Bölüm 722: Nuwa Ölümsüz Alemi

 Ji Ning, Houyi, Fuxi ve gruplarındaki büyük güçler Yüce Yu'nun İnsandünyası'nda belirdiler. Tümklan Sarayı'nda onları bekleyen ve içlerinde Taoist Üç Saflık, Suiren, Shennong gibi figürlerin de olduğu kalabalığı görmüşlerdi.

“Hadi, gidelim.” Fuxi konuştu.

“Tamam.” Ning ve diğerleri hemen Tümklan Sarayı'na doğru uçtu, ardından önüne indi.

“Taoist dostlarım, teşekkürlerimizi kabul edin.” Eğilen ilk kişi Taoist Üç Saflık'tı.

Shennong, Suiren, Patrik Subhuti ve diğer büyük güçler de eğildi.

Ji Ning, Fuxi, Houyi, Kuafu, Yeşim Kazan ve Kadim Viranedünya'ya karşı yapılan bu görevde hayatlarını riske atan bütün herkese teşekkür bağlamında eğiliyorlardı. Bazı sıkıntılar yaşamışlardı, Efendi Buda iki dharma vücudunu yitirmişti, ancak genel olarak ciddi kayıplar vermiş değillerdi. Nihayetinde, yola çıkma amaçlarını yerine getirmişlerdi.

Sarayda. Herkes yerine döndü. Ning de oturdu, ancak kendisi Subhuti ve Houyi'nin yanına kurulmuştu.

“Taoist dostlarım.” Taoist Üç Saflık lafa girdi. “Savaşçılarımız Kadim Viranedünya'ya karşı bir göreve çıktılar. Kadim Viranedünya beklediğimizden de güçlüydü ve grup yolda bazı tehlikelerle karşılaştı. Nihayetinde ortaya aniden iki sağlam uzaylı Yabancı çıkıverdi. Neyse ki, Karakuzey ciddi ölçüde güçlendiği için kayıplarımızı minimumda tutabildi. Sonuç olarak en büyük kaybı yaşayan kişi Tathagata oldu.”

Yan taraftaki Efendi Buda, gülümseyerek Ning'e baktı. “Kayıplar yaşandı, lakin kazançlar da vardı.”

“Haha…” Taoist Üç Saflık gülümsedi. “Kadim Viranedünya artık varlığını sürdürmüyor. Kusursuz Yol o uzaylı Yabancılar'la iş birliği yapmayı ve gelecekte Kadim Viranedünya'ya saklanmayı unutabilir. Eğer Sonsavaş'ı kazanabilirsek, o vakit endişe etmemiz gereken başka bir şey kalmayacaktır.”

“Karakuzey bir hükümdar oldu.” Suiren konuştu. “Henüz onun için bir kutlama yapmadık.”

“Onca zahmete girişmeye hiç gerek yok.” Ning hemen konuştu.

 Genel bağlamda, ne zaman yeni bir Gerçek Tanrı ya da Taobabası ortaya çıksa onun için bir kutlama yapılırdı; lakin Ning sınırlarını kadim kaostayken kimseye haber vermeksizin aşmıştı. Yıllardır savaşta olduğu için de bir kutlama şansı doğmamıştı.

“Sonsavaş yaklaşıyor. Böyle bir zamanda kutlama yapmak pek uygun kaçmaz.” Subhuti başını salladı. “Birçoğumuz burada toplandık. Ona iyi dileklerimizi sunabiliriz.”

“Küçük öğrenci kardeşim Karakuzey, tebrikler.” İlk kadehini kaldıran kişi Houyi'ydi.

“Taoist dostum Karakuzey, tebrikler.” Hükümdarların altında oturan Lu Dongbin de gülümseyerek Ji Ning'e baktı ve kadehini kaldırdı.

“Kılıç Ölümsüzü Karakuzey, tebrikler.”

“Gerçek Tanrı Karakuzey, tebrikler…”

Farklı farklı sesleniş tarzlarına kahkahalar ve keyifli sesler eşlik diyordu. Herkes rahattı. Normalde, Üç Alem'de o kadar az büyük güç vardı ki bir kişinin bile yükselişi büyük bir olay olarak görülüyordu. Genel bağlamda, her yeni büyük güç için geniş çaplı bir kutlama yapılıyordu; ancak artık zaman farklıydı ve bu yüzden Ning'in “kutlaması” daha basit bir şekilde gerçekleştiriliyordu. Yine de büyük güçler rastgele davranıyor olsalar da biraz dikkat etmeleri de gerekiyordu; sonuçta Ji Ning artık bir hükümdar seviye figürdü!

Yarım gün sonra.

Ning, Subhuti ve Fuxi yan yana bir ahşap teknede oturuyorlar, tekne sonsuz boşluğa doğru uçuyordu. Tümklan Sarayı'nda yapay vücutlarını bırakmışlardı. Aslında, Tümklan Sarayı'nda “bulunan” büyük güçlerin çoğu oraya yapay vücutlarını göndermişti ve gerçek vücutları farklı farklı noktalarda duruyordu. Oraya yapay vücutlarını göndererek durumdan haberdar olabiliyorlar ve her an gerçekleşecek bir duruma hazırlıklı olabiliyorlardı.

“Nuwa Ölümsüz Alemi mi?” Ning şaşırdı.

“Evet. Nuwa Ölümsüz Alemi.” Subhuti gülümsedi. “Anne Nuwa Üç Alem'i terk etmeden önce, muazzam bir özel malikane dünyası yarattı; lakin Üç Alem'de bu dünyanın varlığından haberdar olan kişilerin sayısı onu geçmez. Diğer büyük güçlerin çoğu durumdan bihaber, ancak bu, Nuwa İttifakı'na ait en önemli alemlerden birisidir.”

“Oh?” Ning bir hayli meraklıydı.

 Fuxi ve Subhuti onu Tümklan Sarayı'ndan çıkarırken, genç adam bütün sırları anlatacaklarını söylemişlerdi. Ayrıca bunun için ilk önce “Nuwa Ölümsüz Alemi” adlı bir yere gideceklerinden de bahsetmişlerdi.

“Gidelim.” Subhuti parmağını salladı ve hemen önlerinde bir uzay girdabı belirdi.

Svooosh.

Ahşap tekne uzay girdabına girdi, ardından çabucak kayboldu.

…….

Tırırırım…

Birkaç saniye sonra, henüz kayboldukları yerde bir güç dalgası belirdi.

“Kahretsin. Subhuti ve Fuxi, Ji Ning'e ne söylüyordu? Nereye gittiler? Subhuti'nin uzay zaman üzerindeki kontrolü fazla yüksek. Üç Alem'de onu bu konuda geçebilecek kimse yok. Herifi takip etmek mümkün değil.” Güç dalgası çabucak dağıldı.

…..

Uzay girdabından geçtikten sonra üçlünün önüne güzeller güzeli bir dünya çıktı. Koskoca dünyayı çiçekler ve ağaçlar kaplıyordu ve içeride rayihalı kokudan başka bir şey yoktu. Vahşi hayvanlar keyifle koşuşturuyor ve keyifli dereler, kükreyen nehirler, devasa şelaleler hayata hat katıyordu. Dağların arasından geçerek denize dökülen nehirler ise bir başka güzellikti.

 Bu dünyada yaşayan canlıların hepsi sıradan hayvanlardı. Burada ciddi bir zekaya sahip hiçbir varlık yoktu.

Subhuti elini salladı ve ahşap tekneyi kaldırdı.

“Nuwa Ölümsüz Alemi'ne girmek için bu hazineyi kullanmak gerekiyor.” Subhuti gülümseyerek konuştu. “Anne Nuwa zamanında bu teknelerden üç tane yarattı. Eğer teknelerden birine sahip değilsen buraya giremezsin. Uzay zaman üzerinde akılalmaz bir kontrole sahibim ve bu gizemli, saklı dünyayı tek başıma bulabiliyorum, ancak tekne olmadan içeriye giremiyorum.”

“Sen en azından bulabiliyorsun. Biz Nuwa Ölümsüz Alemi'ni bile bulamıyoruz!” Fuxi gülümsedi. “Nuwa gerçekten inanılmazdı. Tao konusunda muazzam bir yeteneğe sahipti ve Uzay zaman Taosu da bunlardan birisiydi.”

Ning gizlice iç çekmeden edemedi.

Nuwa Ölümsüz Alemi gerçekten de gizemli bir yerdi. Demek kişi buraya sadece Nuwa'nın yarattığı tekneler sayesinde girebiliyordu? Görünüşe göre Üç Alem'deki büyük sırlardan birisi karşılarındaydı.

“Gel.” Subhuti ve Fuxi önden uçuyor, Ji Ning onları arkadan takip ediyordu.

 Çok geçmeden güzeller güzeli bir bahçeye geldiler. Etraflarında muazzam şeftali ağaçları vardı ve şeftali bahçesinin içinde sıradan görünen ahşap bir kulübe duruyordu.

“İçeriye gel.” Kulübeye ilk giren kişi Subhuti oldu.

Ning onları takiben içeriye girdi. Adımını atar atmaz kulübenin sıradan ve basit tasarlandığını gördü. İçeride sadece kitaplıklar vardı ve kitaplıklarda çok sayıda yeşim parşömen ve cihaz bulunuyordu. Subhuti cihazlardan birkaç tanesine işaret etti. “Burada gördüğün ahşap kulübelerde çok sayıda yeşim cihaz ve depo tipi hazine vardır. Şuradaki yeşim cihazlarda ise Nuwa İttifakı'nın elde ettiği güçlü teknikler, büyüler ve ilahi yetenekler var! Bunlar sadece bizim yarattığımız teknikler değil, aralarında uzaylı Yabancılar'dan ele geçirdiklerimiz de var.”

“Hepsi mi?” Ning şoke oldu. Farklı farklı büyük güçler genelde kendi gizli ölümcül tekniklerini başkalarından saklıyordu.

“Bütün büyük güçler kendilerine ait üstün teknikleri vermeye razı mı geldi yani?” Ning bir hayli meraklıydı. “Eğer gizli tutmak isteseydiler, sanıyorum ki Anne Nuwa onları fark edemezdi.”

“Anne Nuwa bir Pangu seviye Tanrı olduğunda, inanılmaz bir güce ve öngörü seviyesine ulaşmıştı. Anne Nuwa'nın önünde… Büyük güçlerin herhangi bir şey saklaması mümkün bile değildi.” Subhuti başını iki yana salladı. “Daha önce hiç Anne Nuwa'yla karşılaşmadın. Eğer onunla tanışsaydın durumu anlayabilirdin. Onun önünde yalan bile söyleyemezsin. Bildiğin gibi Üç Alem'dek bir numaralı kader tipi hazineyi, Ölümün ve Yaşamın Kitabı'nı bizzat Anne Nuwa yarattı.”

Ning başını salladı.

Ölümün ve Yaşamın Kitabı gerçek dışı bir hazineydi. İçinde Üç Alem'de yaşayan sayısız canlının yaşam kayıtları bulunuyordu ve kaderleri değiştirebilen, bu konuda güç sahibi olan bir hazineydi.

“Ayrıca, Anne Nuwa arada sırada diğer büyük güçlere rehberlik de yapardı.” Subhuti konuştu. “Aslında bu teknikler senin işine fazla yaramaz. Asıl işe yarayacak şeyler, Anne Nuwa'nın bizzat geride bıraktığı tekniklerdir.”

“Oh?” Ning şaşırdı.

Subhuti ahşap evin duvarına işaret etti. Vhoosh.

Aniden duvarda beliren saysız sembollerle birlikte bir teknik ortaya çıktı.

“Bu gördüğün [Özgür Üstün Tanrı Hayali] parşömenidir.” Subhuti duvara işaret ederek konuştu. “Anne Nuwa bir Pangu seviye Tanrı olduğunda, kadim kaosta ‘Dünya Tanrısı’ diye bilinen biri haline gelmişti. Dünya Tanrısı olduktan sonra kendi ilahi vücudundaki gizemler üzerine meditsayonlar yaptı ve akılalmaz eforlar harcayarak bu tekniği geliştirdi. Bu teknik sayesinde bir Üstün Tanrı olma şansına kavuşabilirsin.”

“Bir hayli uzaylı Yabancı öldürdük, ancak kişiyi Üstün Tanrı seviyesine kadar çıkarabilen tekniklerin hepsi gizlidir; ya yaşamözü yemini etmeye zorlanmışlardı ya da buna benzer başka yöntemlerden dolayı ağızları kapatılmıştı.

“Ji Ning, bir Gerçek Tanrı olduğun için teknik işine yarayacaktır.” Subhuti konuştu.

Ning dikkatle okudu. Nuwa İttifakı'nda böyle bir tekniğin olduğunu hiç düşünmemişti! Bu gerçekten çok ama çok nadir bir olaydı.

“Teknik çok önemli, zira yeni bir Üstün Tanrı'nın ortaya çıkışı, bütün Üç Alem için önemli bir durumdur.” Subhuti konuştu. “Bu yüzden, Nuwa İttifakı'nda bile sadece akılalmaz yeteneğe sahip ve ittifaka mutlak bir bağlılık duyan kişiler bu tekniği elde etme şansına kavuşabiliyor. Eğer sadakat konusunda mutlak bir bağlılığa sahip olmadıklarını anlarsak, o tarz kişilere bu tekniği kesinlikle vermiyoruz.”

Ning gördüklerinden sebep bir hayli şaşkındı.

 [Kimsesiz Dünya Tanrısı] kişiyi Dünya Tanrısı seviyesine kadar çıkarabilecek olan etkileyici bir teknikti. Üst düzey bir teknik olduğu açıktı ve bu tekniğin ana hatlarında kişi, kendi ilahi vücudunu inceleyerek bir ilham kıvılcımını, yegâne ve kimsesiz meditasyon seansları boyunca arıyordu.

 Bu [Özgür Üstün Tanrı Hayali] ise daha çok bir hayal tekniğiydi; illüzyon olan bir şeyi gerçeğe çevirmek, ardından onu arıtarak kavramayı kapsıyordu. Prensipleri [Kimsesiz Dünya Tanrısı]'ndan çok ama çok daha farklıydı.

…..