Bölüm 1106: Ji Ning ve Şarapbilgesi

Ji Ning kaçmaya devam ediyordu. Yol boyunca çok sayıda Taolordu'yla karşılaşsa da, bunlardan hiçbiri yanına yaklaşmaya cüret edememişti! Herkes Ning'in dört üstün Taolordu'yla savaştığını ve ikisini öldürdüğünü biliyordu; yani Taolordu Karakuzey onlar için yutamayacakları kadar büyük bir lokmaydı.

“İş Şarapbilgesi'ne kaldı.” Sayısız Taolordu'nun aklından geçen düşünceler bu şekildeydi.

……

Saray Efendisi Şafakyıldızı, artık Ning ile Şarapbilgesi'nin arkasında, üçüncü sırada yer alıyordu. Sırtındaki o devasa sabresiyle bir dağın üstünde oturuyor, mesafede uçan ışık hüzmesini izliyordu. O ışık hüzmesi Ji Ning'di. Hatta geçtiği sırada Ning ona bir bakış bile atmıştı.

“Dikkatli ol, Karakuzey.” Şafakyıldızı gülümsedi.

“Teşekkürler.” dedikten sonra Ning kaçmaya devam etti.

Şafakyıldızı gülümseyerek onu izliyordu. Parkıyı'nın bir üyesi olduğu için Ning'i asla ve asla durdurmaya çalışamazdı.

“Ölümsüzler Sarayı, sıralamada Karakuzey'i üstüme yerleştirmiş. Ne kadar güçlü olduğunu görmek istiyorum.” Şafakyıldızı da bir ışık hüzmesine dönüşerek Ning'le arasına belirli bir mesafe koydu. “Şarapbilgesi beni zar zor yenebiliyordu. Evren Hazinesi’ni aldıktan sonra acaba nasıl bir güce kavuştu?”

Şafakyıldızı, Ning ile Şarapbilgesi arasında gerçekleşecek mücadeleyi heyecanla bekliyordu. Anlaşılmalıdır ki Ölümsüzler Sarayı'nın sıralamaları belli başlı kurallar dahilinde gerçekleştiriliyordu. Örneğin, açık bir mücadelede rakibi yenerseniz onun sırasına çöküyordunuz; örneğin Taolordu İrfanırüya Aydınlık Kralı'nı yenerek tam da bunu yapmıştı!

Sıralamada yükselmenin bir diğer yolu ise diğer Taolordları'nın onayını kazanmaktı. Ning'in dört üstün Taolordu'yla karşılaşması ve Zamanırüya ile Ucubekral'ı öldürecek kadar ileriye gidebilmesi, Şafakyıldızı ve diğerlerinin yapamayacağı bir şeydi. Dolayısıyla Ning'in Şarapbilgesi'nin hemen arkasında, yani ikinci sırada yer almasına ses çıkarmamıştı.

Genel bağlamda, gerçek bir mücadele yaşanmadan kimseye sıralama verilmiyordu. Örneğin Dokuztoz ve Karneşe ikilisi çok güçlüydü ama ikisi de üst düzey Taolordları'nı henüz yenememişti! Dokuztoz karşısında Ucubekral, Karneşe ve Shaka olmasına rağmen yenilmemişti ama onları da yenmiş sayılmazdı. Öte yandan Habistanrıça'yla yaptığı mücadele karara bağlanmış bir mücadele değildi. Hangi sırada yer alacaktı? Sekizinci? Onuncu? Bunu bilmenin ya da belirlemenin bir yolu yoktu.

Ya diğer Taolordları'nın onayını kazanacak ya da açık bir savaşta sıralamadaki bir Taolordu'nu yenecektiniz!

“Genel kanıya göre benden daha güçlü.” Şafakyıldızı mırıldandı. “Tao kalbi sayesinde kalpgücüyle bana bir şey yapabileceğini sanmıyorum. Yakın dövüş konusunda da… Ondan bir korkum yok! Buna rağmen sıralamada onu benim üstüme mi koydular? Bir ara onunla kapışmalı ve onu yenmeliyim.”

Saray Efendisi Şafakyıldızı çok gururlu bir adamdı. Doğal olarak yeni sıralamayı kabullenmek istemiyordu.

…….

“Şarapbilgesi ve Şafakyıldızı sıralamada benim üstümdeydiler. Şimdiyse Karakuzey bile beni geçti.” Kan kırmızısı bir kılıç taşıyan kırmızı cübbeli bir genç, savaşma arzusuyla mesafeye bakıyordu. “Aydınlık Kralı'nı yendim. Fakat henüz Karakuzey ya da Şafakyıldızı'yla karşılaşma şansım olmadı!”

Taolordu İrfanırüya sinirliydi. Sıradan Taolordları'yla uğraşmak istemiyordu; meydan okuduğu ilk kişi Aydınlık Kralı'ydı ve bunu daha mühürler ortaya çıkmadan önce yapmış ve kazanmıştı!

Şimdiyse Şafakyıldızı ve Karakuzey ile mücadele etmek istiyordu! Kazanırsa, gidip Şarapbilgesi'ne meydan okuyacaktı!

“Sabremi kimse durduramaz.” Taolordu İrfanırüya savaşmak istiyordu.

Vhoosh. Hızla göklere atıldı ama Ning ile Şafakyıldızı'na fazlasıyla uzaktı. Güncel durum şu şekildeydi: Ning ve Şafakyıldızı birbirine oldukça yakındı, Şarapbilgesi ise Ning'e iki günlük mesafedeydi.

………

Şarapbilgesi, Ning'in yerini biliyor olsa da Ning, adamın nerede olduğuna dair hiçbir şey bilmiyordu. Yirmiyi aşkın ikinci sınıf Kalpgücü Taolordu onu bastırmaya uğraştığı için genç adamın yansımasını daraltmaktan başka çaresi yoktu. Dolayısıyla Şarapbilgesi'nin yerini de bulamıyordu.

Vhoosh. Ning geniş bir nehrin sadece birkaç metre üstünden uçmaktaydı. “Eh?” Aniden yüzü değişti ve duraksayarak mesafeye baktı.

Nehrin yüzeyinde bir başka figür belirmişti. Antik siyah cübbelere bürünmüş bu adamın kıyafetleri belli başlı diyagramlarla kaplıydı. Adamın saçları biraz dağınıktı ve gözleri biraz boş bakıyordu. Temiz görünmüyor olmasına rağmen sadece durarak bile koca dünyanın merkeziymiş gibi bir aura saçıyordu. Adeta bu diyarın yegâne hükümdarıydı.

“Şarapbilgesi.” Ning mırıldandı.

“Karakuzey.” Gülümseyen Şarapbilgesi'nin bakışları yavaş yavaş keskinleşiyordu. “Bu mücadeleden kaçamazsın.”

………

“İlginç. Bir ve iki numara karşı karşıya geldi.” Parkıyı hükümdarı ve boynuzlu genç yaşananları izliyordu.

…….

“Şarapbilgesi ömrünün sonlarına yaklaşıyor. Fazla zamanı kalmadı. O öldüğünde Karakuzey bir numara olacak. Aralarında yaşanacak olan bu savaşı izlemek gerçekten de nadir bir fırsat.” Tao İttifakı'nın Ölümsüzler Sarayı'ndaki kel, altın kürklü uzaylı ve siyah cübbeli, siyah saçlı yaşlı adam dikkat kesildiler.

……

Sonsuz Diyarlar'daki herkes yaşananlara dikkat ediyordu. Tabii Taolordları yaşananları bizzat izleyemedikleri için detayları bilmiyorlardı ama hepsi sonucun ne olacağını merak etmekteydi.

Bir numaraya karşı iki numara! İlki sayısız yıldır birinci sırayı elinde bulunduran ve bir Evren Hazinesi sahip olan bir adamdı. Diğeriyse sadece kısacık bir sürede yükselmiş ve Ucubekral ile Zamanırüya'yı katletmişti. Durdurulması imkânsız görünüyordu!

………

Nehrin üstündeki Ning ve Şarapbilgesi birbirine bakıyordu; ikisi de karşı tarafı küçümseyemeyeceğini biliyordu.

“Uzun zamandır kimseye kaybetmedim. Şafakyıldızı ve Aydınlık Kralı güç konusunda bana yakın olsalar da, benimle aşık atamadılar.” Şarapbilgesi'nin gözlerinden savaşma arzusu yayılıyordu. Sakin sesi dört bir yanda yankılandı. “Zayıftılar, çünkü ikisi de Kalpgücü Gelişimcisi değildi! Öte yandan sen, bir Kalpgücü Gelişimcisi olduğun için beni yenebilirsin.”

“Lakin tabii… Evren Hazinesi’ni kullanırsam olaylar değişir.” Şarapbilgesi gülümsedi. “Merak etme. Şimdilik onu kullanmayacağım! Evren Hazine’mi kullanmazken bile beni yenemezsen, o halde direkt mührü bana verirsin. Nadiren değerli bir rakiple karşılaşıyorum. Seni öldürmek istemem.”

