Bölüm 1097: Zamanırüya ve Ucubekral

avatar
3134 25

Desolate Era - Bölüm 1097: Zamanırüya ve Ucubekral



Bölüm 1097: Zamanırüya ve Ucubekral

 

Taolordu Karneşe yavaş yavaş onlara doğru yürüyerek siyah araca yaklaşıyordu. Taolordu Shaka ise kullandığı büyülü hazinelerle uzaktan saldırıyor, Ji Ning ve Dokuztoz ikilisini yavaşlatıyordu.

 

“Savaşırken ilerlemeye devam edelim. Duramayız.” dedi Dokuztoz.

 

………

 

Siyah aracı kontrol eden Ning, Dokuztoz'un Karneşe ve Shaka'ya karşı tek başına yaptığı savaşı izliyordu. İkiye bir yapılan mücadelede Dokuztoz net bir şekilde dezavantajlı olan taraftı.

 

“Dokuztoz…” Ning iç geçirdi. Aslında Dokuztoz'un araya girmesine gerek yoktu, çünkü bu durumdan bir çıkar sağlayamazdı. Başarsalar da başaramasalar da mühür onun olmayacaktı!

 

“Ne yapacağız? Böyle bir savaşa katılamam. Henüz yeterli güce sahip değilim.” Ning de daralmış durumdaydı. Taolordu Karneşe ve Taolordu Shaka kalpgücü yeteneklerini görmezden gelebilen figürlerdi! Ning'in yakın dövüş yetenekleri ise Taolordu Karneşe'nin tek bir klonuyla rahatça karşılayabildiği şeylerdi.

 

 “Bizi durdurmalarına ramak kaldı. İşler gitgide kötü bir hal alacak.” Ning endişeliydi.

 

……

 

Mesafede, beyaz bir aracın üstünde duran ve hızla Ning'in bulunduğu yere ilerleyen iki figür vardı. Bunlardan ilki taç takan uzaylı bir adamdı ve kendisi güzeller güzeli altın cübbelere bürünmüştü. Adamın koyu kızıl gözlerine krallara yakışır bir aura eşlik ediyordu. Sıradan Taolordları onun karşısında ister istemez diz çökmek zorunda kalıyor ve ona tapmadan edemiyorlardı. Kendisi Tarikat Efendisi Zamanırüya'ydı! Sonsuz Diyarlar'daki en kadim Kalpgücü Gelişimcisi'ydi!

 

Hemen yanında kısa ve çirkin bir adam duruyordu. Sırtında devasa bir pala taşıyan bu adam Ucubekral olarak biliniyordu ve kendisi Sonsuz Diyarlar'ın en güçlü on sekizinci Taolordu'ydu! Üst sıralarda yer alamasa da üstün bir birinci sınıf Taolordu'ydu. Bu tarz figürlerin hepsi kendine has birer özelliğe sahip olduğu için onları küçümsemek büyük bir yanlış olurdu.

 

“Tarikat Efendisi, aramızdaki mesafe kapanıyor. İki güne kalmadan onları yakalarız.” dedi Ucubekral.

 

“Güzel.” Zamanırüya'nın dudakları hafifçe kıvrıldı. “Taolordu Shaka ve Taolordu Karneşe onları yavaşlatıyor ama Dokuztoz'u yahut Karakuzey'i öldürebileceklerini sanmıyorum. Şarapbilgesi ve diğerlerinin buraya gelmesi uzun sürer. En azından on gün boyunca durmadan ilerlemeleri lazım. Hmph. Onlar gelene kadar mührü çoktan almış olurum.”

 

“Bunu sizden başkası hak etmiyor fendim.” dedi Ucubekral.

 

“Onuncu katmanda üç mühür daha var.” Zamanırüya yanındaki Ucubekral'a baktı. “Mührü alır almaz hemen kullanacağım! Ardından seninle birlikte onuncu katmana gidecek ve geriye kalan üç mühür için mücadele edeceğiz. Ne olursa olsun, o mühürlerden birini almana yardım edeceğim.”

 

“Hepsi sizin olsun, efendim.” dedi Ucubekral.

 

“Hayır. İkinci bir mühür alabilirsek senin olacak.” dedi Zamanırüya.

 

Aralarındaki ilişkiyi görüp de şaşırmamak imkansızdı. Tarikat Efendisi Zamanırüya devasa bir tarikatın yüce lideriydi ve sayısız canlı varlık önünde diz çöküyordu! Ona boyun eğenler yaşıyor; karşı çıkanlar ölüyordu. Kendi dünyasının yegâne hükümdarıydı ve insanların kalbini ele geçirmek konusunda üstüne yoktu.

 

Üç Alem'deki Tanrıkral başkalarına işkence etmeyi seviyorsa, o halde Zamanırüya ondan da beterdi. Hatta buna kendini o kadar kaptırmıştı ki artık ona şeytanların şeytanı demek yanlış olmazdı. Ekstrem duygulara kapılmasına rağmen kalpgücündeki başarıları gerçekten muazzamdı.

 

İyi ya da kötü Tao diye bir şey yoktu. İyiler üst seviyelere çıkıyorsa, kötüler de bunu yapabilirdi.

 

Peki ya Ucubekral? Kendisi Zamanırüya'nın sağ koluydu. Tarikat Efendisi her şeyi kendi başına yapamayacağı için işlerinin çoğunu ona bırakıyordu. Ucubekral ise acımasızlığıyla ünlü bir seri katildi ve öngörülmez bir kişiliği vardı! Zamanırüya Tarikatı'ndaki öğrencilerin çoğu onu görür görmez dehşete düşüyordu. Ona yapılan ufacık bir yanlışın sonu bile ölümdü.

 

Böyle iki figürün birlikteliğinden ortaya çıkan bir güç, Şafakyıldızı ya da Şarapbilgesi gibilerinden korkmamalarını sağlıyordu. Sonsuz Diyarlar'daki şöhretlerini kelimeyle anlatmak zordu. İkisi de şeytanı çılgınlardı… Ama birbirine karşı mutlak bir dostluk besliyorlardı.

 

Ucubekral'ın, Tarikat Efendisi Zamanırüya'ya karşılıksız bir sadakat beslediği bilinen bir gerçekti ve ne zaman maceralara çıksalar, Zamanırüya ona bir sürü hazine verirdi! Tarikat Efendisi Zamanırüya iyi şeyleri kendine alacak kadar bencil olsa da, kalbinde kendinden sonra en çok önem verdiği isim gerçekten de Ucubekral'dı.

 

………

 

İki gün sonra.

 

“Dokuztoz! Karakuzey!” Göklerden bir ses yankılandı.

 

O sırada geniş, karlı düzlüklerde ilerliyorlardı ve bölgeyi gözün alabildiğine uzanan kalın bir kar tabakası kaplamaktaydı.

 

Ning'in grubu bunca zamandır savaşıyor ve yavaşça kaçıyordu. Son iki günde bir kez tuzak formasyonunu kullanmış olsalar da, Taolordu Shaka ve Taolordu Karneşe onları çabucak yakalamıştı.

 

“Kim?” Ning ve Dokuztoz aynı anda mesafeye baktılar; Shaka ve Karneşe de mesafeye odaklıydı.

 

Uzaklardan yan yana iki figür onlara doğru geliyordu. İlki güzeller güzeli altın cübbelere bürünmüş kızıl gözlü bir adamdı ve diğeriyse çirkin mi çirkin biriydi.

 

 “Zamanırüya? Ucubekral?” Ning ve Dokuztoz ikilisinin kalpleri titredi.

 

 Şu anda ilk beşteki Taolordları'ndan Şarapbilgesi ve Şafakyıldızı gayet iyi figürler olarak tanınıyorlardı. Taolordu İrfanırüya bu yolculuktan önce dikkat çekmemiş biriydi ve Aydınlık Kralı'nı alt ederek ünlenmişti. Fakat onun da kötü biri olmadığı söylenebilirdi.

 

Öte yandan Tarikat Efendisi Zamanırüya şeytanın gerçek manada vücut bulmuş haliydi ve Ucubekral en tehlikeli adamıydı!

 

“Ah, Zamanırüya ve Ucubekral gelmiş.” Taolordu Shaka zihinsel yoldan gönderdi. “Kardeşim Karneşe, yeni eklenen ikiliyle birlikte Dokuztoz'un grubu bize karşı koyamayacaktır. Fakat mührü almak için birlikte çalışmamız gerekiyor. Aksi takdirde mühür muhtemelen Zamanırüya'nın ellerine geçecek.”

 

“Katılıyorum.” Karneşe ciddiyetle cevapladı. “Birlikte çalışalım. Mührü kim alırsa alsın, birlikte kaçacağız!”

 

“Tamamdır.” Taolordu Shaka başını salladı ve hemen bir hayatözü yemini ederek ittifak kurdular.

