Bölüm 242: Dongyan Klanı’nın Atası

avatar
4397 53

Desolate Era - Bölüm 242: Dongyan Klanı’nın Atası



Bölüm 242: Dongyan Klanı’nın Atası

 

Yükseksu Eyaleti. Dongyan Dağları…

 

Burası Dongyan Klanı’nın merkez üssüydü. Dışarıdan gelenler, yani yabancıların buraya girmesi yasaktı. Oracıkta devasa, heybetli bir gemi gökyüzünde ilerliyordu.

 

“Döndüm.” Dokuznilüfer mesafedeki tanıdık dağlara baktı. Burası onun eviydi.

 

“Ufak Yun, gidelim. Atamızla buluşacağız.” Ölümsüz Norshok konuştu. Dokuznilüfer başını öne salladı.

 

Aniden ortaya bir bulut çıktı. Bulutu kontrol eden Ölümsüz Norshok, Dokuznilüfer'i de alarak Dongyan Dağları’nın gizli bölgelerine doğru uçmaya başladı.

 

“Atamız beni ciddi ciddi durduracak mı?” Dokuznilüfer kendi kendine konuştu. Çocukluğunda bile Atası onu seviyordu; karşılığında genç kadın da Atası’na resmen tapıyor ve dediklerini dinliyordu.

 

Vhoosh.

 

Dongyan Klanı’nın gizli bölgelerini geçmeye devam ediyorlardı. Spesifik bölgelerdeki korumalar, Dokuznilüfer ve Ölümsüz Norshok’u gördükleri için onları durdurmaya çalışmıyorlardı.

 

Bir süreliğine uçtuktan sonra ayrı, özel ve sıradan görünen bir deliğe girdiler. Deliğin hemen ardında akan ufak bir nehir ve nehrin yanında da mavi cübbelere bürünmüş bir adam duruyordu. Adam oracıkta sakin sakin balık tutuyordu.

 

“Ata.” Ölümsüz Norshok yere indikten sonra saygıyla konuştu. Dokuznilüfer de hayranlık ve sadakat dolu gözlerle mavi cübbeli adama bakıyordu. “Ata.”

 

“Norshok, gidebilirsin. Ufak Yun, burada kal.” Mavi cübbeli adam balık tutmaya devam ediyordu.

 

“Anlaşıldı.” Ölümsüz Norshok saygıyla konuştuktan sonra bölgeyi terk etti.

 

Nehrin yanında sadece mavi cübbeli adam ve Dokuznilüfer duruyordu. Dokuznilüfer bu nehri yakından tanıyordu; zira çocukluğu burada geçmişti. Atasının desteği sayesinde… Herhangi bir zorluk yaşanmadan, bir sonraki klan lideri olarak seçilmişti.

 

“Ufak Yun.” Mavi cübbeli adam başını çevirip genç kadına baktı, suratında hafif bir gülümseme vardı. Arkadaş canlısı ve sıcakkanlı gözüküyordu. Oracıkta oturuyor, balık tutuyor ve adeta sıradan bir insan gibi yaşıyordu. Herhangi bir heybeti yoktu ve aurası da sakindi; lakin bu adamın önünde, koskoca Dongyan Klanı saygıyla eğiliyordu!

 

“Ata.” Dokuznilüfer gergindi.

 

“Tao Eşi seçtiğini duydum.” Mavi cübbeli adam gülümsedi. “Adı Ji Ning’miş?”

 

“Evet.” Dokuznilüfer başını öne salladı.

 

“Şimdilik, onu unutmalısın.” Mavi cübbeli adam talimat verdi.

 

Dokuznilüfer telaşlıydı. “Atam, beni klanın bir sonraki lideri olarak seçtiniz. Yoksa kendime bir Tao Eşi de seçemeyecek miyim? Dongyan Klanı’nın güçlenmesi gerektiğini biliyorum ve Tao Eşi konusundaki ideal seçeneğin de Xia Klanı’na ya da Markiler’in ana soyundan gelen insanlara dayandığını biliyorum, ancak… Bu insanlar arasından bir Tao Eşi seçsem dahi, Dongyan Klanı’na getireceğim fayda sınırlı olacaktın. Gerçekten beni zorlayacak mısınız?”

 

“Seni zorlayacağımı mı düşünüyorsun?” Mavi cübbeli adam ona bakıyordu. Dokuznilüfer şaşkına dönmüştü.

 

“Büyük Xia Hanedanlığı’ndan bir prensle evlenecek olsan dahi bunun Dongyan Klanı’na getireceği fayda sınırlı olacaktır. Cidden seni böyle bir şeye zorlar mıyım sanıyorsun?” Mavi cübbeli adam başını iki yana salladı. “Dokuznilüfer, gerçekten çok gençsin.”

 

“Ama Atam, siz, siz bana küçük öğrenci kardeşim Ji Ning’i unutmam gerektiğini söylediniz…” Dokuznilüfer telaşlıydı.

 

Mavi cübbeli adam aniden sordu. “Tao Eşi olmak ne demek, biliyor musun?”

 

Dokuznilüfer bir anlığına tereddüde düştü. Tao Eşi mi?

 

“Tao Eşleri… Ölümsüzlük yolundaki tehlikeleri birlikte yürüyen ve binlerce, on binlerce, ebediyen birlikte kalan insanlardır; birbirlerini asla bırakmazlar, yanlış mıyım?” Dokuznilüfer cevapladı.

 

Mavi cübbeli adam iç çekti. “Bu sözleri herkes söyler; lakin gerçek manada birbirini terk etmeyen Tao Eşleri… Nadiren ortaya çıkar. Hayatım boyunca sözüm ona ‘Tao Eşleri’nin birçok kez birbirine ihanet ettiğini, öldürdüğünü, terk ettiğini gördüm… Çok ama çok kez! Bu dünyada hiçbir şey kesin değildir.”

 

Dokuznilüfer şaşkına dönmüştü.

 

“Küçüksün.” Mavi cübbeli adam başını iki yana salladı. “O Ji Ning de genç bir adam. Merak ediyorum da… Tao Eşi kavramını tam olarak anladığınıza emin misiniz? Tao Eşi olmak ne demek, bunu gerçekten biliyor musunuz?”

 

“Tao Eşi olmak… Diğeri için ölüme göğüs germek demektir!”

 

“Tao Eşi olmak… Aranıza Ölümsüzler ya da Budalar girse bile, Ölümsüzler’i katlederek, Budaları yok etmek ve Tao Eşi’nle tekrar buluşmak demektir!”

 

“Tao Eşi olmak… O ölse ve ebediyet geçse bile onu asla unutamamak demektir; adeta o yanındaymış gibi yaşamaya devam etmektir!”

 

“Tao Eşi olmak… Kalbinin yarısını ona vermektir! O olmadan, hayatın ve kalbin tam olmayacaktır!”

 

Mavi cübbeli adam Dokuznilüfer’e bakıyordu, gözlerinde akılalmaz bir derinlik ve kadimlik yatıyordu. “Onun için… Ölüme göğüs gerebileceğini düşünüyor musun? Onun için… Ölümsüzleri ve Budaları öldürebileceğini düşünüyor musun?”

 

Dokuznilüfer ne diyeceğini bilemiyordu.

 

Onun için ölmek mi?

 

Budalarla ve Ölümsüzler’le savaşmak mı?”

 

“Bu kavramlara dair net bir fikrin varsa ve tereddüde düşmüyorsan seni durdurmayacağım. Tam aksine, arkanda duracağım.” Mavi cübbeli adam iç çekti. “Ancak gözlerindeki tereddüdü görebiliyorum, duraksıyorsun, emin değilsin…”

 

“Eğer ona hayatının diğer yarısı olarak davranamazsan, onun için ölümü göze alamazsan, onun için Ölümsüzler’le ve Budalar’la savaşamazsan… O zaman neden Tao Eşi olmak istiyorsun ki?”

 

“Kararlı bir zihne sahip olmadan, Tao Eşi seçmene gerek yok.”

 

“Ölümsüzlük yolu… Göklere karşı çıkan bir yoldur.”

 

“Tek başına yürüyebilirsin, ya da bu yolda sana eşlik edecek bir Tao Eşi seçebilirsin. Bu akılalmaz zorluklarla, tehlikelerle dolu bir yoldur. Bu yüzden, eğer Tao Eşi seçeceksen seninle gerçekten ölümün kıyılarına gitmeye gönüllü ve istekli olacak birini seçmelisin; uğruna ölmek isteyeceğin ve uğruna ölmek isteyeceği birini seçeceksin. Aksi takdirde… Bu yolu tek başına yürüsen daha iyi edersin.”

 

Mavi cübbeli adam Dokuznilüfer’e bir bakış attı. “Dokuznilüfer, ne düşünüyorsun?”

 

“Ben, ben…” Dokuznilüfer şoke olmuştu.

 

Yanılmış mıydı?

 

“Gençsin…ve o Ji Ning, senden bile genç. Henüz yeterince tecrübe yaşamadınız! Tao Eşi seçmek için yeterince şey yaşamadınız ve kalpleriniz yeterli kararlılığa sahip değil; ikiniz de birbirinizden hoşlandığınız ve birbirinizi arzuladığınız için böyle bir duyguya kapıldınız.” Mavi cübbeli adam başını iki yana salladı. “Böyle bir arzu ve istek… Sonsuza kadar sürmez.”

 

“Ji Ning’le birlikte olmanı engellemeyeceğim.” mavi cübbeli adam konuştu.

 

Bunu duyan Dokuznilüfer’in gözleri parlamıştı.

 

“Lakin sabırlı olman gerekiyor. Kadim Taoist olduğunda, hala daha Ji Ning’i Tao Eşin olarak seçmek istersen bu kararına karışmayacağım. Lakin, şimdilik… Dayanman lazım.” Mavi cübbeli adam konuştu.

 

“Kadim Taoist olana kadar mı?” Dokzunilüfer şoke olmuştu. “Bu ne kadar sürer ki?”

 

“Sana çok ilgi gösterdim, çok sevdim. Tao Kalbin oldukça sıradan. Sonsuz Nilüfer Mağarası’na git. Oraya bir formasyon yerleştireceğim, o formasyondan çıkabildiğin takdirde Dongyan Dağları’nı terk edebileceksin.” Mavi cübbeli adam talimatını verdi.

 

Dokuznilüfer telaşlıydı. “Sonsuz Nilüfer Mağarası mı? Sizin yerleştireceğiniz bir formasyondan nasıl çıkarım?”

 

“Sadece Tao Kalbi’ni sağlamlaştıracak bir aldatıcı formasyon koyacağım.” mavi cübbeli adam başını iki yana sallayarak konuştu. “Tartışmaya gerek yok. Git.”

 

“Ji Ning’i bilgilendirmesi için birini yollayacağım.” Dokuznilüfer bu kararı geri çeviremeyeceğini biliyordu ve hemen taktiklerini değiştirdi.

 

“Git.” Mavi cübbeli adam sakince konuştu.

 

Dokuznilüfer, vakit kaybetmeden nilüfer şeklindeki büyülü hazinesine atlayıp bölgeyi terk etti ve Ning’e haber vermek adına gerekli ayarlamaları yapmaya koyuldu.

 

Mavi cübbeli adam Dokuznilüfer’in gidişini izledikten sonra başını iki yana salladı. “Çok genç. Yine de… Ruyin, sana çok benziyor. Ne kadar zaman oldu… Omuz omza, yan yana o ‘Gökışığı’ büyük dünyasında savaştığımızı hatırlıyor musun? O savaşı… Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin asla unutmayacağım. Asla.”

 

Ardından, sessizce balık tutmaya geri döndü. Oltasının ucunda epeyi balık geziyordu, lakin kanca düzdü. Böyle bir kancayla balık yakalaması mümkün değildi.

 

(Jiang Ziya'nın efsanesine göre, kanca olmadan balık tutan Ölümsüz, hazır olduklarında balıkların ona geleceğini düşünüyormuş, kancaya gerek olmadan...)

 

…….

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44322 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr