Bölüm 228: Ji Klanı’nın Yükselişi

avatar
4436 46

Desolate Era - Bölüm 228: Ji Klanı’nın Yükselişi



Bölüm 228: Ji Klanı’nın Yükselişi

 

“Genç efendi.” Güz Yaprağı’nın gözleri yaşlıydı lakin bu yaşlar mutluluk göz yaşlarıydı. Ning de gülümsedi. Güz Yaprağı’nı görmeyeli uzun bir zaman geçmişti. Küçüklüğünden beri ona en yakın olan insanlar; annesi, babası, Beyaz Amcası, Bahar Çimeni ve Güz Yaprağı’ydı. Ebeveynleri ve Bahar Çimeni bu dünyaya veda ettiği için geriye yalnızca Beyaz Amcası ve Güz Yaprağı kalmıştı. Ning Güz Yaprağı’na duyduğu hissiyatın romantik bir aşk olmadığını biliyordu, aksine bu hissiyat, aileye duyulan sevgiye benziyordu.

 

“Dört yıl. Güz Yaprağı, hiç değişmemişsin. Xianitan’a adım atmış olsan gerek.” Ning yanına yürüdü. Güz Yaprağı çabucak göz yaşlarını silerek konuştu. “Geride bıraktığınız ilaç sayesindeydi, genç efendi.”

 

Güz Yaprağı’nın Xiantian’a adım atması Ning’i şaşırtmamıştı zira ona hizmetçilik yapması için seçilen bu kadının yeteneği de gayet iyiydi. Geride bıraktığı ilaçlar sayesinde Güz Yaprağı’nın Xiantian’a adım atma olasılığı epeyi yüksekti.

 

“Dört yıl boyunca keyfin yerinde miydi?”

 

“Fena değildim. Parlakkalp Adası her zamanki gibi, değişiklik yok ve Ji Klanı gün geçtikçe güçleniyor.” Güz Yaprağı konuştu. “O savaşın ardından, Kırlangıç Dağı’ndaki Karejderi Dağı’nın güçleri zayıflamaya başladı. Her ne kadar Kırlangıç Dağı’nda durmaları için üç Zifu Öğrencisi daha yollamış olsalar da sizin Siyah Beyaz Okulu’na katıldığınızı duydukları için bizlere sorun çıkarmaya cüret edemediler.”

 

Ning onayladı. Güç bakımından, Kırlangıç Dağı’ndaki Karejderi Dağı’nın arkasında koskoca tarikat bulunuyordu ve temel güçleri Ji Klanı’ndan daha fazlaydı.

 

Lakin, Ning Siyah Beyaz Okulu’na katılmıştı. Kuzeydağ Baiwei, Kırlangıç Dağı’ndaki maden için bölgeye adam yolladığında, aynı zamanda Ji Klanı’nı, Ning’in güncel durumu hakkında bilgilendirmek için birkaç adam göndermişti. Bu haber yayıldıktan sonra Ji Klanı’nın itibarı resmen göklere yükselmişti.

 

Tanrım! Siyah Beyaz Okulu! Kırlangıç Dağı’ndaki güçlere göre Siyah Beyaz Okulu akılalmaz bir kutsallıktı. Efsanelere göre, Siyah Beyaz Okulu’na katılan her öğrenci muazzam, rakipsiz, canavarvari figürlerdi! Karejderi Dağı bile artık duruma müdahale edebilecek güçte değildi.

 

“Mavitaş?” Ning sordu. “Mavitaş.” Başını çeviren Güz Yaprağı seslendi ve çok geçmeden ortaya uzun, kaslı bir genç adam çıktı.

 

Ning şoke olmuştu. Ne uzun, ne kaslı bir genç ama! Bu genç en azından 2 metre uzunluğundaydı. Ning bölgeyi terk ettiğinde, Mavitaş ufacık bir çocuktu ancak geçen dört yılın ardından… Kocaman olmuştu!

 

“Abi.” Mavitaş yürüdü. “Niye orada saklanıyordun?” Ning gülümseyerek konuştu. Mavitaş’ı küçüklüğünden bile tanıyordu ve onu ufak kardeşi olarak görmeye çoktan başlamıştı.

 

Mavitaş konuştu. “Büyük kardeş Güz Yaprağı’yla özel bir an yaşamanızı istemiştim, tamam mı?”

 

Güz Yaprağı genç adama keskin bir bakış attı, Ning’se sadece gülüyordu.

 

“Abi, koluna doladığın o yılan neyin nesi?” Mavitaş ufak mavi yılanı görmüştü.

 

“Ufak Qing.” Ning seslendi. Vhoosh ufak mavi yılan sise dönüşerek ardından mavi cübbeli kadın formuna büründü. Güz Yaprağı şaşkındı ve Mavitaş geriye zıplamıştı. “Yaratık! Yabaniyaratık!”

 

“Wanxiang Yabaniyaratık diyeceksin! Wanxiang’ın zirvesindeyim!” Qingqing kendini beğenmiş tavrıyla başını kaldırdı.

 

“Wanxiang Yabaniyaratık mı?” Mavitaş şaşırdı. Ning onun için haplar ve hazineler bırakmış olsa da genç adamın yeteneği Güz Yaprağı’ndan bile daha düşüktü. Her ne kadar Güz Yaprağı çoktan Xiantian’a adım atmış olsa da Mavitaş hala daha Houtian seviyesindeydi. Lakin, ölümsüzlük yolundaki seviyeleri iyi biliyordu.

 

“Wanxiang’ın zirvesi mi? Ji Klanımız’ın Patriği bir Zifu Öğrencisi’ydi sanırım.” Mavi taş mavi cübbeli kadına bakıyor ve bu kadının tek bir parmağıyla Ji Patriği’ni öldürebileceğine bir türlü inanamıyordu.

 

Ning gülümsedi. “Ufak Qing aslen Kırlangıç Dağı’nda yaşamış bir Mavi Gökyılanı’ydı, Zindan Dağları’nın vahşi bataklıklarında karşılaştığımız için benim ruh yaratığım oldu.”

 

“Ruh yaratığın mı?” Mavitaş rahat bir nefes çektikten sonra merakla sordu. “Abi, sen de Wanxiang’ın zirvesindesin, değil mi?” “Üst seviye Wanxiang, Ufak Qing’den biraz zayıfım.”

 

“Efendim üst seviye Wanxiang olsa da onun dengi değilim.” Qingqing başını eğerek konuştu. “Efendim…gerçek bir yaratık, canavar bir yetenek.”

 

Güz Yaprağı ve Mavitaş hem şaşırmış hem de keyiflenmişti. Güz Yaprağı Ning’in arkasındaki Beyazsu Tazısı’na baktı. “Beyaz Amca, sen…” “Beyaz Amca da üst seviye Wanxiang.” Ning konuştu.

 

“Bu… Bu…” Güz Yaprağı aradan geçen dört kısa yılın ardından, grubun ne denli bir evrim geçirdiğini kavramıştı.

 

Beyazsu Tazısı insan dilini konuşuyordu. “Yaratıklar çok yavaş ilerliyor, bazı yaratıkların Zifu seviyesinden Wanxiang seviyesine adım atması binlerce yıl sürebiliyor ve Wanxiang’dan Kadim Seviyesi’ne adım atmaları da on binlerce yıl sürebiliyor. Aslında uzun zaman önce gerekli kavrayışa ulaşmıştım, ancak element ki miktarı konusunda sıkıntı çekiyordum. Şans bu ki, Ning’in yardımıyla çabucak Wanxiang’a ulaşmayı başardım.”

 

“Üç Wanxiang Üstadı.” Mavitaş heyecanlıydı. “Kırlangıç Dağı’ndaki diğer güçlerde tek bir Wanxiang Üstadı bile yok ancak biz aniden üç tanesini kazandık. Bu… Hahahah… Yenilmez olacağız!”

 

“Genç efendi etkileyici bir insan ancak sen, değilsin. Sana muazzam teknikler, olağanüstü hazineler verdi, ama hala daha Xiantian’a adım atabilmiş değilsin. Genç efendi senin yaşındayken Zifu Öğrencileri’ni kolayca öldürebiliyordu.” Güz Yaprağı azarladı.

 

“Abimle beni mi kıyaslıyorsun? Yetenek bakımından sana bile denk değilim, Abla.” Mavitaş başını iki yana salladı. Güz Yaprağı azarlamaya devam ediyordu. “Çalışmıyorsun, sürekli bahane üretiyorsun.’

 

Bunu gören Ning’in kalbinde güçlü, sıcak bir hissiyat belirmişti. Manzara aynıydı, Güz Yaprağı her zamanki gibi Mavitaş’a ufak kardeşi gibi davranıyordu.

 

Ji Ning geri dönmüştü. Rakipsiz deha, Siyah Beyaz Okulu’nun öğrencisi Ji Ning, Kırlangıç Dağı’na geri dönmüştü! Bu yeni haber Ji Klanı’nı derinden sarsmış ve klan üyeleri keyifli kutlamalara çoktan başlamıştı.

 

Çok geçmeden Patrik Dokuzateş, Ji Young, Ji Kızılçiçek ve son yıllarda ortaya çıkan etkileyici gençler toplanarak… Yılankanadı Gölü’ndeki Parlakkalp Adası’nın yolunu tutmuştu!

 

“Wanxiang yılan yaratığı mı?”

 

“Beyazsu Tazısı da mı Wanxiang’a adım atmış?”

 

Adaya gelen Patrik ve diğerleri şaşkınlık içerisindeydi. Ning’in Wanxiang’a adım atması onları şaşırtmamıştı zira Ji Ning, geçmişte Wanxiang Üstadı Xu Li’yi kolayca öldürebilmişti. Üstelik, bu genç adam Siyah Beyaz Okulu’na girdiği için akılalmaz bir gelişme göstermesi normaldi.

 

“Patrik.” Ning konuştu. “Buraya gelmeden önce, Yağmurejderi Korumaları’na katıldım.” Dokuzateş, Gölge Nine, Ji Dikduran, ve Young şaşırmıştı. Ning’in Yağmurejderi Korumaları’na katıldığını bilmiyorlardı ancak genç adamın bunu başarmış olması pek de şaşırtıcı değildi.

 

“Yağmurejderi Korumaları’na katıldıktan sonra, organizasyon bana korunacak on bin kilometrelik bir alan seçmemi söyledi! Gelecekte ölsem dahi, bu toprak Yağmurejderi Korumaları tarafından bin yıl korunacaktır. Seçtiğim bölge On Bin Kılıç Şehri’ni ve etrafındaki dört vilayeti kapsıyor.”

 

“Tılsımı alın.” Ning tılsımı uzatarak konuştu. “Sadece Zifu Öğrencileri bağlayabiliyor. Bağladıktan sonra, On Bin Kılıç Şehri’ndeki Lord’un Malikanesine asacaksınız. Bu sayede, şehir surlarında zar zor seçilebilen bir Yağmurejderi ortaya çıkacak. Diğerleri bunu görür görmez şehrin Yağmurejderi Korumaları tarafından korunduğunu anlayacaktır.”

 

Dokuzateş tılsımı büyük bir heyecanla eline aldı. “Bu klanımızın temeli olacak, temeli! Bu tılsım sayesinde, klanımızın merkez üssü daha güvenli olacak ve Ji Klanımız kesinkes büyüyerek gelişecek!” Dikduran ve diğerleri beklenti doluydu.

 

“Ji Ning, burada ne kadar kalacaksın?” Dokuzateş sordu. “Gelecekte,” Ning konuştu. “Sürekli Yılankanadı Gölü’nde yaşayacağım. Arada sırada Yağmurejderi görevlerine çıkıp Siyah Beyaz Okulu’ndaki ustamı görmeye giderim. Geri kalan zamanımı burada geçireceğim.”

 

Siyah Beyaz Okulu’ndaki öğrencilerden bazıları sürekli okulda kalıyordu zira okulda Siyah Beyaz Diyagramı vardı ve öğrenci kardeşleriyle Tao’ya dair konuşmalar yapabiliyorlardı. Lakin Ning için bu durum farklıydı zira Ölümsüz Diancai ona sadece arada sırada rehberlik sağlıyordu. Peki ya Siyah Beyaz Diyagram? Bu diyagramın Ning’e pek bir yararı yoktu. Yani Ning arada sırada diyagramı incelemeye gittiği takdirde bu yeterli gelecekti. Sonuçta, genç adamın yeraltı malikanesindeki Yıldız Salonu, Siyah Beyaz Diyagram’dan çok ama çok daha üstündü.

 

İster klanın iyiliği için olsun ister de yeraltı malikanesinin varlığı olsun, genç adam ruhunun huzuru için Yılankanadı Gölü’nde yaşamayı seçmişti.

 

“Güzel, güzel!” Dokuzateş’in keyfi yerindeydi. “Eğitimini etkilemeyecek, değil mi? Ne olursa olsun, asıl odağın eğitim olmalı.”

 

“Etkilemeyecek.” Ning başını iki yana salladı. “Güzel.” Dokuzateş başını öne salladı. “Yanımızda bulunacağın süreyi düşünürsek… Ji Klanımız’ın gücü epeyi artacaktır.”

 

“Evet. Üç Wanxiang Üstadı ve Ning’in Kadim Taoist olma olasılığını da hesaba katarsak, Ji Klanı’mızın sahip olduğu bölgeyi geliştirmesi gerekiyor!” Gölge Nine, Ji Dikduran ve diğerleri heyecanlıydı. Kişinin karnı ne kadar büyük olursa o kadar fazla yemek yiyebilirdi. Geçmişte, Ji Klanı’nın gücü kısıtlı olduğu için klan ciddi bir arzuya sahip değildi lakin artık Ji Ning’in akılalmaz gücü ve ek olarak iki Wanxiang Yabaniyaratık’ı, üstüne bir de Siyah Beyaz Okulu’nun desteği… Ji Klanı kesinkes güçlenecekti.

 

“Nasıl uygun görüyorsanız öyle yapın.” Ning onayladı zira babası da bunu istemişti. “Eğer sorun çıkarsa… Ufak Qing, Beyaz Amca, siz yardım edersiniz.”

 

“Bana bırak.” Qingqing kendine güveniyordu. “Kırlangıç Dağı’nda bizden başka Wanxiang Üstadı olmadığına göre kafamıza nasıl esiyorsa öyle davranabiliriz.”

 

“Hahah…” Dokuzateş ve diğerleri kahkahalara boğuluyordu.

 

Ji Ning’in Yılankanadı Gölü’nde kalacak olması, bütün klanı heyecanlandırmıştı. Genç adam aynı zamanda klandaki diğer gençlere de rehberlik ediyordu lakin bu yetenekli gençler sadece Kırlangıç Dağı’ndaki yeteneklerle boy ölçüşebilecek seviyede olan kişilerdi. Aralarından biri bile Ning’i şaşırtmayı başaramamıştı. Öyle ya, sürekli Siyah Beyaz Okulu’ndaki dehalarla içli dışlı olan Ning için… Bu ufak yeteneklerin etkileyici olmamaları gayet doğaldı.

 

Klan üyeleriyle birleşmek, küçüklere rehberlik yapmak…

 

Üç günün ardından, Parlakkalp Adası eski sakinliğine kavuştu. Ning hemen özel odasına girmişti.

 

“Yeraltı malikanesi.” Genç adam tek bir düşüncesiyle odaya devasa gölgeyi çağırdı. Devasa gölge ayının suratında bir gülümseme vardı. Ağzını açarak Ning’i çabucak yuttu.

 

Ning bir kez daha, farklı boyutta yer alan yeraltı malikanesine girmişti.

 

…….








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr