Bölüm 1094: Kaçış

“S-sen…” Dokuztoz ne diyeceğini bilemiyordu. Aslında kafasında bir plan yapmıştı; Taolordu Saltsema'nın başkaları tarafından öldürülmesini istiyordu. Böylece karşı saldırıya geçerek mührü alabilecekti.

 Saltsema ile arasında gerçek bir ilişki yoktu fakat Ji Ning ile birlikte yıllar boyunca ölüm kalım mücadeleleri yaşamışlardı ve onu gerçekten de kendine yakın görüyordu. Kendisi normalde kibirli ve yalnız biriydi, hedeflerine ulaşmak için her şeyi yapmaya razıydı. Birini sevmiyorsa, o kişi kendisinden güçlü bile olsa önem arz etmezdi… Ama birine onay verirse, o kişi için hayatını bile riske atardı.

“Kahretsin. Beni çıldırtıyorsun. İyi, öyle olsun. Birlikte kaçalım.” Dokuztoz dişlerini sıktı.

“Sen…” Ning şaşırdı.

“Ama şunu netleştirelim: onlara dayanamazsak mührü direkt vereceğiz. Başka biri için intihar edecek değilim.” Dokuztoz burnundan soludu. “Taolordu Saltsema senin gibi birine sahip olduğu için çok şanslı. Sen olmasaydın buradan kaçamazdı.”

Ning hem keyiflenmiş hem de etkilenmişti. Kaçış inanılmaz derecede tehlikeli olacaktı. Kral Gorsch kısa bir süre önce can vermişti ve artık Taolordları, mührü ele geçirme isteğiyle yanıp tutuşuyorlardı.

“Teşekkürler, Dokuztoz.” Ning sessizce bu iyiliği zihnine kazıdı. Bugünü asla unutamayacağını biliyordu.

“Birlikte çalışırsak, kolay kolay bizi durduramazlar.” Dokuztoz zihinsel yoldan gönderdi. “Tamam, boş yapmayı keselim. Kaçma zamanı.”

Bir süreliğine oyalansalar da, zihinsel yoldan yaptıkları konuşmalar hızlı gerçekleşmişti. Ning'in Taolordu Saltsema'yı malikanesine almasının üstünden bir saniye bile geçmiş değildi. Artık zaman, kaçma zamanıydı.

……

Şaps! Nehrin yüzeyindeki suların fışkırmasıyla birlikte siyah aracın üstündeki Ning, Dokuztoz ve Kemdiyar üçlüsü dışarı fırladı. Aracı kontrol eden Ning, geldikleri yoldan geri gitmeyi düşünüyordu. Böylece Dalgadeğişen Alemi'ndeki tehlikelerden kurtulabileceklerdi.

“Hayır!” Taolordu Kemdiyar ansızın gözlerini açtı ve kükredi.

“Ne oldu?” Ning ona baktı.

“Kehanetlerim bana, eğer geldiğimiz yoldan geri dönersek kesinkes öleceğimizi söylüyor. O yolun sonunda bizim için ölümden başka hiçbir şey yok. Muhtemelen Kral Gorsch'dan bile daha korkunç bir son yaşarız.” Kemdiyar sol tarafa işaret etti. “Bu taraf dışındaki bütün yönlerde yenileceğimiz kesin. Oraya gitmeliyiz.”

“Oh?” Ning ve Dokuztoz birbirine baktı. Ettikleri hayatözü yemininde birbirlerine yalan söylemeyeceklerini de belirtmişlerdi. Taolordu Kemdiyar onlara yalan söylüyor olamazdı.

Aslında Kral Gorsch'un peşine düştükten sonra bütün Taolordları'nın az çok birbirine yaklaştığını biliyorlardı. Dolayısıyla Ning'in etrafındaki bölgede çok sayıda Taolordu vardı. Kaçışları Kral Gorsch'un başarısızlıkla sonuçlanan kaçışından bile zor olacaktı.

Şimdiyse Taolordu Kemdiyar buraya gelirken kullandıkları yol da dahil olmak üzere diğer her yön seçiminin ölümle sonuçlanacağını söylüyordu. Ne denli tehlikeli bir imtihanda olduklarını anlamaları kısa sürdü.

“Gökler elbet bir şans verecektir; asla ve asla umut tamamen yok olmaz. Görünüşe göre tek çaremiz o yönde ilerlemek.” Ning tereddüt etmeden uçan aracı Kemdiyar'ın gösterdiği yöne sürdü.

……

“Ne?!”

“Aynı yoldan geri dönmüyorlar! Keşfedilmemiş bir bölgeye gidiyorlar!”

Zamanırüya ve diğer Kalpgücü Gelişimcileri zihinsel yoldan kurdukları irtibatı sürdürüyorlardı. Kral Gorsch'u takip ederken adamın izlediği yolu büyük bir dikkatle incelemişlerdi. Bunu yaparken Ji Ning'in ekibi de dahil, diğer birkaç ekibin rotalarına da göz atmadan edememişlerdi. Taolordları gayet tabii dehşet verici sağlamlıkta birer hafızaya sahipti ve Ning'in izlediği yolu net bir şekilde hatırlıyorlardı.

“Aynı yoldan geri dönerler sanmıştım! Sırf bunun için diğer Taolordları'nı yolun farklı farklı noktalarına yerleştirdim ama onlar başka bir yön seçtiler. Kurnaz bir ekip.”

“Çabuk olun.”

“Durdurun şunları! Onları durdurabilirsek, başka Taolordları'nın da desteğini alabiliriz.”

Zamanırüya zihinsel yoldan diğer Taolordları ile konuşuyor, onları birer satranç parçası gibi yerleştiriyordu. Aslında bu Taolordları, mührü ele geçirmek için bu yapılanlara bilerek göz yumuyorlardı.

“Taolordu Karakuzey bir Kalpgücü Gelişimcisi olduğu için çok sayıda öngörülemez saldırı yapabilir. Avatarı, Taolordu Pustaşıyan'ı öldürebildiğine göre, gerçek vücudu daha güçlüdür. Tao kalbim yeterince dayanıklı değil; bu saldırıya karışmayacağım. Bol şans, Taoist dostlarım.”

“Ah, görünüşe göre bu kez şansımı yitirdim.”

Zayıf olanlar ve Tao kalpleri yeterince güçlü olmayanlar yavaşlıyordu. Bir Kalpgücü Gelişimcisi'ne karşı savaşmaya cüret edemezlerdi!

Kral Gorsch etkileyici biri olsa da, en azından onun saldırılarını birlikte çalışarak alt edebilirlerdi. Öte yandan kalpgücü saldırıları görünmez şeylerdi ve onları sadece kafa kafaya karşılayabiliyordunuz. Saldırılara karşı koyabilirseniz yaşıyor, koyamazsanız oracıkta ölüyordunuz!

Vhooosh! Yine de, Ning'in grubunu takip eden Taolordu sayısı az değildi. Sadece ufak bir kısmı Ning'den korkuyordu! İkinci sınıf Taolordları'nın güçlü olanları birbirinden pek korkmazdı. Birinci sınıf üstün Taolordları ise korku nedir bilmiyorlardı!

……

Svooosh. Ning siyah araçla kaçmayı sürdürüyordu. Daha önceleri kalpdünyası yansıması aktiften diğer Taolordu ekiplerinin izlediği yolları işaretlemişti. Şimdiyse o işaretler işine yarıyordu.

“Geldiler!” Dokuztoz kükredi.

“İlk ekip.” Ning elini sallayarak Taolordu Kemdiyar'ın avatarını topladı, ardından ileri baktı. Yaklaşık on beş dakikadır uçmalarına rağmen… Çoktan bir grupla karşı karşıya gelmişlerdi. Mesafedeki grupta sekiz kişi vardı.

Vhooooooooooosh. Aradaki mesafe azalıyordu.

“Saldırın!”

“Gebertin.”

“Karakuzey kim ki?!”

 Ölümcül iradelerle ve vahşi bakışlarla ileri atılan sekiz Taolordu'na göre Kral Gorsch, Taolordu Karakuzey'den çok ama çok daha güçlüydü.

“Geber.”

“Git, öl!”

“Kaybol.” Taolordları'ndan altı tanesi nadir hazinelerini çıkarmakta tereddüt yaşamadılar. Bu altılı ikinci sınıf Taolordu'ydu ve diğer ikili sadece şansını denemek için gelen zayıf figürlerdi.

“Geberin!” Dokuztoz da öldürme isteğiyle yanıp tutuşuyordu.

“Yıldızrüyası!” Ning hemen [Yıldızrüyası] sanatını kullandı. Sekizli onunla kafa kafaya çarpışmaya cüret ettiğine göre, muhtemelen [Yıkımın Kalpgücü] onlara pek bir şey yapamazdı! Dolayısıyla Ning hemen [Yıldızrüyası]'nı kullandı.

Kalpgücünün görünmez dalgaları hızla sekiz Taolordu'na doğru yayıldı.

“Ah…”

“Ben…”

Küçük Aydınlık Kralı bile bir anlığına Ning'in [Yıldızrüyası]'na kapılmıştı ve Ning'in gerçek vücudu, avatarından daha güçlüydü! Karşısındaki Taolordları'nın Küçük Aydınlık Kralı'na denk olmadıkları açıktı ve altısı anında büyülendi. Sadece iki tanesi sakinliğini koruyabiliyordu.

