Bölüm 443: Yaşlı Şeytan Rüzgarakan

Ji Ning ve diğerleri uzaktan sıradağlara bakıyordu. Alabildiğine uzanan dağlara henüz girmemiş olsalar da, etrafa yaydığı heybetli güç dalgalarını hissedebiliyorlardı. İşte bu, sıradağları sürekli koruyan büyük formasyonun gücüydü.

“Kıdemli öğrenci kardeşim, içeriye nasıl gireceğiz?” Mu Kuzeyoğul telaşlıydı.

Ufak Qing ön tarafa bakarak söyledi, “Sayısız ölümlü; Ölümsüzlük yolunda yürüyen bir milyonu aşkın kişi… Kim bilir böyle sayısız yıldır varlığını koruyan antik bir merkez üssünü ne tür formasyonlar koruyordur. Gençateş Klanı’nın Kutsal Ölümsüzleri kesinkes buraya çok sayıda formasyon yerleştirmiştir. Böyle bir yer aslen çelik bir duvardan farklı değil. İçeriye nasıl gireceğiz? Ne yapacağız?” Ufak Qing yanındaki Ning’e baktı.

“Kıdemli öğrenci kardeşim…” Kuzeyoğul da Ning’e bakıyordu.

Böyle bir yere nasıl gireceklerini bilmiyorlardı.

Bölge çok iyi korunuyordu!

Burası öyle Doğuodun sıradağlarına benzemiyordu; her ne kadar Gençateş Klanı’nın üç merkez üssünden biri olsa da… Sakinsu’yun Kuzeydağ Klanı’nın merkez üssü bile böyle sıkı korunmuyordu! Gençateş Klanı’nın sayısız yılda çok sayıda Kutsal Ölümsüz yetiştirdiği açıktı. Böyle antik bir klanın merkez üssüne girmek… Muhtemelen İçkalp Dağı’ndaki formasyonlarla korunan Kırlangıç Dağı’na girmek kadar tehlikeli olacaktı!

“Tabii zorla girecek değiliz.” Ning başını iki yana salladı. “Formasyonlarla kaplı; eğer zorla girmeye çalışırsak direkt formasyonlara kapılırız.” Kanlıbulut Salonu genç adama suikast girişimi yaptığında, Ning Doğuodun sıradağlarındaki formasyonlara kapılmış ve nihayetinde kaçmak için Büyük Işınlanma Tao Mührü kullanmak zorunda kalmıştı.

“O zaman ne yapacağız?” Kuzeyoğul sordu.

“Yasaklı bölgeye nasıl girdiğimi unuttun mu?” Ning başını çevirerek Kuzeyoğul’a baktı.

Kuzeyoğul titredi.

“Aynı taktiği kullanarak Antikyeşim sıradağlarına sızacağım.” Ning gülümsedi. [Sekiz Dokuz Gizemin Sanatı]’na çalışan kişiler koskoca Üç Alem’in en gizemli figürleriydi; bu sanatı kullanarak Ölümsüz malikanelerine ve hatta Gökyüzü Salonu’na bile sızabiliyorlardı!

İki saatin ardından.

Ning’in yanında taşıdığı Ölümsüz malikanesinde…

“Üstat, bağışlayın beni, bağışlayın! Bendeniz Gençateş Karayanık, sizi bir şekilde sinirlendirdiysem lütfen bana söyleyin!” Uzun, ince, orta yaşlı bir adam dehşet içerisindeydi; önünde duran maskeli, siyah cübbeli adama bakıyordu. Karşı koymayı aklının ucundan bile geçirmiyordu… Zira bu kişi çok güçlüydü.

Daha önce eyalet şehrinde olduğunu biliyordu, ancak bu adam bir anda ortaya çıkarak sadece Tao Bölgesi’yle onu felç etmiş ve Ölümsüz malikanesine çekmişti.

 Tao Bölgesi bile bu kadar güçlüyse… Muhtemelen bu adam onu tek bir düşüncesiyle öldürebilirdi.

“Seni öldürmek isteseydim, şimdiye kadar zaten ölmüş olurdun.” Maskeli, siyah cübbeli adam boğuk sesiyle söyledi.

