Bölüm 859: Bana Sat

avatar
3692 30

Desolate Era - Bölüm 859: Bana Sat



Bölüm 859: Bana Sat

 

 Kadim kaosun içindeki uzay zaman transfer formasyonlarından birine girdiler ve nihayetinde Kemdiyar Ebedidünyası'na ulaştılar.

 

“İşte orada. Kemdiyar Salonu.”

 

Ji Ning ve Su Youji dalgaların üstünde yürüyerek ilerliyorlardı. Çok geçmeden gölün merkezinde bulunan adaya, Kemdiyar Salonu'nu barındıran bölgeye ulaştılar. Adanın önünde, ikiliyi görür görmez gülümseyen kızıl saçlı bir adam vardı. “Kardeşim Karakuzey, Dünya Seviyesi’ne geçtiğin için tebrik ederim. Oh, Ateşperisi, sen de mi sınırlarını aştın? Görünüşe göre yaptığınız son yolculuk ikiniz de yaramış.”

 

“Kardeşim Qichang, burada ne işin var?” Ning şaşırdı.

 

“Ustam sizleri karşılamamı söyledi.” Kızıl saçlı adam güldü. “Gelin, sizi ona götüreyim.”

 

Ning içten içe şaşkına dönmüştü. Taolordu Kemdiyar gerçekten de kehanet konusunda akılalmaz bir figürdü. Ning, ondan Ebediyetin Kanı’ndan kurtulmak için yardım isteyecekti. Nasıldır bilinmez, ancak Ning daha ona bir şey söylememiş olsa bile Taolordu durumu çoktan kavramış ve öğrencilerinden birini onları karşılaması için göndermişti…

 

“Youji, şimdilik Suların Perde Evi'ne çekilebilirsin.” Ning talimatını verdi.

 

“Pekâlâ.” Su Youji sadık bir şekilde onayladı ve çekildi.

 

“Lütfen yolu göster, Kardeşim Qichang.” Ning ve kızıl saçlı adam yan yana ilerliyorlardı. Kemdiyar Salonu ince bir işçiliğin eseriydi ve çok sayıda formasyona sahipti. Eğer burada rehber olmadan dolaşmaya çalışırsa, Ning kesinkes Taolordu Kemdiyar'ın malikanesini bulamazdı.

 

İkili çabucak sessiz, saklı bir bahçeye ulaştı.

 

Bahçe basitti ve fiyakalı değildi. Taolordu Kemdiyar bağdaş kurmuş bir vaziyette orada dinleniyordu ve önündeki masada bir şarap şişesi vardı.

 

“Usta, talimatlarınız üzerine Karakuzey'i getirdim.” Kızıl saçlı adam saygıyla konuştu.

 

“Çekilebilirsin.” Taolordu Kemdiyar emretti.

 

Kızıl saçlı adam emri onayladı ve saygıyla çekildi. Taolordu Kemdiyar bakışlarını Ning'e çevirdi. Yüzünde bir gülümseme, diğer oturağa işaret ederek konuştu. “Otur.”

 

“Teşekkürler, Taolordu.” Ning, Taolordu Kemdiyar'ın önüne kuruldu.

 

“Dünya Seviyesi’ne adım attın demek? Bunu duyunca büyük kardeşim Saltsema bir hayli mutlu olacaktır.” Taolordu Kemdiyar güldü. “Daha bu sabah bir şeylerin olacağını sezmiştim. Dikkatle kehanete odaklandım ve benden yardım isteyeceğini öğrendim. Bir konuda yardımıma ihtiyacın mı var?”

 

“Evet.” Ning hemen başını salladı. “Gerçekten de yardıma ihtiyacım var. Bu küçüğünüz Daimtanrı Malikanesi'nde ‘Ebediyetin İlahi Kanı’ olarak bilinen hazineyi ele geçirebilecek kadar şanslıydı.”

 

“Ebediyetin Kanı mı?” Taolordu Kemdiyar'ın yüzünde şoke olmuş bir ifade vardı.

 

Kehanette yetenekli olması bütün her şeye kadir olduğunu göstermiyordu. Kehanet yoluyla geleceğe bakmak aslında ciddi zorluklar barındıran ve beraberinde fazlasıyla net olmayan görüntüler getiren bir olaydı. Kehaneti kullanarak geçmişe bakmak ise daha kolaydı, zira onlar zaten yaşanmış şeylerdi. Gelecekteki olaylar henüz yaşanmadıkları için sonsuz olasılık söz konusuydu! Geleceğe dair yapılan kehanetler, genelde sadece işin büyük ve bariz kısmını görebiliyordu.

 

Ji Ning'in buraya kadar gelmesinin tek sebebi Taolordu'ndan yardım istemekti ve Kemdiyar bunu sezmişti. Yapacağı ufak bir kehanetle Ji Ning'in ondan yardım istemeyi arzuladığını görebiliyordu.

 

“Bahsettiğin Ebediyetin Kanı… İmparator Melobo'ya mı ait?” Taolordu Kemdiyar sordu.

 

“Evet.” Ning başını öne salladı. “Duyduğum kadarıyla Mengüler böyle bir şeyi ele geçirmek için her şeyi yaparmış.”

 

“Herhalde yani!” Kemdiyar'ın gözleri parladı ve adam gülümsedi. “O Ebediyetin Kanı, İmparator Melobo'nun yaşam ve hayat enerjisinin yarısını temsil ediyor. Aldığı o yaradan kurtulmak için sayısız yıl uğraştı. Ebediyetin İlahi Kanı, Mengüler için çok önemlidir ve bugüne dek market alanında bir kez bile ortaya çıkmamıştır. Muhtemelen o şeyin Mengüler için ne kadar cezbedici olduğunu hayal bile edemezsin.”

 

Ning lafa girdi. “Daimtanrı Malikanesi'ndeki ruhlardan da aynı şeyleri duydum; bu yüzden Ebediyetin Kanı’nı bir şekilde elimden çıkarmak istiyorum. Bu konuda fikir almak için size geldim.”

 

“Güzel. En basit yol Tao İttifakı'na satmaktır.” Taolordu Kemdiyar gülümsedi. “Ama aklımda başka bir fikir var, tabii ilgini çeker mi bilmiyorum.”

 

“Lütfen söyleyin, Taolordu.” Ning ona baktı.

 

“Ebediyetin Kanı’nı bana sat.” Taolordu Kemdiyar konuştu.

 

“Oh?” Ning hafiften şaşırdı.

 

“Tao İttifakı'na satacak olursan, muhtemelen karşılığında iki milyon küp kaos nektarı alırsın ve ittifaka direkt katılırsın. Bana satarsan… Belki seni Tao İttifakı'na sokamam, ancak üç milyon küp kaos nektarı verebilirim! Dahası, şu anki gücüne bakılırsa, zaten gelecekte Tao İttifakı'na gireceğin kesin.” Taolordu Kemdiyar ekledi. “İstediğin herhangi bir teknik ya da hazine varsa bana söyleyebilirsin, söylediğim bakiyeden düşeriz.”

 

 Taolordu Kemdiyar gerçekten de Ebediyetin İlahi Kanını istiyordu.

 

 Tao İttifakı'nda böyle bir şeyin fazla kullanım alanı olamazdı, ancak yine de Ebediyetin Kanı çok nadir ve değerliydi! Ne zaman Tao İttifakı'nda böyle konsantre bir Ebediyetin İlahi Kanı ortaya çıksa, anında en güçlü Samsara Taolordları ya da Ebediyet İmparatorları tarafından satın alınıyordu. Taolordu Kemdiyar gibi birinin bile şansı olmuyordu! O heybetli Samsara Taolordları kanı elde ettikten sonra onu inceliyor ve birtakım öngörüler kazanıyorlardı.

 

Anlaşılmalıdır ki bu kan damlası, Mengü ırkına ait bir Ebediyet İmparatoru'nun hayatının yarısını temsil ediyordu. Melobo, bu damla yüzünden akılalmaz bir güç kaybı yaşamıştı. Kimse böyle bir fedakârlık yapmak istemezdi… Üstelik, Mengü Krallığı'ndaki Ebediyet İmparatorları'nın sayısı zaten azdı!

 

Dolayısıyla, Tao İttifakı'nın kan için ödemeye istekli olacağı “iki milyon” küplük fiyat, aslında devede kulak kalıyordu.

 

Taolordu Kemdiyar ise doğal olarak böyle bir şeyi arzulamaktaydı…

 

Aslında kendisi Taolordları arasında dikkat çeken bir yetenekti. Altıngöz Golemi'nin de söylediği gibi, eğer Taobirleşimi'nin Eşiği'ne ulaşabilirse, zamanında fırtınalar estiren Taolordu Daimtanrı kadar güçlü bir figür haline gelecekti.

 

Onun gibi parlak yetenekler gayet tabii hırslıydı! Geçmişte, bu adamın ciddi bir serveti yoktu; önüne Ebediyetin İlahi Kanı’nı koysanız bile ona pek dikkat etmezdi; ancak kendisinden yardım isteyen Taolordu Saltsema, bunu yaparken ona ciddi birtakım hediyeler vermişti. Taolordu Saltsema Genişgök Sarayı'nın Saray Efendileri'nden biriydi ve çok uzun bir zamandır yaşıyordu. Sahip olduğu serveti düşünmek zordu. Taolordu Kemdiyar'dan yardım istemek için yaklaşık yirmi milyon küp Kaos Nektarına denk gelen bir hazineler yığını hediye etmişti!

 

O hazinelerin bazıları Taolordu Kemdiyar'ın avatarı içindi.

 

Peki ya diğerleri?

 

Taolordu Kemdiyar aslında diğer hazinelere de birtakım amaçlar biçmişti; ancak kapısının önüne Ebediyetin Kanı’nı getiren Ji Ning, aniden bu planların değişmesine sebep olmuştu.

 

“Belki de çocuklarımdan bazıları o kan damlasındaki Mengüler'in gücünü çıkarabilir.” Taolordu Kemdiyar düşündü. “Yaptığım kehanetlerin sonucunda, bu konuda başarılı olmalarının %20'den de iyi bir olasılığı mevcut. İlk başta Taolordu Saltsema bana inanılmaz hediyeler getirdi. Şimdiyse küçük dostum Ji Ning, benden Ebediyetin Kanı konusunda yardım istiyor. Adeta kaderin bana sunduğu karmik bir lütuf yaşıyorum. Bunu kaçıramam!”

 

“Ne diyorsun?” Taolordu Kemdiyar, Ning'e baktı.

 

“Tao İttifakı'na katılmak için acelem yok. İstediğim tek şey bir an önce Ebediyetin İlahi Kanı’ndan kurtulmak.” Ning gülümsedi. “Tao İttifakı'na ya da size satmak… Benim için fark etmez.”

 

“Güzel.” Taolordu Kemdiyar güldü. “Üç milyon küp Kaos Nektarı. Burada en güçlü Taolordları'nın ortalama servetine tekabül eden bir miktardan bahsediyoruz. Genç dostum Ji Ning, sakın ola bu akılalmaz serveti akılsızca harcama. Söyle bana, ne tür hazineler, teknikler ve ilahi yetenekler arzuluyorsun? Sana onları bulma ve alma konusunda yardım edeceğim. Tabii istediğin tek şey Kaos Nektarı’ysa onu da hallederiz!”

 

 O kadar Kaos Nektarı’nı almanın ne manası vardı ki? Ne yapacaktı, onları meyve niyetine mi yiyecekti? Ning bu servetle kendine güç katacak bazı şeyler almalıydı.

 

“Bir ilahi yeteneğin son kısmına erişim sağlamak istiyorum.” Ning konuştu. “Bu ilahi yetenek [Altın Heykel] olarak biliniyor.”

 

“Koruyucu ilahi yetenek, [Altın Heykel] mi?” Taolordu Kemdiyar başını salladı. “Fazla zor olmayacaktır. Tao İttifakı'ndan satın alabilirim. Kendin için mi istiyorsun, yoksa başkalarına da öğretebilmek istiyor musun? Eğer başkalarına da öğretmek istiyorsan fiyat katlanır.”

 

“Kendim için istiyorum.” Ning parasını öylece harcamayacaktı.

 

“Güçlü bir ilahi yetenektir. Vücudunu bir üst kademe Tao Silahı kadar sağlam yapabilir. Aslında bakarsan, böyle ilahi yeteneklere her yerde rastlayamazsın. Sana satın alma konusunda yardımcı olacağım, ancak bunun için iki yüz bin küp Kaos Nektarı ödeyeceksin, haberin olsun.”

 

Ning ne diyeceğini bilemiyordu. Bu miktar bir Sahte Samsara Hapı'nın fiyatından bile daha fazlaydı!

 

Eğer sadece kendi başına öğrenebilmek için böylesine bir fiyat ödemesi gerekiyorsa… O halde bu ilahi yeteneğin başkalarına öğretilebilen versiyonu birkaç milyon küp mü ediyordu? Genişgök Sarayı'nın bile böyle muazzam bir tekniğe sahip olmamasına şaşırmamak lazımdı. Büyük klanların ve tarikatların kendi giderleri mevcuttu. Dünya Tanrısı Kuzeykalan şans eseri [Altın Heykel]'i elde etmişti ve elde ettiği şeyler sadece üst kısım ile orta kısımdan ibaretti.

 

“Genelde, sadece Samsara Taolordları'nın üst kademe Tao Silahları’na denk vücutları vardır.” Taolordu Kemdiyar konuştu. “Dürüst olmak gerekirse, bunu satın almak için neden acele ettiğini bilmiyorum. Yine de artık üç milyon küp kaos nektarın var. İki yüz bine satın almak, seni fazla zorlamaz.”

 

Ning gülümsedi. Bir Taolordu olmayabilirdi, ancak vücudu bir Taolordu'nun vücuduna denk sayılırdı!

 

“Başka neye ihtiyacın var?” Taolordu Kemdiyar sordu.

 

“Elementsel Suateş Kabağı diye bilinen bir Ebediyet Hazinesi duymuştum.” Ning konuştu. “Onu satın almak istiyorum.”

 

“Evet, evet! Güzel bir hazinedir. Ucuz sayılır, ancak Dünya Seviye üstatlar için çok kullanışlıdır.” Taolordu Kemdiyar hemen başını salladı. “Bu sukabağı için yaklaşık yarım milyon ödemen gerekecek.”

 

Elementsel Suateş Kabağı…

 

İçinde hem Ateşbulut Yıldırımı hem de Suduman Yıldırımı'nı barındırıyordu. İkisi de Tao Seviye yıldırımlardı! Bunlar Ning'in [Öz Gök Gürültüsü] adıyla bilinen bir yıldırım gizli sanatına çalışması için gerekli olan dokuz Tao yıldırımı tipinden ikisiydi. Suateş Kabağı'nı alarak Ning o iki yıldırımı kullanabilir ve daha sonraları [Öz Gök Gürültüsü]'ne çalışabilirdi. Yani bir taşla iki kuş vurmuş olacaktı!

 

Tao yıldırımı çok pahalıydı, zira elde edilmesi ve yakalanması inanılmaz derecede zordu. Genelde, tek bir Tao yıldırımı için en azından iki yüz bin küp Kaos Nektarı ödemek gerekiyordu. Ateşbulut Yıldırımı ve Suduman Yıldırımı aslında Tao yıldırımının yaygın görülen türlerindendi. Bazı nadir Tao yıldırımları vardı ki onları markette bulamıyordunuz. Taolordu Daimtanrı bile kendi kullanımına uygun sadece dokuz yıldırım çeşidi bulabilmişti!

 

………

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44252 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr