Bölüm 513: General Olmak

Kayıp Ölümsüzler zayıf varlıklardı, ancak yüz bin Kayıp Ölümsüz’ün birleşerek çağırdığı doğal enerji miktarı... Nihayet, Ji Ning bu miktarı bizzat tatmıştı. Bin Kutsal Ölümsüz bu enerjiye rehberlik ediyor ve onu ehlileştiriyor olsalar da, Ning bu gücün ne kadar kontrol edilmesi zor bir güç olduğunu hissedebiliyordu.

 “Gökleri Cezalandıran Formasyon’un gücünü kontrol etmek [Büyük Bin Kılıç Formasyonu]’nu kontrol etmeye benziyor.” Ning iç geçirdi.

[Büyük Bin Kılıç Formasyonu]… Ne kadar fazla Ölümsüz kılıca sahip olursa, kişiye de bir o kadar fazla yük ekliyordu.

Bu özellikle de Ning’in henüz aldığı üst kademe Saf Yang kılıçlar, Ananda Dünya Kılıçları eklendiğinde gerçekleşen bir durumdu. [Büyük Bin Kılıç Formasyonu]’nun kalbi olarak görev yapan bu kılıçlar, Ning’in akılalmaz derecede güçlü kalpgücüne rağmen… Ona yalnızca [Büyük Bin Kılıç Formasyonu]’nun birinci seviyesini ucu ucuna aktif etme şansını tanıyordu.

 Bu durumun asıl sebebi dokuz Ananda Dünya Kılıçları’nın tek kelimeyle akılalmaz olmalarıydı. Anlaşılmalıdır ki çoğu Gerçek Ölümsüz bile böyle üst kademe Saf Yang kılıçlardan oluşan tamamlanmış bir seti ele geçirecek kadar şanslı olmuyordu. Bu yüzden, onları kontrol etmek çok zordu! Ning’in bunu yalnızca Kutsal Ölümsüz seviyesinde olmasına rağmen yapabiliyor olması ise üçüncü seviyeye ulaşan kalpgücü sayesindeydi.

Ning henüz kalpgücünü ruhuna uygulamayı öğrenememişti, ancak kişinin kalpgücü ne kadar güçlüyse, kontrol edebileceği uçan kılıç sayısı da bir o kadar artıyordu. Aslında bu daha çok yeteneksiz bir güçlü adamın kılıç tutmasına benziyordu; ne kadar güçlüyse, tuttuğu kılıcın ağırlığını da bir o kadar artırabilirdi. Kalpgücünü ruha uygulamak tekniksel bir meseleydi; uygun teknik sayesinde, güçlü adam daha da ağır kılıçlar tutabilir ve kılıç oyununu ciddi derecede güçlendirebilirdi.

İşte bu, iyi bir tekniğin yarattığı farktı.

Şu anda Ning tamamen kalpgücünü kullanarak kaba kuvvet aracılığıyla işleri kontrol ediyordu.

Vhooooooosh. Enerji dalgası Gökleri Cezalandıran’ın vücudunda süzülüyor ve Ning kontrolü ele geçiriyordu.

Yavaş yavaş bu güce aşina bir hale gelmeye başladı ve tecrübe edindi.

Aslında, bu durum gerçekten de kılıç formasyonlarını kontrol etmekten pek de farklı sayılmazdı.

……..

Beyaz cübbeli Xia İmparatoru tekrar parçalanmış kaos altıntaşlarını kaldırdı ve yenilerini yere serdi. Kaos altıntaşları altın ışık huzmeleriyle parlıyordu ve güzellik, muazzamlıkla dolu oldukları açıktı.

“Başlayabilirsin.” Ning’in formasyona aşinalık kazandığını gören beyaz cübbeli Xia İmparatoru emri verdi.

Tırırım…

Karakuzey Gökleri Cezalandıran öne doğru bir adım attı, kalın, güçlü sağ kolunu kaldırdı. Milyonu aşkın Ölümsüz’ün gözleri o binlerce metre uzunluğundaki devasa kola odaklanmıştı.

Tırırım…

Devasa el akılalmaz bir savaş baltası misali, engellenmesi imkânsız görünen heybetli bir güçle iniyordu.

Adeta Pangu kadim kaosun kozmik yumurtasını kırıyor ve evreni oluşturuyordu. Uzay kırıkları elin etrafını kaplıyor ve dalgalar halinde iki yöne uzuyorlardı.

O devasa, koyu kızıl baltavari el heybetli bir şekilde kaos altıntaşlarına iniyordu.

BOOM!!!

