Bölüm 1117: Kalpkılıç Sanatı

“Geldiler.” Ji Ning'in yüzü değişti.

“Karakuzey, başımız belada. Taolordu İrfanırüya'nın gücünü tam olarak bilmiyoruz, Tigrone ise şimdiye kadar gördüğüm en sağlam savunmaya sahip. Parçalıgök'ün Karanlık Krallık'tan geldiğini biliyorum, Taolordu İrfanırüya ve Tigrone ile birlikte geldiğine göre onların onayını almıştır. İnanılmaz bir güce sahip olmalı.” Dokuztoz'un yüzü ekşidi.

“Bırak düşünmeyi. Bir yıl arkamızdalar. Bize yetişmeleri kolay olmayacak.” dedi Ning. “Biz de zamanımızı boşa harcayamayız. Bir an önce bitirelim şu geçidi.”

“Katılıyorum.” Dokuztoz başını salladı.

Arkalarındaki üç Taolordu'nu bir kenara bıraktılar ve önlerinde duran savaşçılara saldırmaya odaklandılar.

……..

“Boşlukdenizi'nin Mührüyeşimleri ikinci dünyada, komuta mühürleri ise üçüncü dünyada yer alıyor.” Alemruhu Polo bir kez daha yeni gelenlere açıklamalar sundu. Karşısındaki üstün Taolordları Sonsuz Diyarlar'ın en yetenekli figürleriydi; onlara güzelce rehberlik sunmak önemliydi. Efendisi İmparator Dalgadeğişen, bütün bunları üstün Taolordları'nı eğitmek ve onları daha da iyi yapmak için ayarlamıştı. Doğal olarak alemruhu hepsine gerekli bilgileri verecekti.

“Anlaşıldı.”

“Gidelim.”

Taolordu Tigrone, Taolordu İrfanırüya ve Taolordu Parçalıgök birlikte ilerlemeye başladılar; savaşçılar hazırda onları bekliyordu.

“Hmph. Karakuzey ve Dokuztoz aptallık yapıyor. Neden gizli sanatlarını ya da kalpdünyası yansıması kullanmıyorlar ki? Yoksa bunu bir eğitim seansı olarak mı görüyorlar?” Taolordu Parçalıgök'ün yüzü ekşidi. Vakit kaybetmeden üç renkli bir enerji dalgası gönderdi ve savaşçıların etrafını sardı fakat düzlemsel geçidi kaplayan altın ışıklar hızla olaya müdahale ederek gizli sanatı devre dışı bıraktılar.

Saf güç konusunda Taolordu Parçalıgök'ün gizli sanatı, Ning'in dokuz öz sanatından bile biraz daha güçlüydü!

“Ne? Gizli sanatlarım işlevsiz mi kaldı?” Parçalıgök şoke oldu.

……

Ning ve Dokuztoz arkalarındaki üçlüyü görmezden gelerek ilerliyorlardı. Savaşçılara karşı mücadele ettikçe, aralarındaki takım oyunu da güçleniyordu. Dokuztoz rakipleri durdurmak ve yavaşlatmakla sorumluydu. Ning ise son hamleyi yaparak onları geçidin dışına itiyordu.

Böylece zaman akıp geçti. Kaşla göz arasında bir yıl geride kaldı. Ning'in ekibi ilerledikçe savaşçıların sayısı artıyordu. Onları düzlemsel geçidin dışına itmek artık hiç olmadığı kadar zordu ve karşılarında otuz iki savaşçı vardı. Yani birlikte mükemmel şekilde çalışabilen ve neredeyse dokunulmaz vücutlara sahip otuz iki ikinci sınıf Taolordu'yla mücadele ediyorlardı!

Onları alt etmek yeterli değildi. Düzlemsel geçidin dışına da itmek gerekiyordu. Çok zordu! Ama Ning'in takımı artık bir dalgayı tamamen devre dışı bırakmak için sadece beş altı günlük bir mücadeleye ihtiyaç duyuyordu.

Vhoosh! Dokuztoz devasa bir dalgaya dönüştü ama vücudunun üst kısmı görülebiliyordu. Bir yandan değneğini savuruyor, bir yandan da dalgalarla rakiplerini sağa sola saçarak Ning'e saldıracak fırsatlar yaratıyordu. Ning ise eskiye kıyasla daha vahşiydi ve Kuzeykuşak kılıçlarının her biri muazzam birer güç taşıyordu.

“Haha, Karakuzey, gün geçtikçe bu savaşçıları alt etmek daha da zorlaşıyor ama bu sayede değnek sanatlarım ciddi ölçüde gelişti. Kendime has bir üstün teknik geliştirdim!” Dokuztoz geniş bir kahkaha atarak değneğini savurdu. Vhoosh! Etrafındaki su dalgaları ansızın merkezine değneği alan bir girdaba dönüştü ve bölgede bir dizi uzaysal illüzyonlar belirdi.

Kızıldalga Tapınağı uzay zaman tekniklerine karşı ciddi ve sert yaptırımlar uygulamasına rağmen, Dokuztoz uzaysal illüzyonlar çıkarmayı başarıyordu. Dış dünyada bu saldırının gücü akılalmaz boyutlara ulaşabilirdi!

BOOM! Değnek zırhlı bir savaşçıya çakıldı ve yaratık adeta ufacık bir solucan paçavrası misali havaya fırladı.

“Buna benzer birkaç teknik daha bul.” Ning gülümsedi. “Buradan çıkınca şu diğer Taolordları'na saldırı neymiş gösterirsin.”

“Hah. Aynen öyle, kolay lokma olmadığımı görecekler.” Dokuztoz bu savaş hayatının cazibesine kapılmıştı. Savaşlar sayesinde zayıflıklarını görüyor ve onları kapatıyordu. Belirli bir mükemmeliyet seviyesine ulaştığında ise bir teknik geliştirmesi işten bile değildi.

“Diğer üstün Taolordları iki yahut üç Üstün Tao'yu birleştirmiş kimseler…” Ning mırıldandı. “Buna rağmen gelişmeye açıklar. Yeni öngörüler kazanarak bambaşka üstün teknikler geliştirebilirler. Öte yandan ben, çoktan zirveye ulaştım! Yakın zamanda gelişmem çok zor!”

“Mm. Sanırım şimdilik [Kalpkılıç] sanatına odaklanmalıyım.” Ning Nihai Kılıç Taosu’ndaki gelişiminin ne denli yavaş ilerleyeceğini biliyordu. Beş duruşundan biri bile şimdilik dördüncü aşamaya ulaşamazdı; bu nedenle genç adam [Kalpkılıç] sanatına odaklanmayı tercih etti.

“[Kalpkılıç]…” Ning'in zihninde [Kalpkılıç] sutrasının tamamlanmış hali belirdi. Altın kürklü uzaylı Genişgök Sarayı'na yaptığı ziyarette bunu bir iyi niyet göstergesi olarak Ning'in avatarına hediye etmişti.

[Kalpkılıç] sanatı inanılmaz derecede mucizevi bir kılıç sanatıydı! Hükümdarların miraslarına denk sayılabilecek bir kavramdı! Sadece bir kılıç sanatı olsa da, Tao İttifakı bunu diğer organizasyonlara vermekten kaçınıyordu. Parkıyı Krallığı bile bu sanatın ilk on duruşunu almak için inanılmaz bir bedel ödemişti. Tamamını öğrenmek için önce Tao İttifakı'na katılmalı ve sonrasında ciddi bir fiyat ödemeliydiniz.

Ning'in Dalgadeğişen'deki performansı gerçekten de herkesi etkilemişti. Ansızın Zamanırüya ve Ucubekral'ı öldüren genç adamın gücü, Şarapbilgesi'ne çok yakındı. Tao İttifakı gayet tabii böyle birini yetiştirmek adına cimri davranmazdı. Ayrıca Ning'den istedikleri bir şey de olduğu için direkt ona [Kalpkılıç]'ı hediye etmişlerdi! Tabii Ning'in bu tekniği başkalarına vermesi yasaktı.

“Mucizevi.” Ning [Kalpkılıç]'a dair ne kadar çok şey öğrense bir o kadar şaşkına dönüyordu. [Kalpkılıç] sanatı Ki Arıtıcılığı, Habistanrı Vücut Geliştirmesi ve Kalpgücü Gelişimi prensiplerinin mükemmel bir kombinasyonunu temsil ediyordu.

İmparator Kalpkılıç'ın kılıç sanatları, sadece tek başlarına düşünüldüğünde, İmparator Miratkar'la aynı seviyedeydi fakat adamın yarattığı bu üçlü mükemmel kombinasyon, normalde dikkat çekmemesi gereken bu kılıç sanatını Saklı Şehirler'in efendilerini bile aşacak bir güce ulaştırıyor ve onu hükümdar seviyesinin yakınlarına yerleştiriyordu! Kendisi güç konusunda hükümdarlara en yakın olan İmparator olarak tanınıyordu! Kim bilir bu sanat ne kadar dehşet vericiydi!

“Şu anda kılıç sanatlarım hem uzayı hem de zamanı aşabiliyor; yani İmparator Miratkar'la aynı seviyedeyim.” dedi Ning. “[Kalpkılıç]'ın on beşinci duruşunu kavrayabilirsem, Saklı Şehirler'in efendilerini aşacak ve hükümdar seviyesine yaklaşacağım.”

Saniyeler sonra Ning gülümsedi. Sadece hayal kuruyordu. İmparator Kalpkılıç yolculuğa çıktığından beri, [Kalpkılıç]'ın on beşinci duruşunu kavrayabilen bir başka figür olmamıştı! Çünkü bu kılıç sanatı fazlasıyla gizemliydi.

İlk duruş Kalpkılıç duruşu olarak biliniyordu. İkincisi Katilkılıç, üçüncüsü Büyük Gökler, dördüncüsü Ufkun Ucu, beşincisi Sessiz Dünya, altıncısı Pegasus'un Kalbi ve yedincisi Kozmik Kalp duruşuydu.

İlk altı duruş anlaşılabilirdi. Fakat yedinci duruştan itibaren teknik inanılmaz derecede karmaşık bir hal alıyordu. Neyse ki Ning kılıç sanatlarında inanılmaz bir yeteneğe sahipti ve yedinci duruşu kavrayarak Parkıyı'nın Kılıç Sarayı'ndaki Kılıç Efendileri arasına katılmıştı. [Kalpkılıç] sanatında temel bir anlayışa sahip olduğu söylenebilirdi.

Ancak bu sadece temel bir kavrayıştı. Tekniğin diğer duruşları daha da zordu!

Sekizinci duruşun adı: Kifayetsiz

Dokuzuncu duruşun adı: Lütufkalp

Onuncu duruşun adı: Ölümkalp.

On birinci duruşun adı: Gözyaşı.

On ikinci duruşun adı: Kılıçdalgası.

On üçüncü duruşun adı: Kardiyarı'nın Kanı

On dördüncü duruşun adı: Ölümün Kollarına Atılana Dek Amansız

On beşinci duruşun adı: Bir Kılıç, Bir Dünya.

Bunlar anlaşılması çok zor duruşlardı ama birkaç aşamaya ayrılıyorlardı. Sekizinci duruştan onuncu duruşa kadarki kısım birinci aşamaydı! [Kalpkılıç]'ta yetenekli olan çoğu gelişimci ilk aşamada takılıyor, daha fazla ilerleyemiyordu.

On birinci ve on ikinci duruşlar ikinci aşamayı temsil ediyordu. Söylentilere göre bu seviyeye ulaşan kişilerin gücü inanılmaz derecede artıyordu ama her nesilde bu seviyeye sadece birkaç kişi ulaşabiliyordu.

On üçüncü ve on dördüncü duruşlar üçüncü aşamaydı. Kayıtlara göre bugüne kadar İmparator Kalpkılıç dışında bu aşamaya sadece bir kişi ulaşmıştı; o kişinin de adı bilinmiyordu! Kayıtlara göre, bu seviyede kişinin gücü öyle artıyordu ki Evren Hazinesi’ni kullanarak elde edeceğiniz güçten bile daha fazlasına kavuşuyordunuz!

On beşinci ve sonuncu duruş! Sadece bu tekniğin yaratıcısı olan İmparator Kalpkılıç'ın ulaşabildiği bu seviye, kişiye yarı hükümdar gücü veriyordu.

“Eğer üçüncü aşamaya ulaşırsam, dördüncü adıma eriştiğimde hükümdarlarla bile mücadele edebilirim.” diye düşündü Ning. Aslında elindeki kılıç sanatı gerçekten mucizevi ve inanılmazdı; fakat aynı zamanda çalışılması çok zordu! Burada asıl önemli olan şey duruşun kapsadığı hareketler değil, kalp prensibiydi!

“Başlayalım.”

En uzun binanın inşaatı bile temelden başlıyordu. Ning kılıçlarıyla savaşırken arada sırada Kozmik Kalp duruşunun birtakım içeriklerini saldırılarına katmaya başladı. Kimi zaman ise sekizinci duruşu taklit etmeye çalışıyordu. [Kalpkılıç]; duruşlara değil, kişinin kalbine odaklanan bir sanattı ve dolayısıyla çalışılması çok zordu. Ning kalpgücünde yetenekli bir adamdı, Sonsuz Diyarlar'daki en geniş kalpdünyası yansımasına sahip olan Taolordu'ydu ve buna rağmen tekniğe zar zor çalışabiliyordu. Yine de, en azından sekizinci duruşa dair hissiyatlar yaşayabiliyordu.

Kifayetsiz duruşu isteyerek uygulayabileceğiniz bir şey değildi. Kalbinizi dinlemeli ve onu kılıç sanatlarına katmalıydınız. Her şeyin doğal bir şekilde akması gerekiyordu ve o hissiyata kapıldığınızda her şey tamamlanacaktı.

Aslında sekizinci duruş çok zor değildi. Asıl zorluk bu duruştan sonra başlıyordu.

…….