Bölüm 422: Hazırlık

…………

“Dikkatli seç.” Devasa ayı gülümseyerek konuştu. “Saf Yang hazineleri seçmek için geldiğinde, bir kez daha böyle muazzam bir manzarayı sadece üçüncü seçiminde göreceksin.”

Ji Ning başını öne salladı. Bunu gayet iyi biliyordu. Ölümsüz seviye hazineleri ilk kez seçtiğinde, sadece yüksek kademe hazineler arasından Üçlü Ölümsüz Kilit Bilekliği’ni seçebilmişti. Sadece ikinci seçiminde ona Göktırmık kılıçları gibi bir seçenek sunulmuştu. Üçüncü seçimi ise… Çok başkaydı.

Saf Yang hazine seçeceği ilk iki sefer için dokuzuncu ve onuncu seviyeleri alt etmek zorundaydı; seçeceği hazine sayısı ise muhtemelen sınırlı olacaktı. Sadece Semavi Tanrı olduğu takdirde üçüncü Saf Yang hazine seçim şansına kavuşacaktı; bu şansında gayet tabii yeraltı malikanesinde bulunan en güçlü Saf Yang hazineleri görebilecekti.

Lakin koşul… Semavi Tanrı olmaktı!

Semavi Tanrılar güç bakımından Saf Yang Gerçek Ölümsüzler’e denkti. Bir Semavi Tanrı olmak için kişinin dokuz dokuzluk yıldırım setini alt etmesi gerekiyordu. Üstelik, Ning’in olağanüstü bir arka planı vardı; Taoist Üçhayat ve Patrik Subhuti’nin öğrencisiydi… Muhtemelen Semavi Felaketi çoğu Habistanrı’nın felaketinden daha güçlü olacaktı. Bu yüzden Ning kendine fazla güvenmeye cüret edemiyordu.

“Büyük Bin Kılıç Formasyonu toplamda 729 Ölümsüz kılıca ihtiyaç duyuyor. Muhtemelen, gelecekte üst kademe Ölümsüz seviye uçan kılıçlar kullanacağım.” Ning kendi kendine konuştu.

Kutsal Ölümsüz olduktan sonra yedi yüzü aşkın Saf Yang hazinesi elde edebilmesi pek de mümkünmüş gibi görünmüyordu.

 Ayrıca Semavi Tanrı olmak zorundaydı. Yeraltı malikanesindeki Hazine Salonu’ndan yapacağı üçüncü Saf Yang hazine seçiminde… Belki bir şansa ulaşabilirdi. O da sadece bir şanstan öteye geçemiyordu! Sonuçta, Taoist Üçhayat sahip olduğu eşyalardan bazılarını bırakmıştı; bir formasyon için kullanılacak bine yakın Saf Yang uçan kılıç bırakmış olmayabilirdi.

Ayrıca, bir Semavi Tanrı olmak henüz genç adamın yakın gelecekte başarabileceği bir hedef değildi!

Ning’in planlarına göre, ilk önce felakete meydan okuyacak kişi Kadimikizi olacaktı; ardından gerçek vücudu Gökyüzü Felaketi’ne meydan okuyacaktı. Çünkü Kadimikizi yalnızca bir Ki Arıtıcısı’ydı; yani felaketi daha kolay olacaktı. Asıl vücudu bir Habistanrı Vücut Geliştirme Ustası olduğu için… Felaketi dehşet verici bir şekilde inecekti. Bunu bildiği için genç adam gerçek vücudunu ve Kadimikizi’ni aynı anda felakete maruz bırakmayacaktı. Ning böyle bir durumda yaşanacakları tahmin bile edemiyordu!

 Üstelik, İçkalp Dağı’nda yaşadığı zamanlarda, kıdemli öğrenci kardeşi Gümüşay ve diğerleriyle arada sırada konuşuyordu. Diğer kıdemli öğrenci kardeşleri ona ilk önce Kadimikizi’nin felakete meydan okumasını öğütlemişti. Böylece, ilk önce Kadimikizi Kutsal Ölümsüz seviyesine geçecek ve Büyük Kılıç Taosu’na dair bilgileri daha hızlı artacaktı. Öngörü seviyesi yükseldiğinde… Hazırlıklarını tamamladığında… Sırada gerçek vücuduna gelecekti.

……..

“Üç Alem karmaşanın eşiğinde. Bu kılıç setine bel bağlayarak kendimi koruyacağım! Gökyüzü Felaketi’ne meydan okumak için bunları kullanacağım!” Ning kitabı mutlak bir dikkatle inceliyordu. Çok sayıda etkileyici üst kademe Ölümsüz seviye uçan kılıç seti görmüştü, ancak bu setlerin sahip olduğu kılıç sayısı bine yakın değildi.

Lakin aniden, gözleri parladı ve genç adam duraksadı.

“Budur.” Ning keyifliydi.

Yin Yang İkiliğin Bin Kadimliği Formasyonu: Beş yüz olağanüstü Yin odaklı “Nihai Ki Buzul Kılıçları” ve beş yüz olağanüstü Yang odaklı “Qiangang Ateşfırtınası Kılıçları”. Bunlar Yin Yang İkiliğin Bin Kadimliği Formasyonu’na bürünebiliyordu; formasyon kurulduğunda, Yin ve Yang birleşiyor; su ve ateş yükseliyor, karşısına kim çıkarsa çıksın onu yok etmeye çalışıyordu. Bütün kılıçlar üst kademe Ölümsüz seviye kılıçlardı; aynı anda iki farklı kişi arafından kontrol edilebiliyorlardı; lakin bin kılıç tek bir kişi tarafından da kontrol edilebiliyordu.

 Kitapta birkaç tane gizemi yazıyordu. Aslında, bu Yin Yang formasyonuyla kullanılabilecek büyük formasyonlardan biri bile kayıt edilmişti.

Lakin, bu formasyonla ilgili yazılmayan bazı şeyler vardı. Aslında, bu formasyon aslen bir çift Kutsal Ölümsüz Tao Eşi tarafından kullanılıyordu. Kadın Ölümsüz Nihai Ki Buzul Kılıçları’nı, erkek Ölümsüz de Qiangang Ateşfırtınası Kılıçları’nı kontrol ediyordu.

Bu kadar fazla sayıda üst kademe Ölümsüz seviye uçan kılıcı kullanmak kişinin zihnini baskılayan bir kavramdı; Kutsal Ölümsüzler’in arasında bile bu bin kılıçlık Yin Yang formasyonunu aktif edebilecek çok az figür vardı.

“Bu formasyon çok zor.” Ning’in suratı değişmişti. “Her ne kadar bu formasyon kılıçları kullanıyor olsa da, aslen Formasyon Taosu’na dair koşullara da sahip. Aslında bu kılıçlar formasyon noktalarını belirleyen eşyalar olarak kullanılıyor; ne yazık ama!”

 Kılıç kullanan ve Kılıç Ölümsüzü olmayan çok sayıda Ölümsüz vardı.

Örneğin, Ölümsüz Beşçılgın ve Ufak Qing de kılıç kullanıyordu. Muhtemelen hayatta olan Kayıp Ölümsüzler’in yarısı silah seçimini kılıçtan yana kullanıyordu… Ancak bin kişiden biri bile Kılıç Ölümsüzü olmuyordu! Bu Yin Yang formasyonunda, her kılıç bir formasyon temeli olarak görev görüyor ve böylece kılıçlar devasa bir formasyona bürünebiliyordu.

“Sadece benim ellerimde asıl ‘kılıç’ gücünü ortaya çıkarabilirsiniz.” Ning konuştu.

Okumaya devam ediyordu.

Çok geçmeden kitabı okumayı bitirdi. Bu kitapta birkaç Ölümsüz setiyle ilgili bilgiler vardı, ancak 729 kılıçtan fazla hazineye sahip sadece iki kılıç formasyonu seti mevcuttu! Bunlardan biri Yin Yang İkiliğin Bin Kadimliği Formasyonu’ydu ve bu formasyon Yin-Yang olarak ayrılıyordu. Formasyon Taosu konusunda, Ning Yin ve Yang’ı birleştirme işleminde yetenekli olduğu için bu seti seçmişti.