Şarapbilgesi'nin sesi sakindi ama sözleri kibirle ve gururla doluydu. Evren Hazinesi’ni kullanmadığında bile bütün Taolordları'nı yenebiliyordu! Şimdiyse Evren Hazinesi’yle birlikte artık Taolordları'nı küçük görebilecek bir adamdı. Genelde zamanını antik Ebediyet İmparatorları'yla geçiriyor ve nadiren Taolordları'yla temasa geçiyordu.

“Haha, beni öldürmek istemiyor musun? Daha savaşmaya bile başlamadık. Bu öz güven nereden geliyor böyle? Evren Hazine’ni kullansan dahi bana dokunamazsın.” Ning burnundan soludu. “Boş konuşmayı bırak. Al bakalım!”

Vhooosh. Ning kayboldu.

“Suikast sanatı buymuş demek?” Şarapbilgesi'nin yüzü değişti. Booom! Aniden, kanlı bir ışık dalgası bölgeyi sardı ve Şarapbilgesi'nin karanlıkla, ölümle kaplı kalpdünyası yansıması iniş yaptı.

Boom! Boom! Boom! Bir dizi patlayıcı ses yükseldi.

Ning dokuz öz sanatını ve kalpdünyasını birleştirmişti; Şarapbilgesi ise kanlışık sanatlarıyla kalpdünyası yansımasını birlikte kullanıyordu. Çarpıştıklarında avantaj birazcık da olsa Ning'den yanaydı. Fakat Şarapbilgesi'nin etrafındaki kanlı ışık halesi yaklaşık on bin kilometrelik bir çapı koruyabiliyordu.

Ning'in figürü ansızın kanlı ışıkla kaplı alanın dışında belirdi. “Gizli sanatların epey güçlüymüş.” Ning övdü. Kanlışık sanatının ve kalpdünyası yansımasının gücü kusursuz bir şekilde birleşerek karşılarına çıkan her şeyi parçalıyordu. Ning menzile girecek olursa saldırıya uğrardı. Zamanırüya ve Shaka gibi rakiplerinin gizli sanatları bu kadar güçlü değildi. Bu nedenle Ning'e karşı koyamamışlardı.

“Seninkiler daha güçlü ama bu kadarıyla bana dokunamazsın.” Şarapbilgesi başını salladı. “Bu gizli sanat Asura Bölgesi olarak biliniyor ve kalpgücümü mükemmel şekilde barındırabiliyor. Menziline giren şahıslar sadece Kalpdünyası yansıması ve Asura Bölgesi'yle değil, aynı zamanda kalpgücü saldırılarıyla da karşılaşıyorlar.”

“Asura Bölgesi mi?” Ning başını salladı. Daha önce Şarapbilgesi'nin bazı üstün saldırılarını duymuştu. Kalpgücü Gelişimcileri kaba kuvvet ya da illüzyonların işe yaramadığı durumlarda, daha sinsi ve nahif şeyler kullanıyorlardı. Şarapbilgesi'nin Asura Bölgesi buna iyi bir örnekti. Bu teknik hem gizli sanatları hem de kalpgücünü barındırdığı için çürütücü, ruha nüfuz eden bir etkiye sahipti. Menziline yakalanan gelişimciler savaş devam ettikçe güç kaybediyor ve duygularına inen bu etki nedeniyle tam güçlerini koruyamıyorlardı.

Ning de [Kalpkılıç] sanatını kavrayarak buna benzer bir şey yapmak istiyordu. Sanata dair temel bir kavrayışı vardı ama son kısımlarını anlamak kolay iş değildi. Tabii yeterince zaman ayırmadığını da söylemek lazımdı.

Üçüncü adımdan dördüncü adıma geçmesi çok ama çok uzun sürecekti. [Kalpkılıç] sanatına çalışmak için önünde çok zaman vardı.

“Konuşmaya gerek yok. Göster bakalım gücünü.” Ning hemen üç başlı ve altı kollu formuna bürünerek Kuzeykuşak kılıçlarını çıkardı.

Boom! Ning dokuz öz sanatını ve kalpdünyası yansımasını aynı anda kullandı. Şarapbilgesi'yle arası gitgide kapanıyor ve gizli sanatlar çarpışıyordu.

“Kaybol!” Ning heybetle Şarapbilgesi'ne doğru atıldı ve hemen Gökkıran duruşunu kullandı. Altı Kuzeykuşak kılıcı bitmek tükenmek bilmeyen bir güçle adeta volkanlar misali Şarapbilgesi'ne saldırıyordu.

…….