Bölüm 832: İkinci Miratkar Resmi

Ji Ning'in takipçisi henüz bir Kaos Ölümsüzü olmuştu, ancak genç adam hala sınırlarını aşabilmiş değildi! Yine de Ning mutlu sayılırdı. En azından güçlü bir yardımcısı olacaktı! Lakin Su Youji daha kendine uygun bir Tao Silahı’na bile sahip olmayan yeni yetme Kaos Ölümsüzleri'nden biriydi; yani kendi seviyesindeki en zayıf figürler arasındaydı.

 Kendilerine uygun olan hazinelerden yoksun yeni Kaos Ölümsüzleri, aslında bir hayli zayıftı. Normalde, bu tür figürler temellerini sağlamlaştırmak için özel bir yer bulur ve birkaç bin yıl boyunca meditasyon yapardı. Güçlerini yükselterek normal Dünya Seviye üstatlara denk olduklarında meditasyonlarından çıkarlardı.

“Tebrikler, Ateşperisi. Demin yaptığın sınır aşımı, seni ciddi ve temel bağlamda bir değişikliğe götürdü.” Dünya Tanrısı Ejderkuşak güldü. “Bugünden itibaren, artık bambaşka birisin.”

Su Youji'nin gözleri ışıklarla parlıyordu ve kadın duygu seli yaşıyordu.

Geçmişe dair sayısız mesele aklını dolduruyordu. Yarattığı teknik sayesinde, bakan herkesin nefesini kesen güzelliğe sahip bir kadındı. Sonuç olarak, onunla Tao Eşi olmak isteyen gelişimci sayısı az değildi. Bazıları kadına karşı doğru düzgün davrandı, lakin bazıları Üstün Tanrı ya da Atasal Ölümsüz seviyesinde uzun zamandır kaldıkları için mantıklarını yitirmiş figürlerdi. Sonuç olarak, kendilerini zevk semasına bırakan bu figürler, her zaman için güzel kadınları kaçırmaya çalışan ve onlarla zevkin derinliklerine inmeyi arzulayan kimselerdi. Su Youji gibi hem güçlü hem de cezbedici olan bir kadın, böyle figürleri deliye döndürüyordu.

Su Youji'nin tekniği özeldi. Dünya Seviye üstat olmadan önce bekaretini kaybedemezdi. Bu yüzden, çoğu kez kişilere boyun eğmek yerine onlardan kaçmıştı. Yani sıkıntılı ve zor bir hayat yaşadığını söylesek yanılmış olmazdık.

“Sonunda… Sonunda…” Su Youji ne kadar güçlendiğini hissedebiliyordu. Vücudundaki Jindan bölgesinde inanılmaz miktarlarda Dünya enerjisi vardı ve enerjiden yükselen mutlak güç hissiyatı, kadına etrafını kontrol etme heybetini katıyordu.

“Bugünden itibaren, artık Kaos Ölümsüzü Su Youji'yim.”

Bir Kaos Ölümsüzü Kemdiyar Salonu'ndaki bütün organizasyonların memnuniyetle karşılayacağı figürler arasındaydı. Katıldıkları organizasyonda en üst düzey figürlerden biri olarak görülüyor ve otorite içinde yüzüyorlardı.

“Ateşperisi işlerini tamamladığına göre… Kardeşim Ji Ning, burada yollarımız ayrılıyor.” Ejderkuşak konuştu, “Sis Denizi'ni ziyaret etmeyi düşünüyorum.”

“Her şey için teşekkürler, kıdemli öğrenci kardeşim Ejderkuşak.” Ning cevapladı.

“Lafı olmaz.” Dünya Tanrısı Ejderkuşak güldü ve yürümeye başladı.

Su Youji nihayet kendine geldi. Alelacele seslendi. “Teşekkürler, büyük kardeşim Ejderkuşak.”

“Bahse varım diğerleri seni koruma şansını elde etmek için yalvarmayı bile göze alırdı, ufak kardeşim!” Ejderkuşak'ın sesi uzaklardan yankılandı. Çok geçmeden geriye sadece Ning ve Su Youji kaldı.

“Teşekkürler, efendim.” Su Youji minnet doluydu.

“Oh, doğru ya.” Ning elini salladı, el boyutlarındaki kıpkırmızı put bir kez daha ortaya çıktı. Putu gören Su Youji'nin gözleri anında parladı. Puttaki teknikler ona mükemmel derecede uyuyordu. Putun sekiz yüzü vardı ve bunlardan biri cazibe odaklı bir teknik barındırıyordu. Putu görür görmez anında odaklanmasının sebebi ve Kaos Ölümsüzü seviyesine ulaşmasının nedeni buydu.

 Puta bakan Su Youji'nin gözleri heyecanla parlıyordu. Put işine çok ama çok yarardı.

“Al bakalım.” Ning putu uzattı.

“A-ama…” Su Youji ne yapacağını ve ne diyeceğini bilemiyordu. Hazine müzayedesine o da katılmıştı ve bu yüzden böyle hazinelerin ne kadar değerli olduğunu biliyordu. Muhtemelen açılış fiyatı en azından bin küp olurdu!

“Sana veriyorum, al şunu.” Ning konuştu.

“Ama… Ben…” Su Youji tereddüt etti. Nihayetinde, kırmızı put onun için fazlasıyla çekiciydi. Hafifçe konuştu. “Efendim, sadece bir saat baksam yeter. Tekniği ezberlerim ve size geri veririm.”

Ning başını iki yana salladı. “Sadece tekniği ezberlemenin ne anlamı var ki? Putta sekiz farklı irade mevcut. Gelişim yolunda sana inanılmaz derecede fayda sağlayacaktır. Ayrıca putu sana vermiyorum, sadece kullanmak için ödünç alıyorsun. Geri istediğimde bana geri verirsin. Al hadi.” Ning, putu Su Youji'nin ellerine doğru uzattı.

Ning kadının elini tutunca Su Youji'nin kalbi titredi.

Ona bir süredir hizmet ediyordu, ancak ilk defa temas kuruyorlardı.

“Tamam.” Su Youji uslu uslu başını salladı.

“Evet, ben de Sis Denizi'ne gitmeyi düşünüyorum.” Ning konuştu. “Hadi, malikane dünyasına gir de şu anki temelini dengeli bir hale sok. Sonuçta sınırlarını daha demin aştın.”

“Gerek yok, Efendim.” Su Youji elini salladı, kıpkırmızı put Jindan kaos bölgesine girdi. “Puta çalışmak için kısa bir süre ayırsam yeter. Put sayesinde yüz yıla kalmadan temelimi dengeli bir hale sokabileceğimi düşünüyorum. Ayrıca goleminiz de yanımda; goleme girdiğim takdirde inanılmaz bir güce kavuşabilirim. Tehlikede olacağımı sanmıyorum.”

Böyle detaylı bir teknik ve putla birlikte, kadının usta seviye Kaos Ölümsüzü olmaya doğru giden yolu daha berraktı. Doğal olarak temelini sağlamlaştırması uzun sürmeyecekti. Put olmasaydı ve kendi başına çalışmak zorunda kalsaydı, muhtemelen başarılı olmak için en azından bin yılını harcaması gerekecekti.

“Öyle olsun.” Ning başını salladı. Su Youji bir Tao Silahı’na sahip değildi, ama yanında bir golem vardı. Tehlikeli bir durumda anında o goleme saklanabilirdi. Tehlikeye girmesi pek de olası görünmüyordu.

“Hadi, Sis Denizi'ne girelim.”

Ning başını çevirerek mesafeye döndü. Orada geniş, süzülen Sis Denizi görülebiliyordu. Miratkar Resmi'nden yayılan dalgalanmaların kaynağı Sis Denizi'ydi, bunu hissedebiliyordu zira kendi bağladığı Miratkar Resmi Sis Denizi'ndeki resim ile buluşmak, bir araya gelmek istiyordu.

Sis Denizi, Daimtanrı Malikanesi'nin “iç bölgesi” olarak geçiyordu. On Bin Dağları'ndan daha tehlikeli bir yerdi.

…………..

Vhooosh. Sis her yerdeydi.

Ning topraktan bir tepede duruyor, mesafeye bakıyordu. Sahip olduğu görüşe rağmen sis yüzünden sadece birkaç yüz kilometrelik alanı görebiliyordu.

“İleride.” Ning parmağını kaldırdı. Miratkar Resmi sayesinde Ning hedefinin yerini tam anlamıyla biliyordu. Sis Denizi'ndeki en büyük zorluk, kişinin yön kavramını yavaş yavaş kaybetmesiydi. Burada bir süre geçiren kişiler anında yön duyularını yitiriyorlardı. Dünya Seviye üstatlar için bile durum farklı değildi; lakin tabii bir yön seçip sürekli aynı yönü takip ederseniz, er ya da geç Sis Denizi'nden çıkabiliyordunuz.

“Göl?”

Ning, on binlerce kilometre yürüdükten sonra düz, neredeyse aynaya benzeyen bir göl gördü. Göl bir hayli genişti, o kadar genişti ki Ning diğer ucunu göremiyordu. Huzurluydu, gölün üstünde tek bir dalgalanma bile yoktu; lakin Ning az çok bu bölgenin tehlikeli olduğunu hissedebiliyordu.

Su Youji, Ning'e baktı. “Sanki bu göl…”

“Ben de hissediyorum.” Ning başını salladı.

“Gölün yüzeyinde mi yürüyeceğiz? Uçacak mıyız? Etrafından mı dolaşacağız?” Su Youji, Ning'in karar vermesini bekliyordu.

Ning'in yüzü ekşidi, nihayetinde göle bakan genç adam konuştu. “Etrafından.”

“Tamam.” Su Youji'nin de tercihi bu yöndeydi.

İkili gölün etrafından dolanmaya başladı; lakin göl gerçekten devasaydı. Yürüdükleri zamanı göze alarak bir hesap yapan Ning, gölün en azından yüz bin kilometreye uzadığını düşünüyordu.

……

Vhoosh. Vhoosh. Vhoosh.

Aniden gölün yüzeyinde dalgalar belirdi. Ardından, altın bir baş yavaş yavaş suyun yüzeyine çıktı. Altın başta kulak yerine bir çift kanat vardı. Mesafeye, Ji Ning ve Su Youji'nin kısa süre önce geçtiği yöne doğru baktı. Bir süre sonra yavaş yavaş gölün derinliklerine girdi.

………

Ning ve Su Youji gölü geçtikten sonra yolculuklarına kaldıkları yerden devam ettiler, dikkatli ilerliyorlardı. Ne zaman tehlike hissettikleri bir yere rastlasalar oradan kaçınıyorlardı. Sonuçta Sis Denizi'ndeydiler. Burası neredeyse içine giren Dünya Seviye üstatlardan yarısının öldüğü bir yerdi! Ning bir usta seviye Dünya Tanrısı gücüne sahip olsa da burada düşüncesizce hareket etmeye kalkışmıyordu. Ayrıca, asıl amacı sadece Miratkar Resmi'ni bulmaktı.

“Geldik sayılır. Elli bin kilometren az kaldı.” Ning konuştu. Su Youji'yle buraya gelene kadar bir ay geçirmişlerdi ve on milyon kilometreyi aşkın yol katettiklerini biliyorlardı. Uzun sürmüştü, zira birkaç tehlike bölgesinden uzak durmak zorundaydılar.

Bir ay güvenli sayılırdı. Sadece akrep şeklindeki bir böcekyaratığıyla savaşmışlardı ve o yaratık da ucu ucuna Dünya Seviye güce sahip sayılırdı. Ning Beşliyıldırım Sukabağı'nı çıkararak onu kolayca öldürmüştü.

“İleride.”

“İşte orada.”

Ning ve Su Youji ikilisi dağa ulaştı. Dağın orta yerinde, zarafet dolu görünen ve üstünde üç kelime yazan bir saray vardı: Yi Nehir Sarayı.

“Yi Nehir Sarayı mı?” Ning'in yüzü ekşidi.

“Ne oldu?” Su Youji'nin aklı karıştı.

“Mantıklı gelmiyor.” Ning'in yüzü ekşidi. Siz Denizi'nde bir hayli tehlikeli bölge vardı. Sis Denizi'ne giren çok sayıda figür olduğu için farklı farklı tehlikeler de kayıt altına alınmıştı. Yi Nehir Sarayı kayıt altına alınan yerlerden biriydi! Değerli hazinelere sahipti, ama bir hayli tehlikeliydi.

 Ning'in Taolordu Saltsema'dan aldığı bilgi raporlarına göre, Miratkar Resmi Sis Denizi'nde olsa da, Yi Nehir Sarayı'nda bulunmuyordu.

“Bir nedenden ötürü Miratkar resmi asıl yerinden buraya getirilmiş olmalı.” Ning düşündü.

Boom! Ning saray kapısını yokladı.

Tırırırım… Kapılar açıldı.

“Girelim.” Ning konuştu. “Youji, sarayın derinlikleri tehlikelerle dolu. Fazla derine inemeyiz. Önce dış katmanını bir tarayacağım.”

“Pekâlâ.” Youji başını salladı.

Dikkatle malikaneye giriş yaptılar. Saray çok büyüktü ve ön salonu, ana salonu, iç salonu, çeşit çeşit yan salonu vardı. Ning'in bildiği kadarıyla, sarayın diğer salonları güvenli sayılırdı, ancak aynı durum ana salon için geçerli değildi. Tabii doğal olarak en tehlikeli olan ana salon, en fazla hazineyi de barındıran yerdi.

“Miratkar Resmi. Ana salondaymış gibi görünmüyor…” Ning resmin yan salonlardan birinde olduğunu hissedebiliyordu.

…….