Bölüm 663: İniş

Taoannesi Şeytanel kale surlarında duruyordu ve yanında siyah cübbeli Tanrıkral vardı.

Yan yana duran ikili mesafedeki yabanı izliyordu. Kusursuz Yol'un ordusu yabandaydı, Nuwa İttifakı'nı savaşa çağırıyorlardı.

“Her Şeyin Elçisi'ni getirdiğini fark etmediklerine emin misin?” Taoannesi Şeytane sordu.

“Merak etmeyin, üstat teyzem.” Tanrıkral hemen konuştu. “Her Şeyin Elçisi'ni bizzat aldım. Nuwa İttifakı'nın bu haberi öğrenmesine izin verir miyim hiç? Ayrıca, Elçi'yi kontrol etmek için yalnızca tek bir Gerçek Ölümsüz/Semavi Tanrı gerekiyor. Hepşeytan dünyasındayken yanıma Semavi Tanrı Kandalgası'nı aldım. Bu da karşı taraftan sakladığımız bir sır. Semavi Tanrı Kandalgası yakın dövüşte inanılmaz derecede yeteneklidir; kendisi karmik şans için yapılacak son savaşta bir Elçi'yi kontrol etmek bağlamındaki en üstün seçeneğimizdi. Kontrolü ona verdiğimiz takdirde Elçi'nin ortaya çıkaracağı güç elit Taobabaları'na denk olacaktır.”

“Pangu Yaradılış Formasyonları güçlü olsa da, o formasyon Nuwa tarafından bırakılmış koruyucu formasyonlardan birisi! Kadının bıraktığı üç formasyon da olağanüstü güce sahip, ancak bu gücün açığa çıkması için formasyonları bir Gerçek Tanrı'nın ya da Taobabası'nın kontrol etmesi gerekiyor. [Beş Hazine]'yi kavrayan Jimin'i kullanıyorlar, yani formasyonun gücü, çapı ve boyutları olması gerekenden daha zayıf. Elit Taobabaları'nın seviyesine zar zor ulaşabiliyor; Pangu Yaradılış Formasyonu ile Her Şeyin Elçisi arasında ciddi bir güç farkı mevcut.”

“Her Şeyin Elçisi aniden ortaya çıkınca savaşın gidişatı hemen değişecektir. Xuan Yuan'ın askerlerini bu kadar kusursuz bir şekilde hareket ettiriyor oluşuna kanmayın; yıkım başladığında, her şey tamamen yerle bir olacaktır.” Siyah cübbeli Tanrıkral duruma inanıyordu.

“Mm.” Taoannesi Şeytanel başını salladı. “Umarım bu Her Şeyin Elçisi söylediğin kadar etkileyicidir.”

 Her Şeyin Efendisi tarafından yaratılan Elçiler gerçekten etkileyici şeylerdi; Kadim Çağ'ı parçalayan savaşta güçlerini kanıtlamışlardı; ancak Kusursuz Yol'un yarattığı Elçiler aslen Büyükusta Karagök tarafından tasarlanmışlardı. Büyükusta Karagök gerçekten de Her Şeytan'ın Efendisi tarafından bilinmeyen bir yerde bulunmuş, Yapı Tao'sunun nadir dehalarından birisiydi. Kendisi bu Elçileri yapabilecek bilgiye sahipti ve Elçilerin gücü zamanında Her Şeyin Efendisi tarafından yapılan Elçilere denk gibi görünüyordu.

“Geliyorlar.” Siyah cübbeli Tanrıkral'ın gözleri parladı.

“Nihayet geldiler. Xuan Yuan...” Taoannesi Şeytanel'in gözlerinde soğuk ifadeler belirdi. “Bu kez seni paramparça edeceğim.”

Boom! Boom!

İki ordu da saldırıya geçti.

Nuwa İttifakı'nın ordusu halihazırda avantajı elinde bulunduruyordu. Xuan Yuan'ın olağanüstü askeri yetenekleri sayesinde Nuwa İttifakı'nın avantajı iyice belirgin bir hale gelmişti. Taoannesi Şeytanel de bu konuda yetenekliydi, ancak arada sırada hata yapıyordu.

 Savaş önceki mücadelelerden farklı görünmüyordu. Her seferinde Kusursuz Yol'un güçleri azar azar yitip gidiyordu.

“Hmph.” Kale surlarında duran Taoannesi Şeytanel zihinsel yoldan bir emir verdi. “Her Şeyin Elçisi'ni bırakın.”

……

Savaş alanında, Pangu Tanrısı ve iki Sonsuz Habistanrı şiddetle savaşıyordu.

Pangu Yaradılış Formasyonu tarafından oluşturulan Pangu Tanrısı'nın ellerinde devasa bir kılıç vardı ve o kılıç Gökyüzü Taoları'ın sınırlarını aşmış bir kılıç sanatı kullanıyordu. Doğal olarak sahip olduğu güç sonsuza yakındı. İki beyaz saçlı, kırmızı gözlü Sonsuz Habistanrı ise, onlar da çok güçlüydü. Sonuçta Sonsuz Habistanrı Formasyonu Ebediodun'un Koruyucusu tarafından geliştirilmişti ve adam bu formasyonu yaratmak için kanını, terini dökmüştü. İki Sonsuz Habistanrı da değerli Protokozmik ruh hazinelerine bürünmüşlerdi ki bu zırhlar sayesinde Pangu Tanrısı'nın dehşet verici kılıç sanatlarına karşı koyabiliyorlardı. İkisi de birbirini sürekli desteklediği için dezavantajlı olsalar dahi rakiplerine karşı ayakta durabiliyorlardı.

“Öldürün.” Jimin Pangu çok sakindi. Bekliyordu… Rakibin hata yapmasını bekliyordu!

 Bu iki Sonsuz Habistanrı ne kadar muazzam dövüşürlerse dövüşsünler ikisi de farklı insanlar tarafından kontrol ediliyorlardı. Şiddetli, üst düzey bir savaşta er ya da geç hata yapmaları kaçınılmazdı. İşte o hatayı yaptıklarında, Jimin içlerinden birini yok edecek fırsata da kavuşacaktı. Birini yok ederse diğerini indirmesi hiç de zor olmayacaktı.

“O ne öyle?!” Jimin Pangu aniden şoke oldu; zira iki Sonsuz Habistanrı'nın arkasında bir anda maymun şekline sahip bir figür belirmişti. Yaratığın vücudu tamamen alevlerle kaplıydı ve aurası o kadar güçlüydü ki Jimin Pangu şaşkına dönmeden edememişti. Hatta bu yaratıktan yayılan tehlike hissiyatından sebep zihinsel bağlamda titremekten kendini alıkoymayı bile başarabilmiş değildi.

“Jimin, dikkat et! Karşında Her Şeyin Elçisi var!” Xuan Yuan'ın sesi duyuldu. “O iki Sonsuz Habistanrı'yı bırak; sana yardım göndereceğim. Elçiye odaklan!”

“Anlaşıldı!” Jimin Pangu durumu hemen kavradı. Elçileri uzun zaman önce duymuştu, ancak daha önce kendi gözleriyle görmüş değildi.

……..

Elçi ortaya çıkar çıkmaz Xuan Yuan'ın suratı anında değişti; ancak sakinliğini koruyan adam hemen askerlerini ayarlamaya ve çıkarabildiği bütün gücü Jimin Pangu'nun üstündeki baskıyı azaltmak için kullanmaya koyuldu. Böylece Jimin endişe etmeksizin Elçi'yle savaşabilecekti.

 Lakin eğer beyaz saçlı, kırmızı gözlü Sonsuz Habistanrılar'ın Elçi'yle güç birliği yapmasına izin verilirse, işte o zaman Jimin Pangu hızlı bir yenilgi tadacaktı. O çökerse… Koca savaş alanı da çökerdi.

“Durdurun.”

“Beşiniz, gidip Sonsuz Formasyonları durdurun.”

“İkiniz geri çekilin ve şu golem grubunu durdurun!”

Xuan Yuan aynı anda çok sayıda şey yapıyor, büyük formasyonlara ve Yedi Gezegen'in Tanrıları'na emirler yağdırıyordu.

Savaş alanı anında karmaşaya büründü.

Şehir surlarındaki Xuan Yuan adamlarını muazzam bir hızda düzenliyordu. Yanında duran Suiren ve Subhuti ikilisi ise kasvetli ifadelere sahipti.

Arkalarında duran Ji Ning ve diğer öğrenciler ise onlardan da telaşlıydı.

“Sıkıntı.” Ning mücadelenin kötü bir hale büründüğünü görebiliyordu. “Jimin Pangu'nun sadece Elçi'yle savaşması için Yangerçek Yıldız Formasyonları'nı ve Sonsuz Ölümsüz'ün Mahşer Formasyonları'nı o Sonsuz Habistanrılar'ı durdurmaları için gönderiyor. Bunu yaparak Jimin için işleri kolaylaştırabilir, ancak diğer herkes daha büyük bir baskı altında kalacak.”

Savaş alanındaki en büyük güçleri Jimin Pangu'ydu. Elçi ortaya çıkmadan önce karşı tarafın sahip olduğu en büyük güç ise o iki Sonsuz Habistanrı'ydı! Artık ordunun karşı koyması gerektiği bu iki Sonsuz Habistanrı büyük bir baskı oluşturuyordu.

Boom! Boom! Boom!

Mesafedeki Jimin Pangu karşısında duran Elçi'yle savaşıyordu.

“AUUUUUUUUUU!” Maymunvari Elçi başını kaldırdı, çılgınlar gibi kükreyerek uzun pençelerini savurdu.

Keng!

 Jimin Pangu kılıç ışıklarından birini Elçi'nin vücuduna indirmeyi başardı, ancak ortaya çıkan tek sonuç metalik bir çınlamaydı. Saldırı Elçi'ye çizik bile atamamıştı! Lakin buna karşılık Elçi, darbe almış olmasına rağmen yavaşlamayı bırakın, tam tersine daha da ateşlenmiş ve pençeleriyle saldırırken bir yandan da kırbaçvari kuyruğunu savurmaya koyulmuştu. Jimin Pangu bu savaşta tamamen dezavantajlı bir konumdaydı.

 “Geri çekilmeye başladılar.” Uzaktan mücadeleyi izleyen Ning, koca ordunun yavaş yavaş geri çekildiğini, bir bütün halini koruyarak gelgit dalgaları gibi hep birlikte hareket ettiğini görebiliyordu.

“Xuan Yuan ne inanılmaz biri böyle.” Ning takdirle dolmadan edemedi. Eğer bu durumda Nuwa İttifakı'ndaki söz sahibi kişi sıradan bir komutan olsaydı, tarafları karşı saldırıya dayanamadığı takdirde anında parçalanır ve yok edilmeye başlanırdı; ordunun bir bütün haline geri çekilmesi çok zordu; ancak savaştaki bu zorlu duruma rağmen Xuan Yuan sessizce, mükemmel bir şekilde bu nizamı geri çekilmeyi işletebiliyordu. Kusursuz Yol bunu fark etmiş olsa da yapabilecekleri bir şey yoktu; zaten tüm güçleriyle saldırıyorlardı.

Boom! Ning'in aniden suratı değişti. Mesafeye bakıyordu ve baktığı yerdeki bir Yedi Gezegen'in Tanrısı parçalanmıştı. Zincirleme bir etki süregeliyordu ve parçalananın yanında duran beş Yedi Gezegen'in Tanrısı da ciddi bir tehlikedeydi.

 Çekilme işlemi devam ederken gitgide daha fazla Yedi Gezegen'in Tanrısı hasar alıyordu.

Xuan Yuan gayet sakindi. Açıkça seçilebildiği üzere, Sarı İmparator Xuan Yuan'ın gözlerinde… Yirmi yedi Gezegen'in Yedi Tanrısı'nı yitirmek ödenecek ağır bir bedel sayılmazdı. Eğer dokuz büyük formasyondan birisi parçalansaydı, işte o zaman kayıpları katlanırdı. Ona göre, geri çekilirken bazı kayıplar vermek kaçınılmazdı. Yapabileceği tek şey kayıpları elinden geldiği kadar azaltmaktı.

“Öldürün! Öldürün! Gebertin!!”

Yedi Gezegen'in Tanrıları'ndan bazıları özellikle dikkat çekiyordu. Bu figürlerin arasında, ellerinde bir çift pala tutan bir Yedi Gezegen'in Tanrısı özellikle muazzamdı. Bahsi geçen formasyon Ning'in kıdemli öğrenci kardeşi Semavi Tanrı Gümüşay tarafından kontrol ediliyordu.

Gümüşay olağanüstü bir savaş gücüne sahipti. Xuan Yuan'ın ona verdiği görevler çok karmaşıktı, ancak buna rağmen kendisi hepsini teker teker yerine getiriyordu. Tek başına üç Yedi Gezegen'in Tanrısı kadar etkiliydi.

Geri çekilme devam ediyor ve Nuwa İttifakı'nın kayıpları artıyordu.

Boom! Nihayetinde, aldığı saldırılara daha fazla dayanamayan bir Sonsuz Ölümsüz'ün Mahşer Formasyonu paramparça oldu.

Yüz Gerçek Ölümsüz, yüz bin Kutsal Ölümsüz ve yüz milyon Kayıp Ölümsüz anında katledilmeye başlanmıştı. Kusursuz Yol'un dehşet verici, sürü gibi ordusunun karşısında hiçbir şey yapamıyorlardı. Formasyonları bile parçalanmışken, tek başlarına bu saldırılara nasıl karşı koyabilirlerdi ki?

Xuan Yuan'ın suratı yavaş yavaş solgunlaşıyordu.

“Sıkıntı.” Ning aniden Gümüşay'ın sıkıntılı bir konumda olduğunu fark etti. Adamın sergilediği performans fazla dikkat çektiği için Kusursuz Yol ona odaklanmıştı. Bu yüzden, Kıyamet Ejderha Formasyonu'nu yöneten Gerçek Ölümsüz aniden onu hedef aldı.

Tırırım…

Gökyüzündeki siyah ejderhalar aşağıya, Gümüşay'ın Yedi Gezegen'in Tanrısı'na doğru iniyorlardı!

…..