Bölüm 718: Çürükdiken ile Mücadele

“Bütün bunların sebebi Nuwa olabilir mi? Bunlar, onun geride bıraktığı teknikler mi?” Tanrıhabisi Çürüdiken kendi kendine mırıldandı. “Her şey aniden ortaya çıktı. Artık karşımızda Karakuzey gibi baş belası biri daha var… Görünüşe göre Üç Alem'i ele geçirmek ve Dünyakalbi'ni elde etmek düşündüğümden daha zor olacak.”

Tanrıhabisi Çürükdiken'in en çok arzuladığı şey Dünyakalbi'ydi.

Aslında Üç Alem, Pangu Kaosdünyası ve Kusursuz Kaosdünyası'nın çarpışmasıyla birlikte oluşmuştu. Yani iki Dünyakalbi'nin birleşmiş olması büyük bir olasılıktı. Eğer böyle bir şey olmuşsa, o halde değeri daha da artardı!

“Önüme çıkan herkes ölecek.” Tanrıhabisi Çürükdiken'in suratında ölümcül bir ifade belirdi, bütün düşüncelerini bir kenara bırakıyordu.

……..

“Biraz daha dayan.” Fuxi zihinsel yoldan konuştu. “Formasyonu parçalamak üzereyim.”

“Tamam.” Devasa Ji Ning dört koluyla formasyonu yarıyor, iki koluyla Sabre'ye karşı savunma yapıyordu.

“Hmph.” Sabre'nin yüzü ekşidi. Ning'i durduramayacağını anlayan adam aniden başını çevirdi ve uzaklara giderek Ning'in görüşünden çıktı.

“Geri mi çekildi?” Ning meseleyi inceleyecek zamana sahip değildi. Hemen diğer iki kolunu da formasyona attı.

Tırırım…

Aniden, genç adam formasyonun ciddi bir güç kaybı yaşadığını fark etti ve ardından, formasyon tamamen kayboldu. O yarığı bütün gücüyle çekiyordu; şimdiyse yanlışlıkla formasyonu tamamen yarmıştı. BOOM! Büyük bir patlama yaşandı ve uzay kırıklarıyla yarıklar hızla iyileşti.

“Formasyon kırıldı!” Fuxi konuştu.

“Çabuk, efendi Buda'ya gidelim.” Ning kükredi. Formasyon parçalanınca bölge eski haline döndü. Ning artık mesafedeki efendi Buda'yı görebiliyordu. Uzun kuyruğa sahip, salık saçlarıyla orada duran ve vahşi aurasıyla durmaksızın bağdaş kurmuş oturan figüre saldıran bir Habistanrı, yanında çok sayıda uzaylı Yabancı'nın desteğine sahipti.

“Çabuk.” Fuxi, Kuafu, Taoist Yeşim Kazan ve diğerleri anında ışık huzmelerine dönüşerek ileriye uçtular.

“Demek diğer Yabancı hükümdar şu?” Ning eşim kuyruklu uzaylı Yabancı'yı hemen fark etti. Adam keldi ve yakışıklı görünüyordu. Güç bağlamında Efendi Buda'yı tamamen bastırmış durumdaydı. Saldırıları karşısında Efendi Buda sadece savunmaya odaklanabiliyordu.

“Yabancılar!” Eski dostunun bu kadar sıkıntılı bir durumda olduğunu gören Fuxi, öfke dolu bir kükreme savurdu. “Geberin!”

BOOM!!

Aniden, Suateş Kıyamet Formasyonu ortaya çıktı. Bir milyon kilometrelik bölge anında Gizemli Aysuyu ve Ebedi Parlakateş'le doldu.

 Orada Kadim Viranedünya'dan gelen düzinelerce büyük güç vardı. Böyle bir durumda, büyük çaplı formasyonlardan daha iyi bir şey kullanılamazdı.

“Dikkatli olun.” Uzaylı Gerçek Tanrılar ve Taobabaları'ndan hiçbiri Tathagata'ya saldırmaya cüret edemiyordu. Artık kendilerini korumaya odaklanmışlardı.

“Bu Üstünateş…” Üç Sudoğan'ın yüzleri ekşidi, formasyona gizleniyorlardı.

Formasyon ortaya çıkar çıkmaz Kadim Viranedünya'nın Efendi Buda üzerinde kurduğu baskı hızla azaldı.

Svoosh!

Göklerde siyah bir yıldırım yılanı süzülüyordu, uzaylı Yabancılar'a karşı ilk saldırıyı yapan kişi oydu.

Ning'in altı elinde de birer kılıç vardı. Beş tanesi Karakuzey kılıcıydı ve altıncısı, Mormücevher'den başkası değildi. Durum bir hayli kritikti ve Ning gördüğü kadarıyla Efendi Buda'nın çökmek üzere olduğunu anlayabiliyordu; adam her an ölebilirdi. Böyle bir zamanda tüm gücünü kullanmalıydı.

“Efendim, ben onu durduracağım.” Kırmızı sakallı yaşlı adam hırladı, sakalı anında büyüyerek Ning'e doğru atıldı.

Tanrıhabisi Çürükdiken'i takip eden altı kişi arasında Sabre bir numaraydı. İkinci numara ise kırmızı sakallı yaşlı adamdı! Üç Sudoğan formasyona büründüklerinde zar zor Üstü Tanrı gücüne ulaşabiliyorlardı, ancak asıl yetenekleri savunmadaydı.

“Hmph.” Ning kılıçlarını savurdu.

Vhoosh! Vhoosh! Vhoosh! Vhoosh! Vhoosh! Vhoosh!

 Altı göz alıcı kılıç ışığı göklere uzandı. Gökler tamamen kırmızı sakalla kaplanmış durumdaydı, ancak sakal parçaları hızla kesiliyordu. Kırmızı sakallı yaşlı adamın suratı şoktan sebep solgunlaştı ve hemen geri çekilen adam, düzinelerce uzaylı Gerçek Tanrı'nın kurduğu formasyona çekildi. Zihinsel olarak yolladığı mesaj panik doluydu. “Efendim, Kılıç Ölümsüzü Karakuzey çok güçlü. Onu durduramıyorum.”

Yaşlı adamın sakalını parçalayan Ning onu kurtarmak için Efendi Buda'ya doğru atıldı.

“Sabre, sen Fuxi'yle ilgilen. Ji Ning'i bana bırak.” Tanrıhabisi Çürükdiken, Sabre ve Ji Ning ikilisinin yakın dövüşte yetenekli olduğunu ve Ji Ning'in sağlam bir vücuda sahip olduğunu biliyordu; yani Sabre'nin Ji Ning'e bir şey yapabilmesi pek de mümkün değildi. Fuxi saldırı konusunda pek güçlü sayılmazdı, Sabre'yi ona yollamak daha mantıklıydı.

“Tamam.” Sabre başını salladı.

Svoosh! Tanrıhabisi Çürükdiken hemen Ji Ning'e doğru atıldı.

Tırırım…

Aniden, hiçbir uyarı olmadan, bir ışık huzmesi Ning'e doğru meyil etti. Ning ciddi derecede şaşırmıştı, ancak neyse ki kalpgücüyle bölgeyi sürekli tarayıp duruyordu.

“Hızlı! Demek bu Yabancı hükümdarın kuyruğu Gökyüzü Taoları'nın sınırlarını aşmış!” Ning gerçekten şaşkındı.

Tanrıhabisi Çürükdiken kuyruğuyla inanılmaz hızlı saldırılar yapabiliyordu. Genç adam hemen kılıcını savurdu.

Keng! Çarpışan kılıç ve kuyruk ikilisi bir dizi kıvılcımı doğurdu. Tanrıhabisi Çürükdiken'in vücudu da akılalmaz derecede dayanıklıydı.

“Kolayca durdurabildi mi?” Tanrıhabisi'nin yüzü ekşidi, adam altı kol çıkararak Ning'e saldırmaya devam etti.

İkili havada kıyasıya bir mücadeleye tutuştular; altı kola karşı, altı kol.

Savaş başlar başlamaz Ning rakibin çok güçlü olduğunu, ancak Gökyüzü Taoları'nın limitlerini aşan tek şeyin kuyruğu olduğunu anladı. Adamın kolları normaldi!

“Git!”

Ning aniden Mormücevher'i açığa çıkardı. Daha önce Mormücevher'in gerçek gücünü saklıyor, onu zayıf tutuyor ve diğer beş Karakuzey kılıcının gücüne denk bir halde savuruyordu; lakin şimdiyse, Mormücevher'i kullanarak [Parlakay] kılıç sanatına ait “Gökkıran” duruşuna geçmişti.

BOOOM!!

Mormücevher bir gök gürültüsü misali patlayarak Tanrıhabisi'nin solgun, beyaz koluna çakıldı. Tanrıhabisi'nin yüzü anında değişti ve adam, geriye savruldu.

“Ne?!” Kadim Viranedünya'dan gelen bütün büyük güçler şoke olmuşlardı. İlk başlarda avantaj Tanrıhabisi'nden yana görünüyordu. Peki nasıl böyle ani bir şekilde geriye savrulmuştu?

“Gerçek gücünü saklıyor muydun?” Tanrıhabisi kükredi, ardından bir kez daha ileriye atıldı.

“Mormücevher'i kullansam bile ona karşı ciddi bir avantaj elde edemiyorum.” Ning'in de suratı ekşidi. Genç adam ilerliyordu.

Boom! Boom! Boom!

İkili yıldırım hızında saldırılar yapıyorlar, öfkeyle dövüşüyorlardı.

Ning Mormücevher'in avantajına sahipti.

Çürükdiken ise gerçek bir Üstün Tanrı'ydı.

İkisi de birbirine tamamen denkti! Bu manzara hem Nuwa İttifakı'na ait güçleri hem de Kadim Viranedünya'dan gelenleri şaşırtmıştı.

“Uzaylı Yabancı o kadar güçlü müymüş?”

“Kılıç Ölümsüzü Karakuzey bu kadar güçlü müymüş?”

İki taraf da şoke olmuş durumdaydı.

Nuwa İttifakı Çürükdiken'in gücünden sebep şok yaşıyordu. Kadim Viranedünya da aynı şeyi Ji Ning için düşünüyordu! Genç adam bir hükümdar seviye figürdü, ancak Ji Ning'in daha bin yıldır bile yaşamadığını bildikleri için onun tecrübeden yoksun olduğunu sanıyorlardı. Saniyeler önce Ji Ning gerçekten, şaşırtıcı bir koruyucu ilahi yetenek göstermişti… Şimdiyse, saldırı konusunda bu Yabancı hükümdardan bile biraz daha güçlü olduğunu gözler önüne seriyordu!

Kadim Çağ'ı sona erdiren savaştan bu yana yarım kaos döngüsü geçmişti. Gelişmelerini saklayan bazı büyük güçler vardı; örneğin Taoist Üç Saflık'ın “Ölümsüz Katleden Formasyonu”, gayet tabii Ji Ning'in saldırılarından daha güçlü olabilirdi.

Ama…

Hız konusunda, Ji Ning [Dokuzboynuz Yıldırım Yılanı] tekniğine sahipti.

Savunma konusunda, Ji Ning [Altın Heykel] tekniğine sahipti.

Saldırı konusunda, genç adam Üç Alem'in zirvesinde duruyordu.

Ji Ning'in ciddi bir zayıflığı yoktu. İşte bu durum onu daha tehlikeli biri yapıyordu; zira kendisi, her türlü durumla başa çıkmak için bire birdi. Tanrıhabisi de dahil herhangi bir büyük güç, Ji Ning'e karşı savaştığı takdirde sıkıntılı ve stresli olacaktı.

 “Tecrübesiz mi!? Hadi oradan! Kusursuz Yol ahmakları! Çocukla oynayıp durdular… Şimdiyse, o embesiller böyle ucubevari bir düşmanın doğuşuna sebep oldular. Aptallar.” Tanrıhabisi dişlerini sıktı. “Onunla böyle savaşmamın bir anlamı yok. Çok güçlü; öldüremeyeceğim kadar güçlü. Tathagata'ya odaklansam daha iyi.”