Bu afallama anında hazinelerinin gücünü aktif edebilmeleri imkansızdı. Ning ise Kılıç Hükümdarı'nın Tao Mührü’nü hemen kullanabilir ve gücünü istediği şekilde yönlendirebilirdi.

Boom! Boom! Boom! Dehşet verici siyah ışık, muazzam yıldırımlar, sonsuz buz saçakları… Efendilerinin rehberliğini yitiren bu saldırılar rastgele çarpışıyordu. Sakinliğini korumayı başaran iki Taolordu'nunkiler bile düzensizdi.

“Böyle aptallar mı bizi durduracak?” Dokuztoz kükreyerek değneğini savurdu ve milyonlarca kilometreye uzayan değneği havada ıslık çalarak tehlikeli bir ışık hüzmesini parçaladı.

“Ne?! Tao Mührü’nün gücünü parçaladı mı?”

“Bu nasıl olur?” Kendinde olan iki Taolordu şaşkındı. Sadece birinci sınıf üstün Taolordları öyle rastgele bir saldırıyla böylesine muazzam bir gücü açığa çıkarabilirdi. O saldırının gücü, Tao Mührü’nden bile fazlaydı!

“Geber!” Dokuztoz cesurca ilerledi.

“Geberin.” Ning durmadan [Yıldızrüyası]'nı kullanıyor, bir yandan da dokuz öz sanatını kontrol ediyordu.

Dalgalısu sanatı ve dokuz öz sanatı Tarikat Efendisi Zamanırüya'nın kalpdünyası yansıması tarafından bastırılıyor olsalar da, uzaktan o Taolordları'na saldıracak güçleri vardı!

“Çabuk, kaçın!” Artık afallayan altı Taolordu'ndan üçü kendine gelmişti. Hemen zihinsel yoldan kükrediler. “İllüzyonları çok güçlü. Kaçın!”

Ancak, dokuz öz sanatı ya da Dalgalısu sanatından daha hızlı olmaları mümkün müydü? Anında kuşatıldılar ve durduruldular. Hala daha illüzyonların etkisinde olan üç Taolordu ise saldırıya dayanamadı ve ikisi oracıkta öldü! Birkaç saniye sonra Dokuztoz'un değneği yeniden uludu…

“Kaçın! Kaçın!”

“Bir üstün Taolordu!”

“Bir üstün Taolordu ve bir Kalpgücü Gelişimcisi birlikte çalışıyor! Onları durduramayız!”

Ning ve ekibini kolayca alt edebileceklerini düşünen bu figürler, karşılarındaki ekibin Kral Gorsch'dan bile daha dehşet olduğunu birinci elden tecrübe etmişti! Kral Gorsch ile karşı karşıya olsaydılar, demin savurdukları altı hazineyle onu zorlayabilirlerdi. Fakat Ning ve Dokuztoz'a karşı bunlar işe yaramıyordu! İkili öyle mükemmel bir iş birliğine sahipti ki, zayıf noktalarını farkında bile olamadan kapatıyorlardı. İşte bu yüzden Taolordu Saltadam ile Taolordu Baltagök iş birliği yapmıştı.

“Hahahaha!” Araçtaki Dokuztoz geniş bir kahkaha attı. “Ne keyifli bir savaştı ama. Mükemmeldi! Biraz daha zamanımız olsaydı o dörtlünün de işini bitirirdim.” Nihayetinde, sekiz kişiden sadece dördü hayatta kalmıştı.

Dalgadeğişen Alemi'nde ikinci sınıf Taolordları'nı öldürmek çok zor değildi, çünkü düzlemsel ve uzaysal kaçış yöntemleri kullanılamıyordu. Tek çare uçmaktı; yani zayıf olanlar ya da yavaş kalanlar ölmeye mahkumdu.

“Karakuzey, birlikte mücadele edersek belki de buradan sağ kurtulabiliriz.” Dokuztoz gülüyordu. “Hah! İtibarımız koca Sonsuz Diyarlar'ı sarsacak!”

“Gerçekten de öyle; birlikte çalıştığımızda bize karşı koyacak pek kişi yok.” Ning sırıttı. İçten içe Dokuztoz'a karşı minnet doluydu.

Büyük kardeşi Saltsema geçmişte ona büyük iyilikler yapmıştı; Ning'in onu öylece bırakıp gitmesi mümkün değildi ama Dokuztoz'un böyle bir zorunluluğu yoktu. Şimdilik ikisinin de keyfi yerindeydi ama korkunç bir kaçış yoluna girdiklerini biliyorlardı ve tehlikeler… Daha yeni başlamıştı.

……..