Bölüm 1126: Art Arda Ölümler

avatar
3157 33

Desolate Era - Bölüm 1126: Art Arda Ölümler



Bölüm 1126: Art Arda Ölümler

 

 “Deneyebilirler.” Ji Ning'in korktuğu söylenemezdi. Başını kaldırarak alemruhuna baktı ve sordu. “Üstat, ikinci dünyaya nasıl döneceğim?”

 

“Gayet basit. Her dünyada, yüzeyi kaplayan bir harita diyagramı mevcut.” Alemruhu Polo, Ning'in başladığı adayı işaret etti. Süzülen adanın yüzeyinde gerçekten de dokuz metre çapında bir diyagram vardı ve diyagram gizemli görünen siyah rünlerle çevriliydi.

 

“Diyagrama adım atsan yeter. On nefeslik sürede direkt ikinci dünyadaki tahta ışınlanacaksın. İkinci ve birinci dünyalarda da benzer diyagramlar var.” dedi Polo.

 

“Oh?” Ning gördüklerini düşündü. Gerçekten de Polo doğruyu söylüyordu fakat Kızıldalga Tapınağı çok sayıda yazıt, heykel, resim ve diyagramla doluydu ve ilk başlarda Ning mürekkepli halkanın ne anlama geldiğini kestirememişti.

 

“O vakit, ikinci dünyaya.” Ning dokuzuncu komuta tılsımını kaldırdıktan sonra bir ışık hüzmesine dönüşerek sunaktan indi. Önce üç renkli zincirleri geçti ve acıya göğüs gererek aynı sırada gerçekruh aurasını değiştirdi. Yedi renkli zincirleri geçerken hiç zorlanmadı.

 

“Sonuncu Boşlukdenizi'nin Mührüyeşimi Taolordu Feich tarafından alınmıştır!” Alemruhu Polo'nun sesi Kızıldalga Tapınağı'nda yankılandı. “Geriye kalan mühürlerin tamamı başkaları tarafından ele geçirildi. Taolordları, komuta tılsımlarını gözden kaçırmayın. Bunlar, Boşlukdenizi'nin Mührüyeşimleri'nden de değerli şeylerdir ve her bir tılsım, Ebediyet İmparatorları'nı arzudan çılgına çevirecek kadar önemlidir. Çok sayıda meyveye ulaşım sağlamanız mümkün ve… Geriye yalnızca beş adet komuta mührü kaldı!”

 

Ning o sırada yedi renkli zincirleri geçiyordu. Alemruhu Polo'nun sözlerini duyunca sinirlenmeden edememişti. Polo ortalığı karıştırmak istiyordu!

 

Fakat alemruhu sadece gerçekleri söylemekteydi. Meyvelerin, Boşlukdenizi'nin Mührüyeşimleri'nden daha değerli olduğu doğruydu! Hükümdarların bile heyecanlandığı bu şeyler için Tao İttifakı büyük bir bedel ödemeye hazırdı. Hem fiyat hem de değer konusunda Boşlukdenizi'nin Mührüyeşimleri'yle kıyaslanamazlardı! Ancak Taolordları için doğal olarak Taobirleşimi'ne dair hazineler asıl önem arz eden şeylerdi.

 

“Sadece beş tane kaldığına göre… Dokuztoz da bir tane tılsım almış olmalı.” Ning ikinci dünyaya geçmeyi planlıyordu ama yedi renkli zincirleri geçtikten sonra hemen bir ışık hüzmesine dönüşerek Dokuztoz'a doğru yöneldi.

 

……….

 

Vhoosh. “Ah, güzel. Henüz gelmemişler.” Ning düşündüğü sırada Dokuztoz'un geçidine ulaştı.

 

O sırada geçitte sadece Dokuztoz vardı fakat Ning bir şeyin farkında değildi; Alemruhu Polo dokuzuncu tılsımın Karakuzey tarafından alındığını duyurunca, Boşlukdenizi'nin Mührüyeşimi için mücadele eden bütün üstün Taolordları kaygılanmıştı. “Yani Karakuzey de her an buraya gelip mührü ele geçirmeye çalışabilir. O korkunç suikast sanatıyla başa çıkamayız. Bir an önce bu işi bitirmeliyiz!”

 

Savaş zaten kıyasıya geçiyordu. Ning'in gelme olasılığı da ortaya çıkınca, savaş zirveye ulaşmış ve nihayetinde mühür Taolordu Feich'in ellerine geçmişti.

 

Mührü Feich alsa da, kendisi sadece Habistanrıça ve diğerlerine denk bir üstün Taolordu'ydu. Dolayısıyla diğer Taolordları bu sonucu kabullenmeyerek savaşa devam etmeyi istiyordu.

 

“Eh?” Ning, Dokuztoz'un geçidine ulaştı. Taştan sütunu ve üstündeki [Değişim] sanatının mühürlerini görebiliyordu. Yedi renkli zinciri ve karşı taraftaki üç renkli zincirleri görünce, bütün geçitlerde aynı tekniklerin yer aldığını onayladı.

 

Ning bütün geçitlerin farklı farklı teknikleri barındırdığını umuyordu!

 

“Dokuztoz hala içeride.” Ning üç renkli zincirlerin önünde duran kulübeyi gördü. Dokuztoz o kulübenin içindeydi. “Görünüşe göre henüz [Tao Kalbi] tekniğini kavrayamamış.”

 

Tao kalbi konusunda Ning'in Dokuztoz'dan hatırı sayılır derecede üstün olduğu kesindi; sonuçta genç adam bir Kalpgücü Gelişimcisi'ydi!

 

…….

 

Üçünü dünya, Dokuztoz'un geçidi…

 

Ning bağdaş kurup taş zemine oturdu. Önündeki bariyer nedeniyle zincirlere adım atması mümkün değildi. Her Taolordu sadece tek bir geçit seçebiliyordu; seçim yapıldıktan sonra diğer iki geçide girmek imkansızdı.

 

Dört saat boyunca bekleyen Ning aniden gözlerini açtı.

 

Vhoosh! Bir ışık hüzmesi ona doğru fırladı ve nihayetinde siyah cübbeli bir figüre dönüşerek Ning'e baktı. “Kardeşim Karakuzey, seni tebrik ederim. Böyle olacağını bilseydim, komuta tılsımları için daha erken mücadeleye girişirdim.”

 

“Kardeşim Şarapbilgesi, bana kalırsa diğer üstün Taolordları iş birliği yapmıştır.” Ning ayağa kalktı. “Bakıyorum da hala tek başınasın. Neden benimle ve Dokuztoz'la iş birliği yapmıyorsun?”

 

“Haha, neden yapayım ki?” Şarapbilgesi bölgeyi süzdü. “Karakuzey, hangi geçide girmediniz? Söyler misin?”

 

“Şuradaki.” Ning üçündü geçidi gösterdi.

 

“Teşekkürler.” Şarapbilgesi hemen üçüncü geçide yöneldi.

 

Kısa bir süre sonra, Ning çok sayıda figürün üçüncü dünyaya ışınlandığını gördü. Toplamda on iki üstün Taolordu vardı ve grubun önünde şeytani bir mor cübbeli figür duruyordu. Diğer on bir üstün Taolordu'nun onu takip ettiği açıktı.

 

“Karakuzey?” Mor cübbeli şeytan, Ning'i görür görmez soğuk bir gülümseme takındı. “Şu tesadüfe bakın. Ciddi ciddi Taolordu Karakuzey'e rastladık.”

 

“Kral Paleos?” Ning şaşırdı. Dalgadeğişen Alemi'ne girdikten sonra Kral Paleos'un güçlü biri olduğuna dair hiçbir şey duymamıştı. Bu adam Mengüler'in bir üyesiydi! Hiç dikkat çekmiyordu ve dış dünya onu ikinci sınıf Taolordları'ndan biri olarak tanıyordu. Mengüler'in en ünlü Taolordu Kral Gorsch'du… Fakat şimdiyse, Kral Paleos'un da ondan aşağı kalmadığı görülüyordu.

 

Boom! Alemruhu Polo bir kez daha ortaya çıktı.

 

“Size açıklama yapalım…” diyerek söze başladı ve tılsımlar ile geçitleri anlattı. Sesi bütün dünyada yankılanıyordu.

 

Alemruhu Polo konuşmaya devam ederken, Ning, Parkıyı'dan gelen haberleri öğrendi. “Ne?!” Ning şaşkındı. Tao İttifakı yeni bir sıralama listesi yayınlamıştı!

 

Son yıllarda listedeki değişim korkunçtu.

 

“Üçüncü sırada Taolordu İrfanırüya mı var?”

 

“Kral Paleos altıncı sırada mı?”

 

“Taolordu Baltagök öldü mü?”

 

“Kral Tepeyaka can mı verdi?”

 

Yeni sıralamayı gören Ning afalladı. Son mühür için yapılan mücadelede altı üstün Taolordu ölmüş ve sıralama tamamen değişmişti. İlk sırada Şarapbilgesi, sonra Karakuzey vardı. Liste İrfanırüya, Şafakyıldızı, Aydınlık Kralı, Kral Paleos, Taolordu Karamekik, Dokuztaş, Parçalıgök ve Tigrone olarak devam ediyordu…

 

Yepyeni bir grup yükselişteydi! Daha önce dikkat çekmeyen bu figürler, Boşlukdenizi'nin Mührüyeşimleri için yapılan bu mücadelede gerçek güçlerini sergiliyorlardı.

 

……

 

Kral Paleos'un mor gözleri Ning'e odaklıydı. Adam soğuk bir ses tonuyla konuştu. “Dokuz tılsımdan geriye sadece beşi kalmış. Karakuzey, o tılsımlardan üç tanesini sen almış olmalısın. İttifakın olan Dokuztoz da birini almış gibi… Fakat bizler ne bir tılsım ne de Boşlukdenizi'nin Mührüyeşimleri'nden hiç alamadık. Taolordu Karakuzey, sence bu durum adil mi?”

 

“Taolordu Karakuzey.” Kral Paleos'un arkasında duran Habistanrıça da aynı şekilde konuştu. “Fazla şey istemiyoruz. Diğer iki tılsımı görmezden gelebiliriz ve Dokuztoz'a bulaşmayız. Fakat dokuzuncu komuta tılsımını… Bize vermek zorundasın! Bize verirsen sana sorun çıkarmayız.”

 

“Dokuzuncu tılsımı ver.”

 

“Ver gitsin, Karakuzey.”

 

“Şarapbilgesi bile bize karşı duramaz. Tılsımı versen iyi olur.”

 

Kral Paleos ve diğerleri Ning'e bakıyorlardı. Üstün Taolordları'ydılar; eğer sadece dört beş kişi olsaydılar, Ning'e karşı koymaları mümkün olmayabilirdi fakat Ning'in karşısında on iki kişi vardı ve bunlar Şarapbilgesi'nden bile korkmuyorlardı! Hatta buraya gelmeden önce Şarapbilgesi'yle mücadele etmişlerdi. Taolordu Karakuzey'den neden korkacaklardı ki?

 

Şimdiye dek on ikisi de hiçbir şey alamamıştı. Dokuzuncu tılsımın meyvelerini toplayabilirlerse, o halde bu meyveleri ihtiyaç duydukları nadir malzemeler karşılığında takas edebilirlerdi. Böylece en azından Dalgadeğişen Alemi'nden elleri boş çıkmamış olurdu.

 

Ning'in yüzü ekşidi. Komuta tılsımları Kızıldalga Tapınağı'ndaki meyvelere açılan kapıydı; o kadar değerliydiler ki Tao İttifakı ve hükümdarlar bile bu meyveleri almak için can atıyordu. Tılsımlardan en değerlisi ise dokuzuncu tılsımdı ve neredeyse paha biçilemez bir hazineydi. Ning bu tılsımlarla Yu Wei'yi kurtarmayı düşünüyordu!

 

Keng! Keng! Keng! Ning üç başlı ve altı kollu formuna büründü ve anında kılıçlarını çekti. Önündeki üstün Taolordları'na baktı. “Boş yapmayı kesin dangalak herifler. Gelin de geberin!”

 

…….

 

(W: Bundan sonra hakaretlere biraz el atabilirim xd)

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44325 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr