Bölüm 659: Sarı İmparator Alemi

Dokuznilüfer Dongyan Klanı'na üyeydi. Parlakızıl Alem Savaşı sırasında, Gerçek Ölümsüz Dongyan yıllar boyunca Ji Ning'in yanında mücadele etmişti. Doğal olarak Ning ve Gerçek Ölümsüz Dongyan sıkı birer dost olmuştu ve genç adam Gerçek Ölümsüz Dongyan'ın diğerlerine olan tavırlarından sebep ona hayranlık ve saygı duyuyordu. Dongyan gerçekten de onurlu, adil ve dürüst bir adamdı; gerçek bir kahramandı; lakin Ning Gerçek Ölümsüz Dongyan'ın kalbinde gizli olan bir kederin her zaman için farkındaydı. Büyük ihtimalle uzun zaman önce yaşanan bir olay vardı ve Dongyan hala daha o olayın etkisinden kurtulabilmiş değildi.

“Büyük Xia'ndaki Gerçek Ölümsüz Dongyan gerçekten takdir edilesi bir insandı.” Gerçek Ölümsüz Luoshui iç çekti. “Parlakızıl Alem Savaşı uzun yıllar önce sona erdiği için Kusursuz Yol'un Parlakızıl Alemi'yle olan çarpışmaları da ciddi derecede azaldı; lakin arada sırada savaşlar patlak veriyordu ve Gerçek Ölümsüz Dongyan her savaşta ön saflarda yer alıyordu. Olağanüstü bir güce sahip olduğu için Kusursuz Yol'un iki Semavi Tanrı/Gerçek Ölümsüzü'nü öldürmeyi başardı; ancak bu kez şansı yaver gitmedi… Kusursuz Yol'un üç Semavi Tanrı/Gerçek Ölümsüzü onu kuşatınca kaçmayı başaramadı…”

Ning ağır ağır başını salladı.

Altı yüz yıl geçmişti. Önceleri, Ning arkadaşlarının ölümünü duyunca kalbinde acı hissiyatları yükseliyordu. Daha sonraları, ölen arkadaş sayısı gitgide arttıkça genç adam kederine rağmen sakin kalmayı başarabiliyordu. Çünkü burada kimseni kaçamayacağı bir savaş vardı ve bir savaşta her türlü kayıp verilebiliyordu.

İnsanların ölmesi için tek bir çözüm vardı: Savaşı kazanmak!

“Ji Ning.” Aniden Ning'in zihninde bir ses yankılandı.

“Usta.” Ning şaşırmıştı.

“Derhal İçkalp Dağı'na gel.”

Aniden ahşap teknenin önünde bir uzay koridoru belirdi. Hala daha teknede olan Gerçek Ölümsüz Luoshui bunu görünce şaşırmıştı. Ning hemen durumu açıkladı, “Ustam beni çağırdı. Derhal gitmek durumundayım. Lütfen kusuruma bakma, Taoist dostum Luoshui.”

“Hadi, git git! Beni boşver.” Gerçek Ölümsüz Dongshui hemen konuştu. Ning artık yeterince güce ulaştığı için herkes onun Subhuti'nin bir öğrencisi olduğunu öğrenmişti. Zamanında Subhuti'nin Ning'e kendi adını söylemesini yasaklamasının asıl sebebi şuydu; üstatlar Ning'in pozisyonunu öğrendikleri takdirde, onunla dost olmak ve Subhuti'ye yüz vermek için Ning'e iyi davranmak zorunda kalacaklardı. Tabii böyle bir şey Ning'in Üç Alem'i gezerken gerçek manada testlere ver zorluklara maruz kalmasını da imkânsız kılacaktı.

 Subhuti öğrencilerini böyle eğitiyordu. Başlarda, Subhuti onlara ustalarının adını söylemeyi yasaklıyordu ve bunu sadece Subhuti'nin izni olduğunda söyleyebiliyorlardı. Üç Alem'in güçlü üstatları olduklarında ise durumu herkese anlatmalarına izin veriliyordu.

Vhoosh. Ning hemen uzay koridoruna adımladı. İçkalp Dağı'na gitmesi uzun sürmemişti.

Ning vakit kaybetmeden Taoist manastırının önüne geldi.

“Üstat amcam.” Girişteki iki koruma, Berraksu ve Beyaznehir ikilisi gülümseyerek Ning'i karşıladılar.

Ning başını salladı, ardından manastıra girdi.

 İçeriye girdikten sonra, mesafede sadece beyaz cübbeli Subhuti'nin değil, onu aşkın öğrencinin de olduğunu gören Ning şaşırmıştı. Öğrencilerin hepsi Semavi Tanrı/Gerçek Ölümsüz seviyesindeydi. Üçüncü öğrenci kardeşi, Altınkarga da oradaydı; kendisini nadiren gösterirdi. Ning'in aşina olduğu Gümüşay ve Lord Jiang ikilisi de oradaydı. Diğer üyelerin içinde kıdemli öğrenci kardeşi Semavi Tanrı Anka Kuşu ve kıdemli öğrenci kardeşi Junwu vardı.

Ning hemen yürüdü ve bir yer seçerek bağdaş kurup oturdu.

“Ji Ning, Kızılkar'ı çağır.” Subhuti talimat verdi.

“Anlaşıldı usta.” Ning başını salladı ve Yıldızkavrayan Dünyası'nda olan Semavi Tanrı Kızılkar'a hemen haber verdi. Çok geçmeden Kızılkar da ortaya çıkmıştı.

“Herkes burada olduğuna göre başlayalım…” Subhuti aşağıda oturan öğrencilerine bakarak sakince konuştu, “Hepinizin Kusursuz Yol'un üç yüz yıldır yaptığı suikastlardan haberdar olduğunuzu düşünüyorum; son zamanlarda onlarla sürekli savaşıyoruz.”

Herkes onayladı.

Ning de dahil herkes bu sözlerden sebep sinirlenmişti. Ölümlüler bile aile üyelerini savaşa karıştırmamak gerektiğini biliyordu, ancak Kusursuz Yol bu konuda çok aşağılıktı; Üç Alem bazında bir suikast programı uyguluyorlardı! Kusursuz Yol böyle bir şeyin sadece tek bir kez yapılabileceğini biliyordu; birinci seferin ardından Nuwa İttifakı duruma hazırlanacak ve onlara bir başka şans daha vermeyecekti. Bu yüzden, programın çapını genişletmişlerdi. Nuwa İttifakı'nda çok sayıda üstat vardı, ancak hazırlıksız yakalanarak ciddi kayıplar veren çok kişi vardı.

Aile üyeleri, arkadaşlar ve öğrenciler… Nuwa İttifakı'nın üstatlarına yakın olan kişilerden çoğu acınası şekilde can vermişti.

Hatta, Nuwa İttifakı'ndaki on iki Saf Yang Gerçek Ölümsüz o kadar öfkelenmişlerdi ki akıllarını tamamen yitirmişler ve kontrolsüz bir şekilde kaldıkları için hayatlarını bile kaybetmişlerdi.

 Nuwa İttifakı'nda bu duruma sinirlenmeyen tek bir kişi bile yoktu. İnsanlığın Üç Hükümdarı ve Taoist ile Budist Yolları'nın iki lideri takipçilerinin öfkelerini bastırmanın imkânsız olduğunu biliyorlardı… Bu yüzden devasa bir savaş patlak vermişti. Son üç yüz yılda yaşanan savaş sayısı, ilk üç yüz yıllık süreçte yaşanan savaş sayısından on kat daha fazlaydı! Neredeyse artık bütün Alemler bir Alem Savaşı'nı tecrübe etmişti.

 “Üç Alem'deki çoğu alem artık Alem Savaşı yaşamış durumda. Sadece az sayıdaki üst düzey Alemler barışı koruyabildi.” Subhuti konuştu. “Ve şimdiyse, bir sonraki Alem Savaşı'nın çıkacağı yer… Sarı İmparator Alemi'dir!”

“Sarı İmparator Alemi mi?”

“Beş İmparator'dan Sarı İmparator'un Alemi mi?”

Herkes şoke olmuştu.

Çoğu Gerçek Tanrı'nın ve Taobabası'nın alemi sıradan güce sahipti ve yüzü aşkın Semavi Tanrı ile Gerçek Ölümsüz'e sahip alemler güçlü sayılabilen alemlerdi. Ning ve diğerleri savaşların gitgide büyüdüğün biliyorlardı ve bu yüzden Beş İmparator'dan birinin kontrolünde olan alemde çıkacak bu savaştan ötürü pek şaşırmamışlardı. Böyle bir şeyi bekliyorlardı.

Ancak… Savaşın Sarı İmparator Alemi'nde yaşanacağı tamamen beklentiler dışındaydı!

Sarı İmparator denilen şahıs insan tarihinde olağanüstü derece yüce bir pozisyona sahipti. İnsan ırkı ilk başlarda Üç İmparator tarafından birleştirilmişti ve bunlar Suiren, Fuxi, Shennong üçlüsüydü. Onlardan sonraysa Beş İmparator'dan ilki, Sarı İmparator Xuan Yuan yükselişe geçmişti! Hatta çok önceleri, Ateş İmparatoru olarak bilinen Shennong bu adamla, yani Sarı İmparator Xuan Yuan ile uzunca bir süre mücadele bile etmişti. Shennong çok güçlü olsa da kendisi daha çok simyaya ve ordu stratejilerine odaklı biriydi. Bu yüzden… Nihayetinde, kendisi ciddi ciddi yenilmişti! Kazanan kişi Sarı İmparator'du!

Kadim Çağ'da bile insan ırkı kendilerine “ateşin ve sarının evlatları” diyorlardı.

 İnsanlığın üstünde etki yaratmak konusunda Beş İmparator içinden Sarı İmparator'la aşık atabilecek biri yoktu. Gerçi nihayetinde insanlığın imparatorluk klanını kuran ve bugünlere taşıyan kişi Yüce Yu olmuştu, lakin Yüce Yu'nun kendi karizması ve ordu gücü aslen Sarı İmparator'dan düşüktü.

“Yüce Yu Kadim İmparatorluk Klanı'nın lideridir. Kadim İmparatorluk Klanı emir verdiğinde, insan ırkına ait bütün klanlar bu emre yanıt verirler. Onları karmik şans için yapılacak son savaşa saklayacaklarına eminim.” Semavi Tanrı Anka Kuşu'nun aklı karışıktı. “Lakin geriye kalan dört hükümdar arasından, yani İmparator Yao, İmparator Shun, Zhanxu ve Sarı İmparator'dan… En güçlüsü kesinlikle Sarı İmparator Xuan Yuan'dır. Kendisi bini aşkın Semavi Tanrı'ya ve Gerçek Ölümsüz'e sahiptir. Alemi de İmparator Zhuanxu, İmparator Yao ve İmparator Shun'un Alemleri'nden daha güçlüdür. Neden savaş orada çıkacak ki?”

Ning ve diğerleri İmparator Zhuanxu gibilerinin altı yüz civarı Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz'e sahip olduklarını biliyordu. İmparator Yao ve Shun ikilisi belki daha fazlasına sahipti, ancak sayıları bini geçmeyecekti; lakin Xuan Yuan'ın emrinde yaklaşık 1500 kişi vardı.

 Anlaşılmaldıır ki Beş İmparator “yalnızca” elit Gerçek Tanrı/Taobabası seviyesindeydi. Eğer kişi mümkün olduğu kadar güce kavuşmak isterse, genelde Üç Hükümdar'ın birini takip etmeyi seçerdi! Örneğin Suiren'in Parlakateş dünyasında on bini aşkın Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz vardı. Aslında, Üç Alem'de Suiren'in en güçlü şahıs olduğuna dair dedikodular vardı ve bu yüzden adamın takipçi sayısı da hiç az değildi.

 Kadim İmparatorluk Klanı ise koca insan ırkının efendisiydi. Emrinde bırakın Semavi Tanrılar ve Gerçek Ölümsüzleri, çok sayıda Taobabası vardı!

Xuan Yuan gibi liderlik pozisyonunu bırakmış birinin hala daha 1500 Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz'e sahip olması salında inanılmazdı.

Subhuti aşağıya baktı. Sakince konuştu, “Madem savaşacağız, o halde güzel bir savaş çıkaralım. Bu Alem Savaşı öncekilerden farklı olacaktır. Daha önce yaşanan Alem Savaşları'nın tamamını toplarsak, Nuwa İttifakı olarak bin civarı Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz kaybettiğimizi söyleyebiliriz; ancak bu kez… Xuan Yuan'ın emrinde 1500'ü aşkın kişi var. Alacağı destekleri de hesaba katarsak bu sayı 2000'e çıkacaktır. Mücadele sıradan geçerse yüzlerce kayıp veririz, ancak mücadele özellikle vahşi bir hal alırsa, bini aşkın adam yitirmemiz kuvvetle muhtemel. Yani… Bu Alem Savaşı'nda daha önceki savaşların tamamından daha çok kayıp göreceğiz!”

Aşağıdaki herkes sessiz baskıyı hissediyordu.

Nuwa İttifakı'nda iki bini aşkın Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz olacaktı. Düşmanın da buna benzer bir sayıyla geleceği açıktı.

Böyle bir savaşta… Çoğu Taobabası bile kuşatılıp katledilme riski taşıyordu.

“Hanginiz gitmek istiyorsunuz?” Subhuti öğrencilerine baktı. “Eğer katılmak istiyorsanız, doğal olarak sizlere diğer Semavi Tanrılar ve Gerçek Ölümsüzler'den oluşan bir formasyonu yönetme fırsatı verilecektir.”

Subhuti'nin bütün öğrencileri olağanüstüydü. Son gelen Ning ve Kızılkar ikilisi bile muazzamdı.

“Ben.” diye bir ses yankılandı.

Ning ve diğerleri sesin geldiği yere döndüler.

Konuşan kişi Semavi Tanrı Gümüşay'dı. Gümüşay artık eskisi kadar rahat ve kaygısız görünmüyordu. Vücudu yüzlerce yıllık katliamdan ve savaştan gelen bir aurayla kaplıydı. Uzun zaman önce, Gümüşay savaşlarda Ning'e katılmak istediğini söylemişti, ancak eşini kurtarmak için Ning savaşa girme planlarını geçici bir süreliğine iptal etmişti. Gümüşay beklemek istemiyordu ve bu yüzden tek başına birkaç savaşa katılmıştı.

………