Bölüm 875: Üç Ay

Ji Ning zor kullanarak savaş çekiçlerini almaya kalkarsa, adamın genel gücü ciddi bir düşüş gösterecekti. Yine birinci katmandaki zayıf gelişimcileri alt edebilir ve onlardan birkaç Tao Silahı alabilirdi, ancak altı çekici buraya dış dünyadan getirmişti. Kendisine uygun silahlardı ve adamın bu tarz başka silahlar bulması pek mümkün değildi.

“Ciddi misin…” Ning tanrıhissiyle adamı süzdü. Adam hiç direnmedi, Ning'in onu taramasına ve incelemesine izin veriyordu.

“Yanında ne bir Kaos Nektarı ne de bir Kaos Mücevheri var.” Ning başını iki yana salladı.

“Eskiden vardı! Her şeyimi elimden aldılar.” Şişman genç başını iki yana salladı. “Yapacak bir şey yok. Daha güçlüler. Altı çekicimi almadıkları için bile mutluyum. Zamanında bir Ebediyet Silahı’m vardı, ancak onu da elimden aldılar.”

Konuştuğu sırada Ning'e kaygılı, yalvarır bir şekilde baktı. “Çekiçlerimi almasan? Lütfen?”

“Merak etme. Çekiçlerine karşı herhangi bir ilgi duymuyorum.” Ning gülümsedi. “Sana sadece birkaç soru sormak istiyorum. Ayrıca, elindeki kılıç sanatı mirasının parçalarını da alacağım.”

“Al.” Şişman genç, hemen Ning'e doğru bir kılıç şeklinde tılsım fırlattı. Bu tılsım yetmiş üçüncü sıradaki mirası, kılıç sanatı mirasını oluşturan miras hazinelerinden biriydi. Sadece yetmiş üçüncü sırada olsa da 108 farklı miras hazinesine ayrılmıştı. Kavramak ve öğrenmek için öncelikle bu parçaları toplamanız gerekiyordu.

Ning'in onu öldürmek gibi bir niyete sahip olmadığını anlayan şişman genç, alelacele söze girdi. “Ne istiyorsan sorabilirsin. Bendeniz Hapazizi, sana bildiğim her şeyi anlatacağım.”

“İsmin Hapazizi mi?” Ning sordu.

“Evet, Hapazizi. Ustamın bana verdiği bir Taoist ismi. Kendisi de benim gibi simya konusunda yeteneklidir. Ama bu kadar şanssız olacağımı kim düşünebilirdi ki? Bir Taolordu kendisine hap yapımı konusunda yardımcı olmam için beni çağırmıştı, lakin geri dönüş yolundayken farklı bir Samsara Taolordu hem beni hem de yardım isteyen Taolordu'nun yanımda gönderdiği on Dünya Seviye gelişimciyi kaçırdı.” Hapazizi sıkıntılıydı.

 Ning bunu duyar duymaz şoke oldu. Simya konusunda yetenekli mi?

Karşısında duran şişman genç sadece Tao Silahları’nı kullanıyor olmasına rağmen bir üstün Dünya Tanrısı'nın gücüne ulaşabiliyordu… Böyle bir adam, aslen simya konusunda mı yetenekliydi? Bir Taolordu hap yapımı konusunda ondan yardım mı istemişti? Eğer bu sözleri doğruysa, adam simya konusunda inanılmaz bir yeteneğe sahip olmalıydı. Ning Sonsuz Diyarlar'daki simyacıların ve hap arıtıcılarının saygı gördüklerini biliyordu.

 “Ah, öyleysem ne olmuş ki? Parkıyı Krallığı beni umursamıyor. Elimden gelen tek şey burada kalmak ve diğer Dünya Seviye gelişimcilere karşı savaşmak.” Dünya Tanrısı Hapazizi sıkıntılı bir dille konuşuyordu. “Uzayın boşluğunu kontrol etme konusunda yetenekliyim ve fiziksel olarak güçlüyüm, ancak bu özelliklere sahip olmamın tek sebebi, simya konusunda da aynı şeylere gereksinim duymamdı. Şu anda diğer Dünya Seviye gelişimcilere karşı savaşmak için yalnızca çekiçlerimi kullanabiliyorum.”

Ning bu adamın simya sanatında olağanüstü bir yeteneğe sahip olduğunu ve hatta arkasında daha da yetenekli bir ustanın bulunduğu görebiliyordu. Dış dünyada, sıradan Samsara Taolordları bile onun gibi figürlere bulaşmaya cüret edemezdi.

Ning elinden geldiği sürece bu adama yardım edecekti. Dünya Tanrısı Hapazizi gelecekte buradan kurtulabilirse, Ning ondan ya da ustasından ihtiyaç duyduğu hapları yapmaları için yardım isteyebilirdi.

“Mm. Önümüzdeki süreçte fazladan birkaç miras elde etsem iyi olacak. İhtiyaç duymadıklarımı direkt ona ‘kaybedebilirim'.” Ning düşündü.

 Ning'in ilgisi sadece kılıç sanatları mirası ve ayak oyunu mirası çekiyordu. Tabii birinci sıradaki kalpgücü mirası da genç adamın arzuladığı bir şeydi.

Yine de kurallar dahilinde, bir mirası tamamlayan kişinin gidebileceği söyleniyordu. Öte yandan, iki miras tamamlayan kişi gitmek zorunda kalıyordu.

Dolayısıyla, Ning farklı farklı miraslar elde etmek için bilerek birkaç savaş kaybetmeli ve rakibe bu mirasları vermeliydi! Genç adam zaten Su Youji'ye yardım edecekti, lakin şansını bulursa Dünya Tanrısı Hapazizi'ne de bir el uzatmak istiyordu.

“Acaba Youji şu anda hangi adada.” Ning'in elinden bir şey gelmiyordu. Birileriyle savaştıktan sonra kişilerin hangi adalarda olduğunu öğrenebilirdi. Kadına yardım etmek istiyordu, ancak şu anda bu mümkün değildi. Gelecekte onu bulmak için birtakım yöntemlere başvurması gerekecekti.

“Şunu soracağım.” diye söze girdi Ning. “Adalardaki gelişimcilerin aşağı yukarı gücünü söyleyebilir misin?”

“Bu dediğin şey pek mümkün değil, sonuçta birinci katmanda bile ucubevari güce sahip birkaç kişi olabiliyor.” Dünya Tanrısı Hapazizi, Ning'e baktı. Ardından alelacele konuştu. “Ama genel profil olarak kişilerin az çok ne kadar güçlü olduğunu biliyorum.”

Ning başını salladı.

“Birinci katmandaki yıldız adalarında genelde usta seviye Dünya Tanrıları, Kaos Ölümsüzleri ve onlardan daha zayıf olan bir takım gelişimci yaşıyor.”

“İkinci katmandaki gelişimciler daha etkileyici. Bazılarının özel hazineleri ya da teknikleri var, örneğin güçlü golemler buna bir örnek. Diğerlerinin ise en azından üstün Dünya seviye bir güce sahip olduğunu söyleyebiliriz.”

“Üçüncü katman çoğu üstün Dünya seviye gelişimcinin ya da olağanüstü tekniklere sahip kişilerin yer ettiği bir bölge. Bizzat bir üstün Dünya Tanrısı'yım ve fiziksel gücüm yüksektir. Rakiplerimi kafa kafaya çarpışmaya zorlayabildiğim için üçüncü katmandaki yerim sabit ve sağlam sayılır.”

“Dördüncü katmanda aşkın Dünya Seviye gelişimciler ve beşinci katmana ait olup o katmandaki başka kişilere yenilerek katman düşen bir takım ucubevari güçler var.”

“Beşinci katman… O katmanda yer edebilen herkes bir canavardır. Muhtemelen çoğu Birinci Adım'ın Taolordları kadar güçlüdür ve çok özel yeteneklere sahiptir. Gizli kozlarını bilebilmem mümkün değil. Şu ana kadar onlardan biriyle bile karşılaşmadım. Zaten beşinci katmanda on iki kişi var. Bunlardan sekiz tanesi anormal yaşam formu, dört tanesi de gelişimci.”

Ning şoke oldu.

Beşinci katmandaki on iki kişinin Birinci Adım'ın Taolordları'na denk birer gücü mü vardı? Dehşet vericiydi. Yine de çoğu anormal yaşam formuydu. Bazı ırklar doğar doğmaz gelişimcilerden çok daha üstün ve avantajlı oluyordu.

“Altıncı katmanda sadece tek bir gelişimci var. Duyduğum kadarıyla ismi Bertulu ve ona ucube demek bile haksızlık olur.” Şişman genç başını iki yana salladı. “Ne yaratık ama! Kendisi de bir anormal yaşam formu. Beşinci katmandaki ucubeler bile ona dokunamıyor. Cidden gücüne akıl sır erdirmek mümkün değil.”

“Bertulu?” Ning sessizce bu ismi aklına kazıdı.

“Neyse ki Yıldız Adaları'ndaki kurallar bizi koruyor. Kurallara göre, beşinci katmana ulaşan kişiler, bir katman düşseler bile korunuyorlar. Zaten Bertulu'nun diğer ucubeleri ortadan kaldırmamış olmasının tek sebebi bu.” Dünya Tanrısı Hapazizi başını iki yana salladı ve iç çekti.

Ning bu kuralın amacını anlayabiliyordu. Yıldız Adaları'nın asıl gayesi Parkıyı Krallığı için en güçlü Dünya Seviye gelişimcileri seçmekti. Şu anda Yıldız Adaları'ndaki üç yüz bini aşkın gelişimcinin çoğu Parkıyı Krallığı tarafından kaçırılıp buraya getirilen kimselerdi, ancak aralarında Parkıyı Krallığı'nın bölgesinde büyümüş kişiler de vardı. Sıradan Dünya Seviye gelişimciler onlarla boy ölçüşemezdi.

Üç yüz bin olağanüstü Dünya Seviye gelişimcinin arasından birkaç mutlak yaratığın çıkması, aslında o kadar da şaşırtıcı değildi.

Genelde, beşinci katmana kadar çıkabilen herkes kendi çapında bir ucubeydi. Böyle kişiler Yıldız Adaları'nın korumasına alınıyordu. Başkaları tarafından yenilseler de, en fazla miras hazinelerini kaybederlerdi. Onları öldürmek yasaktı! Ayrıca onlara ait olan kişisel ve özel hazineleri de çalmak yasaktı!

Lakin tabii, bu sadece ufak bir koruma süreciydi. Parkıyı Krallığı yaratık denebilecek Dünya Seviye gelişimcilere ilgi duyuyordu, ancak onlar için çıldırıyor değildi. Çünkü şu anda yaratıkvari bir güce sahip olsalar da, gelecekte olağanüstü Taolordları olup olmayacakları bir soru işaretiydi.

Daimtanrı Malikanesi'ndeki On Bin Dağları'nın formasyon ruhu, çağlar boyunca çok sayıda ucubevari yeteneğe sahip figürle karşılaşmıştı, lakin onca figürün arasından yükselebilen tek kişi Taolordu Kemdiyar olagelmişti.

Ama tabii, Bertulu da inanılmaz derecede ucube denecek bir figürdü; kendisi Sonsuz Diyarlar'ın en kadim krallığı olan Parkıyı Krallığı'nda bile nadiren savaşmaya değecek rakip bulabiliyordu. Halihazırda yolunu bulmuştu ve istediği zaman Samsara Taolordu olabilirdi. Dolayısıyla ona farklı bir gözle bakılıyordu.

“Görünüşe göre beşinci katmana çıkacak kadar güçlüyüm.” diye düşündü Ning. “Oraya çıkarsam koruma altına gireceğim.”

Ning yeteneklerine güveniyordu, ancak altıncı katmandaki Bertulu'yu kesinkes alt edebileceğine inanmıyordu. Bertulu bir numaralı mirası, yani kalpgücü mirasını çok önceleri ele geçirmiş olmalıydı. Kalpgücünde yetenekli olan gelişimciler zaten başlı başına korkunç figürlerdi ve Ning ona dayanabileceğine güvenmiyordu.

“Boşa zaman harcayamam. Zaman geçtikçe daha fazla değişken ortaya çıkabilir.”

Bu savaşın ardından Ning meydan okumaları kabul etmeye başladı. Birinci katmandaki gelişimcilerle mücadele ettiği için dikkat çekmiyordu. Bazıları ona meydan okuyor, bazılarına da Ning meydan okuyordu.

Ayrıca kimsenin ona meydan okumadığı ve meydan okuduğu kişinin bu teklifi geri çevirdiği zamanlarda oluyordu. Böyle durumlarda, genç adam bir gün boyunca beklemek zorunda kalıyordu.

Böylece…

Ning ikinci katmana ulaşana dek on iki gününü harcadı.

Üçüncü katmana ulaşması yirmi altı gününü aldı.

Dördüncü katma ulaşmak için ise elli bir günlük süreci atlatması gerekmişti.

Ning daha önce beşinci katmana çıkmayı başarmış olan o ucubelerden biriyle bile karşılaşmamıştı. Beşinci katmandaki kişiler koruma altında oldukları için, diğer Dünya Seviye gelişimciler onlara nadiren meydan okuyordu. Dolayısıyla, o ucubeler zamanlarının çoğunu elde ettikleri güçlü mirasları anlamak ve kavramak için harcıyordu. Meditasyon seanslarının yüz yıl sürmesi bile mümkündü. Ning'in ani yükselişi ise “korunan” iki Dünya Seviye gelişimcinin dikkatini çekmişti; ancak o ikilinin acelesi yoktu. Sabırla bekliyor ve sessizce izliyorlardı.