 

Mührü alan kişi Karneşe olsa bile Taolordu Shaka'nın hızına bel bağlaması gerekecekti! Şu anda asıl önemli olan şey mührü aldıktan sonra kaçmaktı. Aydınlık Kralı da hızı sayesinde kaçmayı başarmıştı.

 

Öte yandan Taolordu Shaka da Taolordu Karneşe'nin gücüne ihtiyaç duyuyordu! Sonuçta, Shaka diğer üstün Taolordları'na kıyasla zayıf kalan biriydi ve etkileyici figürlere karşı koyamazdı.

 

Güç birliği yaparak birbirinin açıklarını örtüyorlardı.

 

“Uslu olun ve mührü bize verin.” Zamanırüya soğuk sesiyle konuştu. “Hesaplamalarım doğruysa, o formasyonu sadece iki-üç günde bir kulanabiliyorsunuz. Yani şu anda kullanamazsınız. Kaçacak yeriniz kalmadı. Mührü verin.”

 

“Hahah! Dört üstün Taolordu. Şansa bak!” Dokuztoz asasını kaldırdığı gibi geniş bir kahkaha attı. “Dört üstün Taolordu'na karşı tek başıma mücadele etmek… İnsanın kanı kaynıyor yahu! Gelin, gelin! Dördünüz de hep birlikte gelin! Ne kadar sağlam olduğunuzu ve bana zarar verip veremeyeceğinizi görmek istiyorum!”

 

“Madem öyle dedin… O vakit saldıralım!” Zamanırüya'nın ifadesi donuklaştı.

 

“Geberin!” Taolordu Shaka ve Taolordu Karneşe hızla ileri atıldı. Birbirlerine yakın oldukları ve mührü elde etmek istedikleri için yakın dövüşe tutuşuyorlardı.

 

“Geber!” Ucubekral sırtındaki devasa palayı kınından çıkardı ve Dokuztoz'a doğru fırladı.

 

“Hadi bakayım!” Dokuztoz değneği hazır bir şekilde onları bekliyordu.

 

BOOOM! Savaş başlar başlamaz dört bir yana şok dalgaları yayıldı ve bölgedeki bütün karla parçalandı. Dokuztoz ile Taolordu Shaka, Taolordu Karneşe ve Ucubekral arasındaki üçe birlik mücadele başladı.

 

Bang! Taolordu Karneşe'nin el hamlesi Dokuztoz'un göğsüne indi.

 

Kesik! Ucubekral'ın attığı kesik Dokuztoz'un baldırına değdi.

 

Delik! Taolordu Shaka uzun mızrağını Dokuztoz'un sağ koluna sapladı.

 

Dokuztoz saldırıların etkisiyle geriye çekiliyor, vücudunun yaralanan kısımları hızla suya dönüşerek eski hallerine bürünüyordu. Zerre yara almamıştı.

 

Bunu gören Zamanırüya'nın yüzü değişti. “Kahrolası antik gelişimci epey cesur çıktı; üstüne bir de dokunulmaz su formunu kavramış. Bu seviyedeki üstün Taolordları ona zarar vermez; adamın ilahi gücünü kullanmasını bile sağlayamazlar! Şarapbilgesi'nin bile ona karşı zorlanacağını hissediyorum.”

 

Dokunulmaz su formu sayesinde Dokuztoz ilahi vücudunu sonsuz bir su akıntısına çevirebiliyordu. Nehre kılıcınızı saplasanız dahi nehir akmaya devam ederdi. Adamı öldürmek imkansızdı.

 

Aslında Taolordu Saltsema da ufak tefek kalıntılarda bulduğu benzer bir su formunu kavramıştı. Fakat Taosu fazlasıyla savunma odaklıydı. Saldırı gücü Patrik Berrakyel'den bile azdı! Buna rağmen savunması sayesinde Habistanrıça Tozluyağmur bile onu sadece ağır yaralayabilmişti.

 

Dokuztoz'un dokunulmaz su formu gayet tabii Saltsema'nınkine kıyasla fazlasıyla muazzamdı. Bu sayede Dokuztoz, karşısındaki üç üstün Taolordu'nun saldırılarını görmezden gelebiliyordu.

 

“Mühür benimdir. Onu benden alamazsınız!” Dokuztoz geniş bir kahkahayla kükredi. “Hayal kurmayı kesin! Ne kadar denerseniz deneyin, dokunulmaz su formumu aşamazsınız!”

 

………

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr