Bölüm 284: Tao Yolu

Yağmur gitgide sağanağa dönüşüyordu. Ji Ning yağmurdan kaçınıyor değildi, ya da element Ki’yi kullanarak damlaları engellemiyordu. Vücudunu yağmura bırakmıştı. Daha önce yağmur damlalarına bu kadar yakın hissettiğini hatırlamıyordu, bu öyle bir yakınlıktı ki genç adam büyülenmiş durumdaydı.

Aniden…

İsimsiz bir aura Ning’i çevrelemeye başladı. Bu… Tao’nun aurasıydı! Ning’in bütün vücudu adeta Tao’nun kendisi oluyordu.

“Yağmursuyu Taosu?” Devasa ayı ve yaşlı boğa şoke olmuştu.

“Kavramayı başardı. Yılankanadı Gölü’nde geçirdiği on yılda muazzam gelişmeler yaşasa da ve Yağmursuyu Tao’suna dair derin bir kavrayışa sahip olsa da tamamen kavramak için önünde epeyi yolu vardı. Genel bağlamda Tao’yu kavramak, ne kadar ilerlersen o kadar zorlaşan bir durumdur. Ji Ning neler yaşamış böyle? Ne yaşamış bilmiyorum; ancak bu yaşadıkları onu iyice kamçılamış durumda. Engelleri aşarak tek bir seferde Yağmursuyu Taosu’nu kavramayı başardı.” Devasa ayı hayranlık dolu suratıyla iç çekti.

Yaşlı boğa da başını öne salladı. “Ne yaşadıysa bu durum onu epeyi etkilemiş olmalı.”

….

Yağmursuyu kayboldu. Ning gökyüzündeki yıldızlara bakıyordu. Ateşfırtınası Taosu’nda, Esinti Taosu’nda ve Kılıç Taosu’nda da ilerliyordu. Özellikle de Büyük Tao Bölgesi seviyesine ulaşan Kılıç Taosu, Yıldız Salonu sayesinde sağlam bir sabitliğe erişmişti.

Nihayetinde, genç adam duraksadı.

“Meditasyonda ne kadar zaman harcadım?” Ning konuştu.

“Pek değil, sadece bir saat.” Devasa ayı gülümsedi. “Lakin bu bir saatte, epeyi gelişme yaşadın; tek nefeste muazzam bir zıplama yaptın.”

Ning daha önce bu kadar huzurlu hissetmemişti. Gülümsedi. “Bunu ben de hissedebiliyorum. Yağmursuyu Taosu’nu tamamen kavradım ve hatta, ‘Su’ tipi Taolar’ın hepsine dair belirli bir kavrayışa da ulaştım.”

“Buna ‘yankı’ diyoruz.” devasa ayı konuştu. “Yağmursuyu Tao Yolu’nu kavradığın için, doğal olarak su elementinde ilerlemeye devam edeceksin. Diğer benzer Taolar’ın bu kavramla yankılanması gayet doğaldır. Ne yazık ki, Ateşfırtınası Taosu’nda ve Esinti Taosu’nda ilerliyor olsan da bu Tao Yolları’nı kavramaya henüz uzaksın.”

Ning onayladı.

Üç Tao içinde ilk kavramaya başladığı Yağmursuyu Tao’suydu ve en çok bu Tao’ya dair bilgiye sahipti. Ateşfırtınası Taosu’ndaki kavrayışı ikinci sıradaydı ve aslen Yağmursuyu Taosu’na yakın bir seviyedeydi; lakin, henüz bu yolu kavrayabilmiş değildi. Esinti Taosu ise en zayıf olanıydı.

“Büyük Tao Bölgesi’ni kavrayabileceğini düşünmemiştim.” Devasa ayı Ning’e bakıyordu. “Kılıç Ölümsüzleri saldırı konusunda yeteneklidir; Büyük Tao Bölgesi seviyesine ulaştıktan sonra gücünün ciddi derecede artığını görebiliyorum. Artık Yağmursuyu Tao Yolu’nu kavradığın göre, Yağmursuyu Taosu’nu Kılıç Taosu’na entegre edebilirsin.”

Kılıç Taosu mekanik bir Tao’ydu. Kişi farklı kavrayışlarını Kılıç Taosu’na entegre ederek kılıç yoluyla sergileyebiliyordu!

“Deneyeyim.” Ning gülümsedi, kılıç duruşunu alarak parmağını uzattı.

Aniden, etrafta yağmur yağmaya başladı. Yağmursuyu dört bir yana düşüyordu, ancak her damla beraberinde akılalmaz bir güç taşıyordu. Bütün dünya bir anlığına donakalmış gibiydi. Sıradan bir Wanxiang Üstadı böyle bir ortamda hareket bile edemezdi. Koskoca bir Tao Yolu’nu kavradıktan sonra kişi, Tao’nun heybetli varlığını çağırarak, spesifik bir bölgeyi kontrolü altına alabilir.

“Bu teknik ‘Benim Dünyam’ adını taşıyor. Aktifleş.” Ning aniden parmağını salladı. Svish! Su gibi bir kılıç ışığı aniden göklere atıldı ve kaybolmadan önce beraberinde heybetli bir kılıç izi bıraktı.

“Güzel teknik, gerçekten güzel bir kılıç tekniği.” Devasa ayı övgü dolu sözler söylüyordu.

“Sadece güzel değil; Kayıp Ölümsüzler bile bu seviyede olmalı ve senin kadar iyi olanları da pek yok, Ji Ning.” Yaşlı boğa şaşkındı.

Ning gülümsedi. Genel bağlamda, Kadim Taoistler Tao Bölgesi seviyesine ve Kayıp Ölümsüzler de Tao Yolu seviyesindeydi.

Ning sadece tek bir Tao Yolu kavramakla kalmayıp Kılıç Taosu’nda Büyük Tao Bölgesi seviyesine de ulaşmıştı. Büyük Tao Bölgesi’ne ulaşmak, koskoca bir Tao Yolu’nu bile kavramaktan daha zordu. Bu iki kavramı bir arada barındıran Ji Ning… Gerçekten de çoğu Kayıp Ölümsüz’den üstündü. Lakin, bu durum sadece “sıradan” Kayıp Ölümsüzler için geçerliydi, doğal olarak Siyah Beyaz Okulu’ndaki Kayıp Ölümsüzler bu sınıfa ait değildi.

“Şu anda bir Tao Yolu’nu kontrol edebiliyorum. Okulun kurallarına göre, Kadim Taoist seviyesine adım atabilirim.” Ning konuştu. “Üstelik, büyük bir klanın genç efendisini öldürdüğüm için epeyi şey elde ettim; sanırım şu anda çok miktarda sıvılaşmış element özüne sahibim. Yine de tereddüt ediyorum; Kadim Taoist seviyesine geçmeli miyim, yoksa geçmemeli miyim? Bu konuda bana tavsiye vermenizi istiyorum, üstatlarım.”

Yaşlı boğa yüz binlerce yıl Ölümsüz Juhua’ya eşlik etmiş, muazzam tecrübeye sahip bir hazine ruhuydu. Doğal olarak bu konuda tavsiye istenebilecek biriydi.

Devasa ayı ise… Taoist Üçhayat gibi kadim bir figüre eşlik etmişti ve sahip olduğu tecrübe miktarına diyecek yoktu!

Ning gerçekten de bu iki üstattan tavsiye alabileceğini düşünüyordu.

“Söyle.” devasa ayı konuştu.

“Ne oldu? Büyük bir klanın genç efendisini falan mı öldürdün? Anlat bakayım.” Yaşlı boğa heyecanlıydı.

Ning onayladı. “Normalde Parlakkalp Adası’nda eğitim yapıyordum, ancak birkaç gün önce gökyüzünde devasa bir gemi belirdi…” Ning durumu başından sonuna kadar detaylı bir şekilde anlatmaya başladı. Hatta Gençateş Nong’un ve Dokuznilüfer’in bile arka planından bahsederek, önündeki ikiliye durumu geniş bir perspektiften aktarmaya çalışıyordu.

Onlara Yu Wei’nin tavsiyesini ve hatta yaklaşan Ölümsüz Kaderin Toplantısı’nı bile anlattı.

“Gençateş Klanı peşime düşecektir, ne yapmalıyım?” Ning önündeki ikiliye baktı.

“Üç bin büyük dünyadan birinde, en güçlü on klan arasında yer alan bir güç… Bu tür bir klanın içinde kesinkes Kutsal Ölümsüzler olacaktır.” Devasa ayı konuştu. “Üstelik, bir tane değil, birden fazla olacaktır. Böyle bir güç… Şu anki halin için, çok ama çok güçlüler. Şans bu ki, Büyük Xia Hanedanlığı’nda katı kurallar olduğu için onlara karşı koyabilirsin.”

“Gençateş Klanı mı? Bu klanı biliyorum.” Yaşlı boğa hemen konuştu. “Geçmişte, Ölümsüz Juhua’nın bu klanla biraz ilişkisi vardı. Gençateş Klanı gerçekten de Büyük Xia Hanedanlığı’ndaki en güçlü klanlardan biridir; lakin, Büyük Xia’nın imparatorluk klanı dünyayı birleştirmek için bu klanlara ihtiyaç duymuş olsa da bu süreçte onları tehdit olarak görmeye başlamıştır.”

Ning şaşırdı.

“Aslında, Büyük Xia’nın imparatorluk klanı uzun zamandır bu klanları zayıflatmaya çalışıyor.” yaşlı boğa açıkladı. “Eyalet şehirlerini ilk kurduklarında, bilerek onları dünyanın dört bir yanına dağıtıp Yağmurejderi Korumaları’nı kurdular! Üstelik bu klanların, kabilelerin ve tarikatların arasında olaylar da çıkarıyorlar.”

“Klanlar o kadar aptal mı ki? Kendi aralarında dövüşüyorlar?” Ning meraklıydı.

“İşte bu konuyu anlamıyorsun. Bu öyle gizli bir taktik değil; ulu orta yapılan bir taktik. Zaten bu büyük dünyadaki toprağın belirli bir sınırı var ve dünyanın içindeki hazine miktarı da belirli. Ve buna rağmen, dünyada sürüyle kabile var. Ne yapacaklar? Büyük Xia’nın imparatorluk klanı kendi payına düşeni alacak ve geride kalan miktar da büyük güçlerin savaşına yol açacak. Eğer payını almak için mücadele etmezsen klanında tek bir hazine bile kalmayabilir. Bu yüzden, birbirleriyle savaşarak, aralarında nefret bağı oluşturmaları… Kaçınılmaz bir durum.”

Ning onayladı.

“Lakin, Büyük Xia’nın imparatorluk klanı markilere direkt karışmaya cüret edemez. Çünkü bir Marki’ye karşı harekete geçersen, bütün Markiler kendini tehdit altında hissedecektir ve hatta, bazı güçler birleşerek isyan bile edebilir!” Yaşlı boğa ekledi. “İşte bu sebeple, Büyük Xia’nın imparatorluk klanı belli başlı kanunlar belirlemiştir.”

“Bu kanunlara uyarsan, imparatorluk klanı sana dokunmaz.”

“Lakin kanunlara karşı çıkarsan? İşte o zaman, Büyük Xia’nın imparatorluk klanı, kan kokusu alan köpek balıkları gibi meseleye adım atıp seni canlı canlı yiyecektir.” Yaşlı boğa gülümsedi. “Yani bir eyalet şehrinde saklandığın sürece, Gençateş Klanı’nın Kutsal Ölümsüzler’i sana karşı harekete geçemeyecektir; zira geçtikleri takdirde Büyük Xia’nın imparatorluk klanı istediğine kavuşur; zaten bu klan sürekli Markiler’e karşı harekete geçmek için fırsat kolladığı için, bu fırsatı kesinkes pas geçmeyecektir. Uzun lafın kısası, harekete geçen o Kutsal Ölümsüz katledilecektir!”

“Şimdi… Büyük Xia’nın içindeki gizli meseleleri anladın mı?” Yaşlı boğa Ning’e bakıyordu.

Ning onayladı.

Büyük Xia’nın imparatorluk klanı ve çok sayıda Marki…

Markiler’in çoğu birbirinden nefret ediyordu; Yu Wei’nin ona bir Marki’ye katıl adı altında yaptığı tavsiye gerçekten mantıklıydı.

“Şu kıdemli öğrenci kardeşin Yu Wei sana Ölümsüz Kaderin Toplantısı’na katıl demiş. Gayet de güzel söylemiş.” Devasa ayı konuştu. “Kutsal Ölümsüz olacaksın ve hatta bir Semavi Ölümsüz olacaksın…”

“Üstat, ‘Semavi Ölümsüz’ nedir?” Ning hemen sordu. Genç adam bu kavramı bir türlü anlayamamıştı.

“Boşluk seviyesinde olan Toprak Ölümsüzleri, Gökyüzü Felaketi’ni alt edebildikleri takdirde Kutsal Ölümsüz olurlar.”

“Lakin, Boşluk seviye Habistanrılar, Gökyüzü Felaketi’ni alt ettikten sonra Semavi Tanrı olurlar!” Devasa ayı konuştu. “Semavi Tanrı olmak, Kutsal Ölümsüz olmaktan onlarca ve hatta yüzlerce kat daha zordur!”

Ning ne diyeceğini bilemiyordu. “Yüz kat mı?”

 On bin Toprak Ölümsüzü’nden tek bir Kutsal Ölümsüz çıkması bile nadirdi. Peki ya Semavi Tanrı olmak!

“Gayet doğal; zira farklı güce sahipler.” devasa ayı açıkladı. “Daha önceleri bir Habistanrı, Hidra’yla karşılaştığını söylemiştin. Kendisi henüz Kadim seviye olmasına rağmen üst seviye Kayıp Ölümsüzler’e denkti.”

“Evet.” Ning onayladı.

“Boşluk seviye Habistanrılar zaten Kutsal Ölümsüzler’e denk figürlerdir. Ve Semavi Tanrılar… Kesinkes Gerçek Ölümsüzler’le başa çıkabilecek varlıklardır!” Devasa ayı Ning’e bakıyordu. “Artık anladın mı? Semavi Tanrı olabilirsen… Üç Alem’de gerçekten güçlü biri olarak görüleceksin. Hatta, Deva(Cennet) Alemi’ne giderek Cennet Salonu’na katılmak istesen bile Gökyüzü İmparatoru seni seve seve kabul edecek ve sana yüz binlerce gökyüzü askeri bahşedecektir.”

Ning şaşkındı. Cennet Salonu’ndaki Gökyüzü İmparatoru onu bizzat mı karşılayacaktı? Ona yüz binlerce gökyüzü askeri mi verecekti?

“Ustamın dediklerine göre, onun gerçek bir öğrencisi sayılabilmem için en azından Semavi Tanrı olmam gerekiyordu.” Ning demeden edememişti. “Bu koşul biraz fazla değil mi…”

“Efendimin pozisyonunu bir düşün! Kendisi bu evrene Pangu ve Nuwa’yla birlikte adım atmıştır… Yani koskoca Üç Alem’in en kadim figürlerinden biridir. Sadece Semavi Tanrı seviyesine adım attığın takdirde onu utandırmayacak bir seviyeye ulaşmış sayılacaksın.” Devasa ayı konuştu. “Ama konuyu değiştirme. Daha önce de söylediğim gibi, kıdemli öğrenci kardeşin Yu Wei’nin tavsiyesi gayet mantıklı. Çünkü dediği gibi, on bin kitap okumaktan ziyade on bin kilometre yolculuk yapmak daha iyidir… Ve on bin kilometre yürümektense, ölüm kalım sınırında tek bir mücadele yapmak daha iyidir.”

“Ölümsüz Kaderin Toplantısı’nda koskoca bir dünyanın dehaları toplanacak ve hatta, başka dünyalardan bile gizlice dehalar gelebilir.”

“Bu adeta Gu böceklerine benziyor. On bin zehirli böceği tek bir şişeye koy ve onları birbirleriyle mücadele etmeye zorla. Nihayetinde, sona kalan böcekler en heybetlileri olacaktır. Buradaki prensip de aynı; Ölümsüz Kaderin Toplantısı’ndan sağ çıkanlar gerçek dehalar olacaktır. Bu kendini törpülemek için bulabileceğin nadir ve muazzam bir şanstır.”

Devasa ayı ekledi. “Evet, Gençateş Nong’u öldürdüm demiştin; yani epeyi hazine elde etmiş olmalısın, değil mi? Çıkar bakalım, çıkar da bakalım işine yarayan bir şey var mı.”

Ning elini salladı. “Çok sayıda hazinesi vardı. Depo tipi hazinesini henüz bağlamıştım.” Zifusu’nda bazı hazineleri saklıyordu ve depo tipi hazinesinde de diğer hazineler vardı.

Vhoosh.

Aniden, yerde ufak bir dağ belirdi. Bu dağ hazinelerden ve değerli eşyalardan oluşuyordu.

“Bunlar Gençateş Nong’a ait olan hazineler ve değerli eşyalardır.” Ning işaret etti.

……