Bölüm 536: Açık Bir Şekilde

“Subhuti…” Taobabası Parlakızıl Subhuti’ye baktı. Demeden edememişti, “Doğru mu söylüyorsun?”

“Sence böyle bir konuda yalan söyler miyim?” Subhuti orada oturuyor, sakince şarabını yudumluyordu. “Fazla şaşırmaman lazımdı. Üç Alem’de Kusursuz Yol’a karşı zaten birden fazla Alem Savaşı yapmış bulunuyoruz. Parlakızıl Alemi’nde de bu savaşlardan birinin başlaması anormal bir durum değil.”

Parlakızıl yavaş yavaş başını salladı. Bunları duymadan önce ayaktaydı, oturdu ve iç çekti, “Doğru diyorsun. Er ya da geç, bir Âlem Savaşı Parlakızıl Alemi’me gelecekti; ancak böyle bir gerçekle karşı karşıya olunca… Canım acıyor. Öğrencilerim… Hepsi sayısız yıldır yanımdaydı. Artık onları kendi çocuklarım gibi görüyorum; lakin şimdiyse, Âlem Savaşı’nda savaştıklarını izleyeceğim… Birer birer, öldüklerini göreceğim…”

Subhuti başını salladı.

O da çok sayıda öğrenciye sahipti; Parlakızıl’ın tam olarak nasıl hissettiğini iyi biliyordu.

İkisi de Kadim Kaos’un Gerçek Tanrılar’ı olarak doğdukları için gerçek çocuklara sahip değillerdi. Öğrencilerini, sıradan ölümlülerin çocuklarına değer verdiği kadar değerli görüyorlardı. Buna bir de sayısız yıllık öğretiler, eğitimler eklenince, aralarındaki ilişkilerin derinleşmesi kaçınılmazdı.

Belki de büyük güçler olarak, öğrencilerinden birinin ölüşünü izleyebilecek kadar zihinsel sağlamlığa sahip olabilirlerdi… Ancak bütün öğrencileri potansiyel bir tehlikeyle karşılaştığında, gayet tabii kalpleri acıyacaktı. Kaçı gerçekten sevdiği kişilerin aniden böyle bir tehlikeye bulaşmasına istekli olabilirdi ki?

“Subhuti.” Taobabası Parlakızıl başını salladı. “Uyardığın için teşekkür ederim. Eğer sen olmasaydın… Xiamang’ın tarafı yok olacaktı.”

Subhuti sadece gülümsedi, rahat figürüyle şarabından bir yudum aldı.

“Evet. Madem Xiamang’ın güçlerine saldırmayı düşünüyorlar.” Parlakızıl aniden konuştu, “Aynı şeyi ben de yapamaz mıyım? Sınırlı sayıda desteği açık bir şekilde gönderirim, gizliden gizliye de onlar için acımasız bir hediye hazırlarım. Kendi ilaçlarından onlara da tattıralım mı?”

“İmkânsız.” Subhuti başını iki yana salladı. “Kusursuz Yol’un istihbarat konusunda ne kadar etkileyici olduğunu biliyorsun. Kusursuz Yol haberdar olmadan bütün güçlerini toplayabilmen çok zor! Şanslı olsak ve istihbarat ağlarından kaçabilsek bile… Kusursuz Yol’un kaç tane Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz gönderdiğinden haberin var mı?”

“Kaç tane?” Parlakızıl hemen sordu.

“Altmış altı.” Subhuti sakince konuştu. “Aralarında Tonglian Dağı’ndan altı Yabaniyaratık Tanrısı ve Dokuz Puslubulut Perileri de var…”

Parlakızıl’ın suratında çirkin bir ifade belirdi.

“Ayrıca Ejderyiyen Dağı’nın üç Yabaniyaratık Tanrıları da aralarında. Bildiğin gibi bu üçlü, Budistler’in başını epey ağrıtmıştı.” Subhuti konuştu.

“Ne? Onlar da mı geldi?” Parlakızıl’ın suratı tamamen değişti. “Ama… Ama… Burada sadece Parlakızıl Alemi’ne karşı yaptıkları bir savaştan bahsediyoruz. Kusursuz Yol’un Tonglian Dağı’ndan altı kişiyi ve Puslubulut Deresi’nden dokuz kişiyi çağırmasına bir şey demiyorum… Ancak Ejderyiyen Dağı’ndaki üçlüyü neden çağırmışlar?”

Onlara karşı harekete geçen kişi bir Taobabası olmadığı sürece, bahsi geçen bu üç heybetli Yabaniyaratık Tanrılar neredeyse dokunulmazdı.

“Nereden bileyim ben?” Subhuti başını iki yana salladı. “Ama Büyük Xia’ya gittiklerini kesinkes biliyorum.”

Subhuti’nin bilmediği asıl şey…

Tanrıkral’ın Ejderyiyen Dağı’nın üç Yabaniyaratık Tanrısı’nı sırf Ji Ning’i temizlemek için göndermiş olduğuydu. Tanrıkral’a göre, Ji Ning çoktan bir ruh kalpgücü tekniğini kavramıştı; Saf Yang Gerçek Ölümsüz de olursa, yönettiği Gökleri Cezalandıran’ı muhtemelen tek başına o üç Yabaniyaratık Tanrısı’na karşı koyabilecekti.

Aslında, Tanrıkral’ın tahminleri yanlıştı; Üç Âlem’de ruh kalpgücü tekniği bilen figürlerin sayısı iki elin parmaklarını geçmiyordu. Ji Ning ne kadar yaratıkvari bir yeteneğe sahip olup Yaşlı Adam Yuan’dan [Kalp Sutrası]’nı almış bulunsa da, henüz ruh kalpgücün tekniğinde temel bir anlayışa sahipti. Bu konuyu kavramayı bırakın, ustalaşmış bile sayılmazdı!

Lakin Ji Ning’i temizleme kararı gerçekten de Kusursuz Yol’un verdiği doğru bir karardı; zira Ning bu teknikte sadece temel bir kavrayışa sahip olsa da, zaman geçtikçe ruh kalpgücündeki anlayışı sadece ve sadece derinleşecek, nihayetinde bir gün tekniği kavrayacaktı.

“Söylemek için geldiğim her şeyi söyledim.” Subhuti konuştu. “Parlakızıl, bu bilgiyle ne yapacağın sana kalmış.” Lafını bitirdikten sonra Subhuti kayboldu ve çarpıklaşan uzay tekrar normale döndü.

Taobabası Parlakızıl elini salladı, önündeki şarap masasını topladı, ardından aşağıya baktı.

Altındaki Semavi Tanrılar ve Gerçek Ölümsüzler artık onu görebiliyordu. Akılları karışıktı, ancak kimse soru sormaya cüret edemiyordu.

“Hepiniz Şarapgün Âlemi’ndeki Alem Savaşı’nı gördünüz.” Taobabası Parlakızıl konuştu, havadaki yuvarlak ışık aynasına işaret ediyordu.

Herkesin aklı karışıktı.

Ne alakaydı? Acaba destek mi göndereceklerdi?

“Huzurlu, rahat günleriniz sona erdi. Parlakızıl Alemi’mizin Âlem Savaşı başladı!” Taobabası Parlakızıl sakince devam etti, “Kusursuz Yol’un büyük güçleri çoktan büyük bir Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz grubunu Büyük Xia’ya göndermiş durumda. Aralarında Tonglian Dağı’nın altı Yabaniyaratık Tanrısı var, ancak ayrıntıları daha sonra konuşacağız. Şimdilik bilmeniz gereken tek şey şu: Destekleri sadece İkiz Jueming Ölümsüzleri değil; toplamda, altmış altı Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz’e sahipler; aralarında Ejderyiyen Dağı’nın üç Yabaniyaratık Tanrısı da var!”

Herkesin suratı değişti.

Altmış altı mı?

Kusursuz Yol’un hali hazırda Büyük Xia’da bulunan güçleri de sayılırsa… Toplamda neredeyse seksene yakını savaşa mı katılacaktı? Seksen Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz… Ne dehşet verici bir güçtü!

Yoksa…

“Artık Âlem Savaşı’ndayız!” Taobabası Parlakızıl aşağıya baktı. “Bu savaştan kimse kaçamaz. Gidin ve kendinize ait dünyalarda hazırlıklarınızı yapın. Hepsini iyice koruyun. Geriye kalan bütün güçler toplanacak ve birlikte Büyük Xia’ya gönderilecek.”

“Anlaşıldı!” Ölümsüzler ve Habistanrılar ciddiyetle onayladı.

Xia İmparatoru soğuk terler içerisindeki. İkiz Jueming Ölümsüzleri aslında… Altmış altı Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz’ü taşıyan bir tuzak mıydı? Xia İmparatoru olabilecekleri düşününce bile korkudan titremişti.

“Ordularını çağırmak ya da farklı işlerle uğraşmak zorunda olmayanlar derhal yola çıksın.” Taobabası Parlakızıl emirlerini veriyordu. “Direkt Xiamang’ın Sekiz Ejder’in Bulutşehri’ne açık bir şekilde gideceksiniz. Kusursuz Yol’un bize karşı kurduğu fantezilere bir son verelim!”

“Anlaşıldı!”

……

Taobabası Parlakızıl’ın emrinde yüzü aşkın Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz vardı, ancak şu anda diğer büyük dünyalarda da savaşlar sürmekteydi; bazılarını, bu dünyaları korumak için geride bırakmalıydı. Eğer hepsini tek bir noktaya odaklarsa, Kusursuz Yol diğerlerini kolayca ele geçirebilirdi. Bu yüzden, Taobabası Parlakızıl’ın toplayabileceği kişi sayısı sınırlıydı.

Tabii Kılıç Ölümsüzü Ebediyeşil, Peri Kılıçdansı, Gerçek Ölümsüz Nehiryıldızı ve Semavi Tanrı Fufang gibi yalnız gezginler de vardı. Dengeli sayılabilecek dünyalardaki figürler de Büyük Xia’ya gönderiliyordu.

O gün, yirmi altı Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz desteğin ilk parçası olarak Büyük Xia’ya gönderildi.

Büyük Xia. Beyazdirek Eyaleti. Kusursuz Şehir. Karmaşanın ortasında.

Xia İmparatoru’nun şüphelerini çekmemek için Gerçek Ölümsüz Beyazdirek ve diğerleri hemen saldırmış değildi. Tam aksine, normalde yapacaklarını yapıyorlardı; öncelikle İkiz Jueming Ölümsüzleri için bir hoş geldin ziyafeti verilmişti. Plan şuydu: Ziyafet bitecek ve akabinde Xia İmparatoru’nun güçleri çağrılacaktı! Eğer fazla sabırsız davranırlarsa, hedeflerini yerine getiremezlerdi. En kritik mesele, kişinin olaylara sakin ve sabırlı bir kafayla yaklaşmasıydı!

“Gelin, için!” Gerçek Ölümsüz Beyazdirek geniş bir kahkaha attı. “Artık İkiz Jueming Ölümsüzleri de yanımızda olduğuna göre, Xia İmparatoru’nun tarafını destek büyülerini kullanarak baskılayabiliriz. Semavi Tanrı golemlerimizin ve Kanlıbulut golemlerimizin kabiliyetleri ciddi şekilde artacağı için zafer şansımız var!”

“Evet. Büyüler ve destekler golemlerde çok işe yarıyor. Golem sayımız onlardan daha fazla; İkiz Jueming Ölümsüzleri’ne gerçekten çok ihtiyacımız vardı.”

“Bu savaşı kazanabiliriz.”

Semavi Tanrılar ve Gerçek Ölümsüzler kendi aralarında muhabbet ederlerken gülümsüyorlardı. Ardından, aniden…

“Eh?”

Herkesin suratı değişti. Açılan bir uzay kırığından yayılan devasa dalgaları hissetmemeleri mümkün değildi. Sonuçta, bahsi geçen bu uzay kırığı onlara çok yakındı.

“Bakalım.” Gerçek Ölümsüz Beyazdirek sakindi. Elinde şarap kadehi, gülümseyerek yükseldi. Tek bir adım attığında çoktan ziyafet salonunun dışına çıkmıştı.

Svoosh! Svoosh! Svoosh! Birbiri ardına, üstatlar ziyafet salonunu terk ederek Kusursuz Şehir’in üstüne çıkıyorlar ve durumu izliyorlardı.

İzledikleri o manzarada…

Sekiz Ejder’in Bulutşehri vardı. Sekiz ilahi ejderha şehrin etrafında süzülüyor ve bu şehre Kusursuz Şehir’den bile daha heybetli bir aura katıyordu. Şehrin hemen üstünde bir uzay kırığı açılmıştı ve bu kırıktan birbiri ardında Gerçek Ölümsüzler ve Semavi Tanrılar çıkıyordu. Bu Semavi Tanrılar ve Gerçek Ölümsüzler kendi aralarında konuştukları esnada çok rahatlardı ve hepsi aşağıdaki şehre ilerliyordu.

“Semavi Tanrılar ve Gerçek Ölümsüzler mi?”

“Onlar Taobabası Parlakızıl’ın emrindeki Semavi Tanrılar ve Gerçek Ölümsüzler.”

“Çok fazlalar…”

“Kaç tanesi Sekiz Ejder’in Bulutşehri’ne girdi? Görünüşe göre, en azından yirmi kişi varlar. Tabii kaç tanesinin daha geleceğini söylemek… Zor.” Herkesin suratı değişmişti.

İki şişman Jueming Ölümsüzü bu olay yaşanmadan önce gayet keyifliydi, ancak artık yüzlerinden düşen binlerce parça vardı.

Mavitilki’ni gözlerinde de öfke dolu ifadeler mevcuttu.

Savaş komutanı olan… Beyazdirek ise artık sakinliğini koruyamıyordu.

Çat! Elindeki şarap bardağı parçalandı. Şarap etrafa yayıldı, ancak daha ona yaklaşamadan önce her sıvı parçası donmuş ve yere düşmüştü.

“Lanet olsun! KAHRETSİN!!” Gerçek Ölümsüz Beyazdirek öfkeliydi.

Bu pusu çok önemliydi. Kafa kafaya savaşılan bir Âlem Savaşı’nda, on Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz öldürmek hiç kolay bir iş değildi ve bunu yapmak için de bir bedel ödemek gerekiyordu; lakin planladıkları pusu dâhilinde Xia İmparatoru’nun güçlerini kolayca alt edebileceklerdi. Ancak şimdiyse… Planları başarısız olmuştu.

“Nasıl başarısız oldu?!” Gerçek Ölümsüz Beyazdirek dişlerini sıkıyordu. Neredeyse. Neredeyse! Neredeyse Xia İmparatoru’nun güçlerini tamamen yok ediyordu.

…….

“Neler oluyor?”

Sekiz Ejder’in Bulutşehri’ndeki ordu kamplarında, çok sayıda Kayıp Ölümsüz ve Kutsal Ölümsüz kendi odalarından çıkmış, havaya bakmaya başlamıştı.

Ji Ning ve Yu Wei ise kamptan uçuyorlardı. Havada durduktan sonra izlemeye başlamışlardı.

Kutsal Ölümsüzler Vahdet, Süzülentoz, Whacko, Yağmurçıkan ve Hepyaratık da şoke olmuştu.

“Bu…?”

Havada devasa bir kırık açılmış, kırığın içinden akılalmaz auralara sahip birbiri ardına figürler çıkmaya başlamıştı.

Bunlar Gerçek Ölümsüzler ya da Semavi Tanrılar’dı.

“Bu kadar fazla mı?” Ning bir nevi şoke olmuş sayılırdı.

“Hemen ana saraya gelin.” Xia İmparatoru’nun sesi komutanların zihninde yankılandı.

“Ana saraya gitmem lazım.” Ning Yu Wei’ye konuştu.

“Git.” Yu Wei başını salladı. Ning bir generaldi; doğal olarak bu ani gelişme için gerekli toplantıya katılmalıydı.

Saniyeler sonra…

Ana sarayda. Xiamang tahtında oturmuştu ve altında otuzu aşkın Semavi Tanrı/Gerçek Ölümsüz vardı. Ning ve diğer generaller de oradaydı.

“Kaşla göz arasında yirmi altı kişilik bir Gerçek Ölümsüz/Semavi Tanrı grubu geldi. Neler oluyor böyle? Eğer pusu falan kuracaksak neden gizlice gelmediler ki? Bir milyon kilometre çapındaki bölge Xia İmparatoru’nun kontrolü altında; gizlice gelmelerini sağlayıp Kusursuz Yol’a gizli bir saldırı yapabilirdik.” Ning’in aklı karışıktı.

Tahtında oturan Xia İmparatoru açıkladı: “Sanıyorum ki hiçbiriniz yaşananlara vakıf değilsiniz. Ustamın bu kadar fazla kişiyi göndermesinin sebebi… Kusursuz Yol’un bize karşı, yani Parlakızıl Âlemi’ne karşı burada, Büyük Xia’da bir Alem Savaşı başlatacak olmasıdır.”

“Âlem Savaşı mı?” Ning ve diğerleri şoke olmuştu.

“Gerçek Ölümsüz Beyazdirek yalnızca İkiz Jueming Ölümsüzleri’ni çağırmadı; aslen yanında, fazladan altmış altı Gerçek Ölümsüz/Semavi Tanrı var.” Xia İmparatoru ciddiyetle konuştu. Bir anlığına duraksadı, Ning ve diğerlerine bu şoke edici haberi sindirmeleri için biraz zaman verdi, akabinde devam etti. “Lakin tarafımız bu taktiklerini fark ettiği için ustam, öncü birlikler bağlamında yirmi altı Semavi Tanrı ve Gerçek Ölümsüz’ü yanımıza gönderdi, ana ordu daha sonra gelecek.”

“Öğrenci kardeşlerim hakkınızda çoğu şey biliyor.” Xia İmparatoru gülümsedi. “Ancak, sanıyorum ki çoğunuz onları tanımıyorsunuz.”

Ning ve diğerleri onayladı.

“Sizi tanıştırayım. Bu benim kıdemli öğrenci kardeşim, Gizliboşluk. Kıdemli öğrenci kardeşim Gizliboşluk ustam’ı takip eden ilk kişidir ve Gizliboşluk Formasyonu da inanılmazdır.” Xia İmparatoru konuştu. “Bu benim küçük öğrenci kardeşim Kılıçdansı…”

Lakin yirmiyi aşkın Semavi Tanrı’nın ve Gerçek Ölümsüz’ün gözleri Kılıç Ölümsüzü Ebediyeşil ile Ji Ning arasında gidip geliyordu.

……..