Bölüm 205: Habis Buzul, Toprakateşi

avatar
4536 49

Desolate Era - Bölüm 205: Habis Buzul, Toprakateşi



Bölüm 205: Habis Buzul, Toprakateşi

 

........

 

 “Ruh yaratığın mı var? Kim? Neden daha önce görmedim?” Mavi cübbeli kadın konuştu ancak içten içe sinirlenmeye başlamıştı. Kendisi Wanxiang yaratıklarından biriydi lakin geçirdiği onca zamanın ardından yorulmaya başlamıştı. Bu yüzden buraya, İblisnilüferi Dağı’na yerleşmek için gelmişti.

 

Daha önceleri, Ejderbalinası’nın saldırılarından sebep sıkıntı yaşamıştı. Ji Ning’in aniden ortaya çıkışı ve geçmişteki ilişkilerinden dolayı, Ning’in yanında dünyayı dolaşmayı arzuluyordu.

 

 Yine de beklenmedik bir şekilde bu Ji veledi, iyi niyetini geri çevirmişti!!

 

“Beyaz Amcam.” Ning açıkladı. “Beyaz Amcam daha önceleri babamı takip ediyordu. Babam hayata veda ettikten sonra beni takip etmeye başladı. Buraya gelmemiş olmasının sebebi, Yağmurejderi Korumaları’na katılmak için girdiğimiz bu testte, yanımızda ruh yaratıklarını getiremiyor oluşumuz.”

 

“Oh.” Mavi cübbeli kadın başını öne sallasa da bir şey söylememişti. Ning gülümsedi. “Lakin, her ne kadar bir ruh yaratığım olsa da madem bana eşlik etmeyi bu kadar çok istiyorsun, sanırım seni de kabul edebilirim.”

 

“Ne demek o, ‘sanırım seni kabul ederim’?!” Mavi cübbeli kadın sinirliydi.

 

“Tamam tamam, ilk önce burayı terk edelim.” Ning aşağıdaki çatlak yeryüzüne baktı. “Yaptığımız mücadeleden sebep diğer yaratıkların dikkatini çekmiş olmalıyız.” Mu Kuzeyoğul ve Qingqing onayladı.

 

Üçlü, aniden ortaya çıkan ejder başlı gemiye adım atmıştı.

 

Aslında sahip oldukları güçle kendi başlarına uçabilecek duruma sahiplerdi lakin, büyülü hazineye bindiklerinde elde ettikleri hız, kendi hızlarından daha fazlaydı… Ayrıca böylesine bir gemide seyahat etmek de epeyi keyifliydi.

 

…….

 

Svoosh! Ejder başlı gemi bulutlara doğru ilerliyordu. Ning ruh yaratığı tılsımını kullanmış ve karşılık olarak Qingqing de kendi isteğiyle onun ruh yaratığı olmuştu.

 

Geminin güvertesindeki Ning mavi cübbeli kadına bakıyordu. “Sana Ufak Qing diyeceğim.” “Tamam.” Mavi cübbeli kadın başını öne salladı. “Bugünden itibaren adım Ji Qingqing olacak. Ne diyorsun?”

 

Ning şaşkına dönmüştü. Hemen yan tarafta oturan Kuzeyoğul bu fırsatı kaçırmadı. “Küçüklüğümde yaşadığım kabilede, soyadı olmayan kadınlar kabileye ait bir adamla evlendiklerinde, genelde evlendikleri kişinin soyadlarını alırlardı.”

 

“Ji Ning, bu küçük öğrenci kardeşin de az değilmiş! Ben senin büyükannenden bile yaşlıyım!” Qingqing sinirliydi.

 

Ning gülümsedi. “Tamam, tamam. Adın Ji Qingqing olsun. Bugünden itibaren beni takip edeceksin…Ve gelecekte, olur da özgürlüğünü kazanmak istersen bana haber verdiğin takdirde sana özgürlüğünü vereceğim.”

 

 Babasının, Ji Yichuan’ın tavırları sayesinde, Ning ruh yaratıklarına kardeşleri gibi davranıyordu. Ruh yaratıklarını ne ölüme zorluyor ne de onlara köleymiş gibi davranıyordu.

 

“Hayatımı kurtardığına göre gelecekte kesinkes seni takip edeceğim.” Qingqing dudaklarını büktü. “Ayrıca, benden bile hızlı güçlendiğini düşününce… Gelecekte nasıl biri olacağını görmek istiyorum.”

 

“Ufak Qing. Doğuetek Bataklığı’nı terk ettikten sonra tam olarak ne yaşadın? Buraya nasıl geldin?” Ning sordu. Hemen yan taraftaki Kuzeyoğul da kulaklarını dört açmıştı.

 

Qingqing konuştu. “O yıl, Boşluk Zıplaması tekniğini kavradığımda, Demirağaç Zhan’den kaçmıştım. Ardından Kırlangıç Dağı bölgesini terk ederek dünyayı gezmeye başladım. Doğuştan gelen ‘Boşluk Zıplaması’ yeteneğimi kullanarak, kutsal meyveleri ve ilahi iksirleri keşfettiğim için kolayca Zifu seviyesine adım attım. Bütün bunlardan sonra, şu ünlü Beyazejder Dağı’na gittim.”

 

“Beyazejder Dağı mı?” Ning şaşırmıştı. “Şu Ölümsüz yaratık olan Beyazejder’den mi bahsediyorsun?”

 

Bu bölgede en güçlü iki oluşum, yani Yağmurejderi Korumaları ve Sakinsu’yun Kuzeydağ klanının ardından, sıra Siyah Beyaz Okulu’na, Gökyaran Kılıç Tarikati’ne, Yüz Çiçek Peridiyarı’na, Doğunehir Klanı’na, Ejderavcı Klanı’na, Maviodun Klanı’na, Gökyüzünün Aziz Klisesi’ne, ve Kan Tanrısı Klisesi’ne geliyordu.

 

Tabii bu sıralama yalnızca insanlar için geçerliydi.

 

Yaratıkların da kendi oluşumları mevcuttu. Örneğin Ölümsüz Beyazejder, Ölümsüz yaratıklar arasında epeyi ünlü bir figürdü. Bu Ölümsüz Beyazjeder’in asıl formu dişi bir ejderhaydı lakin kendisi gökleri bile titretebilecek bir güce sahipti. Yanına gelip öğrenmek isteyen herkese ders veriyordu yani ona giden herhangi bir yaratığın geri çevrildiği duyulmuş şey değildi. Ancak, buna rağmen kadim yaratıkları yetiştirmeyi de başarmıştı. Ders verdiği ve rehberlik sunduğu yaratıklardan bazıları Toprak Ölümsüzü ve Kayıp Ölümsüz olmayı başarmıştı.

 

“Beyazejder Dağı’nda, bana değer verildiği için epeyi teknik öğrendim.” Qingqing konuştu. “Beyazejder Dağı’nda birkaç yıl geçirdikten sonra Zifu’nun zirvesine adım attım ve okul bana maceraya atılmamı söyledi. Mavi Gökyılanları’nın sadece maceralara atılarak güçlenebileceğini söylemişlerdi. İlk önerdikleri yer de Zindan Dağları’nın vahşi bataklıklarıydı ve burada geçirdiğim üç yılın ardından Wanxiang’ın orta seviyesine adım attım.”

 

Ning hemen sordu. “Peki ya Maddeleşmen hangi seviyede?”

 

Qingqing kendine güveniyordu. “Okul beni önemsediği için, doğal olarak Maddeleşme seviyem, Gökyüzündeki Parlak Ay.” Ning ve Kuzeyoğul ne diyeceklerini bilemiyorlardı.

 

Üç yıl… Ning ve Kuzeyoğul, Zifu’nun zirvesinden, Wanxiang’ın orta seviyesine adım atmak için ne kadar element Ki’nin gerektiğini iyi bilen insanlardı. Ning alt seviye Wanxiang Üstadı olmak için bin kilogramdan fazla sıvılaşmış element özü harcamıştı.

 

“Zindan Dağları’ndaki vahşi bataklarında kaç tane muazzam olay yaşadın?” diye sordu Ning. “Sanırım, yedi.” Qingqing konuştu, gözleri parlıyordu. “Oh, doğru ya. Yiyecek ve içeceklerin hepsini harcamıştım ancak size yararlı olacak iki yer biliyorum.”

 

“İki yer mi?” Ning ve Kuzeyoğul ikilisi meraklıydı. Şans eseri, muazzam bir karşılaşma? Genç adam sualtı malikanesiyle karşılaştıktan sonra buna benzer başka bir tecrübe yaşamamıştı.

 

“Habis Buzul ve Toprakateşi damarları buldum.” Qingqing konuştu. “Habis Buzul damarı mı? Toprakateşi damarı mı?” Kuzeyoğul ve Ning’in gözleri heyecandan sebep parlıyordu. Aynı anda konuştular. “Nerede peki?”

 

(Çn: Buradaki “damar” mantığı, yeraltı su yoluna benzer bir kavrama işaret ediyor, ona göre.)

 

 Neden Habis Buzula Habis Buzul deniyordu? Peki ya neden Toprakateşine Toprakateşi deniyordu? Pangu evreni yarattıktan sonra, evren çok sayıda doğal element enerjisine gebe kalmıştı. Bunlara örnek olarak su, ateş, yıldırım, ışık verilebilirdi.