“Hmph. Kılıç Ölümsüzü Karakuzey… Bu formasyon için ciddi bir bedel ödemiştim. Öyle herkese karşı kullanmam.” Tanrıhabisi Çürükdiken kendi kendine mırıldandı.

Boom!

İkili hamle değiş tokuşu yaptıkları anda, Tanrıhabisi aniden elini salladı.

Bang! Bang! Bang! Bang! Bang! Bang!

Altı devasa taş sütun aniden ortaya çıktı ve göklerden inerek on binlerce kilometrelik alanı çevrelediler. Taşlar hemen bulanık ışıklarla bölgeyi sarıyor ve içeriyi dış dünyadan soyutluyordu. Uzay bile bulanık bir ha almıştı.

“Karakuzey!” Fuxi ve diğerleri inen, Karakuzey'i kapana kıstıran formasyonu şaşkınlıkla izliyorlardı.

“Fuxi'ydi, değil mi?” Tanrıhabisi soğuk gülümsemesiyle Fuxi'ye baktı. “Formasyon konusunda senden daha iyisi yokmuş diye duydum. Hadi, şu formasyonu kır kırabiliyorsan. Hahaha…”

Fuxi o altı taş sütunu görür görmez donakaldı. Taşlar olağanüstü gizeme sahip sembollerle kaplıydı. Sembollerin içinde inanılmaz derin uzay gizemleri yer alıyordu ve Fuxi'nin başı sadece onlara baktığında bile dönüyordu. Bu formasyonun kendi formasyonlarından çok ama çok daha üstün olduğunu hemen anlamıştı. Yani onu kırabilmesi imkansızdı.

Düşünceleri de doğruydu. Bu formasyon aslında formasyon sanatları konusunda uzman olan bir Kaos Ölümsüzü tarafından yaratılmıştı. Tanrıhabisi kadim kaosu gezerken, sağlam rakiplerini kapana kıstırmak için bu formasyonu kullanıyordu.

Eğer sonsuz kaosta hayatta kalmak istiyorsanız bazı gizli kozlara sahip olmanız şarttı.

 Emrindeki Sudoğanlar da bir başka gizli kozdu; büyük bir tehlike karşısında o üç kölesini kullanarak savunma yapabiliyordu; ancak onlar sadece “sıradan” gizli kozlar arasındaydı. Bu formasyon ise en önemlilerden birisiydi. Ortaya çıktığında, kapana kıstırdığı herhangi bir rakibin kurtulmak için çok zaman harcaması gerekiyordu ve rakip kurtulduğunda, adam çoktan kaçmış oluyordu.

 Seni öldüremeyebilirim, ancak kapana kıstırabileceğime eminim!

Tanrıhabisi Çürükdiken bu formasyon için ciddi bir fiyat ödemişti. Eğer Ji Ning inanılmaz bir güce sahip olmasaydı, böyle bir hazineyi onun üstünde kullanmayı bile düşünmezdi. Eğer rakip bu formasyonun nasıl çalıştığını anlarsa, o halde gelecekte bu formasyon ona karşı işlevini yitirirdi. Bu yüzden böyle formasyonlara genelde tek kullanımlık eşyalar gibi bakılıyordu. Çürükdiken'in ise böyle bir eşyayı yeniden yapacak ya da tamir edecek yeteneği yoktu!

“Önce Tathagata'yı öldüreceğim. Sonra, zamanım kalırsa, Fuxi'yi de aradan çıkarırım.” Tanrıhabisi kendi kendine konuştu.

……

Ning Tanrıhabisi Çürükdiken'le olan savaşına başlamıştı. Tam birkaç adım geriye savrulduğunda, aniden ortaya çıkan altı taş sütunu gördü. Hemen ardından etrafındaki alan bulanık bir hal aldı.

Ne kalpgücü ne de merkezhissi bu bulanıklığın ardına geçemiyordu ve genç adam sadece çıplak gözleriyle üç yüz metrelik bir mesafeyi görebiliyordu.

“Formasyon?” Ning etrafındaki bulanık alana baktı. “Formasyona mı kapıldım?”

.........