Bölüm 714: Üç Alem'in Zirvesi

Kimse onca acı çeken bu zavallı genç adamın her şeye rağmen Üç Alem'in zirvesine çıkacağını tahmin edememişti.

Evet.

Üç Alem'in zirvesi!

Üç Alem'deki üstatların zirvesi!

Bir pozisyon ki sadece Buda Tathagata, Taoist Üç Saflık, İnsan Hükümdarları Suiren, Fuxi, Shennong ve akılalmaz yeteneğe sahip Houyi'nin ulaşabildiği bir şeydi; lakin artık, yanlarında yeni bir başkası çıkıvermişti… Bu sıradan görünümlü genç adam, önlerinde duran bu genç adam!

 Kılıç Ölümsüzü Karakuzey! Ji Ning!

“Dünya değişti.” Kutsal Anne Kaplumbağaruhu hafifçe konuştu.

“Evet, değişti. Üç Alem'de bir başka hükümdar seviye figür daha ortaya çıktı.” Taoist Yeşim Kazan hafifçe konuştu. “Üstelik kendisi daha bin yıldır bile hayatta değil. Mutlak bir efsane, bir efsane ki Houyi'nin adını arkasında bırakacak.”

Bölgedeki yedi Taobabası ne diyeceklerini bilemiyorlardı.

Daha demin, bir efsanenin doğuşuna şahit olmuşlardı.

Daha bin yıldır bile hayatta olmayan bir genç, ölümlü ruhundan yükselerek Üç Alem'in zirvesine ayak basmıştı! Artık diğer bütün insanlara yukarıdan bakacak ve Taoist Üç Saflık, Efendi Buda ve İnsanlığın Üç Hükümdarı gibilerle yan yana duracaktı.

“Gidelim.” Onlara bakan Ning çabucak konuştu. “Efendi Tathagata şu anda sıkıntılı bir durumda. Fuxi'ye derhal destek olmalı ve Efendi Tathagata'yı kurtaracak bir yöntem bulmalıyız. İzin verin, şimdilik sizi malikane hazineme alayım…”

“Tamam.” Taoist Yeşim Kazan ve diğerleri onaylamadan edemediler. Bir hükümdarın karşısında, ister istemez takipçi rolüne bürünüyorlardı.

Ning başını salladı. Ellini sallayarak Taoist Yeşim Kazan'ı ve diğerlerini malikane hazinesine topladı, akabinde bir siyah yıldırım ışığına dönüşerek Fuxi'ye doğru yola koyuldu.

……

Tathagata'yı kapana kıstıran formasyonun içinde.

İnanılmaz derecede çirkin, yeşil derili Tanrıilahı Habisgöz telaşlı bir zihinsel mesaj gönderiyordu. “Efendim, yüce efendim, başımız belada! Belada!!”

“Eh?” Tanrıhabisi Çürükdiken o esnada Sabre ile birlikte Efendi Buda'ya saldırıyordu. Mesajı duyar duymaz hemen başını arkaya çevirdi.

“Öldüler! Hepsi öldü!” Tanrıilahı Habisgöz telaşla konuştu. “Hayatta kalan tek kişiyim, çünkü iki vücutla doğdum. Birini kaybettim! Karasükun ve diğerleri, hepsi öldü!”

“Ne? Nasıl? T'ya kardeşler Fuxi'yi durduruyorlar, Tathagata da hemen önümüzde. Kim yaptı bunu?!” Tanrıhabisi Çürükdiken hiç mutlu değildi.

Tathagata'yı Altınnehir Dünyası'ndaki en tehlikeli noktalardan birinde kıstırmıştı. Kadim Viranedünya'nın dışındaki herhangi bir figür, buraya gelmek için ciddi bir zaman harcamak zorundaydı! Nuwa İttifakı'nın gönderdiği destek ekipler yakın bir zamanda gelmeyeceklerdi. Olası tek durum bu işin Karakuzey ve Yeşim Kazan'ın başının altından çıkmış olmasıydı, ancak o ekiplerin en güçlüsü sadece hükümdar seviyesine yakındı. Yani Dört Tanrıilahı'nın kontrol ettiği Gerçek Tanrı grubunu öldürmeleri mümkün değildi.

“Karakuzey yaptı.” Tanrıilahı Habisgöz konuştu. “Kılıç Ölümsüzü Karakuzey'di. Dehşet verici bir güce sahip. Karşısında, birleşik formasyonumuz anında parçalandı. Elleriyle formasyonu kolayca deldi, ardından sekizimizi de katletti. Karasükun'un yönettiği sekizli de öldü. Onların da Ji Ning'in ellerinde can vermiş olduklarını sanıyorum.”

“NE?!” Tanrıhabisi Çürükdiken'in yüzü anında değişti. Aptal değildi. Bunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyordu.

“Üstün Tanrı gücüne sahip bir başkası mı ortaya çıktı?” Tanrıhabisi Çürükdiken'in suratı iyiden iyiye ekşidi. “Bu yerlilerin iyi sayılabilecek gelişim teknikleri yok. Şu Ji Ning sadece bir Gerçek Tanrı olmalı! Sadece bir Gerçek Tanrı olmasına rağmen bir Üstün Tanrı'nın gücüne sahip, üstelik kendisi bin yıldır bile hayatta değil… Sonsuz kadim kaosta bile onun gibi bir dehaya kolay rastlayamazsın. Başımız belada. Yine baş ağrıtacak bir figür çıktı.”

“Tamam, anladım!” Tanrıhabisi kükredi.

“T-tamam!” Tanrıilahı Habisgöz hemen geriye çekildi.

 Tanrıhabisi elini salladı ve Kutsal Ölümsüz Karagök yanında belirdi.

“Yüce Tanrıhabisi, Tathagata'yı öldürdünüz mü?” Karagök heyecanla sordu.

“Sana verecek çok kötü haberlerim var.” Tanrıhabisi Çürükdiken konuştu. “Kılıç Ölümsüzü Karakuzey, Ji Ning… Bir Üstün Tanrı gücüne sahip.”

“Ne dediniz?!” Kutsal Ölümsüz Karagök'ün aklı anında havalara uçtu.

“Duymadın mı?” Tanrıhabisi öfkeliydi. “Ji Ning diyorum, hani şu sizin sürekli uğraştığınız Ji Ning! Kendisi bir Üstün Tanrı'nın gücüne sahip. Ya da sizin deyişinizle, bir hükümdar seviye figür! Kusursuz Yol'daki o aptallar… Bazı dehaları bastıramazsın, bunu bilmiyor musunuz?! Böyle basit bir şeyi bile düşünmekten aciz misiniz? Bunun gibi tiplere bela açmayacaksın! Evet, bazılarını parçalayabilirsin, ancak bazıları… Onlara ne kadar vurursan, güçlerini de bir o kadar artırmış olursun. Embesiller! EMBESİLLER!”

“Ji Ning daha bin yıldır bile hayatta değil. Eğer onu görmezden gelmiş olsaydınız, eğer onun mutlu bir hayat yaşamasına izin vermiş olsaydınız ve eşine bulaşmasaydınız, kaşla göz arasında bu kadar güçlenir miydi hiç? Artık benimle aynı güç seviyesinde! Böyle bir düşman daha… Nuwa İttifakı'yla yaptığınız bu savaşı kimin kazanacağı umurumda bile değil; ancak siz, başıma sürekli bela açıp duruyorsunuz! Kemik çiğnenmesi iyice zor bir hale geliyor ve bu, gün geçtikçe devam ediyor. Kusursuz Yol'da aptaldan başka bir şey olduğunuz sanmıyorum. Aptal herifler. Embesiller! SALAKLAR!”

Kutsal Ölümsüz Karagök hala daha kendi kendine, inanamayan bir halle konuşuyordu. “Ji Ning? Hükümdar?”

“Bana yalan söylemiyorsun, değil mi?” Kutsal Ölümsüz Karagök aniden sordu.

İşler mükemmel bir dengedeyken ufacık bir değişim bile olağanüstü bir etki yaratabilirdi. Adeta şu çok bilinen, bardağı taşıran son damla gibi!

Yeni bir hükümdarın, böyle bir zamanda ortaya çıkması… Savaşın gidişatına muazzam bir etkide bulunacaktı. Geyikavcısı dünyasındaki savaşın sonucuyla bu durum kıyaslanırsa, şu anki durumun önemi en azından on kat daha fazlaydı!

“Sana yalan söyleyeceğimi mi sanıyorsun?” Tanrıhabisi soğuk soğuk gülümsedi. “İki vücutla doğan Tanrıilahı Habisgöz dışında, emrimdeki dört Tanrıilahı da can verdi. Onları öldüren kişi Ji Ning'den başkası değildi.”

“Derhal durumu Kusursuz Yol'a haber et ve söyle onlara, bununla ilgili bir şeyler yapsınlar!” Tanrıhabisi Çürükdiken elini salladı ve hala daha aklı bir karış havada olan Kutsal Ölümsüz Karagök'ü topladı. Bunu yaptıktan sonra dikkatini bir kez daha Buda Tathagata'ya çevirdi.

Efendi Buda bütün gücüyle tek kollu adamın saldırılarına direniyordu. İkili birbirine eşit gibi görünüyordu; tek kollu adamın sabre ışığı beraberinde yıkıcı bir güç taşıyorken Efendi Buda'nın savunması tamamen kusursuz ve sapasağlamdı.

“Karakuzey bir hükümdar mı oldu?” Buda Tathagata gülmeye başladı. “Ahahahaha… Gökler gerçekten de bizi gözetiyor!”

“Göklermiş, hadi oradan. Bir kaosdünyası, merkezinde yatan Dünyakalbi'ne ait bir maddeden ibarettir. ‘Gökler’ mi? Göklermiş, aptal yerliler.” Tanrıhabisi soğuk bir şekilde sırıttı. “Fark etmez. Yeni bir hükümdar ortaya çıkmış olabilir, ancak henüz tecrübeden yoksun olduğu ve bu güce yeni olduğu açık. Eğer Sakyamuni vücudunu parçalayabilirsem, Ji Ning'in yarattığı tehlikeyi dengeleyebilirim.”

 Konuşmayı bitiren Tanrıhabisi, bir kez daha saldırıya geçti.

Efendi Buda, tek kollu adamla denk bir şekilde savaşabiliyordu, ancak Tanrıhabisi bir kez daha saldırıya katıldı. Savaş anında yön değiştirdi ve Efendi Buda bütün ilahi yeteneklerini, tekniklerini kullanarak iki uzaylı Yabancı'nın saldırılarına karşı koymak için savunmaya çekildi.

“İkiliye karşı koymak için bütün gücümü kullanmam gerekiyor, ancak bunu yaptığımda ilahi gücüm ciddi ölçüde azalıyor. Neredeyse gücümün yarısını tükettim bile. Görünüşe göre gerçekten burada öleceğim. Yine de Ji Ning'in böyle bir seviyeye ulaşması, kutlamaya değer bir haber.” Efendi Buda gayet sakindi.

……..

Tanrıhabisi Karagök'e lanet ederken, Ji Ning çoktan Fuxi'nin olduğu yere ulaşmıştı.

“Eh?” Ning duraksadı ve aşağı baktı.

Mesafede, devasa bir yarı küre formasyon vardı ve birkaç milyon kilometrelik alan formasyon tarafından kaplanıyordu. Mühürlenmiş alandaki Fuxi'nin grubu, üç kaslı altın zırhlı figürle savaşıyordu.

Ning elini uzattı. Elinde bir Karakuzey kılıcı belirdi.

Svoosh!

 Karanlık bir ışık huzmesi şeklinde mühürlü formasyona doğru ilerliyordu. Kılıcını formasyona savurdu. Boom! Koskoca mühürlü formasyon anında delindi ve Ning içeriye daldı. Bunu yaptıktan sonra açtığı delik, arkasından kapandı.

Formasyonda.

Fuxi yanındaki üç insan üstat ile üç kaslı altın zırhlı figüre karşı savaşıyordu; ancak karşıdaki üçlü su vari ışık katmanlarıyla kaplı oldukları saldırıları geri çevirebiliyorlardı. Arada sırada yara alsalar da yaraları hemen kapanıyordu.

“Karakuzey?” Fuxi'nin de içinde bulunduğu dört kişilik grup Ji Ning'i gördü, heyecanlanmadan edemediler.

“Dikkat et.” Fuxi talimat verdi. “Bu üç uzaylı Yabancı'nın özel bir kombinasyon formasyonu var. Üç kişiler, ancak tek bir vücut halinde savaşabiliyorlar! Resmen ölümsüzler.”

Ning bir bakış atar atmaz durumu anladı.

“Sudoğan ırkı mı?” Ning kendi kendine mırıldandı. Dünya Tanrısı Kuzeykalan genç adama kadim kaosa dair çok bilgi bırakmıştı. Dolayısıyla Ning, karşılarındaki üç uzaylı Yabancı'nın Sudoğan ırkına ait olduğunu tek bakışla anladı. Sudoğan ırkı baş edilmesi zor bir ırktı ve çoğu zaman vücutları parçalanamaz olarak görülüyordu! Sadece Gerçek Tanrı oldukları ortadaydı, ancak buna rağmen Fuxi'nin grubunu durdurabiliyorlardı.

“Kuafu ve diğerleri de geldi mi?” Fuxi hemen konuştu. “Ekibini çıkar, bize derhal yardım edin. Şu üçlüyü tutarsan formasyonu çözmeye odaklanabilirim. Tathagata hiç iyi bir durumda değil; eğer fazla oyalanırsak, muhtemelen onu kurtaramayız. Unutma, yapman gereken tek şey onları durdurmak; öldürmek zaten çok zor.”

“Evet, geldiler. Bu üçlüyü bana bırak.” Ning elini salladı ve bir grup ortaya çıktı. Kuafu'nun ekibi dışında Taoist Yeşim Kazan'ın ekibi de oradaydı.

“Yeşim Kazan?” Fuxi hemen gülümsedi. “Mükemmel. Eğer güç birliği yaparsanız o üç uzaylı Yabancı'yı durdurmak için fazlasıyla yeterli gelirsiniz.”

…..