Bölüm 1026: Boşluk Geçidi

avatar
3476 31

Desolate Era - Bölüm 1026: Boşluk Geçidi



Bölüm 1026: Boşluk Geçidi

 

Taolordu Yıldırımalaz ve iki sarı cübbeli öğrencisi şaşkındı. Bu sözler biraz fazla abartı kaçmıyor muydu? Kaç tanesi gelirse gelsin, hepsini gebertecek miydi?

 

“Taoist Dostum Karakuzey…” Taolordu Yıldırımalaz hem heyecanlı hem de gergindi. “Bu Taolordu hanımın Dokuztoz Tarikatı'na karşı koyabileceğini mi söylüyorsun?” Konuşurken Taolordu Naia'ya baktı.

 

“İsmi Naia.” dedi Ning. Taolordu Yıldırımalaz bu ismi duyunca kalbinde soğuk bir hissiyat belirdi. Daha önce hiç duymadığı bir isimdi! Nadiren maceralra çıksa da çoğu ünlü figürü tanıyordu. Yani Taolordu Naia o kadar da ünlü biri değildi.

 

“Selamlar, Taolordu Naia. Acaba Doğudiyar Tarikatı'nın formasyonlarını kullanarak Dokuztoz Tarikat Efendisi'ni yenebilir misiniz?” Taolordu Yıldırımalaz sordu.

 

“Formasyonların yardımını alsam bile muhtemelen tek bir hamleyle beni öldürebilir.” dedi Taolordu Naia.

 

“Ah.” Taolordu Yıldırımalaz afalladı. Taolordu Naia gerçeği söylüyordu; Dokuztoz Tarikat Efendisi, Taolordu Kongsan ile aynı seviyedeydi. Naia, Taolordu Kongsan ile yakın dövüşe girmeye cüret edemeyen Ning tarafından tek bir hamleyle alt edilmişti. İşte sıradan Dördüncü Adımın Taolordları ile ucubevari figürlerin arasındaki bu denli devasa bir fark bulunuyordu.

 

“Üstat Karakuzey, demin kaç tanesi gelirse gelsin, hepsini geberteceğim dememiş miydiniz?” Beyaz saçlı öğrenci sormadan edemedi.

 

“Evet söyledim.” Ning başını salladı. “Ama ‘Geberteceğim’ lafını kullanmıştım. Yani bunu bizzat yapacağım.”

 

“Ah?”

 

“Bizzat mı?”

 

Taolordu Yıldırımalaz ve diğerleri Ning'e baktı. “Seni küçük gördüğümüzden değil ama… Yanlış anlamadıysam, sen henüz bir İkinci Adımın Taolordu olmalısın.” Taolordu Yıldırımalaz konuştu.

 

“Evet. Aynen öyle.” Ning başını salladı.

 

“İkinci adımda olan bir Taolordu, Dokuztoz Tarikat Efendisi'ne karşı mı koyacak?” Taolordu Yıldırımalaz başını iki yana sallamadan edemedi. Taolordları attıkları her adımda ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgiyi katediyorlardı. Dolayısıyla adımlar arasındaki güç farkı muazzamdı. İkinci adımda olan biri dördüncü adımda olan birine mi meydan okuyacaktı? Üstelik, Taolordu Dokuztoz dördüncü adımdaki akranları arasında bile ucubevari bir figür olarak görülüyordu. Ning bu adamı mı yenecekti? Kulağa pek mümkün geldiği söylenemezdi.

 

O esnada Taolordu Naia soğuk bir sesle konuştu. “Efendim beni tek bir hamleyle yendi.”

 

Taolordu Yıldırımalaz ve iki öğrencisi kötü bir şok geçirdiler.

 

“Dış dünyada muhtemelen Taolordu Dokuztoz'a denk olamam. Ancak Doğudiyar Tarikatı'nın merkez üssünde? İnanıyorum ki Taolordu Doğudiyar buraya olağanüstü güç taşıyan birtakım formasyonlar yerleştirmiştir. Bu formasyonların desteğini alırsam ondan korkmama gerek kalmaz.” Ning gülümsedi.

 

“Evet, evet! Yaşlı Patrik Doğudiyar Tarikatı'nı koruyan formasyonları bizzat yerleştirdi ve hepsi inanılmazdır.” Taolordu Yıldırımalaz hem heyecanlı hem de utanç doluydu. “Lütfen kusuruma bakma, Taoist dostum. Bu kadar güçlü olacağını düşünmemiştim.”

 

“Genelde, en ucubevari İkinci Adımın Taolordları bile bu kadar güçlü olamaz. Gizli sanatlarım sayesinde bu seviyeye çıkabiliyorum.” Ning rastgele konuştu.

 

“Gizli sanatlar da gücünün bir parçasıdır.” Taolordu Yıldırımalaz çok heyecanlıydı. Umut! Nihayet umudu görmüştü. Ning'in boş boş hava attığını düşünmüyordu. Dördüncü Adımın Taolordu olan bir takipçiye sahipti, aptalca konuşması söz konusu bile olamazdı. Çünkü bu sözleriyle resmen Taolordu Dokutoz'a karşı koymayı kabul ediyordu ve en nihayetinde onunla savaşacaktı. Dolayısıyla Karakuzey isimli bu şahıs, gerçekten de işleri halledebilecek birine benziyordu.

 

……..

 

Kısa bir süre sonra Taolordu Yıldırımalaz konukları için güzel ve geniş bir ziyafet verdi. Ziyafetin ardından Yıldırımalaz, Ning'e bizzat eşlik etti.

 

“Taoist dostum.” dedi Yıldırımalaz. “Üçüncü adıma geçebilseydin, Dokuztoz'u alt etme şansın artar mıydı?”

 

“Üçüncü adım mı?” Ning gülerek ona baktı. “Üçüncü adıma geçersem şansım tabii artar. Böyle bir durumda, Doğudiyar Tarikatı'nın formasyonlarına bel bağlamama gerek kalmadan onunla savaşabilir ve hatta öldürebilirim.”

 

Ning boş konuşmuyordu. Birinci adımdan ikinci adıma geçerse… Nihai Kılıç Taosu sayesinde Taolordu Kongsan ve Dokuztoz Tarikat Efendisi gibi figürlere denk olacaktı. Ayrıca Nihai Kılıç Taosu her açıdan kusursuz olduğu için gerçek bir mücadele için resmen biçilmiş bir kaftandı. Rakip kaçmadığı ve savaşa devam ettiği sürece, sonuç kesinlikle Ning'in lehine olacaktı! Tabii kimse oracıkta durup, ölmeyi bekleyecek kadar aptalca davranmazdı. Kongsan gibi akıllı olanlar durum kötü bir hal alınca hemen kaçmaya çalışırdı.

 

Tabii Kongsan bir hükümdarın Tao Mührü’ne hedef olacak kadar şanssızdı; uzay zamanı ve bölgeyi tamamen bastıran o heybetli güç, iki hayat kurtaran Taolordu Kongsan'a tek bir kaçış şansı bile tanımamıştı. Sorun kaçış yeteneklerinde değildi, sadece o Tao Mührü fazlasıyla güçlüydü. Öte yandan, başka Taolordları ile yaptığı mücadelelerde kaçmak onun için bir sorun teşkil etmiyordu.

 

“Peki üçüncü adıma ulaşman aşağı yukarı ne kadar zaman alır, Taoist Dostum?” Yıldırımalaz sordu.

 

“Çok değil.” dedi Ning. Birinci adımdan ikinci adıma geçmek kolaydı ve ikinci adımdan üçüncü adıma geçmek de zor sayılmazdı. Asıl uzun ve zorlu olan süreç dördüncü adıma geçişti. Peki ya Taobirleşimi'ni tamamlayarak ebediyete kavuşmak? İşte bunu başarmak imkansıza yakındı.

 

“Pekala.” Taolordu Yıldırımalaz dişlerini sıktı. “Taoist dostum Karakuzey, Doğudiyar Tarikatı'nda yaşlı Patriğin Dehşetin Yıldızdenizi'nden getirdiği bir koruyucu hazine var.”

 

Ning'in gözleri parladı. Dehşetin Yıldızdenizi mi?

 

“Teknik olarak konuşursak, yabancılara varlığından bahsetmiyoruz. Ancak ben Doğudiyar Tarikatı'nın geriye kalan yegane efendisiyim ve şu anda ciddi bir krizle karşı karşıyayız. Kuralları görmezden geleceğim.” Taolordu Yıldırımalaz, Ning'e baktı. “Bu üstün hazinenin ismi Boşluk Geçidi'dir ve gelişimcilerin işine yarayan bir şeydir. Belki de bu fırsatı kullanarak üçüncü adıma ulaşabilirsin.”

 

Taolordu Yıldırımalaz çok endişeliydi. Karakuzey'in daha da güçlenmesini umuyordu, zira bu durum Doğudiyar Tarikatı'nın geleceğini ilgilendirmekteydi.

 

“Boşluk Geçidi mi?” Ning meraklanmadan edemedi.

 

“Beni takip et.” Yıldırımalaz'ın sesinde ciddi bir ton vardı.

 

……

 

Yıldırımalaz önden gidiyor, Ning onu takip ediyordu. Birbiri ardına formasyonları açan Yıldırımalaz genç adamı sıradan görünen bir bahçeye götürdü.

 

“Şunu görüyor musun?” Taolordu Yıldırımalaz bahçenin köşesinde duran ve dekorasyon amacıyla yerleştirilmiş gibi görünen bir dağ heykelini gösterdi. “Dağ” heykelinde sarmaşıklar ve ağaçlar bile vardı.

 

“Evet?” Ning'in aklı karıştı. O yapay dağın garip bir tarafı yoktu. Hatta heykelden ufacık bir formasyon gücü bile yayılmıyordu. Taolordu Yıldırımalaz öne çıktı, ardından elini salladı. Sarmaşıklar hızla toza dönüşünce bunca zamandır sakladıkları şey de gün yüzüne çıkıyordu. Bu dağın içinde aslında taştan bir kapı vardı!

 

“Geçit mi?” Ning'in aklı karıştı.

 

“Evet. Bir kapı. Açabileceğin bir kapı.” Taolordu Yıldırımalaz konuştu. “Taolordu Karakuzey, lütfen beni takip et.”

 

Taolordu Yıldırımalaz taş kapılardan birine yürüdü, ardından elini kapıya koydu. Titreşim seslerini takiben açılan geçit derin, kara bir tünele çıkıyordu. Tünelin girişi uzaysal dalgalanmalarla kaplıydı.

 

Ning şaşırdı. Taştan kapı açılmadan önce bu şey sıradan bir dağ heykeline benziyordu. Heykelde herhangi bir büyü ya da özellik yoktu. Ama şimdiyse… Düzlemsel bir geçide çıktığı görülüyordu.

 

“İçeri gel.” Taolordu Yıldırımalaz dönüp Ning'e baktı, akabinde içeriye adım attı. Ning tereddüt etmeden peşinden gitti.

 

……

 

Vhoosh. Uzay kırılıyor, akıyor ve Ning'in önünde altından, parlak mı parlak bir bölge beliriyordu.

 

“Bu nedir böyle?” Ning ve Taolordu Yıldırımalaz uzunca bir yolda duruyorlardı. Zemin karanlıktı ve yol uzay boşluğunda asılı duruyordu; iki tarafta da boşluktan başka bir şey yoktu.

 

“Boşluk Geçidi'ndeyiz. Altın bölgenin etrafındaki her şey boş uzaydan ibarettir; bu uzayda Boşluk Geçidi'nden başka bir şey bulunmuyor.” Yıldırımalaz ön tarafa işaret etti. Yol uzundu, en azından on milyon kilometreydi. Yolun ön kısmında bir grup zırhlı asker ve muhafız duruyordu. Ning bulunduğu yerden yolun sonunu görebiliyordu ve orada, altından bir kraliyet tahtı vardı.

 

“Burada toplamda otuz bin asker var.” Taolordu Yıldırımalaz açıkladı. “Boşluk Geçidi'nde ilerlemeye başladığında bu askerler sana engel olmaya çalışacak. İlerledikçe askerlerin de güçlendiğini göreceksin.”

 

“Oh?” Ning gülümsedi. Bu hazine Parkıyı Krallığı'ndaki Taolordu Bulutdünyası'na epey benziyordu.

 

“Askerlerin kendilerine has savaş Taolar’ı vardı. Kendilerine has derken, gerçekten özel olduklarını belirtmeden geçmeyeyim.” Taolordu Yıldırımalaz, Ning'e baktı. “Onlarla savaştığında bunu göreceksin. En zayıfları İkinci Adımın Taolordları'na denk; bu yüzden buraya sadece Doğudiyar Tarikatı'nın Taolordları girebiliyor.”

 

“Taolordu Doğudiyar tahta ulaşmayı başarmış mıydı?” Ning sordu.

 

“Eski Patrik iki kez denedi. İlkinde başarısız oldu. Daha sonrasında birtakım öngörüler edinmesiyle birlikte ikinci denemesini yaptı ve başarılı oldu. Son iki askerin kendisine denk olduğunu söylemişti.” Taolordu Yıldırımalaz cevapladı.

 

Ning şoke oldu. Taolordu Bulutdünyası bu kadar etkileyici değildi. Dördüncü Adımın Taolordları'na denk olan herkes Taolordu Bulutdünyası'nın sonuna ulaşabiliyordu, öte yandan Boşluk Geçidi imtihanında son iki askerin gücü Taolordu Doğudiyar'ınkine denkti. Taolordu Doğudiyar zayıf Ebediyet İmparatorları'na denk bir adamdı. Askerler nasıl bu kadar güçlü olabilirdi ki?!

 

“Ne yazık ki askerleri buradan çıkarmak mümkün değil. Hatta onları kontrol etmek bile imkansız.” Taolordu Yıldırımalaz iç geçirdi. “Bir yolunu bulabilseydik, Dokuztoz Tarikatı'nı düşünmemize gerek bile kalmazdı.”

 

Ning başını salladı, gözleri yolun sonundaki altın tahtın üstündeydi. “Tahta ulaşınca ne oluyor? İyi bir şeyler var mı?”

 

“Bir miras var.” Taolordu Yıldırımalaz konuştu. “Eski patrik bana detaylı bir açıklama yapmamıştı, bu yüzden o mirasın sizin gibi ucubevari Taolordları için pek ilgi çekici olduğunu sanmıyorum.”

 

Ning gülümsedi. Genç adam Kılıç Hükümdarı'nın ve Hapların Efendisi'nin miraslarını almıştı. Gerçekten de ilgisini çekebilecek miras sayısı fazla değildi.

 

“Lakin otuz bin askere karşı yaptığınız mücadelede, Tao'ya dair öngörüler kazanarak fayda sağlamanız gayet normal.” Taolordu Yıldırımalaz iç geçirdi. “Eski patrik, ilk seferinde öngörüler kazanarak gücünü artırmayı başarmıştı.”

 

……..

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr