Bölüm 353: Lu Dongbin Öğrenci Alır

……

 Ji Ning, Üstat Karataş ve Üstat Odungeçer durumu hemen anlamıştı. Mesele Üstat Odungeçer için zor değildi, ancak Ji Ning ve Üstat Karataş kıskanmadan edemiyordu.

Bir Taobabası’nın öğrencisi olmak! Kişisel eforun dışında, şans da bu işin içindeydi!

“Xiamang.” Denizdeviren sordu, aklı karışmıştı. “Demin söylediklerine göre, Ji Ning en gençleri. Üstelik, kendisi Toplantı’nın bir numarası da olmuş durumda. Diğer taraftaki Üstat Karataş da formasyon konusunda bir uzman. Taobabası neden Üstat Odungeçer’i seçti ki?”

“Nereden bileyim ben?” Xia İmparatoru başını iki yana salladı lakin kalbinde, Xia İmparatoru Kadimikizi’nin Taobabası Parlakızıl’la yaptığı konuşmayı hatırlıyordu.

………

Üç Alem’in ötesinde, sonsuz bir boşluğun içinde süzülen bir dağ vardı. Bu dağ bir milyon kilometre uzunluğa sahipti ve içeride sayısı saray bulunuyordu. Burası Üç Alem’deki büyük güçlerden biri olan Taobabası Parlakızıl’ın yaşadığı yerdi.

“Usta, Ölümsüz Kaderin Toplantısı’nda ilk üçe girenlerin mücadeleleri burada.” Beyaz cübbeli Xia İmparatoru saygıyla konuştuktan sonra parşömeni uzattı.

 Mesafede, taşın üstünde bağdaş kurmuş oturan, uzun mavi saçlı yaşlı bir adam seçilebiliyordu. Oturduğu yerin etrafındaki boşluk akılalmaz bir sabitliğe ve sağlamlığa sahipti.

Mavi saçlı adam başını hafifçe öne salladı. Parşömen açıldı ve hemen üç mücadelenin görüntüleri tekrar yaşanmaya başladı.

Vhoosh… İlk mücadelenin sonu aniden heyecanlı bir hale bürünmüştü. Çok geçmeden Ji Ning ve Üstat Karataş’ın arasındaki karşılaşma başladı.

“Mm.” Mavi saçlı adam gülümseyerek başını öne salladı. “Formasyon kullanan bu ufaklık gerçekten epeyi etkileyici. Eğer meseleye odaklanırsa gelecekte, muhtemelen Formasyon Taosu’nun gerçek ustalarından biri olacaktır! Formasyonlara bel bağlayarak Gökyüzü Felaketi’ni geçebilir ve bir Kutsal Ölümsüz olabilir. Yetiştirmeye değer!”

“Kılıç kullanan bu ufaklık da fena sayılmaz. Kılıç iradesi etkileyici; muazzam bir Kılıç Ölümsüzü olma potansiyeline sahip.” Mavi saçlı adam övgüyle konuştu.

Beyaz cübbeli Xia İmparatoru saygıyla araya girdi. “Usta, Toplantı’daki son üçlüden, birinci sırayı bu kılıç kullanan çocuk elde etti. İsmi Ji Ning ve kendisi sadece otuz yıldır eğitim yapıyor. Formasyon kullanan gencin ismiyse Karataş; kendisi üçüncü sırayı elde etti ve yaklaşık yüz yıldır çalışıyor. Sonuncu ise Üstat Odungeçer olarak tanınıyor. Kendisi bu Toplantı’da ikinci sırayı elde etti ve üç yüz yıldan fazla bir süredir çalışıyor!”

“Otuz yıl mı?” Taobabası Parlakızıl şaşırmıştı. Başını hafifçe öne salladı, suratında keyifli bir ifade vardı. “Görünüşe göre Kılıç Taosu’ndaki yeteneği epeyi etkileyici. Yetiştirmeye değer.”

Beyaz cübbeli Xia İmparatoru başını hafifçe öne salladı. Bu durumu tartışmaya gerek bile yoktu. Lu Dongbin gibi öğrenci seçiminde muazzam bir yeteneğe sahip olan biri bile Ji Ning’den etkilenmişti. Ji Ning’e dair olumlu düşünceleri vardı… Ve bu genç adama Kılıç Taosu’nun gerçek bir dehası diye övgü dolu sözler söylemişti.

Vhoosh. Taobabası Parlakızıl ikinci mücadeleyi izlemeye başladı. Bu mücadele Üstat Odungeçer ve Üstat Karataş arasındaydı.

Savaşı izleyen Taobabası Parlakızıl’ın gözleri parladı. Hemen üçüncü mücadeleye, Ji Ning ve Üstat Odungeçer arasındaki mücadeleyi izlemeye koyuldu.

“Güzel, güzel, güzel.” Taobabası Parlakızıl üç kez “güzel” kelimesini söyledi.

Beyaz cübbeli Xia İmparatoru anında şaşırmıştı. Taobabası Parlakızıl kimi övüyordu? Ji Ning’i mi?

“Usta, bu Toplantı’da Miskin Taoist adına sahip biri daha vardı. Kendisi Büyük İmparator Xuanwu’nun öğrencisi ve yüz yıldır eğitim yapıyor. Miskin Taoist aslen Büyük İmparator’un öğrencisi olduğunu bile bilmiyordu. Nihayetinde, Denizdeviren onu İmparator Xuanwu’nun yanına götürmek için bizzat geldi.” Beyaz cübbeli Xia İmparatoru ekledi.

“Kaplumbağa Yılan’ın öğrencisi mi?” Taobabası Parlakızıl meraklıydı. “Yanında kayıt var mı?”

“Evet.” Beyaz Xia İmparatoru Miskin Taoist’den bahsettiğine göre, doğal olarak hazırlıklı gelmişti. Hemen bir başka parşömen daha uzattı; bu parşömende birkaç mücadele kayıtlıydı, örneğin Üstat Odungeçer ve Miskin Taoist’in mücadelesi de yer alıyordu.

Mücadeleyi izleyen Taobabası Parlakızıl gülümsemeden edememişti. “Hahaha, o yaşlı Kaplumbağa Yılan’la kişiliklerimiz ve düşüncelerimiz gerçekten çok benziyor. Seçtiği Miskin Taoist… Dikkat çekmeyen, güvenilir, sabit, derin ve sorunsuz bir temele sahip. Her ne kadar bu genç adam eğitiminde yavaş olsa da zaman geçtikçe… Derin, sağlam formasyonu onu daha ilerilere taşıyacaktır.”

“Odungeçer ve bu Miskin Taoist birbirine çok benzeyen yollarda yürüyorlar.” Taobabası Parlakızıl başını öne sallayarak iç çekti. “İkisi de mükemmel ve sağlam temellere sahip. Ayrıca Tao Kalpleri de oldukça güçlü.”

Beyaz Xia İmparatoru şaşırmıştı. Duyduğu sözlere göre… Ustası Odungeçer hakkında daha olumlu düşüncelere sahipti.

“Usta, yoksa Üstat Odungeçer’i mi seçeceksiniz?” Beyaz Xia İmparatoru sormadan edememişti. Sonuçta bu Odungeçer sona kalan üçlüden en uzun çalışan figürdü.

“Unutma.” Taobabası Parlakızıl sakin gülümsemesiyle konuştu. “Kişiyi şu anki haliyle yargılayamazsın. Ölümsüzlük yolu uzun ve sınırsızdır… Bu üçü de daha yeni yeni yola adım atmış kişiler. Öğrenci seçerken geleceğe odaklanmak gerekir.”

“Otuz yıl? Yüz yıl? Üç yüz yıl? Aslına bakarsan ölümsüzlük yolunun uzun topraklarında zaman dilimleri önemsizdir.” Taobabası Parlakızıl ekledi. “Bu Miskin Taoist ve Üstat Odungeçer ikilisi sakin, acele etmeyen, sakin kişiliklere sahip! Sadece savaş stillerine bakarak bile ufak tefek taktiklere zaman harcamadıklarını anlayabiliyorsun.”

Beyaz Xia İmparatoru başını öne salladı. Gerçekten de Miskin Taoist ve Üstat Odungeçer birbirine çok benziyordu.

“Ölümsüzlük yolunda yürüyen insanlar için bundan daha iyi bir zihniyet ve kalp olamaz.” Taobabası Parlakızıl gülümseyerek konuştu. “Ya da en azından, bu tür kişileri ben ve Kaplumbağa Yılan daha çok seviyoruz.”

Taobabası Parlakızıl çok iyi niyetli bir figürdü; herkes bunu biliyordu. Eskilerin konuştuğu gibi, bir kaplumbağa bezelyeyi gördüğünde onu rengi için severdi! Taobabası Parlakızıl da Odungeçer’in kalbinden ve zihniyetinden hoşlanmıştı. Ölümsüzlük yolunun bir raddeye kadar kavrayışa ve yeteneğe baktığını iyi biliyordu ancak yolun ilerleyen kısımlarında, kişinin zihniyeti ve Tao kalbi daha büyük birer rol oynuyordu!

“Odungeçer’i seçiyorum.” Taobabası Parlakızıl başını öne salladı. “Diğer ikisi de güzel yeteneklere sahip. Gidip öğrenci kardeşlerine sor, bakalım bu ikiliyi kim öğrencisi olarak almak istiyor. Üç Alem karışmak üzere; belki de görüşüm eskisi kadar keskin değildir ve Ji Ning ya da Üstat Karataş da gelecekte etkileyici figürler haline gelebilir. Bu yüzden, onları da Parlakızıl Birliği’me almamız lazım!”

“Anlaşıldı.” Beyaz cübbeli Xia İmparatoru onayladı. “Ji Ning bir Kılıç Ölümsüzü. Küçük öğrenci kardeşim Ebediyeşil’le görüşmeye gideceğim! Küçük öğrenci kardeşim Ebediyeşil de bir Kılıç Ölümsüzü. Karataş ise… Sanırım içimizde Formasyon Taosu’na dair çok geniş, rakipsiz bilgilere sahip kimse yok.”

“Eğer uygun birini bulamazsan şu Karataş’ı öğrencin olarak alabilirsin. Her ne kadar formasyon yeteneğin Üç Alem’in zirvelerinde yer almıyor olsa da Karataş’a öğretmenlik yapmak için fazlasıyla yeterli gelecektir.” Taobabası Parlakızıl konuştu.

Beyaz cübbeli Xia İmparatoru onayladı.

Gökışık Sarayı’nın ana salonunda…

Gerçek Ölümsüzler ve Semavi Tanrılar arasında en güçlüsü Lu Dongbin’di. Kendisi Üç Alem’deki Gerçek Ölümsüzler arasında yukarılarda yer alıyordu ve gelecekte Taobabası olmak adına iyi bir şansa sahipti. Ayrıca… Rakipsiz bir Kılıç Ölümsüzü’ydü!

Onu destekleyen Taobabaları ise… Taoist Yolun Birlikleri’ne aitti.

Kendisi bu iki Taobabası tarafından çok seviliyordu ve hatta Gerçek Ölümsüz olmayı başaran bir öğrencisi bile vardı. Lu Dongbin’in görüşü muazzamdı! Çok önceleri Ji Ning’in etkileyici olduğunu anlayabilmişti. Bunu hissetmişti.

“Xiamang.” Lu Dongbin gülümseyerek konuştu. “Madem Taobabası Parlakızıl Ji Ning’i öğrencisi olarak almadı, o zaman utanmadan bu meseleyi tekrar açacağım; Ji Ning’in Kılıç Ölümsüzü olarak sonsuz bir potansiyeli barındırdığını görebiliyorum ve ondan epeyi hoşlandım. Merak ediyorum da Xiamang, bana yüz vererek şu Ji Ning’i öğrencim olarak kabul etmeme izin verir misin? Gerçekten onu öğrencim olarak almak istiyorum.”

“Lu Dongbin…” Xia İmparatoru başını iki yana salladı. “Her ne kadar Ustam onu seçmemiş olsa da birkaç kez kendisinden övgüyle bahsetti. Bu yüzden… Lütfen işleri benim için zorlaştırma, Lu Dongbin.”

“Xiamang, burada sadece bir Wanxiang Üstadı’ndan bahsediyoruz.” Semavi Tanrı Denizdeviren dudaklarını büktü. “Madem Doğuçiçek senden böyle bir şey istedi… Yoksa Doğuçiçek’in yüzünü ufak bir Wanxiang Üstadı’ndan daha değersiz mi görüyorsun? Üstelik, Parlakızıl Birliği’nde sadece tek bir Saf Yang Kılıç Ölümsüz’ü, Ölümsüz Ebediyeşil var değil mi? Ölümsüz Ebediyeşil iyi bir öğretmen değil; aradan geçen onca yıla rağmen tek bir Kutsal Ölümsüz yetiştirdiğini bile duymadım.”

Xia İmparatoru’nun suratı ekşidi.

“Madem Doğuçiçek senden böyle bir şey istedi, ona biraz yüz ver Xiamang.” Kuzeydiyarı’nın Ölümsüz Üstadı da araya girdi.

Başlangıçta, Lu Dongbin bunu şakayla karışık söylemişti ve karşılığında reddedilmişti; ancak bu sefer… Meseleye çok ciddi yaklaşıyordu.

Lu Dongbin’in çok sayıda iyi arkadaşı vardı. Kendisi etkili bir figürdü ve arkasındaki figürler de çok güçlüydü. Taobabası Parlakızıl’ın öğrencisi olan Hükümdar Hao dışındaki herkes onu destekliyordu.

“Xiamang, ne tür bir kişiliğe sahip olduğumu biliyorsun. Hiçbir zaman lafımı esirgemem ve istediğim şeyleri söylerim. Bu Ji Ning’den gerçekten etkilendim ve onu öğrencim olarak almak istiyorum. Xiamang, şurada bana bir iyilik yap. Sana bir iyilik borcum olacak ve asla unutmayacağım. Ne diyorsun?” Lu Dongbin heyecanlıydı.

Xia İmparatoru şaşırmıştı. Lu Dongbin’den bir iyilik borcu mu? Bu gerçekten oldukça değerliydi.

Ancak… Taobabası Parlakızıl’ın sözleri aklında yankılanıyordu. Her ne kadar Taobabası Ji Ning ve Karataş’ı seçmemiş olsa da onlara dair olumlu düşünceleri vardı. Belki de Ji Ning ve Karataş’ın gelecekte etkileyici figürler haline gelebileceğini bile söylemişti… Bu yüzden onları da Parlakızıl Birliği’ne almaları gerekiyordu.

“Lu Dongbin, bu konuda benim bir sözüm yok, ustamın emirleri bu yönde.” Xia İmparatoru başını iki yana salladı. “Yapabileceğim bir şey yok.”

Lu Dongbin’in suratı ekşidi.

Xia İmparatoru Lu Dongbin’in mutsuz olduğunu biliyordu… Ancak bu meseleye dair yapabileceği bir şey yoktu. Onu reddetmek zorundaydı.

Lu Dongbin başını iki yana sallayarak iç çekti. Görünüşe göre Ji Ning’in ustası olmak kaderinde yoktu! Ji Ning’i kaçırmaya cüret de edemiyordu… Sonuçta, bunu yaparsa Taobabası Parlakızıl’ın suratında direkt bir tokat geçirmiş olacaktı! Kadim kaostan doğan ve bugüne kadar hayatta kalmayı başaran bir Taobabası… Kimse böyle bir figürü yoktan yere gücendirmek istemezdi.

“O zaman Ji Ning’in Tao Eşi, Yu Wei. O ufaklıktan da hoşlandım. Onu öğrencim olarak alırsam beni durdurmazsın, değil mi Xiamang?” Lu Dongbin konuştu.

“Haha, lafı bile olmaz. Lu Dongbin, ilk altıya giren kişilerin dışındaki herkesi seçebilirsin. Hepsini seçsen bile sorun olmaz.” Xia İmparatoru cömert bir teklif yapmıştı. Daha önceki konuşmadan sebep Lu Dongbin’in mutsuz olduğunu bildiği için doğal olarak onu biraz daha neşelendirmeye çalışıyordu.

Lu Dongbin başını öne salladı, ardından Kral Yan’ın arkasındaki Yu Wei’ye baktı. O esnada Yu Wei Ji Ning’in elini tutuyor ve ona bir şeyler fısıldıyordu.

“Ufaklık, buraya gel.” Lu Dongbin Yu Wei’ye doğru gülümsedi. Sesi direkt Yu Wei’nin zihninde yankılanmıştı.

“Eh?” Yu Wei şaşırdı. Başını kaldırarak baktığında, Xia İmparatoru ve diğerlerinin de ona baktığını gördü.

“Yu Wei, buraya gel.” Xia İmparatoru da konuştu.

 Yu Wei’nin aklı karışsa da ayağa kalkmıştı. Onlara doğru yürüyordu… Ve bunu gören Kutsal Ölümsüzler ile Wanxiang Üstatları ona dikkat ediyordu.

“Ufaklık.” Lu Dongbin gülümseyerek Yu Wei’ye baktı. “Bendeniz Lu Dongbin, seni öğrencim olarak almak istiyorum. Kabul ediyor musun?”

……