Bölüm 1065: Yıldırımlıgüney Sarayı

Ji Ning ve Dokuztoz Tarikat Efendisi başlarını salladılar.

“Türümüz nesiller boyunca topladığı tecrübeler dahilinde buradaki büyük kalıntı bölgelerine aşinadır.” dedi Taolordu Laya. “Ben de bu kalıntı bölgelerinden birine gidiyordum. Eşiğe ulaşsam da Taobirleşimi'nde başarılı olmak… Kendime pek güvenmediğimi söyleyebilirim. Bu yüzden Taobirleşimi'ndeki şansımı artırmak adına bir maceraya çıktım.”

“Taobirleşimi…” Dokutoz Tarikat Efendisi iç geçirdi. “Gerçekten de çok zor.”

“Evet, çok ama çok zor.” Ning başını iki yana salladı. Taobirleşimi'nden söz açıldığında her Taolordu ister istemez bir baskı altına giriyordu.

Birinci adımdan ikincisine, üçüncüsüne ve dördüncüsüne geçmek zordu, yapılacak tek bir hata bile başarısızlıkla sonuçlanabilirdi ama bunlara rağmen güvenli bir yoldu! Örneğin Ning ikinci aşama Nihai Kılıç Taosu’nu kavrayarak İkinci Adımın Taolordu olmuştu. Üçüncü aşamayı kavradığında Üçüncü Adımın Taolordu olacaktı.

Öte yandan Taobirleşimi farklıydı! Taobirleşimi'nde Tao'nuza dair edindiğiniz bütün öngörüleri mükemmel ölçüde birleştirmeniz gerekiyordu. Başarı yahut başarısızlık ise yalnızca Taobirleşimi esnasında belli oluyordu! Diğer bir deyişle bir kişinin Taobirleşimi'nde kesinlikle başarılı olacağını bilmesi mümkün değildi. Şimdilik adımları aşmak için Ning'in yapması gereken tek şey yeterli öngörü miktarına ulaşmaktı ve bunu başardığı sürece dördüncü adıma kadar çıkabilirdi. Fakat Taobirleşimi'nde ne yapacağını… Hiç bilmiyordu.

Kemdiyar Bölgesi'ndeki Taolordu Rüzgarkaynağı, Tao’sunun yüz kanalını birleştirmeye çalışırken başarısız olmuştu. Gelecekte Ning de Kılıç Taosu’nun Taobirleşimi'ne adım atacaktı. Ning kadar gururlu biri bile sadece dördüncü adıma geçebileceğini kesin olarak iddia edebilirdi. Taobirleşimi'nde ise ne yapacağını hiç bilmiyordu.

“Seçilen Tao ne kadar güçlü olursa, Taobirleşimi de bir o kadar zor olacaktır.” Dokuztoz Tarikat Efendisi başını iki yana sallayarak iç geçirdi. “Gelecekte başarılı olur muyum, bilmiyorum. Zayıf bir Tao seçseydim belki her şey daha kolaylaşabilirdi.”

“Zayıf bir Tao'yu izlemeye razı gelir miydin gerçekten?” Ning karşı çıktı. Fakat içten içe başını sallamadan edemedi. Nihai Kılıç Taosu daha zorluydu! Anlaşılmalıdır ki Saray Efendisi Şafakyıldızı ve Dokuztoz Tarikat Efendisi gibi figürler birden fazla Üstün Tao'yu mükemmel derecede birleştirmiş kimselerdi; ebediyet kazanırlarsa hükümdar seviyesine çıkmaları söz konusuydu. Ning'in Nihai Kılıç Taosu ise onların Taolar'ından da güçlüydü. Bir Ebediyet İmparatoru olursa, muhtemelen hükümdarlardan bile daha güçlü olurdu.

Fakat Ning bu zamana kadar üç hükümdardan daha güçlü birilerinin olduğunu ne duymuş ne de görmüştü. Hükümdar seviyesine ulaşmak bile çok zordu! Gelecekte yaşayacağı Taobirleşimi gerçekten de eşi benzeri görülmemiş bir zorlukta olacaktı.

“Tabii ki hayır? Zayıf bir Tao'yla Taobirleşimi'ni tamamlasan ne olacak ki? Hayatının sonuna kadar seni öldürmek isteyenlerden kaçıp duracaksın.” Dokuztoz Tarikat Efendisi başını iki yana salladı.

“Buraya geldiğinize göre, ikinizin de olağanüstü Taolordları olduğunuzu söyleyebilirim.” Taolordu laya övgüyle başını salladı. “Düşüncelerinize katılıyorum. Gelişimciler olarak bizler, her daim en güçlü olmak için uğraşmalıyız. Aksi halde zayıf Ebediyet İmparatorları olsak dahi kendi ırkımızı bile koruyamayız.”

Üçünün de aynı duyguları paylaştığını söylemek yanlış olmazdı. Olağanüstü güce sahip Taolordları olacakları birer yolda ilerliyorlardı.

“Ayrıca kazandığınız aydınlanma seviyesi arttıkça Tao'nuza dair anlayışınız da derinlik kazanıyor, böylece Taobirleşimi'ni tamamlama şansınız artıyor.” dedi Taolordu Laya. “Yıldırımlıgüney Sarayı adlı tehlikeli bir kalıntı bölgesine gitmeyi planlıyorum. Akanyıldız Nehri'ndeki en antik on kalıntı bölgesinden biri olup söylentilere göre hükümdarlar tarafından bırakılmıştır. Acaba bu yolculuğumda bana eşlik etmek ister misiniz?”

“Yıldırımlıgüney Sarayı mı? Hükümdar mirasları mı?” Ning ve Dokuztoz Tarikat Efendisi birbirine baktı. İkisi de meraklıydı. Maceranın asıl anlamı neydi? Değerli bölgeleri ve hazineleri aramak için burada değiller miydi? Hükümdarlar tarafından bırakılan bir yerin olağanüstü şeyleri barındırdığına şüphe yoktu.

“Sence bu iyi bir fikir mi?” dedi Dokuztoz Tarikat Efendisi. “Sonuçta bahsettiğin yer Akanyıldız ırkı tarafından sayısız yıllık keşifler sonucu bulunmuş; öyle başkalarına verilecek rastgele bir bilgi olduğunu sanmıyorum. Bizi yanında götürürsen…”

“Merak etmeyin.” Taolordu Laya güldü. “Bu bahsettiğim yerin varlığı ve bulunduğu bölge gerçekten de sır olarak saklanıyor. Fakat ben eşik seviye bir Taolordu'yum ve rakiplerimin çoğundan güçlüyüm; türümüzün imparatorları tarafından böyle bir yerin varlığı hakkında bilgilendirilmemin sebebi de budur. Öte yandan, türümüz her koşulda Sonsuz Diyarlar'ın Taolordları'na olabildiğince yardım etmeye çalışan bir politikayı takip eder. Sizlerden isteyeceğim tek şey gideceğimiz yeri bir sır olarak saklamanız.”

“Madem öyle…” Dokuztoz Tarikat Efendisi başını salladı.

“Sana eşlik edeceğiz.” Ning başını salladı.

Akanyıldız türünün Sonsuz Diyarlar'daki gelişimcilere karşı dostane tavırlar sergilediğini biliyorlardı. Eğer Ning ve Dokuztoz Tarikat Efendisi günün birinde Ebediyet İmparatoru seviyesine geçiş yapmayı başarırlarsa, Sonsuz Diyarlar'da olağanüstü birer pozisyon kazanacakları kesindi. İşte o vakit Akanyıldız ırkının onlara gösterdiği bu iyiliği unutmayacaklar ve doğal olarak gerektiği takdirde onlara yardım edeceklerdi.

“Oraya gideceksek… O zaman her zamanki gibi önden birer hayatözü yemini edelim.” dedi Dokuztoz Tarikat Efendisi.

“Tamamdır. Derhal edelim. Böylece Yıldırımlıgüney Sarayı'na karşı hep birlikte meydan okuyabiliriz.” Taolordu Laya başını salladı.

…..

Hayatözü yeminleriyle birlikte artık Taolordu Laya'ya güveniyorlardı. Adam onlara karşı gizli bir plan yürütüyor olsa bile ettiği yemin dahilinde saldırıya geçmeye çalıştığı anda ruhu hiçliğe karışacaktı.

“Haha, daha önce bu kadar şanslı olmamıştım.” Dokuztoz Tarikat Efendisi güldü. “Rastgele bir şans eseri ellerimize hazineler geçecek.”

“Sizinle tanışmamıza vesile olan şey kaderdi, Karakuzey ve Dokuztoz.” Taolordu Laya gülümsedi. “Eşik Seviye Taolordlarımız'dan çoğu maceralara çıkmaz. Yani anlayacağınız, sizinle karşılaşmam gerçekten de inanılmaz bir karmik şans meselesidir ya da buna ‘kader’ diyebiliriz. Ayrıca türümüzün kanunları sizi bazı yerlere götürmeme izin veriyor. Bana teşekkür etmenize gerek yok, baylar. İsteyeceğim tek şey, belki zamanı geldiğinde bugün sizlere gösterdiğim iyiliğin karşılığını beklemek olacaktır, o kadar. Gelecekte ebediyeti kazanabilirseniz, lütfen yardımlarınızı bizden esirgemeyin.”

Ning ve Dokuztoz Tarikat Efendisi başlarını salladılar. Aslında ebediyeti kazanma şansları çok azdı; gerçekten kazanacak olurlarsa arada sırada Akanyıldız ırkına yardım etmenin lafı bile olmazdı.

…….

Ning, Dokuztoz Tarikat Efendisi ve Taolordu Laya siyah aracın üstünde Akanyıldız Nehri'nde ilerliyordu.

“Yıldırımlıgüney Sarayı'na uzak sayılmayız. Muhtemelen bu hızda gidersek oraya varmamız sadece yüz yılımızı alacaktır.” dedi Taolordu Laya. “Tehlikeli bir yere gidiyoruz ama orayı iyi bilirim. Beni takip ettiğiniz sürece güvende kalabileceğinize eminim.”

“Karakuzey ve beni küçük görmemelisin, kardeşim Laya.” dedi Dokuztoz Tarikat Efendisi.

“Evet, arkanı kollamamız gerekebilir.” Ning sırıttı.

“Oh? Yeteneklerinizi görmek için merakla bekliyorum.” dedi Taolordu Laya.

Dokuztoz Tarikat Efendisi aniden sordu. “Oh, doğru ya! Duyduğum kadarıyla Akanyıldız ırkı buraya Büyük Karanlık'tan göç etmiş?”

Ning de bu soruyu merak ediyordu.

“Evet.” Taolordu Laya başını salladı. “Aslında bunu bilen kişi sayısı az değildir. Uzun yıllar önce Tavuskuşu Nilüferi Diyarıdüzlem olarak bilinen evimiz, akılalmaz bir savaş yaşadı. Diyarıdüzlem tamamen parçalandı ve hayatımız uğruna kaçmak zorunda kaldık. Büyük Karanlık'ta yıllarımız geçti, o kadar uzun bir zamandı ki ilk nesildeki Taolordlarımız'dan hepsi canlarını yitirdi. Sonuçta, Büyük Karanlık'ta yaklaşık olarak bir milyon kaos döngüsü boyunca sürüklendik.”

“Büyük Karanlık'ta ilerlerken türümüzün Ebediyet İmparatorları bizleri malikanelerinde sakladılar ve bizlere gelişmek için ortam sağladılar. Ebediyet İmparatorlarımız'ın Sonsuz Diyarlar'a ulaşması yaklaşık bir milyon kaos döngüsü sürdü. Nihayetinde köklerimizi bir kez daha salmak ve yeni bir temel oluşturmak için Akanyıldız Nehri'ni uygun gördüler. Artık türümüzün neredeyse bütün üyeleri burada doğmuş kişilerden oluşuyor; sadece Ebediyet İmparatorları’mız Tavuskuşu Nilüferi Diyarıdüzlemi'nden gelmedir. Taolordları olarak bizler ise o diyara dair hiçbir şey bilmiyoruz.” Taolordu Laya açıkladı.

Ning ve Dokuztoz Tarikat Efendisi biraz şaşkındı. Bir milyon kaos döngüsü boyunca sürüklenmek mi? Büyük Karanlık gerçekten de muazzamdı! Sadece Ebediyet İmparatorları'nın keşfetmeye cüret ettiği bir yer olması şaşırtıcı değildi. Böyle uzun bir yolculuktan çoğu Taolordu sağ çıkamazdı. Fakat Ebediyet İmparatorları için bile bir milyon kaos döngüsü boyunca sürecek yalnızlık katlanılması zor işti. Sadece Miratkar gibi Sonsuz Diyarlar'ın çoğunu keşfettikleri için sıkılan figürler Büyük Karanlık'a giriyordu.

“Evimizden buraya geldikten sonra hayatta kalmakta ve çoğalmakta büyük zorluklar yaşadık.” Taolordu Laya iç geçirdi. “Sonsuz Diyarlar ise Yin-Yang Samsara Çarkları'nın tehdidi altında. Söylentilere göre uzak gelecekte Akanyıldız Nehri'ni bile yutacak. İşte o vakit bir kez daha göç etmemiz gerekebilir.”

“Yin-Yang Samsara Çarkları mı?” Ning ve Dokuztoz Tarikat Efendisi iç geçirdi. Gerçekten de uzak gelecekte Sonsuz Diyarlar'daki çoğu organizasyonun başka yerlere göçeceği kesindi. Fakat tabii Taobirleşimi'nde başarılı olamazlarsa, Ning ve Dokuztoz Tarikat Efendisi o günleri göremezlerdi.

………

Üçlü konuşurken ilerliyordu. Kaşla göz arasında yüz yıl geçti.

“Yıldırımlıgüney Sarayı hemen ileride. Bölgedeki her şeyi gizlemek için birtakım formasyonlar yerleştirmiştik. Onları toplarsam sarayı görebiliriz.” Taolordu Laya diğer ikiliye konuştu.

………