Bölüm 996: Taolordu Olmak

Genişgök Sarayı. Karakuzey Malikanesi.

Beyaz cübbeli Ji Ning ve kürklere bürünmüş Ning yan yana ilerliyordu.

“Efendim.” Su Youji ve Hapazizi ikilisi şaşkındı.

“Klonum Kemdiyar Bölgesi'nden döndü. Artık Taolordu seviyesine geçme zamanım gelip çattı.” dedi Ning. “Hemen başlayacağım, önemli bir şey olmadığı sürece beni rahatsız etmeyin.”

“Anlaşıldı.”

Su Youji ve Hapazizi ikilisi hemen onayladı. Yüzlerinde beliren heyecan dolu ifadelere engel olamıyorlardı. Onlara göre, Ji Ning inanılmaz bir figürdü; Taolordu olduğunda daha da olağanüstü biri olacaktı.

Vhoosh. Vhoosh. Beyaz cübbeli Ning ve kürklere bürünmüş Ning malikanenin derinliklerinde bulunan özel bir odaya girdi.

…

Özel odada.

Tırırım…

Formasyonlar aktifleşiyor, koskoca Karakuzey malikanesini bariyerler sararak dışarıdan bakan insanların görüşlerini kısıtlıyordu.

Beyaz cübbeli Ning ve kürklere bürünmüş Ning bağdaş kurarak oturdu. İkisi de gözlerini kapattı, ardından [Tek Gerçek Vücut] tekniğini kullanmaya başladılar.

Vhoosh. İkisinin de vücutlarından bulanık ışıklar yükselmeye, Jindanlar’ından ve ruhlarından ışıklar parlamaya başladı. Gitgide yaklaşıyorlardı, ta ki kürklere bürünmüş Ning direkt beyaz cübbeli Ning'in vücuduna girene dek.

Işıltılar etrafı sardı.

İki vücut aynı kaynaktan geliyordu... Ruhları, gerçekruhları ve vücutları aynıydı. Zaten birleşebilmelerinin tek sebebi buydu.

“Artık on sekiz klonumu da tek bir vücutta topladım.” Beyaz cübbeli Ning gözlerini açarak gülümsedi. Hala daha [Taowu On Sekiz Habistanrı]'yı ilk elde ettiği günü ve on sekiz klon yarattığı anı hatırlıyordu. Şimdiyse klonlarını tekrar birleştiriyordu! Gerçekruhunun derinliklerinden gelen bir tatmin ve mükemmellik hissi genç adamı cezbediyordu.

Ölümsüz enerji ve ilahi gücü dalgalar halinde vücudundaki Mavi çiçek sisine giriyor ve mavi çiçek enerjisine dönüşüyordu. On sekiz vücudun bir olması demek, ilahi vücudunun artık eskisinden daha da güçlenmesi demekti! İlahi gücü de eskiye kıyasla artık biraz daha saftı ve böylece genç adam vücudunda daha fazla mavi çiçek enerjisi depolayabilecekti.

“Yüz yirmi damla.” Mavi çiçek bölgesindeki damla sayısı 120'ye çıktı. Eskiden sadece 108 damla taşıyabiliyordu.

…..

Üç Alem'in dışında hüküm süren kadim kaostaki bir malikanede…

Siyah cübbeli Ning orada oturuyordu ve yanında bir başka siyah cübbeli Ning daha vardı. Aynı anda [Tek Gerçek Vücut] tekniğini kullanarak bir oldular.

Kısa bir süre sonra geriye sadece tek bir siyah cübbeli Ning kaldı, lakin aurası artık daha güçlüydü.

Bugünden itibaren genç adam yalnızca tek bir gerçek vücuda ve bir Kadimikiz'e sahip olacaktı.

……..

“Başlasın.” Genişgök Sarayı'ndaki ve kadim kaostaki iki Ning de aynı anda başlarını salladılar; gözleri kararlılıkla doluydu.

Boom!

Gerçek vücut ve Kadimikiz birbirlerinden inanılmaz derecede uzak olsalar da sınır aşımına aynı anda başladı. Aralarındaki garip yankıyı bile hissedebiliyorlardı ve o anda sadece onlara ait olan bir Tao geliştiriyorlardı.

Samsara Taolordları kendi açtıkları yolda ilerleyen ve seçtikleri Tao ile ölüme göğüs geren figürlerdi.

 Genç adam artık her sınır aşımını hem gerçek vücudu hem de Kadimikizi'yle yapmak zorundaydı! Sadece tek biriyle bunu yapmaya çalışırsa diğerinin yolunu tıkayabilirdi; başarı şansı olmayan bir yöntemdi. Taobirleşimi de buna iyi bir örnek olarak verilebilirdi; Kadimikiz'e sahip olan Taolordları'nın bile “Taobirleşimi”nde sadece tek bir şansları vardı. Gerek vücut Taobirleşimi'nde başarısız olduktan sonra Kadimikiz'in Taobirleşimi'nde başarılı olması gibi bir durum söz konusu değildi.