“Bunu seçeceğim.” Ning gülümsedi.

Yeraltı malikanesi. Yıldız Salonu.

Ning o ahşap kulübede bağdaş kırmış oturuyor, elinde etrafa soğuk bir aura saçan bir Ölümsüz kılıcı tutuyordu. Aniden kılıcın üstünde ufak, kar beyazı bir yılan belirdi, “Sen benim ve diğer kardeşlerimin efendisi misin?”

“Kardeşler?” Ning gülümseyerek yılana baktı

“Beş yüz Nihai Ki Buzul Kılıçları (kadın) kardeşlerdir.” ufak yılan konuştu, “O beş yüz Qiangang Ateşfırtınası Kılıçları ise (erkek) kardeşlerdir.”

Ning gülümsedi. Havaya doğru işaret etti ve parmağından fırlayan element Ki havada semboller oluşturmaya başladı. Bu sembollerden etrafa bulanık, karanlık bir ışık hüzmesi saçılıyordu. Ning bu sembolleri Patrik Subhuti’den öğrenmişti. [Büyük Bin Kılıç Formasyonu]’nu öğrendiğinde bu bilgiler de formasyonla birlikte gelmişti; Yaşlı Patrik bu meseleyi geliştirmek için akılalmaz bir enerji harcamıştı.

Çok geçmeden, on bini aşkın sembol havada belirerek garip, devasa bir Habistanrı karakterini “Bin”i oluşturuyordu.

“Yoğunlaş.” Ning element Ki’yi bir kez daha aktif etti. Aniden, havadaki semboller birleşerek karmaşık, yoğun tek bir sembole dönüştü; işte bu “Büyük Bin Sembolü”ydü. Bu da Yaşlı Patriğin ona öğrettiği sembol birleştirme tekniklerinden biriydi. Sembollerde usta olan bir kişi hemen Büyük Bin Sembolü’nü oluşturabilirdi; Ning ise bunu başarmak için diğer ufak sembolleri oluşturmak zorunda kalmıştı.

“Birleş.” Ning avucuyla Büyük Bin Sembolü’ne dokundu, ardından avucunu Ölümsüz kılıcına yasladı.

Kılıcın gövdesi aniden çarpık ve karmaşık sembollerle parlamaya başladı, adeta kılıcın aurası da gitgide keskin bir hale bürünüyordu.

“Biri gitti. Diğeri!” Ning sembolleri oluşturmaya devam ediyordu.

Genç adam birbiri ardına kılıçları ayarlıyordu. Şu anki Ning için [Düşük Bin Kılı Formasyonu]’na ait sembolleri yapmak muhtemelen tek nefeslik bir işti; ancak Büyük Bin Sembolü [Düşük Bin Kılıç Formasyonu] ve diğer karmaşık hazineleri baz alarak yaratılmış bir teknikti. Sadece tek bir Büyük Bin Sembolü’nü yaratmak için bile on bini aşkın ufak sembol oluşturmak gerekiyordu ve bu sembollerden her biri Düşük Bin Sembolü’nden daha karmaşıktı.

Genç adam 729 kılıca aynı işlemi yapmak için üç gününü harcamıştı. Geriye kalan 200’den fazla kılıcı ise Ning geçici olarak kaldırdı.

“Yüksel, [Büyük Bin Kılıç Formasyonu]!”

Ning sürekli deniyordu ancak Büyük Bin Sembolleri’nin yardımı ve Ölümsüz kılıçları adeta tek bir vücut gibi yankılanıyor olsa da… Gerçek vücudu ve Kadimikizi birleştiğinde, en fazla [Büyük Bin Kılıç Formasyonu]’nun ikinci seviyesini, yani 182 üst kademe Ölümsüz seviye uçan kılıcı kullanabiliyordu! Bu en üst sınırdı ve gerçek vücudu dikkatin yakın dövüşe ayırmak zorunda kalırsa… En fazla birinci seviyeyi aktif edebilecekti.

“Ne dehşet verici bir güç.”

 Yüzü aşkın üst kademe Ölümsüz seviye uçan kılıçlar, formasyon olmaksızın bile heybetli silahlardı.

 [Büyük Bin Kılıç Formasyonu] sayesinde güç birliği yapabiliyorlardı.

O esnada, Ning’in Ki Arıtıcı gücü bir kez daha gerçek vücudunun Habistanrı gücünü geride bırakmıştı!

Ning gücünü dengeledikten sonra…Nihayet Kırlangıç Dağı’nı terk etmişti.

……

Ateşkapısı Eyaleti. Bentakan Şehri’nin göklerinde…

Şafak vaktiydi. Bentakan’ın gökleri soğuktu. Hafif bir uzay kırığı belirdi ve kırığın içinden kürklere bürünmüş genç bir adam çıktı.

Ning bu kez tek başına gelmişti; zira “Yetmiş İki Dönüşüm”e bel bağlayarak araştırma yapacaktı ve bu araştırmasında Beyaz Amcası ona yardımcı olamazdı.

“Son sefer, ışınlanmayla bir milyon kilometre katetmiş ve buraya gelmiştim. Varsayımlarım geldiğim yerin Doğuodun sıradağları olduğunu gösteriyor; ancak bunun doğru olup olmadığını bilmiyorum.” Ning gülümsedi. “İnceleme zamanı.”

Svoosh!

Ning hemen daha önce kaçtığı yere doğru ilerlemeye başladı. Çok geçmeden genç adam varsayımlarında doğru olduğunu anlamıştı; burası gerçekten de Doğuodun Tarikatı’nın Doğuodun sıradağlarıydı.

“Doğuodun Tarikatı?”

“Nasıl gireceğim?”

“Böcek mi olsam? Ama Doğuodun sıradağları formasyonlarla korunuyor; eğer bir sinek ya da böcek içeriye girebilirse muhtemelen durumu fark ederler.” Ning düşünüyordu… Ardından araştırmalarına başlamaya karar verdi, “Böyle büyük bir okula ait öğrencilerin arada sırada dışarı çıkmayacaklarını düşünmüyorum!”

…….

Ning önce Gökyüzü’nün Hazine Dağı’na giderek Doğuodun Tarikatı’ndaki ustalara dair bilgi raporlarını okudu, böylece önemli kişileri tanıyabilecekti. Ardından genç adam Doğuodun sıradağlarının dışında, [Fener Ejderhası’nın Gözü]’nü kullanarak beklemeye ve araştırmaya başladı.

Genç adam üç gün boyunca araştırmıştı.

“Bizim gibi yüce Kadim Taoistler bile artık böyle acınası bir durumda olmasına katlanamıyorum. Resmen köle gibiyiz. Mesaj gönderiyoruz, şarap alıyoruz ve hatta yaratık bile pişiriyoruz. Şu hale bak!” Büyük bir gemi indi ve içeriden iki insan çıktı. Dikkatli oldukları için zihinsel yoldan konuşuyorlardı.

“Tarikat lideri bile ellerinde oyuncak olmuş durumda; bizim gibi Kadim Taoistler ne yapabilir ki? Unut gitsin, dayan. General bin yıl sonra ayrılacağını ve bize özgürlüğümüzü geri vereceğini söylememiş miydi?”

“Muhtemelen o zamana kadar ölürüz.”

 İki Kadim Taoist şikâyet ediyordu. Onlardan on binlerce kilometre uzakta, bağdaş kurmuş oturan, kürklere bürünmüş genç bir adam vardı. Gözleri fener ışığıyla parlıyordu ve bu ikiliyi uzaktan görür görmez keyiflenmişti, “Hey, şunlar Doğuodun Tarikatı’nın Kadim Taoistleri değil mi? Biliyordum; böyle devasa bir tarikata kesinkes giriş çıkış olacaktı! Görünüşe göre onlardan biraz ‘yardım’ alacağım.”

Ning aniden ışınlandı ve onlara yaklaşmaya başladı.

…….