Karayanık rahat bir nefes çekti. Bu gizemli figür onu hemen öldürseydi, bu gerçekten acınası bir ölüm olacaktı. Hemen lafa daldı, “Üstat, eğer bir şeye ihtiyacınız varsa lütfen bana söyleyin; bu küçüğünüz elinden geleni yapacaktır.”

“Oh?” Maskeli, siyah cübbeli figür gülümsedi. “Birkaç şey öğrenmek istiyorum, yani… Anılarını incelemek gibi bir isteğim var.”

“Anılarımı mı?” Karayanık şaşırdı. Sıkıntılıydı, söyledi, “Üstat…”

“Ruhunu arayacağım. Karşı koymazsan, yan etkileri kötü olmayacaktır. Tabii karşı koyarsan… Güç kullanmak zorunda kalacağım.” Maskeli, siyah cübbeli figür söyledi. “Ne yapacaksın?”

Karayanık acınası ve çaresiz hissediyordu. Biraz tereddüt ettikten sonra dişlerini sıkarak söyledi, “Küçüğünüz isteklidir.”

“Mm.” Maskeli, siyah cübbeli figür hemen elini uzatarak Karayanık’ın başına koydu ve Binyıldız ruharama tekniğini kullanmaya başladı.

……

Havada.

Ning bulutun üstünde duruyordu. Başını hafifçe öne salladı. “İlki bir Kadim Taoist’ti. Kadim Taoistler’in Gençateş Klanı’na epeyi yüksek sayılabilecek pozisyonları var ve bu yüzden çok şey biliyorlar. Gördüğüm kadarıyla… Doğutepe Eyaleti’nde, yaşayan kişiler arasında kesin tabaka farklılıkları ve çok sayıda formasyon var. Gençateş Karayanık gibi bir Kadim Taoist bile eyaletin belirli bölgelerine gidebiliyor ve formasyonların sadece bir kısmının nasıl geçileceğini biliyor.”

Ruh arama sayesinde bölgede bulunan büyük formasyonlardan sadece bir kısmını öğrenebilmişti.

“Görünüşe göre biraz daha Kadim Taoist yakalamam lazım.”

Svoosh. Uzay ışınlanmasını kullanan Ning ortadan kayboldu.

……

Genç adam Gençateş Klanı’nın Kadim Taoistleri’ne karşı harekete geçmişti. Farklı Kadim Taoistler’in farklı rütbeleri oluyordu; bazıları merkez üslerini koruyan formasyonlar hakkında epeyi şey biliyordu, bazısıysa pek bir şey bilmiyordu! Ning yavaş yavaş Doğutepe Eyaleti’ndeki Antikyeşim sıradağlarını çözmeye başlamıştı. Aldığı bütün bilgileri Beyaz Amcası’na iletiyordu.

Beyaz Amcası formasyon konusunda bir büyük ustaydı; kesinkes onları parçalayabilecek bir yöntem bulacaktı!

………

“Hahahaha! Ruh araması mı yapmak istiyorsun?” Mavi cübbeli adam vahşi bir kahkaha patlattı, “Düşündüğüm gibi… Sen Patriklerin bahsettiği kişisin, değil mi? Ji Ning!”

 “Sıkıntı.” Maskeli, siyah cübbeli Kadimikiz Ning bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Hemen harekete geçti…

Vhoosh!

Aniden beliren kılıç ışığı direkt mavi cübbeli adamın vücudunu ikiye ayırdı. Mavi cübbeli adamın Kadim Kaplumbağa Yılan’ı havaya fırlamıştı, ancak kılıç ışığı onu da anında yok etmişti. İnsan şeklindeki ruh reenkarnasyon döngüsüne katılmak için kaçıyordu.

“Kendini patlatmayı denedin diye ruh aramasından kaçabileceğini mi düşündün?” Ning elinde bir mücevher tutuyordu. Siyah mücevherin muazzam çekim gücü havadaki ruhu hemen içine çekmişti.

Bir Kadim Taoist’i öldürüp Kadim Kaplumbağa Yılanı’nı parçalayan kişiler, genelde ruhlarını da bu süreçte ister istemez öldürüyorlardı; lakin Ning rakibinden çok üstündü; yani Kadim Kaplumbağa Yılan’ı öldürse de ruhu sağlam bir şekilde ele geçirmeyi başarmıştı. Ruhu alacak ve anılarını arayacaktı.

 “Ruh araması mı? Hahahaha…” Mavi cübbeli adamın insan şeklindeki ruhu vahşi bir kahkaha attı. Ruhu çatlıyordu… Ardından tamamen parçalandı.

“Ne?!” Ning iç çekmeden edememişti.

Güçlü üstatlar ruhlarını bölebiliyordu. Örneğin, Ning çok önceleri Kadimikizi’ni oluşturmuştu… Ancak bu insan ruhunu parçalara bölerek tamamen parçalamıştı. Sonuç intihardı.

“Kendi ruhunu parçaladı.” Ning iç çekti. “Görünüşe göre Gençateş Klanı’nda bazı sadık klan üyeleri var.”

“Ben olduğumu anlayabildi demek? Epeyi zekiydi.”

Ning fazla şaşırmamıştı; çünkü zaten ruh araması yaptığı diğer Kadim Taoistler’den, Gençateş Klanı’nın Kutsal Ölümsüzleri’nin klana dikkatli olmaları gerektiğini anlatan bir emir yolladıklarını öğrenmişti. Ji Ning’in gizlice klana girmeye yeltenmesi söz konusuydu!

“Son karşılaşmamızda, dört Kutsal Ölümsüz güç birliği yaparak bana saldırdı. Başarısız olsalar da Gençateş Klanı muhtemelen [Sekiz Dokuz Gizemin Sanatı]’na çalıştığımı öğrenmiştir.” Ning kendi kendine düşündü. “Bu sanatta çalışan kişiler dönüşüm konusunda usta oldukları için Gençateş Klanı’nın bu kadar tedbir almış olması gayet normal.”

“Ancak, tedbir almışlarsa da ne olmuş yani? Üç Alem’de… [Sekiz Dokuz Gizemin Sanatı]’na çalışan kişiler, sımsıkı korunan Gökyüzü Salonu gibi yerlere bile istedikleri gibi sızabiliyorlar.”

Bu Kral’ın Taosu’ydu!

Ning’in [Sekiz Dokuz Gizemin Sanat]’nda çalıştığını biliyor olsalar da… Onu Antikyeşim Sıradağları’na girmekten alıkoyacak yöntemleri yoktu.

Buna rağmen…

Düşman hazırlıklıysa, o halde Ning hedefine kolayca ulaşamayacaktı.

“Gençateş Klanı muhtemelen bu Kadim Taoist’in ölümünden haberdardır. Lakin… Kendisi yalnızca tek bir kişi. Çok sorun yaratacağını sanmıyorum.” Ning kendi kendine düşündü. Gençateş Klanı devasa bir klandı ve Büyük Xia tehlikelerle dolu bir hale bürünmüştü, yani tek bir Kadim Taoist’in ölümü öyle abartılacak bir durum değildi. Tabii iki kişi ardı ardına ölürse… O halde dikkatleri çekecekti.

“Şimdilik bırakalım.”

“Beyaz Amca.” Siyah cübbeli Ning malikanesindeki salona geçti. Salonda Beyaz Amcası, Mu Kuzeyoğul ve Ufak Qing vardı.

“Nasıl gitti?” Beyaz Amcası sordu.

“Gökyüzü’nün Hazine Dağı’ndan aldığım bilgi raporundaki kişileri kaçırmış ve dikkatli hareket etmiş olsam da… Beklenmedik bir şekilde, ölümden korkmayan biriyle karşılaştım.” Siyah cübbeli Ning başını iki yana salladı. “O Gençateş Xun intihar etti; zorla ruh araması bile yapamadım.”

“Büyük bir klanda, elbet klan için kendilerini feda edecek kişiler olacaktır.” Beyaz Amcası onayladı.

“Toplamda sekiz Kadim Taoist’in ruhunu aradım. Doğutepe Eyaleti’ndeki Gençateş Klanı üssü hakkında epeyi bilgi topladım diyebiliriz.” Siyah cübbeli Ning söyledi, “Formasyonlarla nasıl başa çıkacağımızı da… Sen halledeceksin, Beyaz Amca.”

“Biraz düşüneyim.” Beyaz Amcası onayladı.

Ruhunu aradığı sekiz Kadim Taoist’in anılarında merkez üssünü koruyan formasyonlara dair bilgiler mevcuttu. Ning her şeyi yeşim bir cihaza kaydetmişti ve cihazı hemen Beyaz Amcası’na uzattı.

 Beyaz Amca cihazdaki kayıtları inceleyerek Antikyeşim Sıradağları’ndaki formasyonların genel resmini bulabilecekti.

……….

Doğutepe Eyaleti’nin Antikyeşim Sıradağları’nda…

Bu sıradağ bir milyonu aşkın kilometreye kadar uzanıyordu ve çok genişti; sıradağı içinde düzlükler, göller ve çok sayıda eyalet şehri de bulunuyordu. Yüzlerce, binlerce kilometre genişliğe sahip çok sayıda eyalet şehri mevcuttu ve ölümlülerin büyük bir kısmı bu şehirlerde yaşıyordu. Her şehir yaklaşık on milyon kişiyi barındırabilecek düzeydeydi.

Göller, düzlükler, nehirler, dağlar… Eyalet şehirleri her yerdeydi. Antikyeşim dağları kesinkes Gençateş Klanı’nın bölgesiydi!

“Patrik! Patrik!” Saraya doğru koşan genç telaşlıydı. Saray tamamen beyaz yeşimden yapılmıştı ve içinde çok sayıda güzel hizmetçi bulunuyordu. Bu hizmetçilerden her biri muazzam güzelliklerdi. Bazıları zayıf, bazıları çıplaktı. Bazılarıysa zengin soylu kadınlara benziyordu.

Genç boğazını temizledi.

Bunlar Patriğin dünyayı gezerken bulduğu güzelliklerdi ve hepsini toplayıp kendine hizmet etmeleri için buraya getirmişti.

Bu Patrik… Antikyeşim Dağları’nda özel bir pozisyona sahipti ve bir Kayıp Ölümsüz’dü. Kendisi bir milyon yılı aşkın bir süredir yaşamayı başaran bir Kayıp Ölümsüz, Ölümsüz Rüzgarakan’dı; lakin yabancılar ona “Ölümsüz” değil, daha çok “yaşlı şeytan” tarzında sesleniyorlardı. Kendisi gerçekten şeytani bir figürdü.

“Ne oldu?” Siyah saçlı, siyah sakallı yaşlı adam o esnada iki güzelliğe sarılıyordu, rahattı.

“Patrik, Üçüncü Üstat Amcam, Üçüncü Üstat Amcam, o… O…” Genç hemen diz çökerek çığlık attı, “Üçüncü Üstat Amcam öldü!”

“Ne?!”

Yaşlı Şeytan Rüzgarakan’ın suratı anında değişmişti.

 Gençateş Klanı’nın Doğutepe Eyaleti’nde bulunan Kadim Taoistler arasından Rüzgarakan’ın en sevdiği öğrenci yeğeni… Gençateş Xun’du. Xun kendi öğrencisi olmasa da onu seviyordu! Aslında, Gençateş Xun’u kendi gençliğine birebir benzetiyordu; farklı farklı şeytani şeyler yapan bu iki figür, aslen klanlarına çok ama çok sadıklardı.

Üstelik, Xun epeyi yetenekliydi. Bu yüzden, Yaşlı Şeytan Rüzgarakan halletmesi için ona dış dünyada bazı görevler ayarlıyordu; sadece dünyadaki tehlikeleri alt ederek güçlenebilirdi; lakin Xun’un öleceğini düşünmemişti! Klanın önemli genç öğrencilerinden biri olduğu için gayet tabii koruyucu eşyalara sahipti…  Ancak buna rağmen ölmüştü.

“Lanet. Lanet!” Yaşlı Şeytan Rüzgarakan sinirden dişlerini sıkıyordu.

“Araştırın! ARAŞTIRIN!” Yaşlı Şeytan Rüzgarakan öfkeyle kükredi, “Nasıl öldüğünü araştırın!”

…………