Bölüm 225: Baba ve Oğul

avatar
4290 41

Desolate Era - Bölüm 225: Baba ve Oğul



Bölüm 225: Baba ve Oğul

 

“Şüpheli Ji Ning mi?” Kuzeydağ Baiwei telaşlıydı. “Baba, ne diyorsun sen? Ne şüphelisi? Neler diyorsun?”

 

“Tahmin edemiyor musun?” Kuzeydağ Karakaplan oğluna bakıyordu. Bütün umutlarını bağladığı ve eğitmek için uğraştığı oğluna bakıyordu. Eğer bütün umutlarını Baiwei’ye odaklamış olmasaydı Baiwei’yi tek başına, kibirli, cahil, kaygısız bir figür olarak bırakacaktı lakin, Karakaplan bunca zamandır oğluna karşı ciddi ve sert bir politika izliyordu.

 

“Baba, yoksa…” Baiwei aptal değildi. Ekşiyen suratıyla konuştu. “Kardeş Ji Ning Gökyüzü’nün Hazine Dağı’na ismini bildirmek istemedi çünkü diğerlerinden gizli bir şey yapmak istiyordu! Güçlü bir arka plana sahip düşmanı falan mı öldürdü? Yedinci Dong, Yu Dong, Shui Yi… Bu üçlünün içinde, kayda değer sayılabilecek bir tek Yedinci Dong’un arka planı var! Yoksa Yedinci Dong’u mu öldürdü? Ancak Yedinci Dong’un arkasında sadece tek bir Kadim Taoist var. Senin gibi birinin harekete geçmesine değecek bir durum yok.”

 

Karakaplan başını öne salladı. “Yedinci Dong değil. Yu Dong’u öldürdü.” Baiwei başını iki yana salladı. “Yu Dong mu? Önemsiz bir figür.”

 

“Ama Yu Dong’un ustası Üstat Yarımay da o esnada olay yerindeymiş. Bu yüzden, muhtemelen Ji Ning’i durdurmaya çalıştığı için araya kaynayıp can vermiş.” Karakaplan oğluna bakıyordu. “Ve Üstat Yarımay, Kuzeydağ Klanımıza ait gizli bir ordunun, Gölge Ordusu’nun emekli olmuş subaylarından biriydi.”

 

“Ne?!” Baiwei’nin suratı anında değişti. Doğal olarak, Kuzeydağ Klanı’nda bazı gizli, kadim Ölümsüz ordularının olduğunu biliyordu. Her Marki’de bu tarz ordular vardı.

 

Büyük Xia Hanedanlığı da bu gerçeği biliyordu lakin, ordularda tam olarak kaç kişinin olduğu ve figürlerin ne kadar güce sahip oldukları… İşte bunlar asıl sırlardı.

 

“Gölge Ordusu’nun emekli subaylarından biri mi?” Baiwei kendi kendine konuştu. “Emekli demek? O zaman yıllar yılı savaşmış olmalı… Yani orduda çok sayıda kardeşi ve arkadaşı vardır. Emekliler… Ordudaki en hassas figürlerdir.”

 

“Evet. Aynen öyle!” Karakaplan konuştu. “Kuzeydağ Klanımız için mücadele eden bu insanların büyük bir kısmı can veriyor. Çok ama çok az bir kısmı hayatta kalarak emekli olmayı başarabiliyor. Eğer emekliler de can verirlerse… Ordudaki bütün insanlar çılgına dönecektir! Böyle bir şeyin olmasına kesinkes izin vermeyeceklerdir ve olsa dahi, bunu yapanı bulup eski kardeşlerinin intikamını alacaklardır!”

 

“Bu Ölümsüz Orduları için hassas bir noktadır. Bu noktaya dokunan herkes ölür!” Karakaplan’ın suratında ciddi bir ifade vardı. Bahsettiği bu şeyler, orduların yazılı olmayan kurallarıydı!

 

“Ji Ning çok temiz ve profesyonel çalışmış.” Karakaplan konuştu. “Gölge Ordusu’na ait araştırma ekibi çoktan meseleye başlamış durumda. Yarımay Dağı’nda yaşayan sıradan ölümsüzlerin hafızalarını araştırmayı bitirmişler. Hatta zamanında Üstat Yarımay’ın giydiği kızıl cübbeyi de yerin derinliklerinde bulmuşlar.”

 

“Lakin, bölgede üç kişi, Üstat Yarımay, öğrencisi Yu Dong, ve kızı Yue Wei öldüğü için Gölge Ordusu’nun araştırma ekibi çoktan Yu Dong ve Yue Wei’yi de incelemeye başladı. Kaşla göz arasında Gökyüzü’nün Hazine Dağı’ndan istenen Yu Dong’a dair bilgi raporunu buldular bile.”

 

 Karakaplan konuştu. “Bu ipucunu takip eden grup, malikaneme geldi! Meseleyi de böyle öğrendim.”

 

“Ne yapacağız peki?” Baiwei endişeliydi. “Gölge Ordusu şu anda birkaç ipucunu takip ediyor.” Karakaplan konuştu. “Ancak Shui Yi ve Yedinci Dong da ölürse kesinkes bu üçlü için istenen raporun farkına varacaklar. Yani uzun lafın kısası, raporu istediğin için durum bize dayanacak.”

 

Baiwei telaşlıydı. “O zaman hemen Kardeş Ji Ning’e haber yollayıp Shiu Yi ve Yedinci Dong’u öldürmesini engellemeli miyim?”

 

Karakaplan başını iki yana salladı. “İşe yaramaz. Çok geçmeden diğer kantları da toplayarak bu meseleyi fark edeceklerdir.”

 

“O zaman ne yapacağız?” Baiwei endişeliydi. “İki seçeneğimiz var.” Karakaplan konuştu. Baiwei babasına bakıyordu.

 

“İlk seçenek… Ji Ning’i satmak.” Karakaplan konuştu. “Böylece, sıkıntıya girmemiş oluruz.”

 

“Mümkün değil.” Baiwei başını iki yana salladı.

 

Bunu gören Karakaplan, aslen gülmeye bile başlamıştı. “Hahahaha, aferin oğluma. Aynen öyle. Arkadaşlarını ve kardeşlerini öyle kolay kolay satmayacaksın! Eğer onlar böyle kolay feda edebilirsen… O zaman gerçek bir kardeşe ve dosta asla sahip olamazsın! Diğerlerinin senin için hayatlarını riske atmalarını istiyorsan sen de samimi olmalısın, anladın mı?”

 

Baiwei şaşırmıştı.

 

“O zaman, geriye ikinci seçenek kalıyor.” Karakaplan konuştu. “Bu işi ben yaptım diyeceksin.” Baiwei şaşkına dönmüştü. “Ben mi?”

 

“Evet. Gölge Ordusu’na bu işi ben yaptım diyeceksin. Yu Dong’u incelemek için gerekli bilgiyi ben aldım ve Yu Dong’u öldürdüm diyeceksin! Lakin, bu esnada Üstat Yarımay araya girdiği için… Onu da arada öldürdüm diyeceksin!!” Karakaplan ekledi. “Üstat Yarımay’ın emekli bir asker olduğunu bilmiyordun, bu yüzden yaptıkların konusunda suçlu sayılmazsın. Gölge Ordusu seni cezalandırmak için ısrarcı olmayacaktır… Ana soydan geliyorsun ve gelecekte Sakinsu’yun Marki bile olabilme ihtimalin var, yani Üstat Yarımay’ı yanlışlıkla öldürmüş olman ufak bir meseledir.”

 

“Eğer bu işin sorumluluğunu alırsan mesele fazla büyümeyecektir zira nihayetinde, Gölge Ordusu Kuzeydağ Klanımızın ordusudur. Gölge Ordusu’ndaki askerler, Kuzeydağ’ın ana soyuna öyle kolay kolay iş çıkaramaz.”

 

“Lakin, senin dışında bir başkası bu meseleyi üstlenirse o zaman o kişi kesinkes can verecektir.” Karakaplan oğluna baktı. “Tabii yine de… Bu meseleden sebep, orduda senden nefret edecek insanlar olacaktır.”

 

“Nefret edecek insanlar mı? Emekli olmuş bir Wanxiang bozuntusu… Gerçek bir Kayıp Ölümsüz dostu varsa şaşkına dönerim yahu! Ve benden ciddi manada nefret edeceklerini sanmıyorum.” Baiwei başını iki yana salladı. “Şimdilik, Gölge Ordusu’yla uğraşacak değilim. Kardeş Ji Ning ise, gerçekten dostları için güçlüklere göğüs germeye cesaret edebilecek biridir. Bu yüzden, bizzat sorumluluk alacağım!”

 

“Güzel.” Karakaplan onayladı. “Yu Dong, Shui Yi ve Yedinci Dong’un seni nasıl gücendirdiğini de bir hikayeyle açıklarsın.” Baiwei saygıyla eğildi. “Dediğiniz gibi olacak, Baba.”

 

“Unutma!” Karakaplan oğluna bakarak konuştu. “Kardeşin için kendini feda ediyorsun ancak şunu unutmayacaksın… Bu yaptıklarından, Ji Ning’in de haberi olacak!”

 

“Haberi mi olacak?” Baiwei şaşırmıştı. “Evet, ona bu fedakarlığı yaptığını göstermen ya da bir şekilde durumdan haberdar etmen lazım.” Karakaplan sakindi. “Onun için büyük bir sıkıntıyı çözüyorsun ve eğer bu durumdan haberi olmazsa işleri boşu boşuna yapmış sayılmaz mısın? Eğer ‘yanlışlıkla’ yaptıklarını öğrenirse sana karşı minnettar olacaktır.”

 

Baiwei’nin suratı ekşidi. “Bu biraz yapmacık ve zorlama değil mi?” “Zorlama m?” Karakaplan oğluna bir bakış attı. “Sadece ‘şans eseri’ bu durumdan onu haberdar edeceksin. Sonuçta onun hareketleri dahilindeki sorumlulukları üstleniyorsun. Unutma… Arkadaşlarına karşı samimi olmalısın ancak biraz da taktiksel yaklaşmanın zararı olmayacaktır. İnsan kaynaklarını kullanmanın prensibi budur.”

 

“Söylediklerimi düşün.” Karakaplan ekşiyen suratıyla oğluna baktı. Oğlu akıllıydı ve ondan büyük beklentileri vardı lakin Baiwei’nin annesi yüzünden, genç adam arkadaşlarına karşı muazzam bir samimiyet besliyordu. Her ne kadar bu sayede çok sayıda arkadaş elde edebiliyor olsa da bu durumdan sebep gelecekte bölgeyi domine ederek gerçek bir güç birliği oluşturması zora girecekti.

 

“Gidelim.” Karakaplan konuştu. Üçgen göz bebekli adamla birlikte mekânı terk etti. Donan atmosfer hemen eski haline dönmüş ve yan taraftaki güzeller güzeli kadın aniden kendine gelmişti. “Ne, ne oldu?”

 

 Müzik çalmakla meşgul kadın bunca zamandır ne bir şey duymuş ne de görmüştü. Aslında, adeta aklından bir anı bulutu uçup gitmişti. Malikanenin efendisi, Kuzeydağ Karakaplan’ın buraya geldiği az buz hatırlıyordu. Ardından, aklındaki tek şey Karakaplan’ın giden figürüydü.

 

“Strateji mi? İnsan kaynakları mı?” Baiwei’nin suratı ekşidi. “Baba… Herkesi bir araç olarak görüyorsun… Bu yüzden Annem seni terk etti. Sen sensin. Bense ben…”

 

Babası onu ikinci Kuzeydağ Karakaplan olarak yetiştirmek istiyordu.

 

Lakin kendisi Kuzeydağ Baiwei’ydi.

 

Tek ve gerçek Kuzeydağ Baiwei!

 

“Acaba Ji Ning ne yapıyor.” Baiwei endişeli tonuyla kendi kendine konuştu.

 

………

 

 Ning’in grubu on beş günlük yolculuğun ardından Sakinsu Eyaleti’ndeki “Şafak Körfezi”ne ulaşmıştı. Bu bölge, aşağı yukarı Kırlangıç Dağı’ya denk bir bölgeydi.

 

“Shui Yi’nin kabilesi gerçekten ufakmış.” Altı yüz metrelik genişliğe sahip bir gemi, Şafak Körfezi’nin üstünde uçuyordu. Şafak Nehri bir milyon kilometre uzaklığındaydı ve bu nehir Sakinsu Eyaleti’nin yarısını dolaşıyordu. Gemideki Kuzeyoğul iç çekerek konuştu. “Tek bir eyalet şehri bile yok!”

 

“Epeyi zayıf.” Ning onayladı. Ji Klanı en azından On Bin Kılıç Şehri adı altında bir eyalet şehrine sahipti lakin Shui Yi’nin Shui Klanı gerçekten ufacıktı.

 

Shui Yi ortaya çıkmadan önce klanı sıradan, zayıf bir klandı. Ardından Shui Yi büyük, heybetli Dong Klanı’nın kölesi olmuş ve onlar tarafından yetiştirilerek Zifu’ya adım atmıştı. Ayrıca uzunca bir zaman Yedinci Dong’a da hizmet ettiği için Shui Klanı yükselmişti.

 

Shui Yi’nin desteği sayesinde büyüyen Shui Klanı, kendilerine bir şehir kurmuşlardı. Lakin tabii bu şehir eyalet şehri değildi, daha çok Ji Klanı’nın “Batı Vilayet Şehri”ne benziyordu.

 

Üstelik, Shui Klanı aslen bir başka kralın çatısı altındaydı. Shui Yi Dong Klanı’nda kaldığı için durum Shui Klanı için tehlikeli değildi ve geçen zamanın ardından, klanı orta seviye Zifu Öğrencisi korumaya başlamıştı.

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim, Shui Yi’yi nasıl buraya çekeceğiz?” Kuzeyoğul gülümseyerek Ning’e baktı. “Gayet basit.” Ning başını iki yana salladı.  “Shui Klanı çok ufak, klanda sadece tek bir Zifu Öğrencisi var. Shui Klanı’nı panik haline sokacak epeyi yöntemim var! Böylece, Shui Yi buraya gelmek zorunda kalacak!”

 

Ve gerçekten de söylediği gibi epeyi yöntemi vardı. Shui Klanı gerçekten çok zayıftı. Ne zaman ciddi bir sorunla karşı karşıya kalsalar, Shui Yi’den yardım dileniyorlardı.

 

“Efendim, öldürelim gitsin. Eğer klanı katledersek ortalık karışır.” Qingqing konuştu. Lakin Ning başını iki yana salladı. “Gerek yok.”

 

 Nehiryanı Kabilesi’ndeki Nehir He’yi öldürdüğünde, her nasıl Nehir He’nin oğluna karşı harekete geçmemişse Ning aynı şekilde Shui Klanı’na ait diğer insanlara da sorun çıkarmayacaktı. Tabii Shui Yi’nin ölümüyle düşüşe geçecek Shui Klanı’yla ilgili yapacak bir şey yoktu.

 

Güçlü bir Tao Kalbi’ne sahip olan Ning, yaptığı hareketlerde kendine güveniyordu. Eğer geçmişte, Nehir He’nin oğluna karşı hareket geçmiş olsaydı, bu durum kalbindeki inancı etkileyecek ve gelecekte ona epeyi sorun çıkaracaktı.

 

“Onlara saldırmayacaksak durumu nasıl karıştıracağız?” Qingqing konuştu.

 

“Hızlı davranacağım. Burada bekleyin.” Genç adamın ayaklarında bir kılıç ışığı belirmiş ve Ning Shui Klanı’nın merkezine, Yishui Şehri’ne doğru atılmıştı.

 

…….

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr