Bölüm 336: Ödüller

Aradan uzunca bir süre geçtikten sonra, diğer on altı kişi de bulutların üstünde belirmişti. Yeni gelen on altı kişilik grubun acınası figürleri dikkat çekiyordu ve çoğu ağır yaralıydı.

“Herkes geldi.” Taç giyen görevli kolunu salladı ve aniden gökyüzünden inen gökkuşağı renkli yağmur damlaları, Ning ve diğerlerini ıslatmaya başladı. Gökkuşağı yağmur damlaları çabucak vücutlarına giriyordu ve yaralanan kişiler hızla iyileşerek mükemmel bir hale bürünüyordu. Savaştan sebep çok miktarda ilahi güç ve element Ki harcayan kişilerin bile enerjileri yenileniyordu. Bu durum Ning ve diğerlerini şaşkına çevirmişti.

“Unutmayın. Gökışık Sarayı’nın ana salonunda şu anda bine yakın Kutsal Ölümsüz, Majesteleri ve Üç Alem’in farklı farklı bölgelerinden gelen Gerçek Ölümsüzler vardı. Dikkatinizi toplayın. Eğer bir Gerçek Ölümsüz’ün sinirini bozarsanız anında can verebilirsiniz. Uyarmadı demeyin sonra!” Taç giyen görevli doksan altı katılımcıyı süzdü ve Miskin Taoist’e baktığında suratında bir gülümseme belirdi.

“Emirlerime kulak verin. Gidelim.” Taç giyen görevli emir verdi.

Önden gidiyordu. Ning ve doksan altı kişilik grubun geri kalanı arkadan onu takip ediyordu. Çok geçmeden geniş, ferah bir salona girmişlerdi. Gökışık Sarayı’nın ana salonu herhangi bir çatıya sahip değildi; yukarıda sonsuz bir gökyüzü vardı.

“Kutsal Ölümsüzler.” Ning hemen iki sıra halinde oturan Kutsal Ölümsüzler’i gördü. Bu figürler ana salonun derinliklerine kadar uzanıyordu ve gerçekten de sayıları bine yakındı.

“Sakinsu Eyaleti’nde tek bir Kutsal Ölümsüz Patrik bile görmemiştim, ancak bugün karşımda bine yakın Kutsal Ölümsüz var. Sanırım Büyük Xia İmparatorluğu’nun bütün toprağında bile birkaç bin Kutsal Ölümsüz vardır. Büyük bir dünyaya hükmeden imparatorların Gökyüzü İmparatoru’yla denk olarak aynı masada oturabildiğini söylemelerine şaşmamak lazım.” Ning etrafındaki güç dalgalarını hissediyordu. Bu güç dalgaları Kutsal Ölümsüzler’den yayılıyordu ve güçlerini sergilemeseler de vücutlarından sızan dalgalar, Ning gibi bir Wanxiang Üstadı’nı baskı altına almaya yeterliydi.

“Hmph!” Patrik Arcanum orada oturuyordu. Ning’in yanından geçtiğini görür görmez uzun, çekik gözlerinde soğuk ifadeler belirdi. Somurtkan ifadesiyle başını salladı, Ning’e karşı hissettiği öfkeyi gizlemiyordu.

………

“Durun.” Taç giyen görevli Ning ve diğerlerine zihinsel yoldan konuştu. Grup hemen durmuştu.

 Önlerinde, ne uzak ne de yakın sayılabilecek bir yerde, Sekiz Saf Yang Gerçek Ölümsüz ve Büyük Xia’nın İmparatoru duruyordu. Ning ve diğerleri bu dokuz figürden yayılan dehşet verici güç dalgalarını hissedebiliyordu. Ayrıca, figürlerin önündeki masalarda duran Ölümsüz nektarlar da Kutsal Ölümsüzler’e verilenlerden daha farklıydı. Bu sekizliyi hemen tanımışlardı.

“Hepsi Gerçek Ölümsüz!” Ning ve doksan altı kişilik grubun geri kalanı akılalmaz derinliğe sahip figürlere bakıyordu.

“Hepiniz, diz çökün.” Taç giyen görevli zihinsel yoldan konuştu.

Vhoosh.

Ning ve doksan altı kişilik grubun geri kalanı diz çöktü, hep bir ağızdan konuşuyorlardı. “Önünüzde eğiliyoruz, Majesteleri.”

Büyük Xia İmparatoru başını eğerek gruba baktı ve bakışları, diğer sekiz Gerçek Ölümsüz gibi Miskin Taoist’e odaklıydı. Bu dokuz Gerçek Ölümsüz’ün dikkatini ciddi şekilde çekebilecek tek kişi Miskin Taoist’di; zira bu adam Büyük İmparator Xuanwu’nun öğrencisiydi.

Peki ya diğerleri?

Dokuzu da diğerlerini pek önemsemiyordu. Onlara biraz dikkat etmelerinin sebebi de Üç Alem’e yaklaşan büyük fırtınaydı. “Normal” Ölümsüz Kaderin Toplantıları’na katılmaya bile yeltenmiyorlardı, aynı şekilde Büyük Xia İmparatoru da bizzat sunmaya uğraşmıyordu. Normal toplantılarda en fazla görevli önemli savaşları kayıt altına alarak, onları Üç Alem’in bazı büyük figürlerine yolluyordu. Arada sırada şansı yaver giden kişilerden bazıları Gerçek Ölümsüzler’in öğrencisi olabiliyordu!

“Aralarından üç dört kişi Kutsal Ölümsüz bile olsa grubun başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Peki ya Gerçek Ölümsüz? Eğer bu Toplantı’dan gelecekteki potansiyel büyük figürlerden biri çıkacaksa bu figür muhtemelen Büyük İmparator Xuanwu’nun öğrencisi olur.” İşte bu, Kuzeydiyarı’nın Ölümsüz Üstadı ve diğerlerinin düşünceleriydi. Lu Dongbin bile onlar gibi düşünüyordu.

 Doksan altı kişilik gruptan iki Gerçek Ölümsüz çıkması? Bu biraz gerçeğe uzaktı.

“Kalkın!” Büyük Xia İmparatoru konuştu.

Ning ve diğerleri hemen ayağa kalktı.

Büyük Xia İmparatoru yukarıdan onlara bakıyordu, sakince konuştu. “Hepiniz Dağların ve Nehirlerin Parlakay Diyagramı’ndaki testi geçmeyi başardınız. Bu yüzden elemeleri arkada bıraktınız. Bugünden itibaren, doksan altı kişi arasında düellolar başlayacak. Kazanan ilerleyecek, kaybeden elenecek.”

“Doksan altı kişi de düello turlarına katılacak. İlk turdan sonra geriye kırk sekiz kişi kalacak. Bu kırk sekiz kişiye de Ölümsüz seviye büyülü eşya verilecek.”

Büyük Xia İmparatoru’nun sesi ana salonda yankılanıyordu.

Vhoooooooosh.

Aşağıdaki herkes şoke olmuştu. Bin kişilik Kutsal Ölümsüz kalabalığı bile şaşkına dönmüş durumdaydı. Kırk sekiz kişi Ölümsüz seviye büyülü hazine mi alacaktı? Geçmişte, Toplantı’nın sadece ilk üçüne girebilen kişilere böyle ödüller veriliyordu. Bu durum geçmişteki ödüllerin on katından bile daha fazlaydı; kırk sekiz Ölümsüz seviye büyülü hazine!

“Kalan kırk sekiz kişi iki düello turuna daha katılacak ve bu iki turun ardından geriye on iki kişi kalacak. Bu on iki kişi de kişi başına beş milyon kilogram sıvılaşmış element özü alacak!” Büyük Xia İmparatoru sakince konuştu.

Sessizlik.

 Kutsal Ölümsüzler şaşkına dönmüştü… Ning ve diğerleriyse şoke olmuştu. Gözleri arzunun kızıl ışıklarıyla kaplıydı. Sahip olduğu servete rağmen Ning bile bu ödülleri arzuluyordu. Beş milyon kilogram… Gençateş Nong’dan ve Cadınehir Ölümsüz Malikanesi’nden kazandığı bürün hazineleri satsa bile elde edeceği miktar beş milyona yaklaşamazdı. Beş milyon kilogram çoğu Kutsal Ölümsüz’ü bile kıskandırabilen bir miktardı. Sadece Büyük Xia İmparatoru böyle bir bonkörlüğe sahip olabilirdi.

“Neden majesteleri bu kadar bonkör davranıyor? Kişi başı beş milyon kilogram mı? On iki kişiye… Kaç kilogram verecekler yahu?!”

“Majesteleri daha önce ödül konusunda bu kadar bonkör davranmamıştı.”

Kutsal Ölümsüzler ne diyeceklerini bile bilemiyorlardı.

…….

Büyük Xia İmparatoru sakince konuşmaya devam ediyordu. “On iki kişi bir düello turuna daha katılacak ve sonuç olarak altı kişi bir sonraki tura geçecek. Kalan altı kişinin mücadelesiyle son üç kazanan belirlenecek! Kazanan üç kişi… Büyük Xia Hanedanlığı’nın imparatorluk hazine deposuna giderek istediği bir ilahi yeteneği ya da gizli sanatı seçebilecek.”

 İstediği mi?!

Ning ve diğerleri arzunun alevleriyle yanıp tutuşuyordu. Büyük bir dünyanın bunca zamana kadar elde ettiği şeyler… Siyah Beyaz Okulu’nun Tao Deposu’ndan kat be kat daha fazla olmalıydı! Yağmurejderi Korumaları’nın yerel oluşumlarındaki teknikler bile Ning’in gözlerini arzu alevleriyle kaplamaya yetiyordu, Yağmurejderi Korumaları’nın ana üssünden bahsetmeye gerek bile yoktu! Peki ya Büyük Xia İmparatorluğu’nun imparatorluk hazine deposu? Muhtemelen bu depo Yağmurejderi Korumaları’nın ana üssünden bile daha heybetliydi!

“Nasıl istedikleri gibi seçecekler?! İlahi yetenekler ve gizli sanatlar güçlü bir kabilenin temelidir.” Kral Qi, Kral Yan, ve diğer Krallar bile şoke olmuştu. “O depo Xiamang klanımızın temelidir. Nasıl istedikleri gibi seçmelerine izin verebiliriz?! En güçlü teknikleri seçeceklerine şüphe yok. Sahip olduğumuz en güçlü ilahi yetenekler ve gizli sanatlar nasıl yabancılara verilebilir?!”

Lakin, Xiamang Klanı’nın lideri olan Büyük Xia’nın İmparatoru mutlak bir otoriteye ve güce sahipti.

“Ayrıca… Yüce ustamın emirleri dahilinde…!” Büyük Xia İmparatoru’nun sesi ciddiydi.

Yanında oturan Gerçek Ölümsüzler, Bodhisattva Mahasthamaprapta, Lu Dongbin ve Kuzeydiyarı’nın Ölümsüz Üstadı bile şoke olmuştu.

“Son üç kazanandan… Yüce ustam birini onursal öğrencisi olarak seçecek. Seçilecek bu kişi Kutsal Ölümsüz seviyesine adım attıktan sonra, yüce ustamın kişisel öğrencisi olacak.” Büyük Xia İmparatoru’nun sesi açıktı, salonda yankılanıyordu. Ana salondaki Kutsal Ölümsüzler’den çıt çıkmıyordu. Saf Yang Gerçek Ölümsüzler bile konuşmuyordu.

Sekiz Gerçek Ölümsüz de şaşkınlıklarından kurtulabilmiş değildi; böyle bir şeyin olacağını tahmin bile edememişlerdi.

“Bu ne cesaret, bu ne ruhtur böyle! Taobabası Parakızıl gerçekten cesur ve hevesli; ciddi ciddi bu Toplantı’dan bir öğrenci alacakmış!” Lu Dongbin kendi kendine iç çekti. “Yine de… Kulağa mantıklı geliyor. Taobabası Kızılparlak’ın hükmettiği onlarca büyük dünya içinden, Büyük Xia dünyası en fazla karmaya ve şansa sahip. Üç Alem şu aralar karmakarışık bir durumda ve büyük bir fırtına yaklaşıyor. Reenkarnasyon’un Altı Yolu’na yapılan saldırının üzerinden sadece otuz yıl geçti… Gerçekten de saldırının ardından yapılan ilk Ölümsüz Kaderin Toplantısı’ndan geleceğin Üç Alem üstatları çıkacağı doğru. Yeni bir öğrenci almasına değer.”

“İçlerinden biri Taobabası Kızılparlak’ın öğrencisi mi olacak?”

Bodhisattva Mahasthamaprapta ve diğerleri Ning’in grubuna bakıyordu.

“Büyük İmparator Xuanwu’nun o pasaklı görünen şişmanı sevdiği çok açık, hatta ona Büyük Siyah Kaplumbağa ilahi yeteneğini bile öğretmiş. Taobabası Parlakızıl’ın onu çalarak Büyük İmparator’u gücendirmesi mümkün değil! O zaman geriye kalan 95 kişiden… Hangisi Taobabası Parlakızıl’ın öğrencisi olacak?” Herkes düşünüyordu.

…….

“Taobabası Parlakızıl’ın öğrencisi mi?”

Aşağıdaki bine yakın Kutsal Ölümsüz’ün gözleri kıpkırmızı kesilmişti.

Bu figürler Büyük Xia’nın Kutsal Ölümsüzleri’ydi; bu yüzden, Taobabası Parlakızıl’ın emirleri dahilinde bulunuyorlardı! Taobabası Kızılparlak’ın sahip olduğu pozisyon onlardan çok ama çok daha yukarıdaydı; kendisi Üç Alem’deki kadim güçlerden biriydi ve onlarca büyük dünyaya hükmediyordu. Sahip olduğu Kutsal Ölümsüz sayısı oldukça fazlaydı. Bu Kutsal Ölümsüzler’den neredeyse hepsi onun onursal öğrencisiydi… Ancak çoğu Taobabası Parlakızıl’la tek bir kelime bile etmemişti!

 Taobabası Parlakızıl’ın kişisel öğrencisi olmanın hayallerini kuruyorlardı, ancak ne yazık ki şansları yoktu. Aslında… Bu bin kişilik Kutsal Ölümsüz topluluğundan biri bile Taobabası Parlakızıl’ın kişisel öğrencisi değildi!

“Birimiz bile Taobabası Parlakızıl’ın kişisel öğrencisi olamayacağız, ancak onlardan biri ciddi ciddi Taobabası’nın kişisel öğrencisi olacak.”

“O Miskin Taoist Büyük İmparator Xuanwu’nun kişisel öğrencisi… Diğer doksan beş kişiden biri ise Taobabası Parlakızıl’ın kişisel öğrencisi olacak.”

“İnanılır gibi değil.”

Salonda bulunan Kutsal Ölümsüzler durumu kabul etmekte güçlük çekiyordu.

Bir Taobabası!

Gökyüzü Taoları’ndan birini kontrol edebilen bir figür. Aldıkları kişisel öğrenciler doğuştan gelen büyük bir potansiyele ve kavrayış yeteneğine sahipti; gerekli eforu sarf edip yeterli bedeli ödedikleri takdirde genelde Kutsal Ölümsüz olmayı başarıyorlardı! İşte bu yüzden, Taobabası Parlakızıl ve Büyük İmparator Xuanwu bu zayıf Wanxiang Üstatları’nı “Onursal” öğrencileri olarak alıyor olsalar da gelecekte hepsi “kişisel öğrenci” pozisyonuna yükselecekti.

Sekiz Gerçek Ölümsüz şaşırmıştı… Ve bine yakın Kutsal Ölümsüz kıskançlık ve şaşkınlık düşünceleriyle doluydu. Ning ve diğerleri ise aptala dönmüş durumdaydı. Çoğu daha Büyük Xia İmparatoru’nun ustasını bile tanımıyordu! Lakin Büyük Xia İmparatoru büyük bir dünyanın imparatoruydu, ve düzinelerce Ölümsüz seviye büyülü hazineyi dağıtabiliyordu… Acaba ustası ne kadar etkileyiciydi?!

 Büyük Xia İmparatoru Kutsal Salon’un Gökyüzü İmparatoru’yla denk olarak görülen bir figürdü. Peki ya ustası…?

Doksan altı kişi cevabı tahmin edebiliyordu ve bu yüzden hem şoke olmuş hem de arzu alevleriyle yanıp tutuşmaya başlamışlardı.

 Yoksa bu göklerin kudreti miydi?

“Mücadelelerinizi sarayın dışındaki bulutlarda yapacaksınız.” Büyük Xia İmparatoru salonun dışındaki bulutları gösterdi. Vhoosh. Aniden, bulutun üstünde on kilometre çapa sahip bir mühür formasyonu belirdi. “Burada, mühür formasyonunun içinde savaşacaksınız. Taraflardan biri ölürse ya da pes ederse mücadele biter.”

“İlk mücadele Cangu Klanı’ndan Cangwu Jiu ile Sonsuz Yaratık Okulu’ndan Eşejder arasında gerçekleşecek!” Büyük Xia İmparatoru ekledi. “Diğerleri kenarda beklesin.”

“Ji Ning, ufak Miskin, buraya gelin.” Ning bir anda zihninde yankılanan bu sesi duydu. Başını çevirdiğinde, sesin Kral Yan’dan geldiğini anladı. Kral Yan’ın arkasında kuzeni Yuchi Xiyue ve Yu Wei vardı. Ning hemen yanlarına gitti. Miskin Taoist durumu görünce hemen Ning’i takip etmeye başlamıştı; sonuçta üçü de Siyah Beyaz Okulu’ndan geliyordu.

Okullarında ya da klanlarında Kutsal Ölümsüz Patrikleri bulunan katılımcılar bu figürlerin yanına gidiyordu. Kutsal Ölümsüzler’e sahip olmayan okul ya da klan üyeleriyse ufak tefek bağlantıları olan Kutsal Ölümsüzler’in çağrılarına kulak veriyordu.

“Zhan, çocuğum!” Patrik Arcanum’un uzun, çekik gözleri vahşetle doluydu. Zihinsel yoldan konuştu. “Bu on bin reenkarnasyonda bile nadir gelen bir şanstır. Bütün gücünü kullanarak ilk üçe girmek zorundasın! Eğer Taobabası Parlakızıl’ın öğrencisi olabilirsen Gençateş Klanımız’da bugüne kadar klana en fazla başarı getirmiş kişi haline geleceksin. Gençateş Klanı’ndaki Kutsal Ölümsüz Patrikler bile sana hizmet edecek!”

Gençateş Zhan sormadan edememişti. “Taobabası Parlakızıl kim?”

“Majestelerinin öğretmeni!” Patrik Arcanum açıkladı. “Kendisi Üç Alem’in en kadim figürlerinden biridir… Gençateş Klanımız’ı tek bir kelimesiyle yok edebilir!”

………