Bölüm 584: Bir Adım

Bu dünya ateşlerle kaplı, geniş, sonsuz bir dünyaydı. Hatta, Yeraltı Krallığı'ndan ve Cennet Alemi'nden bile daha genişti! Bu dünyanın boyutları toplamda yüz Büyük Xia'ya denk geliyordu.

Burası insan ırkı için kutsal bir topraktı!

Burası hayatta olan en güçlü ve en eski insanın yarattığı bir dünyaydı… Suiren'in dünyasıydı!

Anne Nuwa insan ırkını yarattığında, başlarda bu ırk çok zayıftı. Suiren o ilk günlerde yaşamış biriydi. Zayıflığına rağmen sadece ateşi kontrol etmeyi kavrayıp onu diğerlerine öğretmekle kalmamış, aynı zamanda zayıf insanlığı emrine almış ve onları Habistanrılar'ın hükmettiği antik çağda hayatta kalabilecekleri bir yola sokmuştu. Suiren inanılmaz bir yeteneğe ve kararlılığa sahipti; kendisi ve ırkı için akılalmaz bir yol oluşturmuştu.

Kendisi en yüce, en çok takdir gören ve koskoca insan ırkının en üstün imparatoruydu… Üç İmparatorlar'ın lideriydi!

Suiren dikkat çekmeyen ve mütevazi bir insandı. Genelde kadim kaosta dolaşırdı ve oraya bir kanal açarak kanalın içine büyük bir dünya yerleştirmişti. Bu dünya Parlakalev büyük dünyasıydı ve insan ırkı için gerçek bir kutsallığa sahipti. Sadece boyutlarına bakarak bile bir dünyayı yaratan kişinin gücü anlaşılabiliyordu ve bu dünya, Nuwa'nın dünyasından sonra hemen ikinci sırada yer alıyordu.

Güç konusunda…

Suiren'in gücü anlaşılması mümkün olmayan bir güçtü. Kadim Çağ'da, Ateş'in Üstün Tanrısı Zhurong, savaşmak için yaşayan bir tanrı bile onunla mücadele ettikten sonra Suiren'in dengi olmadığını kabul etmişti. Fuxi ve Shennong zaman zaman Üç Alem'de ortaya çıkıyordu, ancak Suiren her zaman kendi içine çekilmiş bir durumdaydı; lakin sadece varlığı bile insan ırkına zarar vermeye çalışanların boğazına doğrultulmuş heybetli bir kılıçtan farklı değildi. Dışarıya çıkmasa bile Üç Alem'de kimse onu unutmaya cüret edemiyordu.

Kusursuz Yol bile bu heybetli insan üstadından korkuyordu. Kadim kaosta bazı güçlü Yabancılar Suiren'in yoluna çıkmıştı ve Suiren hepsini katletmişti! İşte o manzara Üç Alem'i tamamen şaşkına çevirmiş ve Kusursuz Yol'u bu adama karşı iyice gergin bir hale sokmuştu.

 Onun gücü sayesinde insan ırkı sonsuz ırkların arasındaki yegâne hükümdardı. Kadim Kaos'un Gerçek Tanrılar'ı bile ona karşı çıkamazdı.

Devasa, ilahi bir ateş dağının zirvesinde, bağdaş kurmuş oturan bir adam vardı ve neredeyse çıplak figürüne sadece birkaç parça kürk kıyafeti renk katıyordu. Siyah saçları salaş bir şekilde omuzlarından dökülüyordu ve saçının her bir teli sanki ejderhanın boynuzları misali akılalmaz bir heybet taşıyordu. Suratında kalın bir sakal vardı ve gözleri geleceği bile görebiliyormuş gibiydi. Dağ tepesinde sadece oturuyor olsa da… Aslen, gözü Üç Alem'deydi.

Kendisi çok az şeyi umursayan üstün bir figürdü… Ancak fırtına geldikten sonra her şeyi izler olmuştu.

“Guo Zi.” Suiren'in sesi enerjik ve güçlüydü. Üç yüz bin kilometre ötede duran ve binlerce insanın yarattığı, bir tanrı görüntüsünün karşısında sessizce eğitim yapan gruptaki bir kadının kulaklarına ulaşmıştı.

“Baba.” Suratı ilahi dövmelerle kaplı insan kadın ayağa kalktı. Suratındaki dövmeler, zamanında insanların denediği farklı farklı gelişim tekniklerinin izleriydi. Guo Zi her şeyi yapabilecek, riski görmezden gelebilecek insanlardan biriydi ve Suiren zamanla onu üvey kızı olarak almıştı.

“Adamlarınla Ji Ning'i kurtarmaya git.” Suiren emri verdi.

“Anlaşıldı.” Guo Zi saygıyla konuştu.

En yaşlı İnsan İmparatoru olan Suiren'in emrinde, çok ama çok sayıda üstat vardı. Sadece Parlakalev dünyasında bile onu aşkın Taobabası adamı ve on bini aşkın Semavi Tanrı ile Gerçek Ölümsüz'ü bulunuyordu! Emrindeki Kutsal Ölümsüz sayısı ise daha da etkileyiciydi. Burası, insan ırkı için kutsal bir yer olan burası, en güçlü büyük dünya olarak görülebilirdi. Kusursuz Yol buraya sızmaya bile cüret edememişti.

……..

Boşlukbotu sonsuz boşlukta ilerliyordu. Arada sırada boşlukta bir delik açıyor ve farklı bir dünyaya geçerek kaçmaya devam ediyordu.

Boşlukbotu'nun içinde.

Ning ve Yedi Gezegen'in Tanrısı kendilerine fazla güvenmeye cüret edemiyorlardı.

“Kusursuz Yol'un ordusu çok güçlü. Eğer yakalanırsak işimiz biter.” Yedi Gezegen'in Tanrısı zihinsel yoldan konuştu; lakin aniden…

“Ji Ning, biraz daha dayan. İnsan İmparatoru Suiren Semavi Tanrıça Guo Zi ve 365 Semavi Tanrı ile Gerçek Ölümsüz'ü sana destek için gönderdi.” Subhuti'nin sesi Ning'in zihninde yankılandı.

“Güzel.” Ning rahat bir nefes çekti, ardından başını çevirip arkasına baktı. Uzun, siyah araç onları tam gaz kovalıyordu.

“Kahretsin. Fazla savaş kaldık.” Siyah aracın içinde üç yüze yakın Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz vardı. Liderleri uzun, iskelet gibi görünen bir Habistanrı'ydı ve alevli gözleriyle mesafedeki Boşlukbotu'na bakıyordu. “Eğer Ji Ning demin birazcık daha yavaş kalsaydı… Kusursuz Sonsuzluğun Formasyonu etraftaki uzayı kapatabilir ve onu kaçmaktan alıkoyabilirdi. Çok yakındık! Ancak şimdi, ne yaparsak yapalım ona yetişemiyoruz. Lanet olsun. Kahretsin!”

“Nuwa İttifakı'nın büyük güçleri de etkileyici. Çok hızlıydık; boşluğa bir çizik atarak direkt Üç Alem'e girdik, ancak buna rağmen durumu fark ederek Ning'e haber verebildiler.” Elinde tırpan tutan bir adam ciddiyetle fikrini söyledi.

“Evet. Çok yazık.”

“Bir adım geç kaldık.”

Diğer Semavi Tanrılar ve Gerçek Ölümsüzler de sıkıntılıydı.

Şans bu ki, Ning'in arkasında onu uyaracak bir Subhuti vardı ve bu yüzden genç adam tereddüt bile etmeden kaçmaya başlamıştı! Düşmandan sadece yarım adım öndeydi. Eğer o yarım adım olmasaydı düşman formasyonunun on bin kilometrelik alanına kapalı kalacaktı. O formasyonun gücü, Boşlukbotu'nu boşlukta delik açmaktan alıkoyacak düzeydeydi.

Lakin… Ning bu mesele hazırlanmadan hemen kaçmıştı.

“Kovalamaya devam.”

“Ne olursa olsun kovalayın. Eğer Ji Ning hafif bir hata yapsa bile onu yakalayıp mahkûm edebiliriz.” iskelet Habistanrı kükredi. Eğer Ji Ning hayatını tehdit eden bu durumda panik halinden ötürü bir hata yaparsa yakalanırdı.

 Biri kaçmaya devam ediyor, diğeri de onu kovalıyordu.

Sonsuz boşluğun içinde, büyük ve küçük dünyaların arasında… Takip devam ediyordu. Ning Boşlukbotu'nu sürüyordu, düşmanları da üstün bir Protokozmik ruh hazinesi olan “Gökcadısı Aracı”nı kullanıyorlardı. İkisi de boşluktaki yüksek hızlı manevralar konusunda etkileyiciydi ve hız konusunda eşitlerdi.

“Sıkıntı.” Gökcadısı Aracı'nın üstündeki iskelet Habistanrı'nın surat ifadesi değişti.

Önlerinde kavrulan bir dağ vardı ve mesafedeki geniş, denizvari göklere asılıydı. Kavrulan dağda birkaç figür duruyordu, hepsi antik auralara sahipti. Bunlar Kadim Çağ'dan beri yaşayan figürlerdi ve liderleri Semavi Tanrıça Guo Zi'nin ölümcül aurası gökleri kaplıyordu. Yanında 365 Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz vardı.

Boşlukbotu ise direkt kavrulan dağa ilerliyordu ve taşıdığı iki Habistanrı'yı da beraberinde götürüyordu.

İki ordu uzaktan birbirlerini süzdüler.

İki taraf da kendilerine ait kampların elitleriydi. Bir taraf “Kusursuz Sonsuzluğun Formasyonu”nda ustaydı ve bu formasyon Kusursuz Yol'un kralı tarafından yaratılmış bir formasyondu; Nuwa İttifakı'nda ise “Yangerçek Yıldız Formasyonu” adlı inanılmaz güçlü bir formasyon vardı. Kadim Çağ'da, bu büyük formasyonu kullanan Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz grupları Gerçek Tanrılar ve Taobabaları'yla savaşabiliyordu.

“Savaşmak istiyor musunuz?” Semavi Tanrıça Guo Zi onlara soğuk bakışlarıyla bakıyordu. Sesi buz parçaları gibiydi, ancak Gökyüzü ve Yeryüzü'nü sarsıyordu.

“Karakuzey.” İskelet Habistanrı Ning'e doğru işaret etti, ardından soğuk sesiyle konuştu, “Bu sefer kendini şanslı say. Ucu ucuna kaçmayı başardın. Ancak bu davranışlarına bakılacak olursa… Gerçekten ölmek istiyorsun.”

“Ölmek mi istiyorum? Gel de öldür o zaman.”

Ning ona baktı, sesi soğuktu. “Eğer beni öldürebilecek yeteneğin varsa gel de öldür. Burada duruyorum. Ne diye boş boş tehditler savuruyorsun?”

İskelet Habistanrı dişlerini sıktı.

Gözlerinde beliren iki alevle kavrulan dağın üstündeki Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz grubunu süzdü; lakin elinden gelen tek şey sıkıntısını yutmaktı. Ji Ning kafasına estiği gibi davranmıştı…. Ancak bir süre dayanabildiği için Nuwa İttifakı'ndan yardım hemen gelmişti. Kusursuz Yol henüz Sonsavaş'ı yapmak istemiyordu. Şimdilik, böyle güçlü bir düşman ordusuna karşı çaresizlerdi.

“Çekilin.” Tanrıkral'ın sesi, iskelet Habistanrı'nın zihninde yankılandı.

“Gidelim.” İskelet Habistanrı'nın geri çekilmekten başka çaresi yoktu.

Boom! Siyah araç kayboldu.

…….

Üçüncü Dünya. Tanrıkral ve Taobabası Cehennemyeşimi havada duruyor, yaşananları izliyorlardı.

“Kahretsin.” Tanrıkral'ın gözleri soğuk ışıklarla parlıyordu.

“Çok yazık. Sadece bir adım gerideydik.” Taobabası Cehennemyeşimi soğuk sesiyle konuştu, “Ama o bir adımdan ötürü adamı yakalayamadık. Bu Ji Ning isimli herifin ciddi ciddi üstün bir Protokozmik ruh hazinesi, Boşlukbotu, var. Bu Boşlukbotu uzun zamandır varlığını sürdüren bir hazine. O hazine Kusursuz Kaosdünyamız, Pangu'nun Kaosdünyası'yla savaşmadan önce bile vardı. Normalde Taoist Üçhayat'a aitti. Üçhayat… O adam gerçekten cesur, heybetli bir savaşçıydı. Olağanüstü bir cesareti vardı ve gerektiğinde kendisine hiç acımıyordu.”

“Katılıyorum.” Tanrıkral da başını salladı. O da bahsi geçen bu cesur, güçlü Taoist Üçhayat'ı hatırlıyordu. Her ne kadar Üçhayat bir Gökyüzü Tao'su kavrayamamış olsa da, güçlü Gerçek Tanrı vücuduna ve dehşet verici ilahi yeteneği [Yıldızkavrayan El]'e bel bağlayarak Kusursuz Yol'un bir sürü Taobabası ve Gerçek Habis'ini öldürmüştü. [Yıldızkavrayan El]'inin gücü inanılmazdı.

“Ji Ning Boşlukbotu'na sahip. Onu öldürmenin tek yolu önce bölgedeki uzay zamanı kapatmak ya da bir tuzak hazırlamak. Tabii daha iyi bir hız hazinesi de kullanabiliriz, ancak Boşlukbotu'ndan daha hızlı olan hazinelerin hepsi Kaos hazineleri.” Tanrıkral'ın suratı ekşidi. “Tarafımızda hız odaklı sadece tek bir Kaos hazinesi var, ancak o da Taoannesi Şeytaneli'nde! Taoannesi Şeytanel yalnız bir figür. Bize öylesine önemli bir Kaos hazinesini vereceğini hiç sanmıyorum.”

“Evet. Şeytanel'i tanıyorsam, bunu kabul etmesi kolay olmayacaktır.” Taobabası Cehennemyeşimi başını salladı.

Taoannesi Şeytanel…

Bu kadın zamanında Kusursuz Kaosdünyası'nda ortalığı karıştıran ve katliamla kaplı bir kan fırtınası yaratmıştı. Kusursuz Kaosdünyası'nın sayısız üstadı onun adını ne zaman duysalar dehşet düşüyorlardı. Onun gücü de ellerinden geliyordu, ancak bu kadın Taoist Üçhayat'tan farklıydı. Taoannesi Şeytanel'in elleri güçlüydü, zira kendisi kadim kaosta bir set eldiven tipi Kaos hazine bulmuştu. Eldivenlerle birlikte gidecek bir ilahi yetenek yaratmıştı ve bu tekniğin adı “Şeytaneller'de Yokoluş”du. Belki kaçma yetenekleri konusunda Bütün Şeytanlar'ın Efendisi'nden daha zayıftı, ancak asıl güç konusunda ondan aşağı kalır yanı yoktu. Eğer Şeytankalp'in Efendisi olmasaydı, muhtemelen şeytanların arasından onu kimse kontrol altına alamazdı.

“Ji Ning gerçekten ölümün kıyısında geziyor.” Tanrıkral yaşananları düşündükçe sinirleniyordu. Ji Ning'in on beş Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz'ü öldürmesi toplam saldırı gücünde ciddi bir etki yaratmamıştı, ancak Üç Alem'deki güçlerin arasında bazı önemli değişikliklere sebep olacaktı.

Eğer şu anki gibi güçlerini etrafa yaymaya devam ederse, Ji Ning bir kez daha saldırılarında başarılı olacaktı; ancak durumu değiştirirse, bu durumu bütün Üç Alem'de değiştirmek zorunda kalacaktı ki bunun bedeli çok ağırdı!

…..

Ji Ning o esnada Semavi Tanrıça Guo Zi'ye teşekkürlerini sunuyordu.

“Taoist dostum Guo Zi, siz ve arkadaşlarınız tam zamanında geldiniz, aksi takdirde ciddi bir tehlikede olacaktım.” Ning çoktan Gökleri Cezalandıran'ı bozmuş ve milyonu aşkın Ölümsüzleri'nin Yıldızkavrayan dünyasına girmesine izin vermişti. Hemen yanında Kızılkar ve diğer altılı duruyordu.

“İnsan İmparatoru Suiren'in emirleri dahilinde geldim. Eğer birilerin teşekkür etmek istiyorsan İnsan İmparatoru'na teşekkür edebilirsin.” Semavi Tanrıça Guo Zi gülümsedi ve başını salladı, arkasındaki antik Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz grubu da aynı şeyi yaptı. Hepsi Ning'e dostane davranıyordu, zira Ning insan ırkına aitti. Bu Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz grubu henüz insan ırkının zayıf olduğu çağlarda doğmuşlardı ve bu yüzden diğer insanlara da önem veriyorlardı.

…..