Bölüm 740: Öldürüldü

Proofreader: Wias

“Kahretsin.” Her Şeytanın Efendisi'nin yüzü soldu. Vücudu bir rüzgâr misali süzülüyor ve hızla siyah cübbeli Ji Ning'e doğru ilerliyordu. Ji Ning'in gerçek vücudunun ne denli sağlam olduğunu çok iyi biliyordu; adeta bir üst kademe Protokozmik ruh hazinesi gibiydi ve resmen parçalanamazdı. Gerçek vücuda kıyasla Kadimikiz’iyle başa çıkmak daha kolay olmalıydı; zira Kadimikiz'in vücudu daha kırılgandı.

“Git.” Siyah cübbeli Ning başını çevirerek ona buz gibi bir bakış attı.

Svish! Svish! Svish!

 Alnından üç kılıç ışığı fırladı. O üç kılıç ışığı öngörülemez, hayaletvari bir şekilde ilerliyordu ve üçü de Gökyüzü Taoları'nın sınırlarını aşmıştı. Bölgeyi turluyorlar ve Her Şeytanın Efendisi'ni durdurmayı başarıyorlardı.

“Eh?” Kılıçları deneyimledikten sonra, Her Şeytanın Efendisi durumun düşündüğü kadar kolay olmadığını anladı. Ji Ning Gökyüzü Taoları'nın sınırlarından bile daha hızlı ilerleyen Kaos kılıçlarını yönetiyordu ve kendisi birinci sınıf Atasal Ölümsüz'dü. Kılıçlar Ning'in etrafında halkalar çiziyordu ve Ning de o halkanın merkeziydi. Sadece merkeze yakın saldırıları karşılamaları gerekiyordu ve eğer Her Şeytanın Efendisi savunma katmanını delmek istiyorsa, o vakit kılıçlardan daha hızlı hareket etmesi gerekecekti; ancak… Orada kılıçlardan üç tane vardı!

Ve en kötü yanı da bu değildi!

En kötü yanı bölgede beliren otuz altı donuk nilüferdi; dönüyor ve etrafa yaydıkları buzul enerjiyle Her Şeytanın Efendisi'ni etki altına alıyorlardı. Adam gücünün zirvesinde olsa bile Ning'in savunmasını kolay kolay aşamazdı.

Aslında, Ning daha Karabulut Zincirleri'ni ortaya çıkarmamıştı. Bunu yaptığı takdirde, savunması tamamen sağlam bir hale bürünecekti.

“O kılıçları nereden almış öyle? Nasıl bu kadar güçlü olabilirler?” Her Şeytanın Efendisi savunmayı birkaç kez aşmayı denedi, ancak kılıçların ne kadar keskin ve vahşi olduğunu birinci elden tecrübe etmişti.

Svoosh.

Siyah cübbeli Ning'i durduramamıştı; yani siyah cübbeli Ning Taoannesi Şeytanel'e doğru ilerlemeye devam ediyordu.

Beyaz cübbeli Ning ise Dokuzboynuz Yıldırım Yılanı'nı kullanarak tam gaz ilerlemekteydi.

“Gerçek vücudunu durdurmaktan başka çarem yok.” Her Şeytanın Efendisi olabildiğince hızlı bir şekilde beyaz cübbeli Ning'e doğru atıldı. İkili aslında birbirlerinden bir hayli uzaklardı, ancak aralarındaki mesafenin azaldığı gözle görülebiliyordu! Beyaz cübbeli Ning Taobabası Mürekkep Bambusu'na saldıramadan önce, önünde yeniden Her Şeytanın Efendisi'ni buldu.

“Beni durduramazsın.” Ning soğuk bir gülümsemeyle söylendi, “Kusursuz Yol kaybetmeye mahkûm.”

Her Şeytanın Efendisi iç çekmeden edemedi. Doğruydu. Nuwa İttifakı'ndaki dehşet verici hükümdarların farkına varınca, adam bir çözüm düşünmeye çalışmış ve vücudunu ikiye bölecek kadar ileriye gitmişti. Böylece en hızlı iki rakibi, Suiren ve Ji Ning'i durduracaktı.

Ancak… Bu kadarı yeterli değildi. Ji Ning'in ikinci bir vücudu vardı ve muhtemelen o vücut en azından bir elit Üstün Tanrı gücüne sahipti!

İşte o ikinci vücut, bardağı taşıran son damlaydı!

Kusursuz Yol'un kullanabileceği başka bir gücü yoktu.

“Direkt kaçmalı mıyız?” Bu düşünce Her Şeytanın Efendisi'nin aklında süzülüyordu.

Eğer geri çekilecek olurlarsa… Adam hızlıydı, ancak herkesi teker teker kurtarması zaman alacaktı. Nuwa İttifakı bu fırsattan istifade saldırılarını yoğunlaştırırsa, Kusursuz Yol kesinkes çok sayıda Ölümsüz ve Habistanrı kaybedebilirdi, ancak bu sayı sadece toplam gücün ufak bir kısmı olurdu. Tabii eğer kurtarma meselesi daha uzun sürerse, Kusursuz Yol'un vereceği kayıp sayısı da artardı.

“Daha değil. Henüz bu savaşın sebepleri bile ortaya çıkmadı.” Her Şeytanın Efendisi düşündü.

Bugüne kadar, iki taraf da hala bu savaşın sebebini anlayabilmiş değildi. Ayrıca, Tanrıhabisi Çürükdiken diye bilinen uzaylı Yabancı da henüz gerçek gücünü sergilememişti. Her şey çok garip görünüyordu. Bu yüzden Her Şeytanın Efendisi beklemek istiyordu.

Boom…

Taobabaları, Semavi Tanrılar ve Gerçek Ölümsüzler savaşa durmaksızın devam ediyorlardı. Kusursuz Yol'a ait Sonsuz Habistanrı Formasyonları'ndan birisi parçalandı ve içindeki üç Gerçek Tanrı ile 3900 Semavi Tanrı karmaşaya sürüklendi. Nuwa İttifakı doğal olarak bu fırsatı kullanarak onları biçmeye başladı!

Ne zaman bir formasyon parçalansa, bunu takiben geniş çaplı bir katliam gerçekleşiyordu.

Sonsavaş devam ettikçe daha fazla büyük güç, Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz ölüyordu.

“Geber.” Siyah cübbeli Ning mesafeye odaklıydı.

Svish! Svish! Svish!

İki kristalleşmiş kılıç ve bir altın kılıç birleşerek üçgene bürünmeye koyuldular, ardından Taoannesi Şeytanel ve Taobabası Kanlıkuğu'nun iki vücuduna doğru atıldılar. Üçlü o esnada Efendi Tathagata'yla savaşıyordu ve Ning'in kılıçları onlara yaklaşırken kılıçların üstündeki ilahi semboller de parlamaya başlamıştı. Kılıçlar çabucak dönüştü ve eriyerek tek bir yarı saydam altın kılıca büründüler.

Yarı saydam altın kılıç ortaya çıkar çıkmaz bir milyon kilometrelik çaptaki bölgeye hafif bir kılıç ki dalgalanması saçtı ve savaş alanındaki herkes şoke oldu.

O keskin ışık aurası çok vahşiydi. Taoist Üç Saflık'ın Ölümsüz Katleden Kılıçları'ndan hiç de aşağı kalır yanı yoktu! Taoist Üç Saflık'ın Ölümsüz Katleden Kılıcı öyle bir güce sahipti ki savunma uzmanı Ebediodun bile ona karşı güçlük çekiyordu.

 Ning'in “Üçay Kılıç Formasyonu” direkt olarak Taoannesi Şeytanel ve Taobabası Kanlıkuğu'yu hedef alıyordu.

“Sıkıntı. Kaçın!” Taoannesi Şeytanel ve Taobabası Kanlıkuğu'nun ifadeleri değişti. Ning'in özellikle onları hedef aldığını hissedebiliyorlardı.

“Kaçmayı aklınızdan bile geçirmeyin.” Efendi Tathagata'nın elleri gökleri parçalayarak aşağıya indi ve yollarını kesti.

Lakin Taoannesi Şeytanel ve Taobabası Kanlıkuğu daha fazla onunla savaşacak havada değillerdi. Onlara doğru gelen Üçay Kılıçları'nın gerçek gücünü fark ettiklerinde, öyle bir şeye karşı koyamayacaklarını hemen anlamışlardı. Şu anda, savaş alanındaki en yüce saldırı gücü, Taoist Üç Saflık'ın Ölümsüz Katleden Kılıçları'na aitti ve Taoist Üç Saflık bir Nuwa Gökleri Yenileyen Formasyon'a önderlik ediyordu. Onun ardından ise siyah cübbeli Ji Ning'in henüz açığa çıkardığı bu bilinmedik dehşet verici kılıç formasyonu geliyordu.

“Farklı yönlere kaçalım.” Taoababası Kanlıkuğu'nun iki vücudu ve Taoannesi Şeytanel üç farklı yöne atıldı.

Svish.

Yarı saydam altın kılıç Taoannesi Şeytanel'in peşine takıldı! En iyisi bitkiyi köklerinden sökmekti. Taoannesi Şeytanel'in başka klonu yoktu; yani bu vücudu parçalanırsa kadın geberip gidecekti.

“Hadi, gel!” Kaçmakta olan Taoannesi Şeytanel yaşananların farkındaydı. O dehşet verici kılıçtan kaçamayacağını biliyordu ve bu yüzden, suratındaki sakin ifadeyle birlikte, ona doğru gelen kılıç ışığına döndü.

Mor cübbelere bürünmüştü ve bir peri kadar güzeldi.

Lakin kendisi koskoca Kusursuz Kaosdünyası'nın en dehşet verici şeytanıydı. Sakince yeşim beyazı kollarını savurdu ve onları kılıç ışığını durdurmak için kullanmaya koyuldu.

“Hayır…” Taobabası Kanlıkuğu uzaklara kaçmıştı. Yaşananları görür görmez suratı değişti.

“Şeytanel!” Ebediodun da telaşlıydı.

 Her Şeytanın Efendisi yaşananları görünce, elinden gelen tek şey hafifçe iç çekmek oldu.

BOOM!!

Saldırıyı durdurmayı başardı. Bir çift Kaos eldiveniyle kaplı elleri, ciddi ciddi o yarı saydam altın kılıcı durdurmayı başardı; ancak kılıç darbesi beraberinde akılalmaz bir güç taşıyordu. Çarpışmanın etkisiyle Taoannesi Şeytanel'in vücudu sarsıldı ve kadın bir ağız dolusu kan tükürmeden edemedi. Ama çok geçmeden… Yarı saydam altın kılıç öngörülemez, hayaletvari bir şekilde tekrar saldırdı.

 Ölmeden önce, Taoannesi Şeytanel sekiz kez o kılıç darbelerine karşı koyabilmişti. Dokuzuncu saldırıda, kılıç ışığı kadının boğazını kesip geçti ve bunu yaparken kestiği tek şey boynu değil, bütün vücuduydu. Kadının vücudu adeta güneşin önüne geçmiş olan bir kar tanesi misali eriyip gitti.

Aradaki güç farkı çok fazlaydı.

Yaşanan manzara Kusursuz Yol'daki büyük güçlerin kalplerine terör saçıyordu.

Öylece ölmüş müydü?

O kadın Taoannesi Şeytanel'di! Kusursuz Kaosdünyası'nda şeytanların şeytanı olarak bilinen efsanevi bir kadındı. Zamanında Anne Nuwa'yla bile mücadele etmiş olan o efsanevi figür… Öylece yitip gitmiş miydi?

Ancak Ji Ning'in henüz sergilediği kılıç formasyonunu düşününce, Kusursuz Yol'un bütün üyeleri korkuyla sarsıldı.

Çok güçlüydü.

Sadece saf gücüne bile bakılsa, muhtemelen ona denk olabilecek tek şey Ölümsüz Katleden Kılıçları'ydı. Teknik olarak, Ölümsüz Katleden Kılıçlar daha güçlüydü, ancak asıl önemli olan şey bu değildi. Asıl mesele, Ning'in kullandığı “Üçay Kılıçları”nın, Ölümsüz Katleden Kılıçları'ndan çok daha hızlı olmasıydı! Üçay Kılıçları Ji Ning'in kılıç sanatlarını, yani Üç Alem'in en kadim kılıç sanatlarını sergiliyordu. Kule'deki yirmi bin yıllık gelişimin ardından, Ning'in kılıç sanatları bambaşka bir seviyeye yükselmişti.

“Habislordu, daha fazla dayanamıyoruz.”

“Dayanamıyoruz.”

Zaten Kusursuz Yol'un karmik şansı azdı, bu yüzden formasyonları yeterince gökyüzü ve yeryüzü enerjisi çekemiyordu. Taoannesi Şeytanel'in ölümü ve kimsenin siyah cübbeli Ning'le aşık atamayacak olması, Kusursuz Yol'un moralini yerin dibine sokmuştu. Hemen ardından iki formasyon daha yitirdiler ve bunun sonucunda dokuz Gerçek Tanrı/Taobabası ve on bini aşkın Semavi Tanrı ile Gerçek Ölümsüz can verdi. Mutlak bir katliamdı… Ve şimdi, Ji Ning Taobabası Kanlıkuğu'nun peşine düşmüştü. Durum gitgide kötü bir hal alıyordu.

“Öylece yenilecek miyiz?” Her Şeytanın Efendisi bunu kabullenmek istemiyordu.

Şeytanel'in öleceğini anlamıştı.

Siyah cübbeli Ji Ning'i durduramadığı anda anlamıştı ki Taoannesi Şeytanel kesinkes can verecekti; ancak gidişatın bu denli kötüye dönmesi Her Şeytanın Efendisi'ni gerçekten telaşa boğuyordu.

“Nedir bütün bu karmaşaya sebep olan şey?” Her Şeytanın Efendisi aniden bir güç dalgası hissetti. Suratı anında değişti. “Bu…”

…….

Nuwa İttifakı'nda moraller yüksekti!

 Beş yeni hükümdarları, üç muhafız formasyonları ve rakiplerinden daha fazla karmik şanları vardı. Kusursuz Yol yeni ittifaklar bulmak için elinden geleni yapmıştı, bunun sonucunda Yaşlı Adam Yuan ve iki uzaylı Üstün Tanrı'yı saflarına katmışlardı, ancak nihayetinde… Bu ilk kısa çarpışma bile Kusursuz Yol'u parçalanmanın eşiğine getirmişti.

 Efendi Tathagata, Ji Ning ve diğerleri bu katliamı savaş alanının başka yerlerine de taşımak istiyorlardı; ancak tam o sırada…

Tırırırım… Ufacık bir güç dalgası belirdi.

Her bir büyük güç, Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz bunu hissedebiliyordu; zira ufacık güç dalgasının kaynağı Gökyüzü Taoları'ydı. Güç dalgası çabucak güçlenmeye başladı. Üç Alem'deki bütün Gökyüzü Taoları titriyordu.

“Beni durdurmak mı istiyorsun? Üç Alem, bunu yapacak gücün yok!” Üç Alem'in dört bir yanından öfke dolu bir kükreme yükseldi, Gökyüzü Taoları sarsılıyordu!

………