Bölüm 214: Yeni Yağmurejderi Korumaları

 Rüzgârlı Kızıl Ejder Dağları, sonsuz göklere uzanıyordu. Ölümsüzler bile bu manzaranın nereye uzandığını göremiyordu.

 Zirvelerden birinde, devasa ışınlanma formasyonu parlamaya başladı. Vhoooooosh! Ji Ning ve elli iki kişilik grubun geri kalanı aniden formasyonda belirdi.

“Hızlıydı.” Ning etrafını süzdü. Daha önce bu formasyonu kullanmış olsa da insan böyle bir hıza öyle kolay kolay alışamıyordu.

“Burada bekleyin. Çok geçmeden Yağmurejderi Korumaları’ndan bir grup sizi karşılamaya gelecek.” dedi kızıl suratlı yaşlı adam. Kendisi formasyonu koruyan on üstattan biriydi.

Ning’in grubu sakince formasyondan çıktı. Sessizliğin hâkim olduğu bu bekleyiş, nihayetinde mesafede beliren geniş bir gemiden sebep bozulmuştu. Etrafa hava dalgaları saçan gemi yavaşça alçalarak zirveye indi.

 Muazzam güzelliğe sahip, pembe cübbeli bir kadın gemiden dışarıya adımladı. Hemen arkasında, ona benzeyen güzel kadınlar duruyordu. Bir anlığına da olsa manzara, ölümlü dünyaya inen perileri andırmıştı. Ardından, ruh yaratıkları da hemen ileriye atıldı.

“Beyaz Amca!” Ning oracıkta, ruh yaratığı grubunun orta yerinde duran Beyazsu Tazısı’nı fark etmişti. Beyazsu Tazısı’nın suratında keyif ve şaşkınlık dolu bir ifade vardı. Geçirdiği üç ay boyunca ister istemez bu ufaklık adına endişelenmişti. Ruh yaratığının efendisi öldüğünde, ruh yaratığı özgürlüğünü kazandığı için aralarındaki bağın koptuğunu da hissedebiliyordu. Geçen bunca zamanın ardından bölgeyi terk eden çok sayıda ruh yaratığı görülmüştü, Bu ruh yaratıklarının bölgeyi terk etmeleri, bazı insanların öldüğüne işaret ediyordu!

“Ning, oğlum.” Beyaz Amcası Ning’e baktı. Aniden genç adamın kolundaki ufak mavi yılanı görmüştü. Şaşkınlık içerisinde konuştu. “Ning, bu yılan…?”

“Bu Mavi Gökyılanı.” Ning zihinsel yoldan konuşuyordu. “Kendisi daha önceleri, Doğuetek Bataklığı’nda mücadele ettiğim Mavi Gökyılanı. Bu sefer, onunla karşılaşacak kadar şanslıydık ve birlikte ölüm kalım mücadeleleri atlattık. Belki de onu kurtardığım için kendi isteğiyle ruh yaratığım olmak istedi.”

Beyazsu Tazısı başını hafifçe öne salladı. Mavi Gökyılanı’na arkadaşçıl bakışlarıyla bakarak söyleniyordu. “Mavi Gökyılanları, hazine bölgelerini bulmaya yatkın olan ve potansiyel gelişim konusunda yetenekli olan canlılardır. Sana epeyi uygunlar, Ning.”

“Demek sen ‘Beyaz Amca’sın?” Qingqing konuştu. Beyazsu Tazısı ona bakıyordu. “Ji Ning’in babasıyla iyi arkadaştın, değil mi? Kırlangıç Dağı’ndan geldiğini duydum, ben de oralıyım. Ben, efendim ve sen, Beyaz Amca… Kırlangıç Dağı’nın Üç Kahramanı olarak görülebiliriz!”

………

Ning ve diğer insanlar ruh yaratıklarıyla muhabbet ederken, güzel kadın grubu onlara merak dolu gözlerle bakıyordu. Liderleri, pembe cübbeli kadın biraz bekledikten sonra konuştu. “Evet…” Elli iki kişi ona dönmüştü.

“Öncelikle, hayatta kaldığınız için sizleri tebrik ediyorum. Bana ‘Taoist Yulan’ diyebilirsiniz.” Pembe cübbesinin altındaki vücudu hem görünüyor hem de görünmüyordu, sesi belki de bahar meltemlerinin karizmasını taşıyordu. Ning’in takipçisi Bulutyeşim, doğuştan gelen bir güzelliğe ve çekiciliğe sahipti lakin bu kadının karizması açıkça seçilebildiği üzere çalıştığı gizli sanattan kaynaklanıyordu lakin çekiciliği daha güçlüydü! Üstelik, kendisi bir Kadim Taoist olduğu için sağlam Tao Kalpleri’ne sahip olan Wanxiang Üstatları bile ondan etkilenmeden edememişti.

“Evet, lütfen topladığınız Wanxiang yaratıklarının cesetlerini çıkarın. Birer birer inceleyeceğim.” Taoist Yulan cezbedici gözleriyle grubu süzüyordu. “İlk önce Wanxiang yaratıklarının cesetlerine sahip olmayanlar öne çıksınlar, böylece zaman kazanabiliriz.”

 Söylenenleri duyan gruptan yedi kişi öne çıktı. Ning ve diğerleriyse topladıkları Wanxiang yaratıklarının cesetlerini çıkarıyorlardı.

Yaratıkların insanlarla aralarında doğuştan gelen farklılıklar mevcuttu. İnsan vücudu, doğduğu esnada zayıftı. Habistanrı eğitim yapmadıkları sürece vücutları bu zayıflıkta kalıyordu lakin Yabaniyaratıklar için durum farklıydı. Bu yaratıklardan çoğu, onlara fiziksel güç sağlayan yeteneklere sahipti. Her ne kadar gerçek Habistanrılar’la aralarında muazzam bir fark olsa da güç bakımından insanlar ve Habistanrılar arasında bir yere sahiplerdi. Çoğu yaratık ırkı vücutlarındaki ölümcül parçaları büyülü hazinelere bile dönüştürebiliyorlardı sadece bu durum bile ne denli olağanüstü vücutlara sahip olduklarını gösterir nitelikteydi. Bu yüzden, bir yaratığın cesedine bakarak onun Wanxiang olup olmadığını anlamak gayet basitti.

“Mm.” Taoist Yulan ilahi hissiyle Wanxiang yaratıklarının cesetlerini incelemeye koyuldu. Derin bir nefes alan kadın başını öne salladı. “Gayet iyi. Hepsi de Wanxiang seviyesinde.”

“Yediniz, Burada durun. Daha sonra sizi göndermek için birileri gelecek.” Taoist Yulan yedi figüre doğru konuştuktan sonra Ning’in grubuna döndü. “Kırk beşiniz, ruh yaratıklarınızı alarak gemime bineceksiniz.”

Dakikalar sonra cezbedici güzelliğe sahip Taoist Yulan, Ning’in grubunu gemiye yolladı.

……

“Bu Taoist Yulan… Hayret bir şey…” Ning’in alnındaki terler seçilebiliyordu ve genç adam bel bölgesinde bile ufak bir kıpırtı hissetmişti. Geçmişte, Ning Bulutyeşim ve Dokuznilüfer gibi figürlere karşı bile sapasağlam durmayı bilmişti lakin Taoist Yulan’ın sahip olduğu cazibe muazzam bir teknikten kaynaklanıyordu. Nasıl olur da bir Kadim Taoist’un cazibesine dayanmak kolay olabilirdi?

Yan taraftaki Mu Kuzeyoğul’un suratı kıpkırmızı kesilmişti. Aslında, Wanxiang Üstatları’ndan bazıları tamamen kan çanağına dönen gözlerle mekânı izliyordu. Lakin, sahip oldukları Tao Kalpleri sayesinde sakin bir ruh halini koruyabiliyorlardı.

Peki ya Taoist Yulan? Kadın grubu süzdükten sonra hafifçe gülümsedi. O bakış… O gülümseme… Birkaç Wanxiang Üstadı’nın gözlerini kapatmasına sebep olmuştu.

“Felaket tellalı, hem de ne!” Ning kendi kendine konuştu. “Daha önceki hayatımda okuduğum tarihi kitaplarda, güzel bir kadının koskoca krallıkları bile parçalayabildiğini yazmalarına şaşmamak lazım. Buradaki Wanxiang Üstatları’nın sağlam Tao Kalpleri var ancak buna rağmen ona çekiliyorlar… Eğer sıradan bir ölümlüyü cezbetmek isteseydi, parmağını bile oynatmasına gerek kalmazdı.”

………..

Gemi bulutlara doğru ilerliyordu. Taoist Yulan elini havaya salladığında, Ning ve kırk beş kişilik grubun geri kalanına birer kitap dağılmıştı.

“Yağmurejderi Korumaları’na katıldığınız için tebrikler!” Taoist Yulan ekledi. “Artık Yağmurejderi Korumaları’na katıldığına göre sizlere ait özel fırsatları da kullanabileceksiniz. Aynı zamanda, bazı görevleriniz ve sorumluluklarınız olacak. İyice bakın.”

Ning ve diğerleri kitapları incelemeye başladı. Genç adam hayranlık dolu ifadesiyle iç çekmeden edememişti. “Yağmurejderi Korumaları cidden dedikleri kadar varmış. Bu kitapta sahip oldukları özel güçlerin kayıtları var… Yağmurejderi Korumaları gerçekten de heybetli bir kuruluş! Bu kuruluşa ait olan Ölümsüzler, kafalarına estiği gibi hareket edebiliyor.”

Sakinsu’yun Kuzeydağ klanı, Sakinsu Eyaleti’nde istediği şekilde davranabiliyordu lakin Yağmurejderi Korumaları için bu bölge sınırı, bütün Büyük Xia Hanedanlığı için geçerliydi!

“Sorumluluklar?” Ning hemen kitabı süzdü. Durum gayet basitti.

Tek pençeli Yağmurejderi Korumaları: Her on yılda, tek bir başarı puanı değerindeki bir görevi yapmaları gerekiyor.

 İki pençeli Yağmurejderi Korumaları: Her yüz yılda, toplamda yüz başarı puanı edecek kadar görev yapmaları gerekiyor.

Üç pençeli Yağmurejderi Korumaları: Her bin yılda, toplamda on bin başarı puanı edecek kadar görev yapmaları gerekiyor.

Dört pençeli Yağmurejderi Korumaları: Her on bin yılda, toplamda bir milyon başarı puanı edecek kadar görev yapmaları gerekiyor.

Beş pençeli Yağmurejderi Korumaları… Bu insanlar, Yağmurejderi Korumaları’ndaki en üst rütbeye sahip insanlardı. Yağmurejderi Korumaları’ndaki orduları çağırabilirler ve güç bakımından Markiler’e eşdeğer bir heybete sahiplerdir.

…….

Kitapta Yağmurejderi Korumaları’nın basit koşulları ve sorumlulukları yazıyordu!

Ji Ning gibi Wanxiang Üstatları için her on yılda bir görev yapmak yeterliydi. Örneğin, Bei Zishan’ı öldürmek gibi ufak bir görevi tamamlayarak bir süreliğine rahat takılabiliyordunuz.

Bazı Kayıp Ölümsüzler, binlerce ya da on binlerce yıl aralıklarla göreve çıkıyorlardı. Yani epeyi rahatlardı.

“Fena değil.” Kuzeyoğul zihinsel yoldan Ning’e konuştu. “Kıdemli öğrenci kardeşim, Yağmurejderi Koruması olmak zor değil. Kitapta yazılanlara göre… Direkt gidip “on karmalık” bir görev yaparsak yüz yıl boyunca rahat gezebiliriz.”

“Rahat gezebiliriz, evet ancak bunu yaparsak gizli sanatları, ilahi yetenekleri ya da büyülü hazineleri ele geçiremeyiz.” Ning konuştu.

“Uh…” Kuzeyoğul hemen kitabın sayfalarını çevirdi. “Neee?? İlahi yetenekler ve gizli sanatlar da karma puanlarıyla alınabiliyor mu? Ayrıca seviye konusunda da koşullara sahipler.”

Çoğu ilahi yeteneği yalnızca iki pençeli ya da üç pençeli Yağmurejderi Korumaları öğrenebiliyordu. Lakin, tek bir istisna vardı: Kişi Bekçi olmayı seçebilirdi!

…..

“Bitirdiniz mi?” Taoist Yulan bu yeni Yağmurejderi Korumaları’nı süzerek konuştu. “Yağmurejderi Korumaları’nda, dünyadaki en fazla ilahi yeteneğin ve gizli sanatın olduğunu söylemeden geçmeyelim. Sakinsu’yun Kuzeydağ klanı bile bu konuda bizimle aşık atamaz, çünkü bizler, Büyük Xia Hanedanlığı’nın en güçlü kuruluşuyuz!”

“Lakin, bu çok sayıdaki ilahi yeteneği ve değerli hazineleri sizlere öylece sunmamıza imkân yok. Sonuçta… Tek bir görev yaparak yüz yıllarca rahat gezmeniz adil bir ortam oluşturmazdı.” Taoist Yulan ekledi. “Bu yüzden, önünüzde iki seçenek var. Yavaş yavaş eğitim yapabilirsiniz. İki pençeli ya da üç pençeli Yağmurejderi Koruması olduğunuz takdirde, yavaşça ilahi yeteneklere ulaşım sağlayabileceksiniz.”

Grup onayladı. İki pençeli Yağmurejderi Korumaları, sıradan Kadim Taoistler’e denk güçlere sahiplerdi. Örneğin Kangölge bu gruba dahildi. Ancak, üç pençeli Yağmurejderi Korumaları, Kayıp Ölümsüzler’e denk olan kişilerdi. O kadar uzun bir zaman boyunca beklemek… Gerçekten de kolay iş değildi.

“İkinci seçenek ise Yağmurejderi Korumaları’ndaki Bekçi ekibine katılmaktır. Bu ekip, Büyük Xia Hanedanlığı’nın en sadık askerlerine sahiptir! Eğer bu ekibe katılırsanız Yağmurejderi Korumaları sizi yetiştirmek için epeyi çaba sarf edecektir!” Taoist Yulan grubu süzdü. “Bu konuyu iyi düşünün. İster şimdi, ister bir yıl sonra, ister de bin yıl sonra… İstediğiniz zaman bizlere Bekçi olarak katılabilirsiniz.”

Ning ve diğerleri durumun farkındaydı. Normal ve sıradan Yağmurejderi Korumaları yan oluşum ve takipçiler olarak görülüyorlardı! Epeyi rahatlardı ve özel yeteneklere sahiplerdi… Lakin Yağmurejderi Korumaları arasındaki Bekçiler, Büyük Xia Hanedanlığı’nın sadık ordularını oluşturan asıl güçtü!

Aslında, Yağmurejderi Korumaları’nın erken tarihinde, her üye Bekçiler’le aynı muameleye maruz kalıyordu lakin, Ölümsüzlük yolunda yürüyen insanlar, doğuştan gelen bir özgürlük arzusuna sahiplerdi! Ölümsüzlük yolunda yürüyen insanlar ne kadar fazla yeteneğe sahiplerse birilerinin emri altında çalışmayı da bir o kadar istemiyorlardı! Bu yüzden, kurallar fazla ciddi ve katı olduğu takdirde, Yağmurejderi Korumaları’na katılacak insan sayısı da azalacaktı.

Durum böyle olunca Yağmurejderi Korumaları, dünyadaki yetenekli insanlar saflarına katmak adına böyle “Bekçi” adı altında farklı bir alan oluşturmuştu.

Sonuç olarak, tek başına gezen ve yüz yıllardır kendi başına takılan Kayıp Ölümsüzler zamanla Yağmurejderi Korumaları’na katılmaya başlamıştı. Tabii bu sayede Yağmurejderi Korumaları’nın sahip olduğu güç adeta tavan yapmış ve bu oluşum, Büyük Xia Hanedanlığı’nın bir numaralı ordu gücü haline gelmişti! Yağmurejderi Korumaları’na üye olan insan sayısı muazzamdı ve bu insanların hepsini bulabilmek mümkün değildi.

Öyle ki, Yağmurejderi Korumaları’nda ne tür dehaların, ne tür yaşlı manyakların olduğunu kimse bilmiyordu. Ve bugün… Ning de bir Koruma olmuştu lakin o esnada, en sıradan üyelerden biriydi. Tek pençeli Yağmurejderi Koruması…

…….