Bölüm 1099: Tao Mührü'nün Gücü

Koyu mavi kristalleşmiş yaprağın parçalanmasıyla birlikte, içindeki saklı güç tamamen açığa çıkıyordu! Bu yalnızca Kılıç Hükümdarı'nın gücünün ufak bir kısmıydı ama yine de sekiz Saklı Şehir'in efendileri dahi tam güçleriyle böyle bir saldırı yapamıyorlardı. Üstün Taolordları'nın bu tarz bir saldırıya direnebilmesi imkansızdı!

“Ahhhhhhhh!” Artık Ji Ning'in malikane dünyasında olan Dokuztoz acı içinde bağırmayı sürdürüyordu. Suratındaki koyu kızıl çizgiler vücuduna yayılırken yaşadığı acı yüzüne yansıyordu. Malikane dünyasında girdikten sonra acı düzeyinde bir değişiklik olmamıştı.

“Dokuztoz!” Ning hem pişman hem de öfkeliydi. “Geberin!!” Genç adam öldürme isteğiyle birlikte akılalmaz bir güç dalgası oluşturdu. Aniden Ning'in etrafında devasa bir kılıcın illüzyonu belirdi!

İllüzyon kılıç yatay bir şekilde duruyor, etrafındaki uzay zamanı dondurarak karmanın ta kendisini parçalıyordu. İnanılmaz varlığı Ucubekral, Taolordu Shaka, Taolordu Karneşe ve hatta Tarikat Efendisi Zamanırüya'yı bile korkutuyordu.

“Bu nasıl olur?! Kongsan'ı öldürmek için o şeylerden birini kullanmıştı. İkinci bir mühre sahip olması imkânsız!” Taolordu Shaka hayatında ikinci kez o dehşet verici kılıç illüzyonuyla karşılaşıyordu. Dişlerini sıkarak hemen yanındaki en güçlü koruyucu hazinesini çıkardı.

“Kardeşim Karneşe, kıpırdama!” Taolordu Shaka zihinsel yoldan seslendi ve elindeki siyah tohumu parçaladı. Tohumun parçaları sarmaşıkvari uzuvlara dönüşerek hızla dört bir yana uzadılar ve Shaka ile Karneşe ikilisini baştan aşağı kaplayarak otuz metrelik bir güvenli alan oluşturdular! Shaka ve Karneşe artık sapasağlam bir sarmaşık kafesiyle korunuyordu.

……

“Dokuztoz kızılsaçık zehrine maruz kaldığı için artık bize bir şey yapamaz. Onu öldürdükten sonra mühür bizim olacak.” Tarikat Efendisi Zamanırüya diğerleriyle birlikte ilerliyordu. Mührün boşa çıkacağını biliyorlardı; yakında olanın mührü ele geçirme şansı da fazla olacaktı.

“Ne?! Karakuzey, Dokuztoz'u malikane dünyasına mı çekti?” Tarikat Efendisi Zamanırüya sırıttı. “Ölmek istiyor anlaşılan. Demin Dokuztoz'a odaklandığımız için ona bulaşmamıştık. Salak herif, birkaç saniyede geberip gidecek.”

Dokuztoz inanılmaz bir işkenceye maruz kalsa da öldür beni gibi kelimeleri kullanarak aslında bir nevi bilincini koruduğunu göstermişti. Ning ondan yanaydı ve dolayısıyla dostunun malikanesine çekilmeye hayır demeyecekti. Fakat diğerleri böyle bir şansa sahip değildi.

“Geber o vakit.” Tarikat Efendisi Zamanırüya diğerleriyle birlikte Ning'e doğru fırladı. Saltrüzgar gibi o da yakın dövüşte birinci sınıf Taolordları'na denkti.

BOOM!

Gökler karardı, dünya sessizleşti, zaman ve uzay donakaldı. Karma bile parçalanıyordu.

Heybetli, insanın kalbini titreten bir güç dalgası yükselerek illüzyonvari bir büyük kılıca dönüştü. Tarikat Efendisi Zamanırüya şoke oldu, deminki öz güveninden eser yoktu. Ucubekral'la birlikte yıllar boyunca Sonsuz Diyarlar'ı gezmiş biri olarak, çok sayıda büyük güce karşı savaşmış ve bir takım dehşet verici Tao Mühürleri’yle tanışmışlardı fakat önlerindeki illüzyon kılıç, onlara hiç yaşamadıkları bir dehşet hissi yaşatıyordu!

 Sonuçta, Kılıç Hükümdarı'nın asıl uzmanlığı saldırıydı!

“UCUBE!!!” Tarikat Efendisi Zamanırüya zihinsel yoldan kükredi ve güzeller güzeli bir kar çiçeği çıkardı.

“Tarikat Efendisi.” Korkuya kapılan Ucubekral telaşla geri çekiliyor, Tarikat Efendisi Zamanırüya'nın yanına gitmek için uğraşıyordu.

Vhoosh. Kar çiçeği açtı ve bölgeye yayılarak hem Tarikat Efendisi Zamanırüya'yı hem de Ucubekral'ı içine aldı.

Genel bağlamda değerli hazineleri Tarikat Efendisi Zamanırüya taşıyordu! Aynı hazinenin ikinci bir kopyasını bulurlarsa o hazine Ucubekral'a veriliyordu. Kızılsaçık zehri gibi yakın dövüşte kullanılması gereken şeyler de Ucubekral'a veriliyordu, çünkü Tarikat Efendisi Zamanırüya öncü birlik olarak onu kullanmaktaydı. Öte yandan bu çiçek, içinde bir formasyon barındıran bir koruyucu hazineydi. Formasyon rakipleri kapana kıstırmak için kullanılabildiği gibi, aynı zamanda dışarıdan gelen saldırılara da karşı koyabiliyordu. Tarikat Efendisi Zamanırüya'nın elindeki en güçlü hazineydi.

Güzeller güzeli çiçek, Ucubekral ile Tarikat Efendisi Zamanırüya ikilisini formasyonlar katmanlarıyla korumaktaydı.

…….

Dört üstün Taolordu da böyle bir Tao Mührü’nden kaçarak uzaklaşamayacaklarını biliyordu. Dolayısıyla yanlarındaki en güçlü koruyucu hazineleri çıkararak savunma pozisyonuna geçtiler.

“Geberin.” Ning gözlerini kırpmadan Tarikat Efendisi Zamanırüya ve Ucubekral'a, ayrıca onları çevreleyen devasa çiçeğe bakıyordu. Asıl öldürmek istediği ikili onlardı, çünkü Dokuztoz'u zehirlemişlerdi!

BOOM!! İllüzyon kılıç direkt olarak kar çiçeğini hedef aldı ve titremeye başlayan çiçeğin dış katmanları parçalandı. Yapraklar dönmeye devam ederken dört bir yana dehşet verici bir güç dalgası saçıyordu.

Boom! Boom! Boom! Sarmaşıklar tarafından korunan Taolordu Karneşe ve Taolordu Shaka da korkunç gücü hissedebiliyordu. Fakat sarmaşıklar onları korumayı başardı.

“Korkunç. Bizi hedef almayan o saldırının sadece ufak bir parçasını tecrübe etmemize rağmen her yer sarsılıyor.” Sarmaşıkların koruması altındaki Karneşe ve Shaka ikilisinin suratları solmuştu.

“Bu nasıl olur?” Çiçek formasyonundaki Tarikat Efendisi Zamanırüya'nın beti benzi attı. Formasyonu kontrol eden kişi olduğu için yaşananların farkındaydı.

Çiçek formasyonu özellikle de dirayet konusunda muazzam güçlere sahipti ve dışarıdan gelen saldırıların bir kısmını karşılamak, bir kısmını da başka yöne yönlendirmek üzere çalışıyordu. Saldırının %90'ını başka yere yönlendirmesine rağmen illüzyon kılıcı hala daha dayanamayacağı bir güce sahipti. Çiçeğin yaprakları parçalanıyordu.

“Çökmek üzere.” Nihayetinde yapraklardan biri tamamen parçalandı ve bir ikincisi ile bir üçüncüsü de dayanamadı ve böylece çiçeğin yan taraftaki sarmaşığa yönlendirdiği güç miktarı da azalıyordu.

“Sıkıntı.”

“Çabuk!”

Ucubekral ve Tarikat Efendisi Zamanırüya aynı anda bir çift özel koruyucu hazine çıkararak hazırlandılar. Yanlarındaki tek Hükümdar seviye hazine bu formasyondu ama Saklı Şehirler'in efendilerinin gücüne denk koruyucu hazineleri de vardı. Daha zayıf hazineler ise şimdilik işe yaramazdı.

Tırırırım… Vhooosh… Vhooosh… Nihayetinde, çiçek formasyonu tamamen parçalandı ve illüzyonvari kılıcın geriye kalan gücü hızla Ucubekral ve Tarikat Efendisi Zamanırüya ikilisini hedef aldı!

Bang! Bang! Bang! Etraflarındaki bariyerler çökerken ikili geriye savruluyordu.

Tak! Tarikat Efendisi Zamanırüya karlı zemine çakıldı ve ortalık toza dumana büründü. Bir ağız dolusu kan tükürse de yüzünde keyif dolu bir ifade vardı. “Hayattayız. Kurtuldum!”

“Kurtulduk.” Ucubekral da çok mutluydu.

O saldırıyı bizzat tecrübe etmeyen kimse bunun ne anlama geldiğini anlayamazdı. Kılıç bir Kılıç Hükümdarı'nın direkt, ezici bir saldırısını temsil ediyordu! Enerjisinden geriye kalan ufak parçalar bile Ucubekral ile Tarikat Efendisi Zamanırüya'yı korkutmaya yeterdi.

“Önce bir hükümdar seviye formasyonu parçaladı ve ardından dört koruyucu hazineyi paramparça etti… Buna rağmen ikimizi de yaraladı! Ne hazine ama.” Tarikat Efendisi Zamanırüya soğuk ve öldürme isteğiyle dolu ifadesini Ning'e doğrulttu. “Hazinelerimizi parçaladı. Ucube, öldür şunu.”

“Oldu bilin.” Ucubekral da öfkeliydi. Nasıl öfkelenmezdi ki? Ufacık gördükleri Taolordu Karakuzey onları ölümün eşiğine sürüklemişti! Palasını alır almaz ileri atıldı.

Tarikat Efendisi Zamanırüya uzaktan izliyor, saldırıya bizzat karışmıyordu. Aslında Ning'in Tao Mührü onu fazlasıyla korkutmuştu. “Muhtemelen bir başka mührü yoktur… Değil mi?” Böyle bir hazineden sadece bir tanesini bulmak bile inanılmaz derecede nadirdi. Peki ya iki? İki tanesi kulağa gerçek gelmiyordu. Üç? Öyle şey olmazdı.

Dürüst olmak gerekirse Ning şu anki güç seviyesiyle çıkacağı maceralarda, bu tarz hazineler bulamazdı. Kılıç Hükümdarı bu mühürleri yalnızca genç adamı onursal öğrencisi olarak kabul ettiği için vermişti! Kılıç Hükümdarı ölümünün kaçınılmaz olduğunu bildiği için sonraki kuşağa bırakmak adına bu mühürleri üretmişti. Normal bir durumda, Parkıyı Hükümdarı gibi figürler bile böylesine olağanüstü mühürleri onursal öğrencilerine vermezlerdi.

Bir Tao Mührü ne kadar güçlüyse, onu üretmek de aynı şekilde zor oluyordu. Sıradan bir mücadelede, Kılıç Hükümdarı kolayca yirmi otuz kez tam güç saldırı yapabilirdi ama bütün bu gücü bir Tao Mührü’ne hapsetmek kolay değildi. Eğer gücünün yalnızca bir kısmını koymaya kalkarsa bu daha da kolay olurdu… Ama tam gücünü bir Tao Mührü’ne aktarmak inanılmaz bir efor gerektiriyordu!

…….