Bölüm 990: Üç Alem

Proofreader: Wias

Siyah cübbeli Ji Ning'in bakışları boşlukta süzülmekte olan nehrin üstündeydi. O nehir… Kader Nehri'ydi.

Kader her yerde bulunan bir kavramdı. Bütün varlıkların kendine has bir kaderi vardı. Ning yahut heybetli Ebediyet İmparatorları'nın bile kendi kaderleri mevcuttu. Yaşadığınız sürece kaderden kaçamıyordunuz! Sayısız varlığın kaderleri birleşerek sonsuzluğa uzanan Kader Nehri'ne bürünüyordu; bir nehir ki Üç Alem'deki bütün canlıları koskoca bünyesindeki ufacık bir damladan ibaret kılan yüce bir oluşumdu.

Boşluktaki nehir sıradan canlıların fark edemediği bir şeydi, lakin Ning o nehirde akıp duran sayısız gerçekruhu görebiliyordu.

Vhoosh. Ning nehri süzdü.

“Baba. Anne!” Aniden heyecanlandı. Birbirine yakın duran, nehir dalgalarında birlikte yükselen ve alçalan bir çift ruhu gördü. Ning o iki gerçekruhun yaydığı auraları çok yakından tanıyordu. Onları asla ve asla unutamazdı.

Bunlar annesine ve babasına ait olan gerçekruhlardı.

Kader Nehri'nin sayısız ve sonsuz gerçekruh akıntısında Yuchi Kar ile Ji Yichuan'ın gerçekruhlarını bulmak isteyen büyük güçler, gerçek hayatta onları bizzat görmüş olmak zorundaydılar.

“Durun!” Ning iradesini gönderdi. Tırırım… Görünmez, güçlü mü güçlü bir kılıç iradesi su kadar nahif bir dokunuşla Kader Nehri'ni sardı ve onu durdurdu.

Kader Nehri'ni görmek kolaydı, ancak nehrin içindeki gerçekruhları çıkarmak ve onları hataya döndürmek inanılmaz derecede zordu; zira bu hareket, göklerin iradesine karşı gelmek ve kaderin akışını değiştirmek gibi anlamlar taşıyordu. Üç Alem'in temelini oluşturan kanunlara karşı bir davranıştı, lakin Ning artık koskoca Üç Alem'i kolayca yok edebilecek kadar güçlüydü; böyle bir işi yaparken zorluk yaşamıyordu.

 Yine de… Ning'in ebeveynleri bir Ebedidünya'da yitip gitmiş olsaydı, genç adam gerçekruhlarını Ebedidünya'nın Kader Nehri'nden çekip alamazdı! Çünkü bir Ebedidünya'nın kanunları akılalmaz derecede sağlam ve karmaşık bir yapıya sahipti. Muhtemelen bu yapıya sadece Ebediyet İmparatorları ve olağanüstü Taolordları müdahale edebilirdi.

………

Kader Nehri donakaldı. Üç Alem'deki sayısız ölümlü canlı yapının en temel iradesiyle bu hadiseye karşı koyduğunu hissedemiyordu. Ancak Habistanrılar ve Ölümsüzler farklıydı.

Hilal dünyası. İçkalp Dağı. Birbiriyle karşı karşıya oturan, dünyaya ve Tao'ya dair rastgele bir muhabbet eden iki figür.

“Eh? Kader Nehri durdu mu?” Sakallı, mavi saçlı adam aniden şaşırdı.

“Böyle bir şeyi muhtemelen sadece öğrencim yapabilir.” Mavi saçlı adamın hemen karşısında beyaz saçlı, beyaz sakallı bir adam oturuyordu. Kendisi tabii ki de Subhuti'den başkası değildi.

 Bu iki figür Üç Alem'in en güçlü üstatlarıydı. Biri Ning'in ustası Subhuti'ydi ve kendisi Üç Alem'in bir numaralı uzay zaman üstadıydı. Fuxi, Shennong, Suiren, Taoist Üç Saflık, Efendi Tathagata, Houyi ve diğerlerinin Sonsavaş'ta kendi benliklerini feda etmesinden bu yana geçen zamanda, Subhtui Nuwa İttifakı'nın bir numaralı figürü olmuştu. Tabii bu kıyasa Ji Ning dahil değildi.

Diğer adam ise Kusursuz Yol'dan gelen Her Şeytanın Efendisi'ydi. Artık yegâne liderleriydi ve “Rüzgarşeytanı” olarak biliniyordu ve hız sanatlarında Gökyüzü Taoları'nın sınırlarını geçeli uzunca bir zaman olmuştu.

Tao'ya dair inanılmaz aydınlanma seviyelerine sahip olan bu ikili, Üstün Tanrı ve Atasal Ölümsüzleri çoktan geride bırakmıştı. Ning Dünya Seviyesi’ne ulaştığı günden beri Üç Alem'e çok sayıda teknik aktarmıştı! Bu teknikler sayesinde ikili, hiç olmadıkları kadar güçlendiler. Şu anda öyle bir öngörü seviyesine sahiplerdi ki… İstedikleri takdirde Dünya Seviyesine geçebilirlerdi. Bu yüzden sık sık oturuyor ve Tao'ya dair konuşmalar yapıyorlardı. Bütün ayarlamalar ve hazırlıklar tamamlandığında, ikisi de Dünya Seviyesi’ne geçiş yapacaktı.

“Gerçekten de öyle. Bunu yapan kişi Ji Ning.” Rüzgarşeytanı'nın ilahi hissi Üç Alem'i kapladı ve dış boşlukta duran siyah cübbeli Ning'in farkına vardı. Ning'den yayılan otoriter, heybetli aurayı hissedebiliyordu.

“Gidelim.” Subhuti parmağını sallayarak bir uzay girdabı açtı. Vhoosh! Girdaba giren ikili Ning'e doğru ilerliyordu.

………

“Kader Nehri dondu demek?”

Ling Dağı, Cennet Alemi'nin doğu diyarları…

Buda Maitreya diğerlerinden yüksekte oturuyordu. Artık kendisi Budist Birliği'nin yeni Efendi Buda'sıydı. Öngörü konusunda geçmişte de inanılmaz seviyelere ulaşmış olan bu adam, zamanında Efendi Tathagata'dan sadece biraz zayıftı. Ji Ning'ni aktardığı yeni teknikler sayesinde daha da güçlenen Maitreya, Subhuti ve Rüzgarşeytanı ikilisinden hemen sonra geliyordu.

……

Meyve Çiçek Dağı.

“Heeeeey, küçük öğrenci kardeşim gelmiş!” Maymun Kral yemeğini yerken ansızın duraksadı, ardından keyiflendi. “Gidip bakmak lazım!”

Sun Wukong inanılmaz yeteneklere sahip olan bir figürdü ve artık kendisi Üç Alem'in en yetenekli on üstadından biriydi.

……

Taoist Yeşim Kazan, Kuafu, Kutsalateş, Kanlıkuğu, Amitahba ve Üç Alem'in diğer üstatları dalgalanmaları hisseder hissetmez harekete geçtiler.

………

Siyah cübbeli Ning, Üç Alem'in kara boşluğunda duruyordu. Bölgedeki uzayın kırıldığını ve birbiri ardına figürlerin ortaya çıktığını hissedebiliyordu.

Ustası Subhuti. Kıdemli öğrenci kardeşleri Sun Wukong ve Gümüşay. Buda Maitreya, Buda Amitabha, Yeşim Kazan. Hepsi ortaya çıkıyordu; Ning onlara doğru başını salladı. Bu Ölümsüzler ve Habistanrılar ise yaşananları sadece uzaktan izliyorlardı. Ning Dünya Seviyesi’ne geçtiği günden beri onlara teknikler veriyordu.

Aslında Ning gerçekten şaşkındı. Üç Alem'in gelişimcileri ucubevari dehalar sayılmazlardı, ancak diğer kaosdünyalarındaki gelişimcilere kıyasla daha yetenekli olduklarına şüphe yoktu! İnsanlığın Üç Hükümdarı, Üç Saflık, Tathagata, Houyi… Bir miras yahut usta olmaksızın öyle inanılmaz aydınlanma seviyelerine ulaşmışlardı ki… Gerçek Tanrı seviyesinde olmalarına rağmen Üstün Tanrılar'la mücadele edebiliyorlardı!

İyi tekniklere yahut iyi ustalara sahip olsaydılar… İnsanlığın Üç Hükümdarı, Taoist Üç Saflık, Efendi Tathagata, Houyi ve diğerlerinin Dünya Seviyesi’ne geçiş yapması işten bile değildi. Unutulmamalıdır ki Budist Birliği'nin dikkat çekmeyen üyelerinden biri olan Buda Jueming, yetenek bakımından Üç Saflık, Tathagata ve diğerlerine yetişemiyordu. Gerçek Tanrı seviyesine ulaşmakta bile çok zorlanmıştı, lakin Semavi Tanrı olarak girdiği Ayaltı Gölü'nde Dünya Tanrısı Kuzeykalan'ın miras tekniklerini aldığı için Üstün Tanrı seviyesine geçiş yapabilmişti.

İşte iyi öğretmenlerin ve tekniklerin önemini buradan anlamak mümkündü.

Sadece Üç Alem de değil, Kusursuz Kaosdünyası'ndan gelen Ebediodun, Şeytankalp, Şeytanel ve Rüzgarşeytanı gibi figürler de inanılmaz derecede yetenekliydi. Bu konuda Üç Saflık ve Tathagata'dan aşağı kalır yanları yoktu.

“Pangu Kaosdünyası ve Kusursuz Kaosdünyası… Bu iki dünyadan çıkan gelişimciler diğerlerinden çok ama çok daha etkileyici ve yetenekli.” Ning şaşkındı. “Bunun arkasında bir neden olmalı.”

Sonsuz kadim kaosun sırlarına ve gizemlerine akıl sır erdirmek mümkün değildi. Kimse, her kim olursa olsun, bu varlığın tamamını kavradığını iddia edemezdi. Parkıyı'nın yüce hükümdarı bile bunu yapamazdı; Ning meseleyi çok üstelemedi.

“Artık beş Üstün Tao'yu mükemmel bir şekilde birleştirmiş biriyim. Taolordu olduktan sonra gücüm iyice artacak. İşte o vakit, gerçek miraslar ve teknikler satın alarak onları Üç Alem'e aktarabilirim.” Ning düşündü.

Daha önceleri aktardığı tekniklerin çoğu sıradan sayılırdı. Kuzeykalan'ın bıraktığı bazı teknikleri de aktarmıştı. Peki ya değerli miraslar? Ning bu tür miraslara sahipti! İmparator Miratkar'dan öğrenmiş, Kılıç Sarayı'ndaki seksen bini aşkın kılıç sanatını incelemiş ve yitip giden bir hükümdarın mirası ile birlikte [Yedi Yaprakhapı Bölümleri]'ni elde etmişti, lakin bu teknikleri başkalarına öğretmeyeceğine dair yeminler de etmişti. [Yedi Yaprakhapı Bölümleri]'nin ilk bölümünü diğerlerine öğretebilse de, bu bölüm Simya Taosu’yla alakalıydı. Peki ya bu Tao'ya baş koymuş kişi sayısı? Çok azdı…

Bir organizasyona güç katmak istiyorsanız, türlü türlü tekniklere ve özellikle de güçlü olan miraslara ihtiyacınız vardı. İnanın, bunları elde etmek kolay değildi.

“Daha önceleri sıradan teknikleri aktarıyordum, buna rağmen Üç Alem ciddi derecede güçlenmiş durumda. Ustam ve Rüzgarşeytanı her an Dünya Seviyesine geçiş yapabilir. Maitreya ve diğerlerinin de başarılı olma şansları var. Onlara daha iyi teknikler aktarabilirsem… Doğduğum diyardaki Dünya Seviye gelişimci sayısını artırabilirim.”

Ning bunun yaşanacağı günü iple çekiyordu; zamanı geldiğinde, Üç Alem'in gücü yepyeni seviyelere ulaşacaktı.

……

Genç adam Kader Nehri'ne odaklıydı. Nahif kılıç iradesi inanılmaz bir dikkatle ilerliyor olsa da akılalmaz bir güç barındırıyordu! Nahif kılıç iradesi dikkatle iki gerçekruha sarıldı.

Tırırım…

Koskoca Kader Nehri karşı koymaya başlayınca bir geri tepme yaşandı.

Ning çok güçlüydü. Bu geri tepmeyi umursamıyordu, ancak durumun ebeveynlere ait gerçekruhlara zarar verebileceğinden çekiniyordu. Ruhlara gelecek ufacık bir zarar bile yok olmalarına sebebiyet verebilirdi.

“Hmph.” Ning'in kılıç iradesi iki gerçekruhun etrafında koruyucu katmanlar yerleştirerek onları yavaş yavaş çekmeye başladı.

Tırırırım… Kader Nehri'nden gelen geri tepme hızla güçleniyordu. Sonlara doğru koskoca nehir o iki gerçekruhu tutmak için çabalamaya başladı, lakin Ning'in kılıç iradesi gerçekruhların etrafına katmanlar kuruyor ve nehrin gücüne karşı koyuyordu.

Vhoosh! Nihayetinde, Kader Nehri'nden kılıç ışığı dalgaları fırladı. Kader Nehri başarısız olduktan sonra eski sükunetine kavuştu ve bir kez daha akmaya başladı.

“Başardı.” Subhuti, Sun Wukong, Yeşim Deniz ve diğerleri keyifliydi.

“Karakuzey, tebrikler.”

“Ji Ning, tebrikler.” Tebrik niyetiyle herkes sesleniyordu. Gerçekruhlar çıkarıldıktan sonra artık yapılması gereken tek şey ruhları düzenlemek ve onlara birer vücut oluşturmaktı.

Ning yaşadığı heyecanı gizleyemiyordu.

……..