Gerçek vücut ve Kadimikiz her şeyi birlikte göğüsleyecek ve her adımda ölüm riskini beraber alacaklardı. Olaylar böyle işliyordu. Mutlak bir kararlılığa sahip değilseniz, asla başarılı olamazdınız.

Tırırırım…

Üç Alem'in dışındaki kadim kaos dünya dışı bir güçle titriyor ve akılalmaz bir heybete sahip kaostan bir enerji girdabı oluşturuyordu. Girdaptan yayılan dalgalanmalar Üç Alem'i bile etkiliyordu!

“Ne…”

“Neler oluyor?”

“Bu dehşet verici dalgalanmalar da neyin nesi?”

Patrik Subhuti, Rüzgarşeytanı ve Üç Alem'in diğer elit ustaları Üç Alem'in üstündeki boşlukta süzülüyorlardı. Dalgalanmaların geldiği yöne döndüler. Normalde sakin ve huzurlu olan kadim kaosun artık uçmakta olan bir ejderha misali kükrediğini ve onları tamamen şaşkına çeviren bir güçle uyanışa geçtiğini hissediyorlardı.

………

Genişgök Sarayı. Karakuzey Malikanesi'nde hava çok sakindi.

Bölgeden bir Taolordu'nun aurası yükseliyor olsa da Ning'in demin aktif ettiği bariyerler sayesinde bu aura dışarı sızmıyordu. Dünya Seviyesi’nden Taolordu seviyesine geçiş için gerekli olan enerji ise Ning'in Kaos Mücevherleri tarafından karşılanıyordu. Genç adam Nihai Kılıç Taosu’nu kavradığı anda bu karara varmıştı.

Vhooosh.

Vücudundaki Jindan kaos bölgesinde.

Eskiden 108,000 metre uzunlukta olan Tao Ağacı artık Ning'in Kılıç Taosu’na dair öngörüleriyle besleniyordu. Çabucak büyümeye ve titreşimler saçarak genişlemeye başladı. Yavaş yavaş “uzuyor” olsa da inanılmaz bir hızla kalınlaşıyordu.

Tao Ağacı kalınlaştıkça kalınlaşıyor ama epey yavaş uzuyordu.

“Bir Samsara Taolordu'nun temeli ne kadar derinse, Tao Ağacı da o kadar kalın olacaktır. Nihai Kılıç Taosu sayesinde artık bana denk olabilecek Birinci Adımın Taolordu sayısı yok denecek kadar az.” diye düşündü Ning. Bir Tao Ağacının ne kadar uzayacağının da sınırları vardı. Örneğin, yıllardır çalışarak eşiğe ulaşmış olan bir Dördüncü Adımın Taolordu, 540,000 metrelik bir Tao Ağacına sahip oluyordu. Aynı durum diğer Eşik Seviye Taolordları için de geçerliydi, lakin her ağacın kalınlığı kişiden kişiye değişiyordu.

Tao Ağacı uzadıkça ve kalınlaştıkça köklerini de Jindan kaos bölgesinin derinliklerine salıyor, böylece daha da sağlamlaşıyordu.

Tao Ağacı 156,000 metreye ulaşana kadar uzadı ve ardından duraksadı.

Lakin Jindan kaos bölgesi hala genişliyordu. Aurasında da patlayıcı bir ilerleme söz konusunda ve koskoca bölgenin merkezinde yer alan Jindan anlaşılabilenin ötesinde bir gizeme ve derinliğe kavuşuyordu.

“İlahi vücudu yeniden yapmanın zamanı.”

Beyaz cübbeli Ning bağdaş kurmuş oturuyordu. Etleri, kemikleri, sinirleri… Hepsi temel bir değişimden geçerek yeniden oluşmaya ve Nihai Kılıç Taosu’nun ışığında forma bürünmeye başladı. Kaos enerjisini emiyor, bunu kullanarak ilahi gücü yeniden üretiyorlardı. Genç adamın heybetli Taolordu aurası odayı aşarak dışarıya çıktı ve Ning'in hazırladığı Kaos Mücevherleri korkutucu bir hızda tükenmeye başladı. Aslında, ilahi gücünü yenileyen bir Dördüncü Adımın Taolordu bile bu kadar Kaos Mücevheri kullanmazdı. Ama Ning'e göre bu miktar, problem yaratmayacak bir miktardı.

……

“Bir Taolordu'nun aurası. Efendimiz nihayet başladı.” Hapazizi gergindi.

“Evet, ancak aurası çok güçlü… Bizimkilerden bile daha güçlü.” Su Youji etkilenmişti ve karmaşık ifadesiyle göklere bakıyordu. “Garip. Neden yerel kadim kaosta herhangi bir düzensizlik yaşanmıyor?”

Hapazizi'nin aklı karıştı. “Evet. Yoksa efendimiz dış dünyadaki kaos enerjisini kullanmıyor mu?”

Sınırlarınızı aştığınızda kısa bir süreliğine dış dünyadaki kaos enerjisinden bedavaya akılalmaz miktarlarda emebiliyordunuz. Normalde Taolordu seviyesine yapılan geçişlerde, dış dünyadaki bu enerji kullanılırdı. Ancak Ning o kadar zengindi ki bunu umursamıyor ve kendi nedenleri yüzünden dış dünyadaki kaos enerjisini kullanmıyordu.

“Muhtemelen aklında başka planlar var.” Su Youji varsayımda bulundu.

……

İki kısa saatin ardından gerçek vücut sınır aşımını tamamladı. Sahip olduğu neredeyse sınırsız kaos mücevheri sayesinde, sınırlarını aşmakta hiç zorlanmamıştı. Kadimikiz'in ise daha fazla zamana ihtiyacı vardı; zira o Üç Alem'in dışındaki kadim kaos enerjisini kullanıyordu.

“Demek Taolordu olmak böyle bir hismiş?” Beyaz cübbeli Ning gülümsüyordu. Artık eskisinden daha güçlüydü ve İkinci Adımın Taolordu olan Taolordu Parlakbalık'ınkine denk bir aurası vardı.

Ning'i gören ve aurasını hisseden herhangi bir figür ona bir İkinci Adımın Taolordu'ymuş gibi bakacaktı.

Aslında, bu o kadar da etkileyici değildi. Antik gelişimcilerin ve Parkıyı İmparatorluk üyelerinin tamamı Dünya Seviyesi’ndeyken Birinci Adımın Taolordları'na denk oluyorlardı. Seviye atladıklarında ise ilahi vücutları Üçüncü Adımın Taolordları'na denk oluyor ve auraları Ning'inkinden bile daha da güçleniyordu! [Bin Vücut Sutrası]'nda çalışan Ağıryıldız ise bu konuda hem antik gelişimcilere hem de Parkıyı İmparatorluk üyelerine denkti.

Lakin evrende yaşayan antik gelişimci ve Parkıyı impartorluk üyesi sayısı çok ama çok azdı. Peki ya [Bin Vücut Sutrası]'na çalışan ve Taolordu olan figürlerin sayısı? Onlar daha da azdı!

Dolayısıyla, dış dünyadaki insanlar çoğunlukla rakibi aurasına bakarak değerlendiriyordu.

Ning ilahi gücüne temel olması için Nihai Kılıç Taosu’nu kullanmış ve on sekiz klonunu birleştirmişti; sınırlarını aştıktan sonra İkinci Adımın Taolordları'na denk bir vücuda sahip olmasının nedeni buydu.

“Gelecekte, İkinci Adım'daymışım gibi davranacağım. Sonuç olarak Nihai Kılıç Taosu çok güçlü; Uluneşe, Doğukült ve diğerlerininkilerden çok daha güçlü. Bildiğim kadarıyla, yüce hükümdar ve Hapların Efendisi bile böyle dünya dışı bir Tao'ya sahip Dünya Seviye gelişimciyle daha önce karşılaşmamışlardı.”

Ning diğerlerine göre, çok sayıda Üstün Tao'yu kavrayan ve onları birleştirebilen figürlerin en nihai dehalar olarak görüldüğünü biliyordu ama… Genç adam nihai dehalardan bile daha güçlüydü.

Eğer başkaları bu durumun farkına varırsa belki işine gelirdi, ancak… Başına bela açması da kuvvetle muhtemeldi! Dikkatli olmaktan zarar gelmezdi, o nihai dehalardan biri olarak davranmakta sorun yoktu.

Ning sınırlarını aştıktan sonra akılalmaz bir değişim yaşadığının farkındaydı. Nihai Kılıç Taosu sayesinde Birinci Adımda olmasına rağmen Uluneşe ve Doğukült gibi figürlerin ikinci adımdaki hallerine denk olacağını biliyordu. Ona zarar verebilecek Dördüncü Adımın Taolordu sayısı ise çok azdı! Bu durum Ning'e cesaret katıyordu.

Geçmişte, güçlü olan her Taolordu ona bir tehdit arz ediyordu. Şimdiyse… Genç adam onlar için bir tehdit oluşturacaktı!

…….