Akılalmaz bir patlama sesine, dört bir yana yayılan şok dalgaları eşlik ediyordu. Şok dalgaları büyük mühür formasyonuna çakıldığında, bir seri patlama sesi duyuldu. Formasyonun dışında duran milyonu aşkın Ölümsüz bu sesleri duyduğunda anında hepsi şoke olmuştu.

“Ne güç ama.”

“Bu güç… Şu ana kadar gördüğümüz herkesten daha fazla.”

“Ji Ning gerçekten olağanüstü bir figür. Yaratık. Hem de ne yaratık!”

“Kaç parça kırdığını merak ediyorum.”

Ölümsüzler hayranlık içerisindeydi. Onlara göre, Ji Ning gerçekten rakipsiz bir yaratıktı. Bu adamın Gökleri Cezalandıran Formasyon’u idare etmekte etkileyici olup olmayacağından pek de emin değillerdi, ancak şu ana kadar çıkan Kutsal Ölümsüzler’i muhtemelen geçeceği kimin aklına gelirdi ki?

Herkes dikkatle bakıyordu.

Şok dalgaları dağıldı. Artık görebiliyorlardı… Kaos altıntaşlarından oluşan ufak dağ resmen yerle bir olmuştu. O kadar taş parçası vardı ki kaç tanesinin kırıldığını bile göremiyorlardı.

“O… Sekiz parça mı?”

“Belki dokuz?”

Milyonu aşkın Ölümsüz ellerinden geldiğince kaç parçanın kırıldığını görmeye çalışıyorlardı, ancak ortada fazla kırık parça olduğu için görüşleri perdeliydi.

Beyaz cübbeli Xia İmparatoru elini salladı ve bu hareketiyle birlikte kırılan parçaları yan tarafa çekerek hiç zarar görmemiş tek bir kaos altıntaşını ve çatlaklarla dolu bir diğer kaos altıntaşını gözler önüne serdi.

“Sekiz parça kırıldı, dokuzuncu parça da neredeyse tamamen kırılmış durumda.” Beyaz cübbeli Xia İmparatoru gülümsedi. “Ölümsüz dostum Ji Ning gerçekten etkileyici; şu ana kadar test edilen 330 Ölümsüz arasında birinci sıraya oturdun bile.”

Kalbinde, beyaz cübbeli Xia İmparatoru kendi kendine iç geçiriyordu. “Ji Ning gerçekten inanılmaz. Kutsal Ölümsüzler için bu formasyon aracılığıyla altı kaos altıntaşı kırmak limit olmalıydı. Sadece Ji Ning gibi inanılması mümkün olmayan bir yaratık böylesine olağanüstü bir güç sergileyebilir.”

Altı parçayla sekiz parça arasında… “Sadece” iki parçalık bir artış vardı, ancak o el hamlesinin gücü her katmanda azalıyordu. Yani Ning’in formasyonu, diğer Gökleri Cezalandıranlar’dan iki seviye daha üstündü. Bu… Gayet tabii kalpgücü sayesindeydi! Kalpgücü sayesinde daha fazla enerji kontrol edebiliyordu. Eğer kalpgücünü tamamen kavrayabilir ve bu gücü ruhuna uygulayabilirse, daha da akılalmaz bir kontrol sergileyebilecekti.

Tırırım…

Karakuzey Gökleri Cezalandıran tamamen kayboldu ve bin bir Kutsal Ölümsüz ile yüz bin Kayıp Ölümsüz ortaya çıktı. Ning hemen uçarak gülümsedi, “Teşekkürler, Taoist dostlarım.”

“Ji Ning.” beyaz cübbeli Xia İmparatoru gülümsedi, “Beklenmedik bir şey yaşanmadığı sürece, dokuz generalden biri olacaksın. Lakin tabii... Geriye kalan yirmi dokuz kişiden daha güçlü dokuz kişi çıkarsa, yapacak bir şey yok.”

“Eğer böyle bir şey yaşanırsa, bu Büyük Xia için gerçek bir lütuf olur.” Ning konuştu.

Xia İmparatoru geniş bir kahkaha attı, “Tamamdır. Sırada Ölümsüz dostum Süzülentoz var.”

……

Ning’in ardından gelen Ölümsüz Süzülentoz ciddi ciddi herkesi şaşırtmıştı… Çünkü zar zor da olsa yedi parçayı kırmayı başarmıştı. Ölümsüzler şaşkınlık içerisindeydi; yoksa sonlara doğru Ji Ning’i geçebilecek biri çıkacak mıydı?

Ancak… Zaman geçtikçe ve testler devam ettikçe, Xia İmparatoru’nun sonlara doğru bazı ünlü ve güçlü Kutsal Ölümsüzler’i bıraktığını görseler de, kimse Ji Ning’i geçememişti. Aslında, kimse Kutsal Ölümsüz Süzülentoz’u bile geçebilmiş değildi.

359 Kutsal Ölümsüz’ün testi iki günlük sürenin ardından sona erdi.

Sıralama şu şekildeydi:

1 – Kutsal Ölümsüz Karakuzey, Ji Ning

2 – Kutsal Ölümsüz Süzülentoz

3 – Kutsal Ölümsüz Suçoprası

4 – Kutsal Ölümsüz Yağmurçıkan

5 – Kutsal Ölümsüz Hepyaratık

6 – Kutsal Ölümsüz Vahdet

7 – Kutsal Ölümsüz Gökkuşağı

8 – Kutsal Ölümsüz Bin İğne

9 – Kutsal Ölümsüz Whacko

Aslında durum çok garipti. Ning sekiz parça kırmıştı ve Kutsal Ölümsüz Süzülentoz ise yedi parça kırmıştı. Dokuzludan geriye kalanlar ise altı parça kıranlardan oluşuyordu ve onuncu olan kişi beş parça kırmıştı.

“Bu bin Kutsal Ölümsüz ve yüz bin Kayıp Ölümsüz Ölümsüz dostum Whacko tarafından kontrol edilecek ve onlara ‘Whacko Ordusu’ diyeceğiz.” Xia İmparatoru görevleri dağıtmaya koyuldu. Bu adı duyan Ölümsüzler kahkahalarına engel olamıyordu; bu ordunun isminde bir Ölümsüz aurasına dair hiçbir şey yoktu.

……

“Bir sonraki bin Kutsal Ölümsüz ve yüz bin Kayıp Ölümsüz ile Ölümsüz dostum Karakuzey tarafından kontrol edilecek ve onlara Karakuzey Ordusu diyeceğiz. Tamamdır; dokuz orduyu da ayarladık. Geriye kalan Kutsal Ölümsüzler ve Kayıp Ölümsüz tarafımca kontrol edilecekler.” Xia İmparatoru konuştu. “Dokuz general, benimle gelin. Diğerleri de kendi ordularıyla birlikte dinlenebilirler.”

Xia İmparatoru hemen Gökışık Sarayı’na doğru uçuşa geçti.

Beş Gerçek Ölümsüz onu takip ediyordu ve Ning ile diğer sekizli de uçmaktaydı.

Gökışık Sarayı’ndaki zarafet dolu salonlardan birinde…

“Oturun.” Xia İmparatoru gülümseyerek oturdu. Diğerleri de gülüyordu.

Beş Gerçek Ölümsüz doğal olarak Xia İmparatoru’na daha yakın oturuyordu. Ardından Ji Ning ve diğer sekizli kendilerini sıralamalarına göre ayarlamışlardı.

“Gökleri Cezalandıran Formasyon’un kritik parçaları burada. Hadi, öğrenin ve iyi çalışın.” Xia İmparatoru elini salladı ve aniden dokuz koyu kızıl madalyon Ning ile diğer sekizliye doğru fırladı. “Gerçek Tanrı Xingtian bunları bizzat yapmıştır ve tekniği de iç kısımlarına kazımıştır.”

Madalyonlar el büyüklüğündeydi. Koyu kızıl renklerine vahşi görünen bir diyagram eşlik ediyordu.

Madalyonlar Ning ve diğerlerinin ön kısımlarında süzülüyordu. Doğal olarak herkes kendine ait madalyonu almış ve ona merkezhissini göndermişti. Çok geçmeden dokuzu da madalyondaki bilgileri ezberlerdi.

“Madalyonlar sizde kalabilir.” Xia İmparatoru iç geçirdi. “Hepiniz korkusuzca Ölümsüzleri kontrol etmek için gönüllü oldunuz ve Kusursuz Yol’la yapacağımız bu savaşa katıldınız… Eğer hayatta kalmayı başarırsanız, bu madalyonu kullanarak Gerçek Tanrı Xingtian’ı ziyaret edebilir ve ona ait olan Tao Deposu’ndan bir teknik seçebilirsiniz. Aynı şekilde, hazine bankasından bir Saf Yang hazine ya da Protokozmik ruh hazinesi de seçebileceksiniz.”

Ning gayet sakindi, ancak diğer Kutsal Ölümsüzler’in gözleri parlıyor, kalpleri arzu alevleriyle kaplanıyordu. Sonuçta, bu figürlerden biri bile Taobabaları’nın öğrencilerinden değildi; ulaşamadıkları çok sayıda ilahi yetenek ve gizli sanat vardı.

“İyi çalışın.” Xia İmparatoru tekrarladı, suratı karanlık ve kasvetliydi. “Korkarım ki Kusursuz Yol yakında savaşa başlayacak.”

…….

Büyük Xia dünyası. Beyazdirek Eyaleti çok uzaklarda olan bir eyaletti. Genel bağlamda, eyalet ne kadar uzakta olursa boyutları da bir o kadar büyük oluyordu.

Akşamdı.

Devasa, göklere uzanan bir saray Beyazdirek Şehri’nin üstünde süzülüyordu. Süzülen karanlık saray Beyazdirek Şehri’nden bile daha büyüktü. Baştan aşağıya siyaha bürünmüştü ve etrafında çok sayıda zincir vardı. Sayısız zincir sarayın etrafındaki uzayı kaplıyor, adeta bir tekneleri sabitleyen çapalar gibi sarayı oraya kilitliyordu.

Sarayın duvarlarında çok sayıda siyah zırhlı asker vardı.

Sarayın içindeyse sımsıkı korunan bir ordu üssü mevcuttu ve bazı devasa kuleler seçilebiliyordu.

Devasa saraydaki en büyük açık alan ise Ölümsüz deniziyle kaplıydı ve bu figürlerden hepsi bağdaş kurmuş oturuyordu. Bunlar Kayıp Ölümsüz seviyesindeki kişilerdi ve ardı arkası kesilmeyen bir kalabalık oldukları açıktı.

 Avlunun ön kısmında üç adet devasa, sislerle kaplı mağara vardı ve bunların üçü de üç yüz metre uzunluğa sahipti. Karanlık mağaralar dehşet verici, gizemli bir bölgeye giden girişlerdi.

“Söylentilere göre o mağaralar efsanevi ‘Beşinci Dünya’ya çıkıyormuş.”

“Patriğin anlattıkları doğruysa, Beşinci Dünya’daki Kutsal Ölümsüz sayısı inanılmazmış. Hatta çok sayıda Gerçek Ölümsüz ve Semavi Tanrı bile varmış. Eğer Beşinci Dünya bütün gücünü ortaya çıkarırsa, Büyük Xia’yı kolayca ezebilir.”

“Peki neden yapmıyorlar?”

“Sanırım Beşinci Dünya aynı anda çok sayıda büyük dünyayla savaşıyor.”

 Sayısız Kayıp Ölümsüz kendi aralarında muhabbet ediyordu.

…….

Süzülen kara sarayın en uzun kulesinde…

Binlerce Kutsal Ölümsüz bağdaş kurmuş oturuyordu. Karanlık, suya benzeyen mühürler vücutlarını kaplıyordu ve oracıkta sessizce, sakince meditasyon yaparak çalışıyorlardı.

Bu bölgenin en ön kısmında Kusursuz Yol’un Yol Efendisi olan Mavitilki ve diğer Gerçek Ölümsüzler ile Semavi Tanrılar duruyordu. Toplamda sekiz kişilerdi! Kusursuz Yol tek başına bu figürlerden dördüne ev sahipliği yapıyordu ve Sonsuz Şeytan Mağarası ile Kanlıbulut Salonu’nundan sadece liderler gelmişti; diğer üstatlar henüz bölgeye adım atmış değillerdi. Gerçek Ölümsüz Beyazdirek, bu beyaz kaşlı, buz gibi görünen adam da oradaydı ve yanında siyah cübbeli, siyah saçlı, kızıl gözlü bir üstat vardı.

“Yıllar yılı yaptığımız çalışmalar ve on yıllar süren çabalarımız… Nihayetinde Büyük Xia’daki Kutsal Ölümsüzler’in tam olarak üç bin tanesini saflarımıza çekmemizi sağladı.” Yol Efendisi Mavitilki gülümsedi. “Artık fazladan üç bin kişiye sahibiz, Xiamang ise üç bin kişiyi yitirmiş durumda; yani denge altı binlik derecede değişti. Kusursuz Yol olarak gizlice başka dünyalara yayılan güçleri de topladık. Bu üç bin Kutsal Ölümsüz ‘Kaossuyu’nun Gerçek Sanatı’nı kavramayı bitirdiklerinde, saldırıya geçeceğiz. Kıdemli öğrenci kardeşim Beyazdirek, liderliğine güveniyoruz.”

“Bugünü milyonlarca yıldır bekliyorum.” Beyaz kaşlı Gerçek Ölümsüz Beyazdirek’in ses tonu soğuktu.

……