 

Örneğin, Ning’in Habistanrı vücudu Ay’ın Gerçeksuyu ve Güneş’in Gerçekateşi’nden kopan ufak parçalardan oluşmuştu. Bu iki semavi vücudun, Ay’ın ve Güneş’in heybetine diyecek yoktu. Gerçeksu’yun ve Gerçekateş’in ufak bir parçası dahi… Toprak Ölümsüzleri’ni yerle bir etmeye yeterdi!

 

Çünkü bu parçalar evrendeki en kadim iki vücuda aitti. Bu yüzden, kişi Xiantian Alemi’ne adım attığında, Ölümsüzler bile bu olaya karışamıyordu.

 

 Ateş kavramı, alt seviyeden üst seviyeye şu şekildeydi: İnsan ateşi, Toprakateşi, Gökateşi ve Gerçekateş. İnsan ateşi, dünyanın dört bir yanında bulunan en sıradan ateş türüydü. Toprakateşiyse…

 

Bu ateş, toprağın ve yeryüzünün bizzat yarattığı nadir bir kavramdı. Teorik olarak konuşmak gerekirse Zifu Öğrencileri bir tutam Toprakateşini özümseyerek Zifu Mor Sarayları’nda yetiştirebiliyordu lakin bu oldukça tehlikeli bir süreçti. Genel bağlamda, kişi yalnızca Wanxiang’a adım attığı takdirde Toprakateşini özümseyerek Zifu Mor Sarayı’nda yetiştirebiliyordu.

 

Toprakateşi dokuz farklı seviyeye ayrılmıştı. Kişi dokuzuncu kademe Toprakateşiyle başlayarak, bu ateşi birinci kademeye kadar yetiştirebiliyordu! Dokuzuncu, sekizinci ve yedinci kademeler düşük kademelerdi altıncı, beşinci ve dördüncü kademeler orta kademeler ve üçüncü, ikinci, birinci kademeler de yüksek kademeler olarak görülebilirdi!

 

Birinci kademe Toprakateşi… Toprakateşinin bir limite ulaştığını gösteriyordu. Aslında, kişi üçüncü kademeye ulaştığı takdirde…bir tutam Gökateşini özümseyerek, vücudundaki Toprakateşinin, “Gökateşi”ne evrilmesini sağlayabiliyordu.

 

…..

 

Aynı mesele su için de geçerliydi. Su da sırayla İnsan suyu, Topraksuyu, Göksuyu ve Gerçeksu olarak ayrılıyordu. Açıkça seçilebildiği üzere insan suyu, her yerde karşılaşabileceğiniz sıradan suyu temsil ediyordu. Topraksuyu da “Habis Buzul” olarak geçen kavramdı.

 

Toprakateşi ve Topraksuyunu yetiştirmek birbirine çok benzeyen iki kavramdı. Kişi ilk başta bir Toprakateşi damarı ya da Topraksuyu damarı bulmak zorundaydı! Vücuda yeterince Toprakateşi ya da Topraksuyu emildiğinde, eğer “Ekme” işlemi başarılı olursa ateşin ya da suyun tohumları zamanla Topraksuyuna ya da Toprakateşine kadar yetiştirilebiliyordu. Eğer kişi herhangi bir Habis Buzul damarı ya da Toprakateşi damarı bulamazsa… O zaman yapacak bir şey yoktu. Böylesine nadir ve değerli hazineler, kişinin yalnızca karşılaşmayı umut edebileceği şeylerdi.

 

“Tam burada, Zindan Dağları’nın vahşi bataklıklarında. Habis Buzul damarı biraz daha yakın, Toprakateşi damarı da biraz uzakta.” Qingqing konuştu.

 

“Qingqing. Süpersin.” Kuzeyoğul heyecandan yerine duramıyordu, aynı zamanda hayranlık da doluydu. “Biz daha birini bile bulamıyorken sen ikisini bulmuşsun.”

 

“Heh heh. Normalde gitmediğiniz ya da gidemediğiniz o yerler var ya? İşte Boyut Zıplaması sayesinde o noktalara giderek bölgeleri inceleyebiliyorum. Yaptığım onca araştırmanın ardından iki tane damar bulmam gayet doğal.” Qingqing kendini beğenmiş tavrıyla konuştu. “İnsanların uğramadığı yerlerde, geçen uzun zamanın ardından elbet değerli hazineler yetişiyor.”

 

Ning hemen sordu. “Bahsettiğin Habis Buzul hangi tür? Aynı şekilde Toprakateşi de hangi tür?”

 

Habis Buzul ve Toprakateşi sadece terim isimleriydi. Aslında Toprakateşinin, Ayateşi Toprakateşi, Maviyıldırım Toprakateşi gibi yüz farklı çeşidi vardı. Gökateşi bile bambaşka çeşitlere sahipti ve akılalmaz bir heybete sahip olan Ölümsüzleri bile korkudan titretebilecek Gökateşi de aynı şekilde birkaç farklı türe sahipti.

 

“Karejderi Dağı’ndayken bir kitap almıştım. ‘Dünya Hazineleri’nin Kayıtları’. Bu kitapta çeşit çeşit ruh meyvesinin, ruh otlarının ve diğer kavramların açıklamaları bulunuyordu. Ne yazık ki Toprakateşi ve Habis Buzul türlerine dair bir açıklama olmadığı için gidip kendiniz görmek zorundasınız.” Qingqing hemen ekledi. “Habis Buzulun… Üç beş kez kullanılabileceğini düşünüyorum. Toprakateşiyse… Hmm, söylemesi zor. Sanırım bir ya da iki kez kullanılabilir.”

 

Vücuda Toprakateşini emmek, aslında bir nevi bitki toplamaya benziyordu. Tek bir Toprakateşi ya da Habis Buzul damarını sonsuza dek kullanmak mümkün değildi. Yeterince emildiğinde, damar kuruyordu.

 

“Ben daha çok odun ve suya yatkınım. Bu yüzden Habis Buzulu seçeceğim.” Kuzeyoğul konuştu. “Ben [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nda çalışıyorum.” Ning gülümsedi. “Vücudum Ay’ın Gerçeksuyu ve Güneş’in Gerçekateşi’nden doğdu. Habis Buzul, Toprakateşi… İkisini de toplamam lazım.”

 

“Tamam, hadi gidelim.” Qingqing yan taraftan aşağıya bakıyordu. Kuzeye işarete ederek konuştu. “Şuraya doğru.”

 

“Tamam.” Kuzeyoğul cevapladı. Ejder başlı savaş gemisi hemen Qingqing’in gösterdiği noktaya ilerlemeye başladı.

 

Ning epeyi heyecanlıydı. Vücudundaki ilahi dövmeler genç adama suyu ve ateşi kullanma yeteneğini bahşediyordu. Eğer vücudunda Toprakateşi ve Habis Buzul yetiştirebilirse bu ikiliyi birleştirdiği takdirde Suateş Nilüferi’nin gücü artacaktı. Ayrıca, bunları farklı farklı yöntemlerle de kullanabilirdi. Toprakateşi ya da Habis Buzul belirli bir seviyeye kadar yetiştirilirse ortaya çıkaracakları güç ilahi yeteneklere denk olabiliyordu.

 

……..

 

 Ning’in grubu, Habis Buzulun olduğu yere doğru ilerliyordu. Bu esnada, mesafedeki kısa, ıssız bir dağda…

 

“Eh.” Altın cübbeli Birinci Dong yavaşça gözlerini açtı. “Nihayet, güvendeyim.”

 

“Kuzeynehir Zhou’nun grubundaki beş insanla güç birliği yapmış olmamıza rağmen, nihayetinde her şeyi kaybettik. Altı yıl önce, şans eseri o koruyucu büyülü hazineyi elde etmemiş olsaydım, bugün hala nefes alıyor olmayacaktım. Acaba diğerleri ne yaptı…” Birinci Dong sessizce düşündü. Yaşanan o mücadeleyi hatırlayınca korkmadan edememişti.

 

Daha önce Ji Ning ismini duymuştu ve onun canavar bir yetenek olduğunu biliyordu ancak altı elit Wanxiang Üstadı’nın iki kişiye karşı hiçbir şey yapamayacağını düşünmemişti. “O ilahi irade tekniğini… Hangisi kullandı acaba…” Birinci Dong hala daha tekniği kimin kullandığını bilmiyordu.

 

“Bu dağ, olağanüstü gizemlere sahip bulduğum en gizemli dağ diyebilirim. İyileşmek için epeyi zaman harcadım ancak henüz beni kimse bulamadı.” Birinci Dong bu duruma seviniyordu. “Ve görünüşe göre yeraltı su kaynağı da var.”

 

Birinci Dong harekete geçti, mağaralarda ilerliyordu. Yeraltı nehrini incelemeye koyulmuştu. Çok geçmeden sıcaklığın akılalmaz bir seviyeye çıktığın fark etti ve uzaktan, mesafedeki altın ateş parçalarını görmeye başladı. Altın ateş parçaları ortalığı kasıp kavuruyordu…

 

“Toprakateşi damarı!!” Birinci Dong şoke olmuştu!

 

……

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr