Bölüm 1025: Doğudiyar Tarikatı

avatar
3591 30

Desolate Era - Bölüm 1025: Doğudiyar Tarikatı



Bölüm 1025: Doğudiyar Tarikatı

 

“Lütfen durun, Taolordu!” Doğudiyar Tarikatı'nın kapısında duran mürit alelacele seslendi.

 

Ji Ning gülümseyerek durdu ve konuştu. “Taolordu Doğudiyar adına geldiğimi diğerlerine bildir. Ayrıca Taolordu Yıldırımalaz'la konuşmak istiyorum.”

 

“Eski patriğin adına mı?” Kapıdaki mürit şoke oldu. Yoksa eski patrik onlar için gerçekten de bir şeyler hazırlamış mıydı? Ama neden ölmeden önce onlara hiçbir şey söylememişti? Belki de ansızın öldüğü için avatarı buna zaman bile bulamamıştı. Mürit karşılık verdi. “Lütfen burada bekleyin, Taolordu. Hemen durumu bildireceğim.”

 

…….

 

Doğudiyar Tarikatı'nda…

 

Taolordu Yıldırımalaz'ın moru andıran bir cildi ve kıvrık bıyıkları vardı, barbarları andıran biriydi. Aslında kendisi sayısız yıldır Doğudiyar Tarikatı'nın iç işleriyle uğraşan güvenilir bir adamdı. Taolordu Doğudiyar ve Taolordu Üstünaltın ise genelde maceralar çıkarlardı. Kim ikisinin de art arda öleceğini düşünürdü ki?

 

“Ah.” Taolordu Yıldırımalaz yaşananları düşününce iç çekmeden edemedi.

 

“Usta, Doğudiyar Tarikaıt sayısız yıllık bir geçmişe sahip. Burayı öylece bırakıp gidemeyiz.” Taolordu Yıldırımalaz'ın yanında sarı cübbeli iki öğrencisi vardı ve demin konuşan beyaz saçlı olanıydı.

 

“Doğudiyar Tarikatı'nı her kim yok etmek isterse istesin, bunun için büyük bir bedel ödeyecektir.” Diğer öğrencisi, kötücül gözlere sahip balık etli bir adamdı ve o da aynı şeyi düşünüyordu.

 

Taolordu Yıldırımalaz başını iki yana salladı. “Patrik inanılmaz, hatta ucubevari denebilecek bir güce sahipti. Sayısız yıl boyunca tarikatımızın temellerini kazdı ve sağlamlaştırdı fakat… Burayı korumak istiyorsak, şu anda kendi gücümüzü kullanmaktan başka çaremiz yok. Dokuztoz Tarikatı son anda yapacağımız olası saldırılardan çekiniyor, zaten bize gerçek manada saldırmayıp sadece tehditler savurmalarının sebebi de bu. Ama zaman geçtikçe… Er ya da geç yok edileceğiz.”

 

“Usta…” İki öğrencisi öfkeli ve kederliydi.

 

“Daha Dünya Seviyesi’ndesiniz. Dokuztoz Tarikatı'nın ne kadar dehşet verici olduğunu bilmiyor, anlayamıyorsunuz.” Taolordu Yıldırımalaz iç geçirdi. “Bilhassa o Taolordu Dokuztoz. Eski patriğe bile denk olmaya yakın biridir.”

 

 İki öğrencisi de dişlerini sıkıyor, durumu kabullenmek istemiyordu. Yüce Doğudiyar Tarikatı sayısız yıldır şanla ve şöhretle bu bölgeyi yönetiyordu. Çevre bölgelerdeki herkes onlardan korkar ve onlara saygı duyardı; Dokuztoz Tarikatı bile onlara bulaşmamaya çalışırdı. Şimdiyse, onları kollarıyla saran o devasa ağaç yitip gittiği için açıkta kalmışlardı.

 

“Üstat Amcam!” Aniden, bir öğrenci onlara doğru fırladı. Kapının hemen dışında durdu, ardından heyecanla konuştu. “Üstat Amcam, tanımadığımız bir Taolordu geldi. Kendisi eski patriğin adına geldiğini söylüyor ve sizinle görüşmek istiyor.”

 

“Ne?!” Taolordu Yıldırımalaz aniden ayağa fırladı ve öğrencileri de heyecanlandı. “Eski patriğin adına mı gelmiş?” Taolordu Yıldırımalaz da heyecanlıydı. Tarikatın varlığı ve hatta koca klanın varlığı tamamen Taolordu Doğudiyar'a bağlıydı! Yıldırımalaz ve Üstünaltın ikilisini Taolordu yapan şey Taolordu Doğudiyar'ın rehberliğiydi. Dolayısıyla, Taolordu Doğudiyar'ın bu tarikattaki pozisyonu çok ama çok yüksekti.

 

Beyaz saçlı olan öğrencisi keyiflendi. “Usta, eski patrik ölmeden önce bazı ayarlamalar yapmış olmalı.”

 

 “Hemen sabırsızlanmayın. Önce gidip bir bakayım.” Taolordu Yıldırımalaz beklentiyle doluydu. Hemen dışarı çıktı.

 

……

 

Doğudiyar Tarikatı'nın dış kapılarında…

 

Taolordu Yıldırımalaz sırtında siyah bir kılıç kını taşıyan beyaz cübbeli figüre bakıyordu. Bu adam gerçekten de söylendiği gibi bir Taolordu'ydu.

 

“Eh?” Yıldırımalaz'ın yüzü ekşidi. Beyaz cübbeli adamın aurası Yıldırımalaz'ın aurasından bile daha zayıf görünüyordu. Muhtemelen ikinci adımdaydı.

 

“Taolordu.” Taolordu Yıldırımalaz, Ning'le konuşmak için öne çıktı. Ning ise tarikatı çevreleyen formasyonların dışında beliren adamı gördü. Adam çok kaslıydı.

 

“Sen Taolordu Yıldırımalaz mısın?” Ning sordu.

 

“Evet. Acaba kim olduğunu sorabilir miyim, Taoist Dostum?” Yıldırımalaz cevapladı.

 

“Ben Karakuzey.” Ning gülümsedi. “İçeride konuşalım mı? Beni davet etmeyecek misin?”

 

“Oh, doğru ya. Lütfen içeri gel.” Yıldırımalaz'ın aklı karıştığı için misafir ağırlamanın en basit kurallarını ve nezaketlerini bile unutmuştu. Ning'i hemen Doğudiyar Tarikatı'na soktu.

 

Doğudiyar Tarikatı'ndaki bir yan bahçede…

 

Kadın bir görevli ikiliye şarap dolduruyordu. Yıldırımalaz bir yanda oturuyor, ayakta duran iki sarı cübbeli figür ona eşlik ediyordu. Diğer yanda ise Ning rahat rahat şarap içiyordu. Övgüyle iç geçirdi. “Ne tat ama.”

 

“Taoist Dostum Karakuzey.” Yıldırımalaz sormadan edemedi. “Eski patriğin adına geldiğini söylememiş miydin?”

 

“Evet.” Ning başını salladı. “Bu konudan bahsedeceksek, önce kıdemli öğrenci kardeşim Taolordu Saltadam'la karşılaştığımı söylemem gerekiyor.”

 

“Taolordu Saltadam mı?” Yıldırımalaz bu ismi duyunca şaşırdı. Patriğin Saltadam'dan bahsettiğini gayet tabii duymuşluğu vardı. Saltadam ve patrik iyi birer dosttu ve Saltadam güç konusunda sadece patriğe denk olsa da, Kalpgücü Gelişimcisi olarak farklı farklı tekniklere sahipti. Sonsuz Diyarlar'da Saltadam'ın Doğudiyar'dan daha yüksek bir pozisyonda olduğuna şüphe yoktu.

 

Ning başını salladı. “Taolordu Doğudiyar kıdemli öğrenci kardeşim Saltadam ve Taolordu Baltagök ile çıktıkları macerada can vermiş. Ne yazık ki kurtulmayı başaramamış. Öte yandan Saltadam ve Baltagök ikilisi sağ bir şekilde geri dönmeyi başarmış.”

 

“Ah.” Yıldırımalaz'ın yüzünde acı dolu bir ifade belirdi ve yanında duran iki öğrencisi pişmanlıkla, acıyla ve kederle sarsıldılar. Neden diğer ikisi sağ dönmüştü? Neden sadece patrik ölmüştü?

 

“Üçü de ölümün yakın olduğunu hissettikleri için birbirleriyle endişelerini ve umutlarını paylaşmışlar. Böylece hayatta kalan kişi ve kişiler, ölenin isteklerini yerine getirebilecekmiş.” dedi Ning. “Taolordu Doğudiyar ölmeden önce, en büyük endişesinin evinin düşeceği hal olduğunu söylemiş. Diğer ikili kurtulduktan sonra bana Doğudiyar Tarikatı'na birtakım hazineleri getirmemi söylediler. Bakın bakalım, belki işinize yarayan birkaç şey vardır.”

 

Ning bir depo tipi bileklik attı. Svoosh. Bileklik Yıldırımalaz'ın ellerine indi ve heyecanlanan adam bilekliği kavradığı gibi hazinenin içine baktı.

 

Kısa bir süre sonra Taolordu Yıldırımalaz karmaşık bir ifadeyle bilekliği kaldırdı. Bilekliğin içinde Taolordu Doğudiyar'a ait bir tılsım da vardı; üç Taolordu'nun geride bıraktığı tılsımlardan biriydi.

 

“Evet?” Ning sordu.

 

“Üstat Saltadam ve Üstat Baltagök epey hazine göndermişler.” Taolordu Yıldırımalaz iç geçirdi. “Hatta iki inanılmaz güce sahip Tao Mührü bile mevcut; ikisi de birer tane yaratmış ve bunun için epey kaynak harcadıkları belli oluyor. Formasyonlar ve başka şeyler de var. Normal bir durumda olsaydık, bunlar Doğudiyar Tarikatı'nı korumamız için yeterli gelebilirdi… Ama şu anda Dokutoz Tarikatı'yla karşı karşıyayız.”

 

“Usta, yeterli değil mi?” İki öğrencisi gerildi.

 

“Dokuztoz'un Tarikat Efendisi'nin gücü Saltadam ve Baltagök ikilisine yakındır. Bizzat buraya gelseler bile muhtemelen Tarikat Efendisi'ni sadece yenebilir ama onu öldüremezler.” Taolordu Yıldırımalaz ekledi. “Yalnızca iki Tao Mührü… Dördüncü adımdaki sıradan Taolordları'nı öldürmeye yetebilir, ancak Tarikat Efendisi Dokuztoz'a karşı işlevsiz kalacaklar.”

 

Ning başını salladı. Dokuztoz'un Tarikat Efendisi muhtemelen Kongsan'ın güç seviyesindeydi. Baltagök ve Saltadam ikilisinden biraz zayıftı ama onlara karşı hayatta kalabilirdi.

 

“Taoist Dostum Yıldırımalaz, Dokuztoz Tarikatı size karşı gerçek bir saldırıya mı hazırlanıyor?”

 

“Evet.” Taolordu Yıldırımalaz öfkeyle ve nefretle hırladı. “Kardeşim Üstünaltın'ı onlar öldürdü.”

 

“Ne?” Ning'in yüzü asıldı.

 

“Kardeşim Üstünaltın'ın avatarı, bunu kendisi ölmeden önce bizzat söylemiştir.” Taolordu Yıldırımalaz nefretle doluydu. “Ne yazık ki saldırıya uğradığı yer Doğudiyar Tarikatı'ndan çok ama çok uzaktaydı. Onu kurtaramazdık. Gerçi yakın olsa da kurtaramazdık ya, orası ayrı…”

 

Ning'in yüzünde ciddiyet dolu bir ifade vardı. Demek Taolordu Üstünaltın gerçekten de Dokuztoz Tarikatı tarafından öldürülmüştü? Artık her şey netlik kazanıyordu.

 

“Klan üyelerimi bir süre önce tahliye ettim, böylece soyumuz tamamen yok olmayacak.” Taolordu Yıldırımalaz konuştu. “Bize gelince… Ne olursa olsun, burayı ölümüne savunacağız. Burası bizim evimiz, sayısız yıl boyunca yaşadığımız yer. Formasyonlara ve eski patriğin bıraktığı hazinelere bel bağlayacağız. En azından Dokuztoz Tarikatı bizi özümserken birkaç dişinden olacak."

 

”Ölümüne savaşacağız.” İki öğrencisi de öfkeliydi.

 

Gelişimciler kendi Taolar’ını, kendi yollarını arıyordu. Ölümüne savaşmayı seçtiklerinde gerçekten korku nedir unutuyorlardı.

 

“Beyler.” Ning konuştu. “Kıdemli öğrenci kardeşim Saltadam ve Baltagök'e Doğudiyar'ın güvenliğini sağlayacağıma dair söz vermiştim.”

 

Taolordu Yıldırımalaz ve diğerleri şaşırdı.

 

“Madem bir söz verdik, geri dönmek olmaz.” Ning sakindi. “Dokuztoz Tarikatı'nı kafaya takmanıza gerek yok. Her şeyi bana bırakın!”

 

“Sana mı bırakalım?” Yıldırımalaz ve diğerleri, ikinci adımda olan bu Taolordu'na şaşkın ifadelerle bakıyorlardı.

 

Ning elini salladı. Vhoosh. Aniden yanında her biri Taolordu aurasına sahip üç figür belirdi. Bunlar Hapazizi, Su Youji ve Taolordu Naia üçlüsüydü. Bilhassa Taolordu Naia'nın aurası dikkat çekiyordu.

 

“Efendim.” Üçü de Ning'i saygıyla selamladı.

 

Yıldırımalaz ve öğrencileri şaşkınlıklarını atamıyorlardı. Dördüncü adımda olan bir Taolordu saygıyla ve nezaketle ikinci adımda olan bir Taolordu'na “efendim” mi diyordu?

 

Ning, Taolordu Yıldırımalaz'a baktı. “Taoist dostum Yıldırımalaz, durumun bu kadar sıkıntılı olduğunu bilmiyordum. Ancak kıdemli öğrenci kardeşim Saltadam'a söz verdiğime göre, bu işin icabına bakacağım! Dokuztoz Tarikatı saldırmaya cüret ederse, kaç tanesi gelirse gelsin hepsini geberteceğim!”

 

……..

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44342 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr