Bölüm 362: Testler

………

“Gizli sanatları ve teknikleri öğrenmek için bunu mu yapmak lazım yani?” Ning şaşkın suratıyla kitaplığa bakıyordu.

 Kıdemli öğrenci kardeşi daha önce ona, bu teknikleri öğrenmek için basit bir testi geçmesi gerektiğini söylemişti. Ning kendini bu duruma hazırlıyordu ve testin kolay olacağını düşünüyordu, ancak… Bu gereğinden de kolaydı. Bir kez dağ patikasını temizlemek mi? Anlaşılmalıdır ki İlahiyat Sarayı’na girebilen her figür olağanüstüydü; muhtemelen dağ patikasını temizlemek için sadece ufak bir tencerede çay kaynatmaya yetecek süre kadar zamana ihtiyaç duyacaklardı.

Ning kılıç sanatı kitabını aldı ve kitap açtı. Şaşkına dönmüştü. Bu kitap kesinkes [Düşük Beş Element Kılıcı] seviyesinde bir kılıç sanatıydı.

“Vov, burada Ölümsüz seviye Ki tekniği var!” Ufak Qing seslendi.

“Formasyonlarla ilgili bu kitap da kesinkes [Formasyonların Dokuz Parşömeni]’nden aşağı kalır değil!” Beyazsu Tazısı heyecanlıydı.

Ning bölgeyi süzdü. Devasa kitaplıklar kitaplarla dolup adeta taşıyordu ve hepsinin üstünde aynı şeyler yazıyordu: “Eğer İçkalp Dağı’nın patikasını bir kez temizlersen buradan bir teknik seçebilirsin.” Açıkça seçilebildiği üzere, bu koşul ilk kattaki bütün kitaplar için aynıydı.

Yakışıklı, beyaz cübbeli adam başını iki yana sallayarak gülümsedi. “İçkalp Dağı’nda, eski bir deyiş vardır… İlahiyat Sarayı’ndaki teknikleri ve gizli sanatları öğrenenler, Kutsal Ölümsüz ya da Semavi Tanrı olabilir; lakin Üç Alem Sarayı’ndaki ilahi yetenekler ve gizli sanatlar, kişiyi Üç Alem’in en etkileyici figürlerinden biri haline getirebilir.”

“Ustamız rüyasıyla Üç Alem’deki her şeyi görebilir, bu yüzden ilahi yetenek ve gizli sanat koleksiyonu da çok geniştir. Eski zamanlardan bu yana İlahiyat Sarayı’nda toplanan tekniklerin ve sanatların sayısı tek kelimeyle muazzamdır. En düşük seviyede, yani birinci katta bile sıradan dünyalarda bulunması zor teknikler yer alır.” Beyaz cübbeli Gümüşay konuştu.

Ning başını hafifçe öne salladı. Gerçekten de öyleydi. [Üç Alem’in Rüyası] adlı tekniği sayesinde ustası akılalmaz bir koleksiyon biriktirmeyi başarmıştı.

“Kıdemli öğrenci kardeşim, yani ilk kattaki teknikleri öğrenmek için geçilmesi gereken test bu mu?” Ning yazılara işaret etti.

“Evet. Dağ patikalarını temizlerken bizzat süpürgeyle temizlemen lazım. Büyük ihtimalle Ölümsüzlük yolunda yürüyen kişiler için bile bu temizlik yarım günlerini alacaktır.” Gümüşay konuştu.

Ning başını öne salladı. Eğer tekniklerle temizleyecek olsaydı gayet tabii çok hızlı işlemi halledebilirdi, ancak süpürgeyle bu işlem yavaşlayacaktı.

“İlk kat kolaydır. Küçük öğrenci kardeşim, beni takip et.” Gümüşay konuştu.

“Tamam.”

……..

Ning, Beyazsu Tazısı ve Ufak Qing Gümüşay’ın, İlahiyat Sarayı’nın sorumlusu olan bu adamın peşinden ikinci kata çıktı.

İlahiyat Sarayı’nın ikinci katında da yazılar mevcuttu. Yazılar şu şekildeydi: “İlahiyat Sarayı’ndaki bütün masaları silebilirsen buradan istediğin bir tekniği seçebilirsin.”

“…çok basit.” Ning gözlerini kırptı, başını eğdi ve kılıç tekniği kitaplarına baktı. “Bunlar bile Siyah Beyaz Okulu’ndaki en iyi tekniklere denk.”

“Ne paha biçilemez bir saraydır burası.” Beyazsu Tazısı da şoke olmuştu.

“Ve daha ikinci katta mıyız? Hayatımda bu kadar derin ve etkileyici teknikler görmemiştim!” Ufak Qing’in gözleri kıpkırmızıydı.

“Hahahah, hadi gelin üçüncü kata gidelim.” Gümüşay gülümsedi.

……….

Üçüncü kata çıktılar. Bu kattaki kitaplıklarda yazan yazılar da şu şekildeydi. “Yüz kilometre çapındaki bölgedeki bütün otları temizlersen buradan istediğin bir tekniği seçebilirsin.”

 Yan taraftaki Gümüşay konuştu. “Bütün otları bizzat, elinizle koparmanız gerekiyor. Yüz kilometre çapındaki bölgede bulunan otları teker teker toplamak… Sanırım en azından bir ay falan sürecektir.”

“Zorlaşıyor.” Ning başını öne salladı. Her katta seviyenin zorlaştığını görebiliyordu. Her ne kadar bu sadece kas gücü gerektiren bir iş olsa da zaman alacaktı.

“Tek bir teknik için yüz kilometre çapındaki bütün otları toplamak…” Ufak Qing kendi kendine konuşuyordu.

“Dördüncü kata bakalım.” Gümüşay bir kez daha onları yukarıya çıkardı.

……

Dördüncü kattaki yazılar: “Bizzat on bin meyve ağacı dikersen buradan istediğin bir tekniği seçebilirsin.”

“Bu üçüncü kattaki testten daha kolay gibi görünüyor.” Ufak Qing’in aklı karışmıştı. Ning de başını öne salladı. Yüz kilometre çapındaki bütün otları toplamak çok daha zordu.

“Ah, anlamadınız sanırım. Bu meyve ağaçları öyle ölümlü dünyalarında görülen sıradan ağaçlar değil. Bunlar Ölümsüz meyvesi ya da ruh meyvesi yetiştiren ağaçlar; doğal olarak ekilme sürecinde ciddi bir bakıma ihtiyaç duyuyorlar. Ölümsüzlük yolunda yürüyen insanların bile bu ağaçlar elleriyle, teker teker dikmesi gerekiyor… Sanırım on bin ağacı dikmek yaklaşık altı ay sürecektir.” Gümüşay konuştu.

“Altı ay mı?”

“Altı ay boyunca çalışıyorsun ve karşılığında tek bir teknik mi alıyorsun? Üstelik daha dördüncü kattayız, değil mi?” Ufak Qing şaşkındı.

 Ning gayet sakindi; beşinci kata doğru gidiyordu.

……

Birinci katın testinde kişi yarım günlük iş yapmak zorundaydı.

İkinci katın testinde kişi üç günlük iş yapmak zorundaydı.

Üçüncü katın testinde kişi bir aylık iş yapmak zorundaydı.

Dördüncü katın testinde kişi altı aylık iş yapmak zorundaydı.

Beşinci katın testinde kişi üç yıllık iş yapmak zorundaydı.

Altıncı katın testinde kişi yirmi yıllık iş yapmak zorundaydı.

Yedinci katın testinde kişi bir yüz yıllık iş yapmak zorundaydı.

……

“Ve işte geldik sekizinci kata.” Her ne kadar Ning’in aklı karışık olsa da sekizinci kata geldiğinde gayet rahat görünüyordu.

Bu kattaki kitap sayısı daha azdı. Katta bulunan Ki Arıtıcılığı teknikleri Saf Yang seviyesini geride bırakmış ve Taobabası seviyesine ulaşmıştı.

Buradaki ilahi yetenekler ve gizli sanatlardan her biri… Xiamang Klanı gibi imparatorluk klanları için temel görevi görebilirdi.

Ning, Beyazsu Tazısı ve Ufak Qing aynı anda kitaplıklarda yazılan yazılara bakmaya başladı. Kitaplıkta şunlar yazıyordu: “Üçlüyıldız’ın Hilal Konutu’nda bin yıl boyunca çırak koruma olarak görev yaparsanız buradan istediğiniz bir tekniği seçebilirsiniz.”

“Yedinci katta sadece yüz yıllık iş gerekiyordu, ancak bu kattakiler bin yıl istiyor.” Ufak Qing söylenmeden edememişti. “Üçlüyıldız’ın Hilal Konutu’nu terk etmeden önce burada ne kadar kalmamız gerekecek acaba?”

“Ama bu teknikler ve gizli sanatlar… Muhtemelen Gençateş Klanı ya da Kuzeydağ Klanı gibi oluşumların en güçlü teknikleri bile bunların yanında sıfır kalır.” Ning gayet sakindi. “Hadi. Dokuzuncu kata çıkalım.”

……

Dokuzuncu kat İlahiyat Sarayı’nın son katıydı.

Burada sadece üç kitaplık vardı ve kitaplıklarda fazla kitap varmış gibi görünmüyordu; ancak açıkça seçilebildiği üzere… Bunlar olağanüstü tekniklerdi. Buradaki herhangi bir teknik kişiyi Üç Alem’in güçlü ustalarından biri yapabilecek kapasiteye sahipti. Zirve teknikler olarak açıklanabilirlerdi… Ve İçkalp Dağı’ndaki sıradan öğrenciler için bu teknikler ulaşabilecekleri en kadim tekniklerdi!

Sadece kişisel öğrenciler ve Patrik Subhuti’nin bizzat izin verdiği kişiler Üç Alem Sarayı’na girebiliyordu!

“Eh?” Ning bu kitaplıkların tamamen siyah olduğunu ve herhangi bir yazının bulunmadığını görünce şaşırmıştı.

“Neden bir şey yazmıyor? Yoksa dokuzuncu kattaki tekniklerin öğretilmesi yasak mı?” Ufak Qing sordu.

Ning başını çevirip yanında duran Gümüşay’a baktı. “Kıdemli öğrenci kardeşim, İlahiyat Sarayı’nın ilk sekiz katındaki testler gitgide daha uzun zaman zarflarına ihtiyaç duyuyordu… Yoksa dokuzuncu kat için bir test yok mu? Ve… İlahiyat Sarayı’ndaki teknikleri sadece bu işleri yaparak mı öğrenebileceğiz? Sekizinci kattaki teknikler için bin yıl boyunca korumalık yapmak gerekiyor… Yani on teknik öğrenmek istersem burada on bin yıl mı geçirmek zorunda kalacağım?”

 Ning burada en fazla bir yüz yıl eğitim yaptıktan sonra Büyük Xia dünyasına dönmek istiyordu. Yu Wei’yle yaptıkları anlaşma buydu! Peki ya İçkalp Dağı’nda on bin yıl geçirmek? Olacak iş değildi!

“Hahaha… Akıllısın, küçük öğrenci kardeşim.” Gümüşay deri yelpazesini salladı ve sakince konuştu. “İlahiyat Sarayı’nda iki tip test vardır. İlk tipte zorluk barındırmayan el işleri bulunur; yapman gereken tek şey biraz zaman harcamaktır. Kavrayış konusunda pek parlak olmayan kişiler için bu test bire birdir. Sekizinci kattan tek bir teknik almak için bin yıl boyunca koruma yapmak? Buna fazlasıyla değer.”

Ning başını öne salladı. Kişi Kadim Taoist olduğunda sonsuz bir hayata kavuşuyordu; tek yapmak gereken şey Üç Felaket ve Dokuz Kıyametleri alt etmekti. Bir teknik için bin yıl harcamaya gerçekten değerdi.

“Aslında bunu bir nevi ustamızın İçkalp Dağı’na verdiği hediyeler olarak görebilirsin. Her ne kadar Tao’nun rastgele öğretilmeyeceği söylense de ustamız sadece bu basit ‘testleri’ yerleştirmiştir.” Gümüşay konuştu. “Lakin tabii, daha güçlü dehalar ve kavrayış konusunda yetenekli olan kişilerin böyle el işleriyle uğraşmasına gerek yoktur. Bu tür kişiler için başka testler söz konusudur.”

“Ne gibi testler?” Ning sordu.

Gümüşay gülümsedi. “Küçük öğrenci kardeşim, buraya İlahiyat Sarayı’nın dışındaki o boş bölgeden gelmemiş miydin? Hani şu insanların, yaratıkların ve Habistanrılar’ın toplandığı ve bazı formasyonlarla engelleyici büyülerin olduğu yer?”

Ning gördüğü şeyleri düşündükten sonra başını öne salladı. “Evet. O bölgede gerçekten de bazı engelleyici formasyonlar ve büyüler vardı.”

“İşte o bölge mücadele içindir.” Gümüşay konuştu. “Ustamız farklı güçlere sahip dokuz golem yapmıştır. İlk golemi yenebilen herkes İlahiyat Sarayı’nın birinci katından bir teknik seçebilir.”

“Eğer ikinci golemi bir kere yenersen ikinci kattan istediğin bir tekniği seçebilirsin. İki kez yenersen iki teknik, üç kez yenersen üç teknik seçebilirsin… Böyle gidiyor.”

“Eğer üçüncü golemi yenersen, üçüncü kattan bir teknik seçebilirsin.”

“Aynı şey dokuzuncu golem için de geçerlidir; eğer onu yenmeyi başarırsan, doğal olarak dokuzuncu kattan bir teknik seçebilirsin.”

Gümüşay gülümseyerek Ning’e baktı. “Anladın mı, küçük öğrenci kardeşim?”

“Gayet basitmiş. Anladım.” Ning başını öne salladı, ardından şüpheci tavrıyla sordu. “Eğer bir kez yenersek bir teknik, iki kez yenersen iki teknik alıyorsun… Yoksa ne kadar fazla dövüşürsen golemler de o kadar güçleniyor mu?”

“Mücadele ettiğinde cevabı kendin öğreneceksin.” Gümüşay daha fazla bu meseleye dair bilgi vermemişti. “Ancak şunu unutma; bu mücadeleler Tao’ya dair kavrayışlarını ölçer! Bu yüzden ilahi yetenekler, formasyonlar, gizli sanatlar yasaktır. Duyduğum kadarıyla bir Kılıç Ölümsüzü’ymüşsün. Eğer öyleyse, sadece kılıçlarını ve kılıç sanatlarını kullanmana izin var. Kılıç sanatlarının bütün keskinliğini sergilemelisin.”

Ning başını öne salladı.

“El işleri yaparak kişiler sekizinci kattaki teknikleri bile öğrenebilir; ancak dokuzuncu kattaki teknikleri öğrenmek için dokuzuncu golemi alt etmek şarttır.” Gümüşay Ning’e baktı. “Küçük öğrenci kardeşim, dokuzuncu golemi yenip dokuzuncu kattan bir teknik öğrendiğinde, Üç Alem Sarayı’na gidebilirsin.”

“Tamam.” Ning onayladıktan sonra sordu. “Kıdemli öğrenci kardeşim, peki ya şimdi hangi golemle kendimi denemeliyim?”

“O zayıf kılıç sanatlarını öğrenmenin bir mantığı yok; en iyisi yukarıdan başlamak! Madem Ustamız seni öğrencisi olarak kabul etmeye istekliydi, sanırım sen de rakipsiz bir deha olmalısın… Şuna ne diyorsun? Direkt altıncı golemden başla bakalım?” Gümüşay’ın en iyi varsayımı buydu, sonuçta Ning’in gücüne dair hiçbir şey bilmiyordu. Ancak onun rakipsiz bir deha olduğunu tahmin edebiliyordu.

“Altıncı golem? Altıncı kat?” Ning altıncı katı hatırladı; bu kattaki kılıç sanatları [Yüz Santimlik Kılıç]’ın dokuz duruşundan da daha güçlüydü! Altıncı kattaki her kılıç sanatı kitabı Siyah Beyaz Okulu’nun en iyi tekniklerini geride bırakmıştı.

“Ama ben sadece Wanxiang seviyesindeyim.” Ning konuştu, biraz endişeliydi. “Biraz şey olmaz mı…”

“Merak etme. Ustamızın yaptığı dokuz golem de olağanüstüdür. Farklı güç seviyelerini sergileyebilirler. Wanxiang seviyesinde olduğun için karşına çıkacak golemler de Wanxiang seviye element Ki’yi kullanacaktır. Aynı şekilde Boşluk seviyesinde olursan golemler de Boşluk Seviyesi’ne ait element Ki’yi kullanacaktır. Bu yüzden sana bu testin Tao bilgini ölçeceğini söyledim! Hangi güç seviyesinde olduğun fark etmez.” Gümüşay konuştu.

Ning hemen rahatlamıştı. “Güzel. O zaman altıncı golemi bir deneyeyim.”

“Hadi o zaman, test bölgesine gidelim.” Gümüşay hemen grubu dokuzuncu kattan dışarıdaki boş alana doğru götürmeye başladı.

…….