Ning'e baktı. “Taoist dostum Karakuzey, gerçekten etkileyicisin. Bir Taolordu olmana rağmen yirmiyi aşkın İmparator'u alt etmeyi başardın! İpeksikar ve Kanlıbulut bile senin bir hamlene karşı koyamadılar. Daha önce senin gibi bir Taolordu'nu ne duydum ne de gördüm. Nadiren başkalarına hayranlık duyarım ama sen, hayranlığımı kazananlardan birisin.”

 

“Beni fazla övüyorsunuz.” dedi Ning.

 

“Alçak gönüllü olmana gerek yok, Karakuzey.” Hükümdar Yerzambak da övgüyle konuştu. “Sen gerçekten de bugüne kadar gördüğüm ve duyduğum en güçlü Taolordu'sun. Bu yaşta bile ufkumu genişletebilen bir şey gördüm. Artık Taolordları'nın da böyle bir güce ulaşabildiğini biliyoruz.”

 

“Evet, aynen öyle.” Taoist Mavitaş iç geçirdi. “Bir Taolordu'nun bu güce ulaşmış olması… Taobirleşimi'nde başarılı olursan, muhtemelen diğer Hükümdarlar'dan kat be kat güçlü olacaksın. Hatta bir Ötekidiyar Efendisi'yle bile aşık atabilirsin.”

 

Ötekidiyar Efendileri, bir alternatif dünyayı ve o dünyanın has özlerini kontrolü altına alabilen Hükümdarlar'a verilen bir isimdi. Bu has özler sayesinde güçlerini ciddi ölçüde artırabiliyorlardı.

 

“Ama bir şeyi aklım almıyor.” dedi Hükümdar Yelyağmur. “Karakuzey, genç dostum… Bir Taolordu olmana rağmen bu güce nasıl ulaştın?”

 

“Ben de aynı şeyi soracaktım.” dedi İmparator Altınsurat. “Acaba aklımızı karıştıran bu problemi çözmemizde bize yardımcı olur musun, Taoist dostum Karakuzey?”

 

 Herkes Ning'e bakıyordu. Parkıyı Ning'den yana taraf alsa da merakını gizlemek konusunda pek de başarılı değildi. Herkes Tao'ya odaklı olduğu için Ning'in ne gibi bir Tao'ya sahip olduğunu merak ediyorlardı.

 

Bir Taolordu nasıl bu kadar güçlenebilirdi? Bunun sebebi neydi? Sebebini bilirlerse, belki de ilham kazanabilirlerdi. Belki de bu sayede güçlenebilirlerdi. Dolayısıyla cevabı merakla bekliyorlardı.

 

Ning şaşırmadı. Her şey beklendiği gibi ilerliyordu. Bir gelişimci olduğu için, diğer gelişimcilerin Tao'ya ne denli önem verdiklerini iyi biliyordu. Bu ani güç patlayışının dikkat çekeceğini ve belki de başına biraz bela açacağını önceden de kestirmişti. Onlardan korkmuyordu ama böylesine bir grupla savaşmaya kalkarsa, gelecekte başı belaya girebilirdi.

 

Zaten maymunları korkutmak için tavuğu öldürmesinin sebebi de buydu. Herkese, bilhassa zayıf olanlara göz dağı veriyordu. Nihayetinde Alevejder Diyarıdüzlemi'nin yalnızca en kadim figürleri onunla konuşabilirdi ama onlar bile bunu saygıyla yapmak zorundaydı! Ning gerçekten de umut ettiği gibi iyi bir sonuçla karşı karşıyaydı.

 

Sakin, huzurlu bir konuşma; ah böylesi var mıydı? Gelecekte başına iş açabilecek bu şeyi, tek seferde çözebilirdi. Birkaç kişinin düşmanı olsa bile, sıkıntı çekmezdi.

 

Önündeki grup Alevejder Diyarıdüzlemi'ndeki en güçlü figürlerden oluşuyordu. Tao İttifakı'nın liderleri dışında grupta üç yüce Hükümdar bile vardı! İmparator Anchen, yani Mengüler'in nihai lideri, güç bakımından İmparator Altınsurat gibilere denkti… Fakat Mengüler hem ırk olarak zayıf hem de Tao İttifakı'na zıt giden bir tür oldukları için buraya davet edilmiyorlardı.

 

Dolayısıyla… Buraya sadece Tao İttifakı'nın beş üstün İmparatoru ve üç yüce Hükümdar gelmişti.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr