Bölüm 1155: Atasal Yasaklar

avatar
3234 29

Desolate Era - Bölüm 1155: Atasal Yasaklar



Bölüm 1155: Atasal Yasaklar

 

 Sithe diskini kaldırdıktan sonra Ning biraz da olsa kendini rahat hissetti. Aksi halde, bariyerlerle çevrili bir noktada savaşmak zorunda kalacaktı. Dağdan hazineleri alsa bile dışarı çıkması mümkün olmazdı.

 

“Sen!”

 

“Taolordu Karakuzey!”

 

“Tüylükeyif'in kılığına nasıl girdin? Gerçekruhunu bile taklit edebiliyorsun!”

 

Üç gümüşi adam, Ning'e yaklaşıyordu. Taolordu Tüylükeyif'in diski aldığını görünce şaşkına dönmüşlerdi, fakat Kuzeykuşak Kılıcı’nı görür görmez karşılarında kimin olduğunu anlamışlardı. Taolordu Tüylükeyif'in Taolordu Karakuzey'e ait olan Kuzeykuşak Kılıcı’nı alabilecek kadar güçlü olmadığını biliyorlardı!

 

“Haha…” Ning gülümseyerek gerçek formuna büründü. “Geç kaldınız.” diyerek kalpdünyası yansımasını çağırdı ve bölgeyi kapladı. Dağın iç kısımları bile tamamen kalpdünyası yansımasıyla kaplanıyordu ve yansıma inişe geçerken diğer Taolordları da şaşkına dönüyordu.

 

“Neler oluyor?”

 

“N-ne oluyor?!”

 

“Yoksa bu efsanevi ‘kalpdünyası yansıması’ mı? Yoksa Taolordu Karakuzey mi geldi?”

 

“Atasal topraklarda ne işi var?” Paniklemeye başladılar.

 

Ning'in suratı hafifçe ekşidi. Kalpdünyası yansıması geniş bir bölgeyi kaplıyordu, fakat dağın derinliklerindeki bir enerji dalgası buna karşı çıkmaktaydı; yansıma daha derinlere inemiyordu.

 

“Ruhani Şarkı.” Bir kalpgücü dalgası yayıldı. Ning ruh tekniğiyle yansımanın içinde yer alan bütün Taolordları'na saldırdı. Hiçbiri ona dayanamıyordu! Dördüncü Adımın Taolordları bile afallamış durumdaydı.

 

“Ne halt ediyorsun sen!” Üç gümüşi adam öfkeliydi.

 

“Sizce?” Ning gümüşi adamlara baktı. “Merak etmeyin, onları öldürmek istemiyorum. İsteseydim sadece kalpdünyası yansımasını kullanmam yeterdi. Tek tek onları kontrol altına almakla uğraşmazdım…”

 

“Sen…!” Üç gümüşi adam öfkeli ve kaygılıydı. Üç büyük klanın çoğu Taolordu buradaydı! Klanların başında sadece bir iki tanesini bırakmışlardı ve birkaç tanesi de yansıma tarafından kaplanmamaları için dağın derinliklerine gönderilmişti fakat Ning'in o sırada kontrolünde en azından otuz bir Taolordu vardı.

 

“Sakin olun. İsteklerimi kabul ederseniz hiçbirine dokunmam.” Ning'in gözlerinde soğuk ışıklar parladı. “Ama reddedecek olursanız, o halde yapmak zorunda kalacağım şey için beni suçlayamazsınız.”

 

Üç büyük klan kendilerini bu dünyanın nihai hükümdarları olarak görüyor, diğer bütün varlıklardan üstün olduklarını düşünüyorlardı. Başkalarının ölüm ve yaşamlarını kontrol eden figürlerdi. Bu zihniyet yüzünden Taolordu olduktan sonra daha korkusuz ve kanunsuz yaşıyorlardı ve aslında, gerçekten de bu dünyanın hükümdarı onlardı. Daha önce kimse onlara meydan okumayı başaramamıştı fakat Taolordu Karakuzey'in gelişiyle dünya değişiyordu.

 

“Konuş!” Gümüşi kaslı adam hırladı.

 

“Konuş. Fazla abartma.” dedi gümüşi saçlı adam dişlerini sıkarak.

 

“İsteklerim gayet basit.” diyerek söze girdi Ning. “Öncelikle bana saldırmayacaksınız… Tabii, ben de size bir şey yapmayacağım. Barış içinde var olacağız. Ayrıca bana Sithe'ye ve bu dağa dair bildiğiniz her sırrı anlatacaksınız. Bu iki koşulu kabul ederseniz… Belki dost olmayacağız ama en azından düşman olarak kalmayacğız.”

 

Gelişimcilerin dünyası hayatta kalmak ve katliama bulaşmak üzere kurulmuş bir dünyaydı. Üç büyük klanın arkasında çok sayıda formasyon ve bariyer mevcuttu; Ning onları asla yok edemezdi. Bunu başarsa bile, elbet günün birinde bu dünyada farklı bir organizasyon yükselişe geçerdi.

 

Dolayısıyla Ning bu adamlarla gerçek bir savaşa girmek istemiyordu. Asıl amacı Sithe hazineliğini ele geçirmekti! Bunu başardığında hemen gezegeni terk edecekti. Üç büyük klanla düşman olmasının mantıklı bir yanı yoktu. Sonuçta adamlar fazlasıyla güçlüydü; herhangi birini yenebilecek yeteneğe sahip değildi. Şu an için bu dağın derinliklerinde de ne olduğunu bilmiyordu. Öte yandan üç büyük klan, burada sayısız yıl geçirmişti. Bölgeyle ilgili çok şey biliyor olmalıydılar.

 

Düşmanların daha bilgili ve güçlü olduğu bir durumda, eğer karşı taraf ona karşı bir taktik geliştirmek isterse, Ning'in başı ciddi bir belaya girebilirdi.

 

………

 

Klan liderleri birbirlerine bakarken bir yandan gizlice mesajlaşıyorlardı. Çok geçmeden dişlerini sıkarak bir karara vardılar.

 

“Güzel hayal kuruyorsun.” dedi Fumo Klanı’nın lideri olan gümüşi kaslı adam: “Taolordu Karakuzey, atasal yasaklardan ötürü koşullarını kabul edemiyoruz. Klanımızın bütün üyeleri uzun zaman önce bu konuya dair bir hayatözü yemini etmiştir.”

 

Ning'in suratı asıldı. Atasal yasaklar mı?

 

“Ama bunu farklı bir şekilde telafi edebiliriz.” Fumo Klanı’nın lideri öfkesini bastırarak konuştu: “Öncelikle, önerdiğin gibi seninle barış içinde var olabiliriz. İkinci olarak da senden burayı terk etmeni istiyoruz. Klanlarımıza üye olmayan kişilerin buraya girmesine asla ve asla izin vermeyeceğiz. Üçüncü olarak da sana bir karşılık maksadıyla üç İmparator Seviye golem hediye edeceğiz. Tabii senden klan üyelerimizi rahat bırakmanı da istiyoruz.”

 

“Cömertsiniz.” Ning kuru kuru konuştu. “Üç golem.”

 

“Klanlarımız sayısız yıldır çalışmalarına rağmen sadece birkaç adet golem elde edebilmiştir. Üç goleme karşılık olarak klan üyelerimizin hayatlarını bağışlamanı istememiz, tarafımızca sana gösterilen bir iyi niyettir.” dedi cılız gümüşi adam. Kendisi Juwah klan lideriydi.

 

“İyi niyetli olduğunuzu biliyorum… Ama ne yazık ki asıl amacım Sithe hazineliği.” Ning başını iki yana salladı. “İmparator Seviye golemler umurumda değil.”

 

Asıl amacı bir Tiran'ı bile heyecanlandıracak bir hazine bulmaktı; işte o vakit Yu Wei'yi diriltme şansı olabilirdi. Kızıldalga Tapınağı kadar değerli hazineler elde etmesi gerekiyordu. İmparator Seviye golemler bu tür hazinelerin yanında çocuk oyuncağı kalıyordu! Unutulmamalıdır ki Kızıldalga Tapınağı'nın önünde koruma olarak duran figürler hükümdar seviye figürlerdi!

 

“Üç büyük klanın dışında bir başkasının buraya girmesine izin vermeyiz.” dedi gümüşi saçlı adam.

 

“Mümkün değil.” Kaslı adamın sesi de soğuktu. “Bana kalırsa bu koşulları kabul etmelisin.”

 

“O zaman Taolordları'nıza veda etmeye hazırsınız yani?” Ning sordu.

 

“Öldür onları.”

 

“Öldür.”

 

“Hepsi ölse bile çok geçmeden yeni bir nesil yetiştirebiliriz.” Üç gümüşi adam hiç tereddüt etmedi.

 

Atasal topraklar klanlarının asıl temeliydi. Burada devasa bir hazinelik bulunuyordu ve sayısız yıl boyunca uğraşmalarına rağmen sadece dış kısımdaki birkaç hazineyi ele geçirebilmişlerdi. Taolordu Karakuzey içeri girerse, onlardan daha iyi hazineler bulabilirdi. Belki üç büyük klanın liderlerini öldürmemek için bir hayatözü yemini ederdi ama direkt klanları da yok edebileceği ihtimali söz konusuydu.

 

Bu klanlar neden etkileyiciydi? Çünkü başlarında üç gümüşi adam vardı! Fakat hazinelikteki bazı hazineler bu adamlardan da korkunçtu! Ning bu tür hazinelere ulaşabilirse, o halde üç büyük klandan da güçlü bir klan yaratabilirdi.

 

“Öldürüyorum o zaman?” Ning'in sesi çok soğuktu. Svish! En yakında duran Taolordu'nun gerçekruhu anında hiçliğe karıştı. Adam ölmüştü.

 

“Sen…!” Klan liderleri anında öfkeye kapıldılar.

 

“Biz onu durduracağız. Sen elinden geldiği kadarını kurtar.” Kaslı ve cılız adamlar öfkeyle Ning'e doğru atıldılar; gümüşi saçlı adam ise dağın derinliklerine inerek, Taolordları'nı kurtarmaya koyuldu.

 

“Çok geç.” Ning'in gözlerinden kötücül bir ışık parladı. Konuşma faslı bittiğine göre… Geriye yapacak tek bir şey kalmıştı. Bırakın hepsi ölsün… Svoosh! Svoosh! Ning'in [Yıkımın Kalpgücü] tekniği Taolordları'nın gerçekruhlarını parçalamaya başladı.

 

Kaşla göz arasında bütün Taolordları can verdi.

 

“Karakuzey, öldün sen!”

 

“Geber, alçak herif! Geber!” İki klan lideri çıldırmıştı. Geçmişte başkalarının kaderini yönetmeye alışan bu figürler, daha önce bir kez bile kendi adamlarının bu şekilde tehdit edildiğini tecrübe etmemişlerdi.

 

“Üçünüz birleştiğinizde bile bana bir şey yapamıyorsunuz. İki kişiyle ne yapacağınızı sanıyorsunuz ki?” Ning üç başlı ve altı kollu formuna bürünerek kılıçlarını çekti. Kalpdünyası yansıması ve dokuz öz sanatıyla birlikte iki klan liderinin saldırılarına karşı direniyor, bir yandan da dağın derinliklerine iniyordu. Klan liderleri onu ciddi ölçüde yavaşlatıyor olsa da, genç adam ilerlemeyi sürdürebiliyordu.

 

“Hm. Nonti Klanı’nın lideri, yansımamın menzilinden çıktı demek?” Ning'in yüzü ekşidi. Kalpdünyası yansıması dağın sadece bir kısmını kaplıyordu; dağın derinliklerinde yansıması engelleyen bir çeşit enerji vardı. Üçüncü gümüşi adam dağın derinliklerine inerek Ning'in menzilinden çıkmıştı.

 

……..

 

 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr